hesabın var mı? giriş yap

  • mecnun'un vurulma sahnesi

    erdal b: ben mi vuruldum? ben mi vuruldum?
    ismail abi: ay inşallah sen vurulmuşsundur.

  • adam smith belki de dunya tarihinde en cok yanlis anlasilmis bilim adamidir... adam smith hakkinda ne okursaniz okuyun size o gorunmez el(invisible hand) kavramini, 1. kitabin ilk bolumunde 3 sayfa anlattigi o toplu igne fabrikasini ve ordaki is bolumun getirdigi uretim kavramini, ve yine 1. kitabin 2. bolumunde anlattigi o kendi cikarlari icin calisipta toplumun yararina isler yapan o kasabin ve terzinin hikayesini anlatacaktir... ustune smithci-ricardo'cu ekonomi diye bir kavram oturtup adam smith'i kapitalizmin babasi yapacaktir...

    halbuki (1) adam smith naif bir kapitalist degildir. (2) uluslarin zenginliginde yaptigi sey bir ekonomi teorisi degildir. (3) adam smith'in o yukarida bahsettigim (o herkesin bahsettigi) kavramlari 700 sayfalik bir kitabin sadece 5 sayfasinda gecmektedir (3 sayfa toplu igne fabrikasi, 1 paragraf gorunmez el icin 1 paragrafta kasap ve terzi icin). uluslarin zenginliginin geri kalan taraflarinda ise smith bize devletin ekonomi icin ne kadar onemli oldugunu, egitimin ve ordunun rolunu, devlet icerisinde fakirligin nasil olustugunu, devletin ureten sinifi nasil korudugunu, buna karsi neler yapilabilecegini; yani gunumuz kapitalistlerin cogunun konusmadiklari ve sosyalistlere attiklari boklari tartisir...

    izin verirseniz adam smith'in uluslarin zenginliginde anlattigi seylere bir daha bakalim, ve ne kadar kapitalistmis anlamaya calisalim...

    (1) adam smith is bolumunun ilk asamada insanlarin uretim yetenegini (zekasini, motivasyonlarini vs..) artirdigini soyler... bunu da herkes toplu igne fabrikasi orneginden bilir. ancak garip bir sekilde 2. kitabin ortalarinda toplumsal is bolumu ilerledikce insanlarin zekalarin dustugunu (aptallasmaya basladigini, aynen bunu kullanir) gozlemler... bunu da asiri isbolumu ile makinelerin ve fabrikalarin yani uretim araclarinin komplexlesmesi ile, insanlarin kendi kullandiklari makineler uzerindeki gucunun ve yaraticilik ozelliklerinin azaldigini bu yuzden de aptallastiklarini soyler... ne de olsa, der smith, modern toplumlarda icatlari artik isciler yapamiyor (eskiden herkes kendi kullandigi aracin nasil gelistirebilecegini bilirdi der smith) ancak bunu bilimadamlari (smith filizoflar ve spekulasyon adamlari diyor bu gruba da) yapiyor... kisaca smith bize ilerleyen is bolumu ile insanlarin yabancilastigini soyluyor... bu da ilerde marx'a buyuk bir ilham kaynagi olacaktir tabi...

    (2) bu asiri is bolumunun gelismesi konusunda smith'in cok da basarili bir gozlemi vardir... gelismis toplumlarda toplumsal zeka ve uretici kabiliyet arttikca (yani yeni teknikler icat edebilme gubu) bireysel ve kisisel zekalar azalir der ki, bu bence 1. dunya ulkelerinin ozellikle amerikalilarin dikkatle takip etmesi gereken bir gozlemdir...

    (3) sanilanin aksine smith kapitalistleri hic sevmez... tabi 1776'da henuz kapitalizm diye bir kavram kullanilmiyor... ancak smith'in birinci kitabin son bolumunde 'sonuc' basligi altindaki degerlendirmesine bakarsaniz smith bir toplumda 3 sinif insan tanimliyor... gelirini maas ile kazananlar, gelirini toprak ranti uzerinden kazananlar ve gelirini kar uzerinden kazananlar diye uc grup tanimliyor... bu taxonomi politik-ekonominin sinif temelini olusturacaktir... toprak sahipleri, isciler ve kapitalist sinif olarak biliriz biz bu taxonomiyi... ve smith derki bu grup icerisinde 3. grup (yani kapitalistler) cikarlari ilk iki grubun tersine toplumun genel cikarlariyla benzesmez diyor... onlara terstir, cunku bu sinifin ayakta kalabilmesi icin kar gucleri artirmasi gerekir... bunu serbest rekabet piyasasi altinda yapamazlar, eger yaparlarsa artik serbest piyasa serbest degildir, oligopolilesir diyor...

