ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hastası olunan sözler
-
"karıncayı bile incitmem" deme, "bile"den incinir karınca...söz söylemek irfan ister anlamak insan... *
not: ben rıdvan hakyemez'den duymuştum, ama sözün aslı fuzuli'ninmiş. "babaminselamivar" uyardı ve düzelttik, sağ olsun.
oberyn martell pekmezcilik
-
(bkz: walder frey düğün salonu)
netflix'e spotify'a beinsports'a para veren insan
-
tanımadığı insanların parasını dert edinen kadar salak değildir en azından.
trt2 filmleri
-
mayıs ayı filmleri (2021):
1 mayıs cumartesi 21.30 the motorcycle diaries (motosiklet günlüğü)
2 mayıs pazar 21.30 crossing the border (sınırı geçmek)
3 mayıs pazartesi 21.00 secret agent (gizli ajan)
4 mayıs salı 21.00 taste of cherry (kirazın tadı)
5 mayıs çarşamba 21.00 never leave me (bırakma beni)
6 mayıs perşembe 21.00 nokta
7 mayıs cuma 21.30 the hunter (avcı)
8 mayıs cumartesi 21.30 sun children (güneş)
9 mayıs pazar 21.30 rain man (yağmur adam)
10 mayıs pazartesi 21.00 the father (baba)
11 mayıs salı 21.00 aloft (paramparça)
12 mayıs çarşamba 21.00 misafir
13 mayıs perşembe 21.00 red garden (kırmızı bahçe)
14 mayıs cuma 21.15 empire of the sun (güneş imparatorluğu)
15 mayıs cumartesi 21.45 dunkirk
16 mayıs pazar 21.30 on the waterfront (rıhtımlar üstünde)
17 mayıs pazartesi 20.00 ben-hur
18 mayıs salı 21.00 champions (şampiyonlar)
19 mayıs çarşamba 20.45 we are marshall (zafer bizimdir)
20 mayıs perşembe 21.00 mehmet salih
21 mayıs cuma 21.30 loveless (sevgisiz)
22 mayıs cumartesi 21.30 fences (çitler)
23 mayıs pazar 21.30 marie curie
24 mayıs pazartesi 21.00 sabotage (sabotaj)
25 mayıs salı 21.00 ayka
26 mayıs çarşamba 21.00 slumdog millionaire (milyoner)
27 mayıs perşembe 21.00 misafir
28 mayıs cuma 21.30 sweet and lowdown (tatlı ve kirli)
29 mayıs cumartesi 21.30 raging bull (kızgın boğa)
30 mayıs pazar 21.30 the secret ın their eyes (gözlerindeki sır)
31 mayıs pazartesi 21.00 close-up (yakın plan)
90'lı yıllardaki irtica geliyor haberi furyası
-
(bkz: e geldi işte)
(bkz: adamlar haklıymış)
edit: başlığı açan sığırcık pek haber izlemediğinden karma eğitimin kaldırılma hazırlığından haberi olmasa gerek. irtica gelmediğini "bu tarz benim"in yayında olmasıyla ispatladı adam.
ne yalan söyleyim bende hafif bir pilot kalem ile ateizmi çökerten şakirt etkisi yarattı.
siz etkilenmeden kaçın,
(bkz: dağılalım bence)
annenin ilkokul mezunu cahil bir insan olması
-
annemdir.
cahil diyen bokunu yesin.
babanın zulasından esrar çalmak
-
nereden baksan hırsızlıktır. bu eylemin gerçekleşmesi için esrar içen bir baba ve en az bir çocuk olmak zorundadır. üzeri ejderha oymalarıyla bezeli küçük bir tabakada saklardı babam esrar plakasını. tütün için kullandığı sigaraları ve üzeri yaldızlı arapça harflerle bezeli, şeker ambalajına benzeyen diğer şeyi. ejderhalı tabakayı da başucunda. küçük bir kız için eğlenceliydi babayı esrar pişirirken izlemek. önce gazete kağıtlarına, en son bir jelatine sarar, pişirirdi ocakta. sonra da bir su şişesinin altına koyar, üzerine çıkar, zıplardı. en sevdiğim bölümdü. komik gelirdi. aklım erdiğinde ben mi uzaklaştım yoksa uzaklaştırıldım mı bilmiyorum ama daha az şahit olduğum bir durumdu.
