ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : sevgilimin tel deki adı google
1.çünkü aradıgım herşey onda var
2.demekki dünyanın en büyük motoruymuş
(bkz: 2 sikmiş)
2022 katar dünya kupası maskotu
-
(bkz: al qasper)
bir minibüste yaşanabilecek en dumur olaylar
12 aralık 2012 perşembe'ye göktaşı düşmesi
-
ak parti döneminde düşen taş bile "ordu" isimli şehre düşüyor.
türkiye avrupa'da istenmiyor
-
malumun ilanı.
avrupa 200-300 bin mülteciyi almamak için kıçını yırtarken, 78 milyonluk bir islami geri kalmış topluma kapısını açar mı?
arkadaşlar siz salak mısınız? hollanda'da erkek erkeğe evleniyor da nikahı belediye başkanı kıyıyor, türkiye'de ise başı açık gezene mahalleli "yollu" diyor arkasından. bir tarafta yüksek bir medeniyet seviyesi, öbür tarafta 1400 yıl öncesinin arap bedevi kültürü var; bu ikisi nasıl aynı birlik içinde yer alabilir?
remi gaillard
-
tam bir "şehir anarşisti". deli bir fransız. harika fikirleri, bunları uygularken kendisini çekecek bir kameramanı ve süper bir kondisyonu var.
videolarını kendi sitesi olan http://www.nimportequi.com/ 'da yayınlıyor. youtube'un açık zamanına denk gelirseniz; benim tavsiye edeceklerim şunlar-adlarını da yazayım da kapalı zamanında isimden bulabilin:
"disco elevator" http://www.youtube.com/watch?v=ukspudpe0u8 : bu videoda remi hiçbir şeyden habersiz asansör bekleyen kurbana bir sürpriz yapıyor. içerideki tipler de, hareketler de süper!
http://www.nimportequi.com/…opupnew.php?id_video=14 : bu da reggae asansör...
"soccer player impositor" http://www.youtube.com/watch?v=lkbuoemuvtk : bu videoda ise fransa liginde şampiyon olan takımın şampiyonluk turunu vs.yi izliyoruz. remi'yi de futbolculardan biri gibi tur atarken, cumhurbaşkanının tebriklerini kabul ederken, hatta bir televizyonla röportaj yaparken ve izleyicilere imza dağıtırken... hem de üzerinde takımın formasıyla alakasız bir forma olduğu halde!
"tennis player impositor" http://www.youtube.com/…tszecx2cz88&feature=related : burada da tenise el atmış; teke tek maça üçüncü olarak çıkıyor!
"beijing 2008" http://www.youtube.com/watch?v=n9aprjtwwtu : olimpiyatlara katılacak bir atletmiş gibi şehrin çeşitli yerlerinde antrenman yapıyor, bir de üstüne herkesten alkış alıyor!
"chicken funeral" http://www.youtube.com/watch?v=hyjiahpdrms : tavuk kılığında piliç çevirmelere çiçek bırakıyor!
izleyin; neden gülmekten karnımın ağrıdığını anlayacaksınız. (bu da reklam gibi oldu ama neyse...izle sen yine de)
platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları
-
gelen mesaj;
"ısrar etme artık. olmayacağını defalarca söyledim sana. çıktığım biri var ve gelecek ay nişanlanıyorum, kendine gel. son kez söylüyorum ve uyarmayacağım. devam edersen polisi arayacağım. yoluma çıkma, uyarıyorum!"
platoniğin gördüğü;
" *s*** ***e *****. **********n* ********* ******i* ****. ç******* **** *** ** ******* ** **********o***. k****** ***. s** *e* ********** v* *************. ***** ******* ***i** **********. yo**** *****. ***r****um*"
- seviyor işte canımın içi.