    (4) ayni paragrafta devam eder ve bu sinifa (kapitalist) guvenilemeyecegini soyler... der ki bunlarla anlasma yapilirken, hersey dikkatle okunmalidir... cunku bu sinif her zaman hukuk ve devlet gucunu de kullanip insanlari kandirabilir der... hatta toprak-sahipleri ile karsilastirdigimiz zaman ise toprak-sahiplerinin bile kendi cikarlarini bu kapitalist sinif kadar koruyamayacaklarini soyler (toprak-sahiplerinin de zaten karlarini hicbirseyden azandikalri icin zamanla aptallastigini, tembellestigini vs. belirtir...

    (5) serbest rekabet derken, kapitalist grubun surekli rekabet altinda tutulmasi gerektigini soyler, hatta devletin bu rekabeti kontrol etmesi ve oligopoliye, monopoliye izin vermemesi gerektigini soyler... ancaaak bu rekabetin isciler arasinda yapilmasinin genel ekonomiyi ters yone goturecegini soyler... yani smith isciler arasindaki rekabetin isci maaslarinin dusurecegini soyler ve burda su denklemi herkesin huzuruna sunar... bir toplumda, kar oraninin artmasi toplumun cikarlarinin tersine, isci ucretlerinin artmasi toplumun cikarlari dogrultusundadir der... hatta ekonominin ilerleyebilmesi icin isci ucretlerinin devamli artan bir yuzde gostermesi gerektiginin altini cizer...

    (6) adam smith, aslinda ekonomi teorisi falan yaratmaya da calismaz uluslarin zenginliginde... hatta ekonomi ile daha az ilgilenemezdi herhalde... asil derdi yonetici sinifa dersler vermektir... bu yuzden tarihsel ve cografi karsilastirmalar yapar durur bu kitap... oyle ki adam smith okumak isteyenler 1. kitabin ilk 30 sayfasindan sonra bir tarih kitabi ile karsilasirlar... burda smith'in ornek aldigi ulke, ne iskocyadir ve ingilteredir... amerika'daki gelismeleri yakindan incelese de model olarak cin'i gosterir...

    (7) adam smith, 1. kitabin ortasindaki emek teorisinde, bir malin degerinin icerisine giren emekten baska birsey olmadigini soyler... paranin degerli taslara sabitlenmesinin (altin, elmas vs.) cok hatali oldugunu, o yuzden emek degerinin olculse olculse misir fiyatlari ile olculmesi gerektigini, cunku yuzyillar boyunca misir uretiminde gden emek oraninin sabit oldugunu iddia eder. bu teori daha sonra marx tarafindan daha da mistiklestirilerek kullanilacaktir...

    (8) adam smith'i devletin karismadigi, gorunmez elle yonetilen bir pazarin isledigi bir sistemin kurucusu oldugunu dusunenlere karsi da, adam smith bir 500 sayfa byunca devletin ekonomideki rolunu anlatir... hem de nasil... daha kilise egitimi disinda egitimin olmadigi bir zamanda kamu egitimini anlatir, devletin yol, su, ulasim altyapisini kurmasi gerektigini, kapitalist sinifin gruplasmasini engellemesi gerektigini, ve iscilerin yabancilasmasini engfellemesi gerektigini ve en onemlisi kucuk ekonomilerinin kendi pazarlarini korumazlarsa baslarinin bela da oldugunu soyler...

    peeekiii o zaman adam smith neden kapitalizmin kurucusu olarak bilinir? bu genel olarak populer kulturun evrimi ile alakasi olsa gerek... kimse adam smith okumamistir ki... hatta komik bir sekilde adam smith deyince "haa su devlet ekonomiye karismasin diyen adam", marx deyince de "haa su devletcilerin savundugu adam" derler... halbuki adam smith uluslarin zenginlinde devlet olmazsa hicbir seyin olamayacagini anlatip, devlet yoneticilerine ne yapmalari gerektigini anlatirken, marx'in devletle en ufak bir alakasi yoktur... devlete karsidir marx... ama biz boyle bilmeyiz bunlari... ne yazik, ne yazik...

