hesabın var mı? giriş yap

  • izleyen herkesin ya hayran ya asik oldugu kahraman. benim de askimdi tabi. oncelikle zeki, hem de nasil.. herseyden hersey yapabilen kisi. ilk ismini bilmiyorum ama soyadindan anlasildigi kadariyla iskoc asilli.. uzun kirli sari saclari, sade ve yakisikli yuzu, esprili tavirlariyla gonullere taht kurmustur. daha otesi hep mutevazi olmasina ragmen kendine inanilmaz guvenir de..
    bir karincali bolum aklimdan cikmamistir, bir de yanilmiyorsam afganistan gibi bir yerde bir bayanla yakinlasmistir, ki butun izleyen kiz cocuklari o anda kiskanclik nedir ogrenmistir.
    yakisiklidir, zekidir, kendine guvenir, elektronikten anlar, yaraticidir, kahramandir, centilmendir, sevimlidir, esprilidir.. gelmis gecmis en cazip erkek dizi karakteridir. (sayid* bile onun yanina ancak yaklasiyor.)
    kucukken ona asik olanlar buyuyunce de hizli klavye kullanan ellere, telleri birbirine baglayip bozuk aletleri calistiran zekaya, bir de herseyden ote nezaketini kaybetmeden ukala olabilen sevimli erkeklere (ozellikle uzun sacliysa) hasta olurlar..

  • işim sebebiyle bir devlet kurumuna iletilmiş evrakın akıbetini sormak için kurumu aramak zorunda kaldım. başka işler sebebiyle gidemedim zaten telefondan bilgi almak yeterliydi. tam 5 gün çeşitli saatlerde aradım. santral açıyor yönlendirdiği kişi açmıyor ve telefon kapanıyor. sonraki hafta işlerimi ayarladım ve kuruma bizzat gittim. haliyle genel evrak bölümüne uğradım. içerde bir kadın az sonra ilgili gelecek dedi bekledim. kadın yanında bir çocukla geldi. oturdu. çay koydu çayını yudumladı. evrakı sordum falanca hanıma git bak yukarda dedi eyvallah dedim. falanca hanım diğer hanımlarla sohbet halindeydi. ben bilmiyorum yanda filanca bey var dedi gittim. filanca bey çay içiyordu o da bilmiyormuş evrak bulunamadı. hepsine diyorum ki telefon ettim kaç kere. cevap aynı ayy çok yoğunuz!!!

    evraktaki hanıma tekrar gittim. işi zaten gelen evrakları bilgisayara girmek. yani kimde nerde bulunması “ara” sekmesine iki kelime yazmasında bitiyor. offf puff dedi monitörü açtı(!) tam o sırada yanındaki çocuk kadına sordu: yaptığın iş zor mu diye. kadın da evet çok zor dedi. çocuk bir kaç saniye baktı ne var bunda ben de yaparım dedi. ben güldüm. kadın göz ucuyla bana baktı mahçup mahçup güldü. sonra bulamadı evrakı. siz şurayı arayın bi dedi. aradım. orası da yardımcı olmadı. bakın dedim fazla zamanım yok çok oyalandım. bu evrak burda biliyorum. çıkmam lazım telefon ediyorum açılmıyor buna bir çözüm bulalım. kadın tamam dedi dahili numara veriyorum. bir kağıda yazdı verdi. tam çıkarken bir baktım falanca hanımla filanca beyin dahili numarası. eee dedim buranın yok mu? offlaya pufflaya iliştiriverdi. çünkü ya onu ararsam?!

    bu abla ve diğerleri memur. akşam 5e kadar çalışıyorlar. pandemi kısıtlamaları vardı hatta muhtemelen erken çıkıyorlardır o dönemde. yaptığı işin zor olduğunu düşünüyor. hani angarya falan değil dümdüz zor olduğunu düşünüyor yani gelen evrakı bilgisayara girmeyi. birçok özel sektör çalışanından fazla maaş alıyor ve işveren faktörü yok çünkü devlet çalışanı. oradan ayrılsa bu performansla özelde iş bulması imkansız. oraya girip çalışmak için deliler gibi uğraşanlar var ama o abla mutsuz. çünkü zormuş:( gerçi uğraşıp başkası gelse o da belki ablamıza benzeyecek. mevzu sadece işverende bitmiyor yani. öyle olsa devlet kurumlarımız falan en azından canavar gibi çalışırdı.

    işini layıkıyla severek yapan herkesi tenzih ediyorum. öyle insanlar da varlar. keşke fazla olsalar. kimse kendisinin işini ne kadar iyi yaptığına bakmadan hep karşıya gömüyor. bu sebeple doğru önerme ve nasıl çözülür bilinmez.