bilinen gerçek: babam esrarkeş. yani babam esrar diye birşey içiyor. içki gibi... yok, sarhoş olmuyor. hayır, sallanıp yıkılmıyor yere filan. sigara gibi. belki de çok anlatmaya başladığım için uzaklaştırılmış olabilirim. "çaylak her zaman tehlikelidir" derdi babam.
tam olarak ilkokula başladığım sene gözümün önünden bu görüntüler, burnumun dibinden esrarlı sigaranın dumanı ve genzimdeki yakıcı tadı kaybedilmişti. sanırım yeniden ortaya çıktığında orta ikinci sınıfa başlamıştım. neden hiç esrar içmeyi merak etmedim, neden hiç denemedim, hiç özenmedim, bilmiyorum. belki abartısız, sıradanmış gibi, olduğunca normal bir şekilde önüme sunulduğu içindir, bilmiyorum. belki de tesadüftür. kullanmadım, meraklanmadım. ama... sadece bir kez.. evet, bir tek kez.. babamın kutsal emanetinden bir cigaralık esrar çaldım. sezin abla için. evet. bıçakla çizerek, kırdım ve çaldım. hırsızlık anından yarım saat sonra babam anladı durumu. evde annem, ananem, iki kedi, bir kanarya yaşıyor. kimseye sormamış bile. doğrudan beni çağırdı. kanım dondu. parçamı bile bulamazlar. beni doğrayıp arka bahçeye gömeceğinden emindim.
"rana... burdan birşey aldın mı?"
ömrümün yüzbin yılını verdim bu soruyu cevaplamak için.
"almadım baba!"
ayağa kalktı. kenarına iliştiğim yatakta eriyip muşambaların üzerine akacağımı sandım. onüç yaşındaydım.
"doğru, almadın. çünkü çaldın!"
ağlamaya başladım. korkudan altıma işedim. titriyordum. şimdi bile ellerim titredi yazarken..
"kime verdiysen, git onu getir buraya.." dedi. arkasını dönüp arka odaya gitti. evden ölü çıkmış gibi bir sessizlik döküldü sofaya. niye yazıyorum bunları. bilmiyorum. ders, anı, hatırat merakı, kendimi deşifre etmek için belki. bilmiyorum. üstümü değiştirdim, ağlamamı kimse kesemiyordu. hıçkırmaktan göğsümün acıdığını hala hatırlıyorum. gidip, sezin abla'yı çağırdım. geldi. esmer bir kızdı. yirmili yaşlarını sürüyordu. bembeyazdı babamla karşılaştığında yüzü. babam ikimizi de karşısına aldı. sezin abla'ya içici mi olduğunu, ne zamandır içtiğini, nedenlerini sordu. sonra beni odadan dışarı çıkardı. onlar gene konuştular. uzun konuştular. sezin abla mutfaktan çıkıp evine gitti. hiçbirimizin yüzüne bakmadı. babam benle konuşmadı. ben günü huzursuz tamamladım. geceyi uykusuz geçirdim. bir bedeli olmalı bunun.
ertesi gün yemekten sonra babam beni alıp sokağa çıkardı. herhalde dönemeyeceğim kadar uzağa bırakacak, diye düşündüm. arabayla kuruçeşme'ye gittik. sahile park edip, topal ömer'e çay söyledi. sonra uzun uzun anlattı. uzun uzun. dinledim. yeminler ettim. sarıldım. özür diledim. kızmadan konuştu benimle. dedi ki: "korktum... hem de çok korktum. evladımsın. dahası avcuma bırakılmış bir hayatsın sen. nereye koyarsam orda duracaksın ya da yıkılacaksın.. korkuyorum bu sorumluluktan ve seni yanlış yere mi koydum diye soruyorum kendime "
bugün, benim babamın, doğum günü olacaktı. eğer yaşasaydı. böyle işte..
senegalli yolcuya terörist diyen taksici
-
adamı soymaya çalışıyorsun, itiraz edince terörist diyorsun.
ben bu taktiği bir yerden çıkaracağım ama nereden?*