  • öncelikle (bkz: hitler'in 2. dünya savaşında hep tank kasması) lol

    daha önce hitler'in serveti'ni yazmıştım, çok tutunca ikincisi çekelim dedik. bu entryde de yine bazı ikinci dünya savaşı konulu belgesellerden edindiğim bir kaç şeyi yazıya dökmeye çalışacağım.

    ---------------------

    hitler ve almanya, 1940'lardan savaş sonuna kadar birçok devasa yapı yapıyor. bunların çoğunluğu askeri olsa da içerdikleri mühendislik başarıları bugün bile onların hakkında konuşmamızı sağlıyor. tanklarda da durum aynı sayılır, hitler, ne kadar büyük o kadar iyi fikrini benimseyen biriymiş :)

    ---------------------

    1943'te doğu cephesinde yaşanan ünlü kursk savaşı, dünya tarihinin belki de en ünlü tank savaşlarından biri olarak kayıtlara geçmiş. tankların ikinci dünya savaşında tartışmasız üstünlüğü de bunlara ek oluyor tabii ki. tiger tankı, o savaşta o güne kadar yapılmış en büyük tanklardan biri olarak boy gösteriyor. günümüze kadar korunan ender tanklardan biri olma özelliği de yine kendisinde. tiger tankları hitler için aslında bir başlangıçtı, güç saplantısı hitler'i her zaman daha iyisine ve daha büyük savaş aletlerini yaptırmaya zorlamış.

    ---------------------

    hitler'in bu saplantısı birinci dünya savaşında cephede savaşırken başlıyor, topların yıkım gücünün farkına ilk orada varıyor ve bu durumu da ikinci dünya savaşı ve alman ordusu için bir üstünlük olarak kurmaya çalışıyor.

    ---------------------

    topların birinci dünya savaşında yaptığı etki, ikinci dünya savaşında da kullanılmasının önünü açıyor. hitler, topların daha mobilize hali olan tankların nasıl doğduğuna da şahit oluyor. ingilizlerin ilk tankı olan mark ı bu dönemde ortaya çıkıyor. ilk defa da birinci dünya savaşı'nda kullanılıyor.

    ---------------------

    almanların birinci dünya savaşı'ndan kalan anlaşmalar yüzünden tank yapamaması hitler'in hoşuna gitmeyen bir durum çünkü kendisi iktidara gelirken birinci dünya savaşı'nın intikamını alma fikrini de benimsiyor. bu sebeple, gizlice tank araştırmaları yapılması için onay veriyor. alman tanklarının emekleme ve ilk adımları da bu şekilde başlıyor.

    ---------------------

    ilk nazi tankı olan panzer i**, 1935 yılının başlarında kummersdorf'da hitler'e gösteriliyor. bu tank, saatte 39km/h yapabiliyormuş. hitler'in birinci dünya savaşında gördüğü tanklara oranla 8 kat daha hızlı olması ve savaş alanındaki mobilitesi gönlünde iyi bir yer edinmiş olmalı. tek sorun, panzerlerin 1,8 metre olmasıymış, hitler tankların boyutundan çok da memnun kalmamış. tek silahları olan makinalı tüfekleri ve içlerinde sadece 2 kişinin olması da dezavantaj olarak görülmüş. modern savaşlar için yetersiz kalabileceği fark edilmiş.

    ---------------------

    naziler, 1934'ten 1938'e kadar yaptıkları tüm tanklarda hem tankları hem de silahlarını büyütmeye gitmişler. panzer ii'ye top eklenmiş, panzer iii'e panzer ii'den daha büyük bir top yapılmış ve sonunda panzer iv ile topun boyutu ilk haline göre oldukça büyük hale getirişmiş. bununla beraber panzer i'de 5,8 ton olan ağırlık da panzer vi'te 20 ton'a ulaşmış. hitler'in panzerleri sadece 5 yılda 4 kat büyüklüğe ulaşmış, sır olmaktan çıkmış ve 1939 yılında polonya'ya girerek ikinci dünya savaşının başlamasında rol oynamışlar.