  • insanların içinde bulunduğu bilgi arayışını anlayabiliyorum. fakat, bu arayışı, kendi yolları ile keşfetmeleri gerektiğine inanıyorum. ancak arayışın ne demek olduğunu, nasıl yapıldığını bilmeyenler, doğal olarak öğrenme sürecini gerçekleştiremiyorlar. peki neden? çünkü öğrenme alışkanlığını geliştirmediniz. örneğin, kaç kez bir şeyler öğrenmek için yola çıktınız? bunu yapmak için bir yönteminiz var mı? varsa ne tür yöntemler izliyorsunuz? öğrenmek ve hafızayı pekiştirmek için ne kadar süre çalışacaksınız?

    öğrenme hakkında konuşurken asıl sorun, nasıl öğreneceğimizi bilmememizdir. öğrenme, diğerleri gibi sürekli uygulama yolu ile geliştirilmesi gereken bir beceridir ve bu nedenle uygulanacak bir yönteme ihtiyaç duyar. çoğumuz, öğrendiğimiz yeni bilgilerden korkarız çünkü tüm hayatımız boyunca bunu yanlış bir şekilde yaptık ve üstelik, beynimiz bu eyleme karşı tiksinti yarattı.

    ancak bu negatif zinciri kırmanız gerekiyor; öğrenmek bilgi edinmek istediğiniz konu ne olursa olsun, ertelemeden hemen başlayın, çok fazla uğraşmayın, 15 dakikalık derin konsantrasyon atlamaları ile başlayın, dikkatinizin dağıldığını fark ettiğinizde zihninizin kontrolünü tekrar ele alın. bu kontrolün sizin elinizde olduğunu unutmayın ve aktivitenize geri dönün; 15 dakika odaklanabildiğinizde 20'ye ve sonra 25'e çıkın. her konsantrasyon turundan sonra kendinize 5-10 dakikalık bir ara verin. bu rutini her gün yapın. öğrenme ve ezber gelişmesi zaman alan becerilerdir, beynin bir kas gibi çalıştığını unutmayın.

    beynimiz, kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya belli bir süreç sonunda geçer. beynimiz çok iyi organize edilmiş ve yapılandırılmış bir şekilde çalışır. gün içinde edindiğiniz bilgi biz uyurken işlenir. bugün kullandığınız bilgiler kısa süreli hafızada saklanır. ancak bilgi gün geçtikçe tekrarlanırsa uzun süreli bellekte depolanmaya başlar. sonunda hafızada bilgi olarak kalır. her kullanmak istediğinizde uzun süre mevcut olacaktır. bu nedenle tekrar ve süreklilik yeni bilgi edinmenin ve ezberlemenin temel bir parçasıdır.

    beyindeki nöroplastisiteyi geçici olarak artırmanın en etkili yöntemi, bilişsel esnekliğinizi artırmaktır. bilişsel esneklik, kişinin birden çok kavram veya bakış açısı arasında geçiş yapma becerisidir. bu yetenek, hedeflerinize ulaşmanıza ve sıra dışı fikirler üretmenize yardımcı olan ana faktörlerden biridir. yüksek derecede bilişsel esneklik, genellikle artan zekâ ve daha sağlıklı bir beyin ile ilişkilendirilir. örneğin yeni ve beklenmedik deneyimler, beyinde bir dizi değişikliklere yol açar; gri madde aslında küçülebilir veya genişleyebilir; nöron bağlantıları oluşturulabilir, geliştirilebilir veya kırılıp zayıflatılabilir. beyin yapısındaki değişiklikler, yeteneklerinizde değişikliklere neden olabilir. örneğin, yeni bir fiziksel egzersiz öğrendiğinizde, beyin yapınız değişir: bu aktivite, vücudunuza bu yeni hareketler dizisini nasıl gerçekleştireceğiniz konusunda talimat vermekten sorumludur ve yeni nöron yolları yaratmaya yardımcı olur. aynı zamanda, örneğin okuldan matematiksel bir formül gibi bazı bilgiler unutulduğunda, bu, belleğe bağlandığında belirli nöron kalıpları üzerinde bir etkiye sahip olur. zamanla, sık kullanılmadığında, bu nöron kalıpları bozulur ve hatta tamamen kaybolur. son günlerde, biliminsanları, alışılmadık ve beklenmedik deneyimlerin yaratıcılığı ve bilişsel esnekliği geliştirdiğini ve böylece beyin verimliliğini artırdığını kanıtlayan deneyler yaptılar. bu nedenle, yeni bilgi edinmek, muhtemelen bilişsel esnekliğinizi geliştirmenize yol açacaktır.