henry david thoreau
-
nostalji gibi bir kavramımız var, "bilgi çağında" memnun olmadıkça ona sığınırız- ilah gibi kelime, karşıladıklarıyla, karşılayamadıklarıyla. thoreau, hafızamın bir köşesinde her vakit canlı canlı yer tutan bir isim. gün geçtikçe nostalji kalma tehditi baş göstermiyor değil, zira hafızamın o köşesi bile nostaljik bir umuşa terk edilmek üzre. ara sıra birçoğumuzun heyecanlı ve öfkeli ziyaretler yaptığı o tarifsiz istek, çevremize zamanla daha da güçle örünen ve insanı dehşete düşüren yalanın, aslında tükenişe varan hızlı değişimlerin uzağında gerçek varmış gibi yaşamak- thoreau gibi, tolstoy veyahut salinger gibi, hatta kısmen gauguin gibi. thoreau, aristokrat hayatı terk edip, gene de kendi ahlakçılığını koruyup walden gölünün kıyısına "ilkel" bir klübe inşa edip, arazinin her metrekaresini değerlendirip, herhangi bir günün herhangi bir öğününe denk gelecek yiyeceği topraktan olduğu kadar takvimlerden de çıkarır. bilinç, sadece hayatı zorunlu gereksinimleri karşılayarak yaşamak değil, zamanı da bütünüyle kullanma bilgeliğidir. thoreau bunu o kadar ustaca yapmış ki, sanki yazdıklarına bile bu bilinç eklemlenmiş. thoreau okumadan önce, şimdi daha da şiddetlenen aptallığın, basitliğin hüküm sürdüğü, herkesin vaaz verme çılgınlığına eriştiği hayattan kaçma isteği, bin bir alternatifle kafamda koşuşturuyordu- rousseau, daha o yüzyılda bile medeniyetin zincirlerini kırıp öze, doğaya dönmeliyiz demişken, thoreau'nun walden hayatını kasabaya olan yürüyüşleriyle, ektiği ürünleri hesabıyla, diğer insanlara olan bilgiç mesafesiyle ve moderniteye, aristokrasiye olan sakin hıncıyla anlatırken nasıl vazgeçilmez, kıskanılmaz olabilir? diyor ki, bir korkuluğa güzel elbiseler giydirin, bakımsız insandan daha çok saygı görecektir- benzer cümleleri bugün tüketme arzusuna, yenileme iştahına ve sergileme hastalığına karşı kurmuyor muyuz? ama fark şurada ki, thoreau, evet biraz da içinde bulunduğu yüzyılın şansıyla sanki rövanşist şekilde, eyleme dökmüşken betimliyor reddedişini, biz ise boşluğa, aynalara, karşımızdaki aptallara, sefil ses tonumuzla ve çaresizlikle, kelimeleri tüketerek, tükenerek anlatmaya çalışıyoruz. bir zaman sonra biz de inanmayarak.
tarihteki muazzam ayarlar
-
vakt-i zamaninda, bill gates'in comdex fuarlarinin birindeki sacma yorumlarina general motors'un verdigi yanit da esasli ayarlardandir. söyleki:
bill gates:
"eger gm bilgisayar endüstrisinin gösterdigi atilimi gerceklestirebilseydi, bugün 25$'lik arabalarla yolculuk ederdik. 1000 mil'lik yolu da 1 galon benzinle alirdik"
gm'in basin aciklamasi:
" eger teknolojimizi microsoft gibi gelistirmis olsaydik, araclarimiz özellikleri asagidaki gibi olurdu:
1. her ne sebepten olursa olsun araba günde iki kez cökerdi. (orjinal kaynakta cökmek fiili icin crash fiilinin kullanilmasi ayari daha da renklendiriyor tabi)
2.yollar her yeniden asfaltlandiginda yeni bir araba almaniz gerekirdi.
3. arabaniz otoyolda durduk yere bozuldugunda yolun kenarina cekmeniz, tüm pencereleri kapatmaniz*, motoru tekrar calistirmaniz ve pencereleri tekrar acmaniz gerekirdi.
4. sola dönmek gibi basit bir manevra yaptiginizda araciniz duracak ve tekrar calistirilmayi reddedecekti. bu durumda motoru tekrar yerlestirmeniz gerekecekti.
5. macintosh günes enerjisiyle calisan, daha güvenilir, 5 kat hizli, 2 kat daha kolay kullanilabilir bir araba yapacakti. ama bu araba toplam karayollarinin sadece %5'inde kullanilabilecekti.
6. yag, isi vs. göstergelerinin yerini sadece "arabaniz gecersiz bir islem yürüttü ve kapatilacak" uyari lambasi alacakti.
7. hava yastigi acilmadan önce "emin misiniz?" diye soracakti.
8. genellikle arabaniz sizi durduk yere arabadan disari atacak ve ayni anda kapi kolunu tutup, anahtari cevirip, radyo antenini bükene kadar da tekrar iceri almayacakti *
9. her yeni bir araba modeli üretilisinde sürücülerin araba kullanmayi tekrar ögrenmesi gerekecekti, cünkü tüm kontrollleri bastan asagi degismis olacakti.
10. aa tabi son olarak... motoru durdurmak icin "baslat" dügmesine basmaniz gerekecekti * "
edit: bu noktada bir gercegi ifade etmek lazım efenim. internet'te bircok site ve blog tarafindan, bu açıklama ve ayarlaşma silsilesinin yalan oldugu ifade ediliyor. basit bir şakanın hikayeye dönüştürülüp microsoft ve general motors'a (evet volkswagen degil, gm. düzeltildi) ithaf edilmesi gibi bir durum var gibi.
entry başucu eserlerimde birinci sıraya yerleştigi icin vicdanen böyle bir aciklama yapmayı uygun gördüm *. olayı ciddiye almayıp gülüp geçelim, ms ve gm patronlarının işi gücü bırakıp mahalle karıları gibi birbirlerine laf yetiştirmeyebileceklerini aklımızdan çıkarmayalım.
halkın yüzde 80-90'ı yaz saatini olumlu buldu
-
haklı bir açıklamadır. halkın yarısı işsiz olduğundan öğleden sonra uyanıyor zaten. yaz saati-kış saati ayrımı yapamıyorlar haliyle.