    ---------------------

    tanklar, savaşa hızla beraber yeni bir terim de getiriyor; blitzkrieg. nazilerin oldukça etkili olan yıldırım taktiklerinin arkasındaki isim ise general heinz guderian'a ait. guderian'a göre, tank birliklerinin en önemli unsuru tanklar değildi. tüm birliğin tüm unsurlarının etkili çalışması tankçı birliklerinin başarısına imza atmaktaydı. muharebe yeteneği, hava kuvvetleri, topçular, piyadeler ve aralarındaki işbirliği tank birliklerini etkili hale getirdiğini düşünüyordu. blitzkreig ile, özellikle savaşın başlarında polonya'nın ve fransa'nın devasa kayıplar vermesine sebep oldular.

    ---------------------

    hitler, 22 haziran 1941'de fransa'dan sonra sovyetler birliğinin işgali için tanklarının yönünü doğuya çevirip barbarossa harekatını başlatıyor. sovyet sınırına, 4 milyon asker ve 3600 tank gönderiyor. askerler arasında, kızıl ordu adına yapılan propagandalar yüzünden işgalin çok kolay olacağı algısı yaygındı. işgal başladıktan birkaç saat sonra şaşırtıcı bir gözlem yapıldı, sovyetlerin elinde daha iyi bir tank vardı, t-34. sovyet t-34'leri panzer'lere kıyasla daha ağırdı, daha hızlıydı, zırhı daha kalındı ve ateş gücü de daha fazlaydı. hitler'in artık daha büyük tanklara ihtiyacı vardı. alman bilim insanları, çözümü flak 88 isimli topta buldular. flak 88 aslında bir uçaksavardı fakat daha sonrasında bir nazi süpertankının tepesinde kendine yer buldu ve alman tiger tankı doğmuş oldu.

    ---------------------

    tiger, o zamana kadar savaşlarda görülmüş en büyük tank olmak amacıyla yola çıkmıştı. tiger'a flak 88 yerleştirmek oldukça zor bir durum olacaktı, bunu yapabilecek insanlar aranmaya başlandı ve hitler'in ilk seçimi otomobil yapımcısı ferdinand porsche oldu. daha önce tank yapmayan porsche o zamanlar volkswagen beetle tasarımıyla meşguldü. hitler'le ilk yıllarında tanışan ferdinand, ona spor otomobil fikrinden bahsetmiş. o dönemde çok başarılı olan otomobil berlin'de bir yarış pistinde yarışmış. 1930'larda buradaki başarıları, alman mühendisliğinin üstünlüğünü sergilemiş ve bu hitler'i çok memnun etmiş. ünlü beetle üretimi için hitler'den ödenek almasına sebep olmuş.

    ---------------------

    beetle sıradan insanlar için üretilen bir araçken, hiç alakasız olan tiger insanları öldürmek için tasarlanacaktı ve porsche'nin bu konuda hiç tecrübesi bulunmamaktaydı. hitler ve nazilerin canavar gibi bir tank isteğine porcshe evet cevabını verdi ve üretim için yola koyuldular fakat tecrübesizlik onları oldukça zorlayacaktı.

    ---------------------

    tiger, çoğunluğu elde üretilen binlerce hassas parçadan elde edilmişti. bu kadar büyük ve karmaşık olmasının altında yatan sebep taşıdığı silahtı. silahın tepmesi için oldukça geniş bir alan gerekliydi ve tareti de büyütmek zorunda kalmışlardı. yani, silah ne kadar büyürse tank da o kadar büyümek zorundaydı. tiger i, 88 mm'lik topu taşıyabilmesi için kendinden önce gelen panzer iv'e göre 2 kat büyümesi ve ağırlığının 60 ton olması gerekiyordu.