    diğer bir yol ise, iç konuşmadır. düşüncelerinizi ve fikirlerinizi kendinize zihninizde dile getirerek bilişsel yeteneklerinizi, özellikle bilişsel esnekliğinizi artırabilirsiniz - başka bir deyişle, bilinçli düşüncelerin dilbilimsel formda kendinize sessizce ifade edilmesi yoluyla. yapılan araştırmalara göre, insanlar bu tekniği uygulayarak düşüncelerin değişimi (yani bilişsel esneklik) üzerindeki kontrolü artırabilmişler. sinirbilimciler, iç konuşmanın bilinçli olarak uygulanmasının, beynin yeni sinir bağlantıları oluşturarak kendini yeniden yapılandırma ve yeniden düzenleme yeteneği olan kendi kendine neden olan nöroplastisitenin bir sonucu olarak beyin yapısında değişiklikler yarattığını öne sürüyorlar.

    üçüncü bir yol olarak, aerobik egzersiz;
    düzenli aerobik egzersizler, yeni beyin hücrelerinin büyümesini teşvik ederek psikolojik durumu iyileştirir. fiziksel aktivite, beyindeki sinir dokularının büyümesi için gerekli olan protein sentezi sürecini iyileştirir, bu da beyinden türetilmiş nörotrofik faktör (bdnf) olarak bilinir ve nöronların gelişimini daha çok tetikler ve yönetir. aerobik egzersizin sadece ruh hâlimizi ve genel bilişsel yeteneklerimizi artırmasının yanında, bilişsel esnekliğimizi artırmak için oluşan güçlü bir dürtüdür. bu nedenle, düşüncenizi birden çok kavram arasında hızla değiştirme yeteneğinizi geliştirmek istiyorsanız, düzenli aerobik egzersiz etkili bir yöntemdir.

    ayrıca, düzenli uyku, özellikle çeşitli nöron ağlarında bilgi işlemeyle ilişkilendirilen rem uykusu, yaratıcılığınızı, soyut akıl yürütme becerilerinizi ve bilişsel esnekliğinizi artırabilir. bu nedenle, düşüncenizi bilinçli olarak değiştirebilme hızınızı artırmak için kaliteli bir gece uykusu almalısınız.

    yani bilginin sihirli bir şekilde beyninize yerleşmesini beklemeyin, bu şekilde işlemiyor hiçbir şey; yeni bilgi edinmekten korkmayın ve aynı zamanda depolanmış eski bilgilerinizin her zaman güncellemeye açık olacağını da unutmayın; beynimiz var olan bilginin tamamını işleyecek ve depolayacak kapasiteye sahip; her iyi alışkanlık zaman ve çaba gerektirir unutmayınız.

  • siri'ye alarmı kurmasını söyledim. hangi güne kurmamı istersin? diye sorunca önce hafif bir tedirgin oldum. bu sabah saat 08:00 kur dedim. sonra ismimle hitab ederek, ''alarmın bu sabah saat 08:00'e kurulmuştur.'' dedi. yusuf yusuf titrek sesle teşekkür ederim dedim, o da bana rica ederim, yardımcı olacağım başka bir şey var mı? dedi. yok sağol dedim, o da bana iyi geceler dedi.

    bu saate kadar korkudan uyuyamadım amk, alarmı iptal ettim siri'yi de kapattım.

  • bu haremdeki cariyeler manyak mı la? sanki harçlıkla napıcaklar. nişantaşına mı gidemiyorlar. bi de ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz diyolar. la yemek bedava yatcak yer bedava zaten halvete de girmiyosunuz. e kıyafetleriniz de saraydan. ne ihtiyacınız var lan.

  • ben dostoyevski, proust, joyce, sartre, atay okumuş insanım.

    o yüzden izlemiyorum.

    ayrıca özlem'le olan tartışmanda sen haksızsın ayşegül.

  • kendisi beni affetsin ama, şu rockçı serpil'in ilk sahne aldığı gün yaptığı bir hareketi gördüğümden beri gif'ini yapmak istiyordum. gece gece dayanamadım yaptım; artık uyuyabilirim:

    [bye bye link]

    edit: ya ben bunu gecenin bir yarısı yaparken inci sözlüklere kadar falan uzanacağını hesap etmemiştim. zuhal hanım, affınızı rica ederken meğer ne kadar haklıymışım.

    edit2: yıllar geçtikçe domain hoarding problemim geçiyor mu nedir, link shortener domainlerim öle öle sonunda link açık haline kadar geldi. zuhal hanım, aslında gerçekten hiç bunu burada tutmaktan da mutlu değilim ama bizi aştı durum. yapacak bir şey yok. öksüz mü kalsın bütün o verilmiş linkler...

    edit3: kalsın.