    ---------------------

    ferdinand porsche'nin üretim için bir rakibi vardı, henschel. kendilerinin de bir prototip hazırladıklarını duyurmuşlardı ve bu porsche'nin üzerindeki baskıyı arttırdı. başarılı olan model kazanan tasarımcı için devasa paralar anlamına gelmekteydi. henschel mühendisleri, klasik tank üzerinden hareket ettiler. motor arkadaydı ve şanzıman tankın aksında güç üretiyordu. buradaki tork paletlere aktarılıyor ve alman tankını hareket ettirmenin klasik yöntemini uyguluyordu. porsche ise dizel/elekto motoru bir araya getirdi. dizel motor her iki palette bulunan elektro motora güç veriyor ve şanzumana gerek kalmıyordu. porsche'nin sistemi ağır metalleri aradan çıkartıyor ve olduka pratik gözüküyordu, bu cesur fikir seri üretim otomobillere en erken 1990 yılında uygulanabildi.

    ---------------------

    20 nisan 1942, 53. yaş gününü kutlayan hitler'in hediyesi iki prototipi yapılan tiger i'leri izlemek. porsche prototipin onay alacağından o kadar emin olmuş ki seri üretim için 100 şasinin yapımına başlamış. ancak test alanında henschel'in klasik tasarımı her türlü başarıyı gösterirken porsche'nin tankı elektrikle ilgili problemleri yüzünden yanmaya başlar ve test alanında hiçbir şey yapamaz. porsche başarısız olur ve seçilen henschel'in tiger'ı olur. tiger, t-34'ten 2 katından daha büyük şekilde savaş alanlarında boy göstermeye başlar.

    ---------------------

    hitler, tarihin en büyük tank muharebesinde tiger'ı deneme kararı alıyor, 1943 ilkbaharı, rus kursk şehri.

    kursk'ta 200 km'lik hatta saldırma planının en büyük sebebi sovyet kuvvetlerinin toplandığı yer olan kursk'ta onları yenilgiye uğratıp avantaj sağlamaktı. herkes savaşın dönüm noktalarından biri olacağını biliyordu. burada kaybetmek almanlar için kötü olacaktı. hitler buraya o kadar önem veriyordu ki daha fazla tiger üretmek için saldırıyı 2 ay erteledi. bu da sovyet birliklerine toplanma fırsatı sağladı ve artık tarihin en büyük tank savaşı için ortam tamamen hazırdı.

    ---------------------

    taarruzu henüz 29 yaşında olan, daha sonraları kara baron lakabını alacak komutan michael wittmann yönetiyordu. tiger tankı için 3 ay eğitim almıştı ve t-34 karşısında avantajlı olduğunun farkındaydı, 600 metreden yakına gelmedikçe tiger'ın zırhının delinmeyeceğini düşünüyordu.

    ---------------------

    hitler, 5 temmuz 1943'te kursk için taarruz emrini vermişti. tiger tankları için büyük andı çünkü ilk defa boy gösterdikleri savaş oldukça önemliydi.

    michael wittmann, ilk günün sonunda 15 tankı ve antitank silahını yok etmişti. hitler'in tiger'ı büyük başarı kazanmıştı, düşman tankları etkisiz hale getirmek veya yok etmek için çok etkiliydiler.

    tiger'lar 5. günde 30 km ilerlemeye yardımcı oldu ama t-34'ler katliama rağmen cepheye yağmaya devam ediyordu. almanların burada en büyük sorunu teknolojik üstünlüğüne rağmen sayıca sovyetlerden az kalmalarıydı. sovyet traktör fabrikaları binlerce t-34 üretmişti ve sayıca tiger'lara karşı çok üstündüler. kursk'e gönderilen pek çok tank gibi wittmann'ın tankını yenilgiye uğratan şey de düşman değil tankın kendisi oluyor. alman kayıtları, bozulan veya hasar gören tankların düşmanın eline geçmemesi için imha edilen tankların, düşmanın direkt olarak etkisiz hale getirdiği tank sayısı kadar olduğunu gösteriyor. yani bakım isteyen ve bozulan tigerlar almanlar için büyük sorun haline gelmiş ve tiger sayısı oldukça azalmış.

    hitler, 54.000 asker ve 250 zırhlı aracı kaybettikten sonra kursk taarruzuna son vermeye karar verdi, almanların doğu'da ilerleme kaydettikleri son savaş oldu. bu savaş sonrasında sürekli olarak geri çekilmek zorunda kaldılar ve hitler'in en büyük tankı yaratma isteği ona katkı sunmamış oldu. buna rağmen nazi almanyası daha büyük tanklar için hala istekliydiler, savaş kaybedilmiş olmasına rağmen almanlar daha büyük tanklar için durmayı düşünmediler. wittmann savaş sonunda tek başına 117 düşman tankını yok ettiği için bizzat führer tarafından ödüllendirildi.

    ---------------------

    almanya, dünyanın ilk gerçek megatankı için adım atmak üzereydi. hitler, tasarımcılar tarafından prototip yağmuruna tutulmuştu. tekliflerin arasında o güne kadar yapılmış tanklardan 10 kat büyük bir tasarım da bulunmaktaydı.

    landkreuzer adı verilen bu en büyük tankı tasarlayan krupp isimli şirketti. 1000 tonluk bir canavarı planlayıp hitler'e sunmuş ve büyüklük takıntısı olan hitler'in ilgisini çekmişlerdi. megatank 11 metre yüksekliğinde, 39 metre uzunluğundaydı. karada yüzen bir gemi gibi gözükmekteydi. aşırı büyüklüğü ve verimsizliğini düşünen silah bakanı albert speer projeyi iptal ettirdi fakat hitler'in hevesi bir türlü dinmiyordu.

    ---------------------

    hitler, tiger başarısızlığından sonra tekrar porsche'ye döndü. bir toplantıda ne istediğini ferdinand porsche'ye anlattı ve pzkpfw viii maus tankı doğdu. ancak hitler'in tankın içine koymasını talep ettiği her şey devasa sorunlara yol açmaktaydı. 1942'de teklif edilen ilk tasarımda tankın büyüklüğü tiger'ın 2 katıydı ama hitler için yeterli değildi.

    porsche istenen ebatlara ulaşamamıştı ve hitler projeye daha fazla kişiyi dahil etmeye karar verdi. hayalindeki tankın uzuluğunu, topunun çapını ve zırhını kesin olarak belirledi. hitler'in talepleri doğrusunda çizilen son maus'un ağırlığı 188 tondu. ilk maus iki tiger ağırlığındaydı, buna üçüncü bir tiger eklenmiş oldu.

    ---------------------

    porsche ikinci bir başarısızlığın felaket olacağının farkındaydı. bunun için hitler'den oldukça baskı görmekteydiler. bu tankı yapmak zorundaydılar.

    almanlar birkaç yıl önce devasa mobilize tankı denemişlerdi; schwerer gustav. maus ise bunun yanında cüce gibi kalmaktaydı. ona rağmen yapımı ve kullanımı inanılmaz zor olacaktı. silahın bir mermisi tamı tamına 4 metre ve 5000 kg kadardı. 10 metre kalınlığında betonu ve 1 metre kalınlığında çeliği delebilirdi. 1942'de tamamlanan gustav 1300 ton'un üzerindeydi. o kadar büyüktü ki ona özel demir yolu yapılmak zorunda kalındı. tüm parçalarını taşımak için 25 tren gerekmekteydi ve silahın tamamen hazır olması için 2-3 ay gerekmişti. rayları döşemekten başlayıp silahı ateşlemeye kadar giden süre için 2500 kişi gerekmekteydi. mevzi aldıktan sonra yüksek miktarda insan gücü gerekliydi ve silah mevzi aldıktan sonra dönemiyordu. doğru yöne bakabilmesi için yeni raylar gerekmekteydi. silahın ateşe hazır olması için tamı tamına 90 güne ihtiyaç vardı. sadece bir kez sivastopol'da kullanılabildi. silah o kadar büyüktü ki 48 el ateş edildikten sonra namlusu kullanılmaz hale geliyordu. bakımı aşırı zahmetliydi ve devasa boyutları hava saldırılarına karşı çokça açıktı. gustav, başarısız olmuştu.

    ---------------------

    maus, gustav'ın aksine rahatça hareket edilebilir bir silah istiyordu ve hitler'in istediği ateş gücünü de sağlamak zorundaydı.

    1943'ten sonra almanların çoğu savaşı kazanamayacağını biliyordu ama hitler mucize silahlara daha fazla inanmaya başlamıştı.

    hitler, 1935'te panzer i'i izlediği yer olan kummersdorf'ta bu sefer maus tanklarını izliyordu. kummersdorf, panzer i'e oranla, x36 kat büyük olan bu tanklara ev sahipliği yapacaktı.

    hitler ve naziler burada saklanan maus tanklarından çok ümitliydi, bunun muzice silah olmasını ümit ediyorlardı. porsche, tiger'da inandığı sistem olan dizel/elektronik sistemden vazgeçmedi ve burada da aynısını uyguladı. testlerde oldukça başarılı gözüken maus açık arazide 15 km/h'a çıkabiliyordu. savaş alanında pratik olmayan tank, ağırlığı yüzünden sorun yaşamıştı. geçtiği her köprüyü yıkan maus tankı için çözüm suyun içinden geçirmekti. bunun için bir şnorkel eşliğinde tüm delikleri kapatılıp suya sokuluyordu. bunun yapabilmek için 2 maus tanka ihtiyaç vardı çünkü su altında elektonik motorları çalışmamaktaydı. karadayken de sadece 30 metrede 1 litre mazot yakmaktaydı. üretime geçip geçmeme konusunda kararsız kalınmaktaydı.

    ---------------------

    testler devam etti, sadece 2 prototip üretildi ama savaş kaybediliyordu. ferdinand porsche devamını getiremedi ve savaşın kaybedildiğini artık herkes biliyordu. 1945 martında almanyaya giren sovyetler, kummersdorf yakınlarında iki prototipi buldular. maus'ları tespit ettiler ama pratikte kullanışlı olmadığını fark ettiler ve bir daha bu kadar büyük tank üretilmeyecekti.

    gustav gibi maus da hitler'in büyük şeylere duyduğu şişirilmiş sevginin ürünüydü, hiçbir zaman verimli olmayacakları belirliydi ve neredeyse hiç kullanılmadılar.

    bu yazı, naziler'in mega yapıları - süper tanklar isimli belgeselden alıntılanarak yazılmıştır. buradan izlenebilir.

    yazı için göz atılan diğer kaynaklar,

    https://tr.wikipedia.org/wiki/heinz_guderian
    https://en.wikipedia.org/wiki/michael_wittmann
    https://tr.wikipedia.org/wiki/barbarossa_harekâtı
    https://tr.wikipedia.org/wiki/t-34
    https://tankmuseum.org/…uts/tank-collection/t-34-76
    https://tr.wikipedia.org/…i/8,8_cm_flak_18/36/37/41
    https://tr.wikipedia.org/wiki/ferdinand_porsche
    https://stringfixer.com/tr/ferdinand_porsche
    https://tr.wikipedia.org/wiki/tiger_i
    https://en.wikipedia.org/wiki/henschel_&_son
    https://tr.wikipedia.org/…landkreuzer_p._1000_ratte
    https://tr.wikipedia.org/wiki/krupp
    https://tr.wikipedia.org/wiki/schwerer_gustav
    https://en.wikipedia.org/…rcraft_and_rocket_history
    https://en.wikipedia.org/…eavy_tanks_of_world_war_i
    https://evrimagaci.org/…yrini-nasil-degistirdi-8880

  • en kolay ve yararlı çözümü ihtiyacı olan evine bilgisayar girmemiş ve girmeyecek bir çocuğa gidip hediye etmeniz gereken bilgisayardır.ihtiyacınız olmadığı için tozlanmış.mutlu edin birilerini.

  • kapı açılmak üzereyken yanınızda duran teyzeye acıyıp "bekleyeyim de yol vereyim" demeyin, o sizi zaten ezip geçecektir. skill level'ı 100'dür kendisinin, sizden tecrübelidir. metrobüste acıma yoktur. herkes kendi başınadır.

  • araba egzozlarindan ya da bilimum bacadan cikan cesitli zararli kimyasallarin tum insanliga ait olan atmosfere ve ekosisteme zararlari tespit edilip bir an once toplu tasima harici arac kullanimi yasaklanirsa sonuna kadar destekleyecegim yasaktir. araba sahipleri kendilerine ait atmosferden yalitilmis bir pistte veya kendi mulklerinde binsinler arabalarina.

  • cahil, iyi niyetli ve cingöz meryem'i o kadar iyi oynamış ki, rolüne girmek için 5 yıldır beykoz'un mahalle-köylerinden birinde mahalleli ile iç içe yaşadığını, ramazanda her akşam teravihe gittiğini, mevlitleri hiç kaçırmadığını düşünüyorum. "esra erol'a bakıyom" derken kullandığı mimik, "abla" kelimesini telaffuz ederken b ile l'nin arasına soktuğu görünmez ı'nın profesyonelliği, postürünü bile ortalama bir meryem'e uygun hale sokuşu, elleri cebinde başı önünde hızlı hızlı yürümesi, kanepede kaykılmış, çukur'a bakarken ve dizinin tamamında nasıl göründüğüne dair en ufak bir kaygı gütmeden bedenini ve sesini kullanışıyla ayakta alkışlanası bir oyunculuk sergilemiş. 1 falsosu dahi yok, bir başkadır'daki oyunculuğu başlı başına sanat.

  • beyaz eşya üreticileri tarafından bize yıllardır yutturulmaya çalışılan yalandır.

    derler ki: "elde yıkayınca bilmem kaç litre su tüketiyorsunuz, oysa bulaşık makinesi 5 litre su kullanır. tasarruf için bulaşık makinesi almanız lazım"

    o zaman bende diyorum ki; ulan düdük sen makineyi bana bedava mı veriyorsun?

    basit bir hesapla bu beyaz eşya kartellerine bir cevap vermek artık farz oldu.

    - şu anda piyasadaki en ucuz bulaşık makinesi 549 tl. (isim vermek istemiyorum, ama isteyen çelik gibi sağlam bir markanın 2 programlı makine fiyatına bakabilir.)

    - iski'nin su tarifesi metreküp başına 3,27 tl, % 8 kdv ile birlikte 3.53 tl.

    - yani 1 metreküp=1000 litre suyun fiyatı 3.53 tl

    piyasadaki en ucuz bulaşık makinesinin fiyatı olan 549 lira, (549/3,53=) 155 ton su parasına eşit.

    bakın 155 ton su diyorum. yani 155.000 litre.

    elde bulaşık yıkamak için günde 50 litre su bile harcasanız, 155.000 litre su harcamanız (155.000/50=) 3100 gün sürer.

    ki normal bulaşıkta değil 50 litre, 30 litre bile harcanmaz ben fazla fazla söylüyorum.

    3100 gün, 8,5 yıl demek.

    yani siz piyasadaki en ucuz bulaşık makinesi aldığınızda bile, 8,5 yıl boyunca günde 50 litre su ile bulaşık yıkayacağınızda harcayacağınız parayı peşinen ödüyorsunuz.

    50 değil 100 litre harcasan 4-4,5 yıl demek.

    bulaşık makinesinin yaktığı elektriği, deterjan, tuz, parlatıcı bok püsür parasını hesaba katmadım dikkat ederseniz.

    ayrıca 8,5 yıl boyunca çıkacak olası arızalara ödenecek parayı hiç saymıyorum.

    bunun neresi tasarruf sevgili sözlük severler sorarım size?

    tabi burada bulaşık makinesinin rahatlığı konumuzun dışında. bulaşık makinesi tabi ki büyük rahatlık. ama reklamını da buna göre yapın.

    "bulaşık makinesi alın tasarruf edin" diyerek milleti keriz yerine koymayın. haksız mıyım?

    bulaşık makinesi tasarruf için şart olan bir şey değildir.

    alacaksanız rahat etmek için alın tamam ama tasarruf etmeniz mümkün değil.

    edit: başlığın aslı "bulaşık makinesinin tasarruflu olduğu yalanı" idi, moderatör arkadaşlar nesini beğenmemişlerse değiştirmişler. entry'nin girişinin başlıkla uyumsuz olmasının sebebi budur.

    edit 2: otopsicocugu uyardı, x yalanı/gerçeği gibi başlıklar formata aykırıymış. insan her gün yeni birşeyler öğreniyor.

    edit3: eskiden format falan varmış.