ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilkokulda siyah önlük giymiş nesil
-
- sayma fasulyeleri gerçek fasulyeydi.
- fişlerle okumayı söktüler.
- sert plastikten beslenme çantaları vardı renk renk. bir dilim ekmek, bir dilim peynir ve 5-6 zeytin fiks menü. en zengin beslenmede sarma olurdu, öğretmene bile ikram edilirdi. bir de beslenme çantalarına kumaş peçete konurdu. selpak mı vardı?
- 1 lira harçlık alırlardı çok şanslılarsa babalarından.
- bakkaldan un kurabiyesi alırlardı tenefüslerde.
- basmalı kalemleri yoktu. kurşun kalem ve sivretgeç kullandılar hep.
- arı maya'lı silgiler çıktığında ilkokulu bitirmişlerdi.
- 23 nisan'larda ront oynamak için bir örnek ront elbiseleri diktirirlerdi. bayram gerçekten bayramdı.
- kedi merdiveni yapmayı iyi bilirlerdi.
- pazartesileri mendil ve tırnak kontrolü yanında bit kontrolü de olurdu.
- ünite dergileri ilkokulu bitirmeye yakın çıktı, renkli renkli ne güzellerdi.
- tebeşirler kare idi, yuvarlak tebeşir bile yoktu.
- müzik dersinde flüt ve melodika çalmayı, çok iyi mandolin çalan öğretmenlerinden öğrenmişlerdi.
- beslenmeye muz koymak ayıptı, muz herkesce ulaşılabilir bir meyve değildi çünkü.
- karnelerini hala saklarlar.
- şimdi korkarım ki "orta yaşta" diye anılıyorlar.
gata'nın adının sultan abdülhamid olarak değişmesi
-
birilerinin! göstere gostere türkiye cumhuriyeti ve atatürk'ten intikam alması.
julian draxler
-
fenerbahçe'de olsa sadece türkiye kupası maçlarında oynar, 60. dakikada yerini caner'e bırakırdı.
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
bir websitesinden bahsederken görüntüye site adresinin adres çubuğuna yazılışını göstermek ekolünün acı bir sonucu, star haber'in insanlığa hediyesi. youtube yazmaya çalışırken olaylar gelişir
https://i.hizliresim.com/d7dnd3.jpg
http://imgur.com/4ei71zv
ah be güzelim, geçmişi sil diye bi olay var, formları sil diye bi olay var duymadınız mı?
eğer fake'se komik, değilse zaten müthiş bi olay.
arabayla okul bahçesine girip takla atan öğretmen
-
kadın olduğunu belirtmeye gerek yok sanırım.
pardus
-
yazılım olayına da dini bulaştırarak bir ilke imza atmışlar.
"biz önce allah rızası için daha sonra da özgür yazılıma sahip çıkabilmek için uğraşıyoruz, elimizden geldiği sürece de uğraşmaya devam edeceğiz."
şimdi kim yazdı bilmiyorum, allahtan da bilmiyorum, ama açıkça tübitak'ın ne çeşit gerizekalılara teslim edildiğinin göstergesidir bu. nokta yerine virgül kullanma gibi utanç verici yazım hatalarını geçiyorum. ne allah rızası ne alaka? elimizden geldiği sürece ne alaka? konu ne? bize ne? ne demek istiyorsun? ne demek istediğini bilmeden cümle sallayanlara gerizekalı dendiğini bilmiyor musun?
cümlenin bir tutam akıllı sürümü şöyle olabilirdi:
"biz önce allah rızası için sonra da özgür yazılıma sahip çıkabilmek için uğraşıyoruz."
gözünü seveyim. ne allah rızası? kendi içinizde tutamıyormusunuz allah sevginizi ille millete duyurmak "ben dinciyim" artisliğinizi çekmek zorunda mısınız? konu ile ne alakası var? ulan üretim ekonomisi falan diyoruz bu kafalarla imkanı yok.
beyaz yakalı kadının ofiste bir günüm videosu
-
bu da yeni moda oldu
sabah sik sok kafeden kahvemı alıyorum
çükübikte yemeğimi yiyorum
aa bak ofisimde etkinlik var at siki koleksiyonuna bakin
ay yoruldum, fikıboka binip eve gideyim.
ekşi itiraf
-
rezil olmaya doymuyorum.
bugün yeni aldığım kulaklığı telefonuma takıp, 45 dakikalık otobüs yolculuğum boyunca müzik dinledim. dinlediğim şarkılarla moda girdim, kendimi klipte gibi hayal ettim, sesimi çıkarmadan mırıldanarak eşlik ettim, arada bir camdaki yansımamdan kendimi izledim, pek karizmatik buldum kendimi. ta ki ineceğim durağa yaklaşırken kulaklığın tekini kulağımdan çıkarana dek...
kulaklığı çıkardığımda ve müziğin hala oldukça yüksek bir şekilde çalmaya devam ettiğini fark ettim. her ne kadar hala inanmak istemesem de aptal telefonum kulaklığı takmamı umursamamış ve sesi dışarı vermeye devam etmiş. bense yol boyunca bağırta bağırta birbirinden tuhaf şarkılar dinleyen, herkese dinleten, dahası bunu yaparken de kulaklığı kulağında olan ve sallana sallana şarkıya eşlik eden bir embesil tablosu çizmişim.
ölmek istiyorum...
avrupa yakası'ndan akılda kalanlar
-
yavuz seckinin canlandirdigi sertac karakteri. adam "yanci" taniminin birebir karsiligiydi resmen. "abi bana bi kazandibi duble olsun"
bütün evi ikea'dan döşemek
-
çok zaman ve efor harcamanız gereken eylemdir, su bile isteseniz 2 hidrojen 1 oksijen veriyorlar, bütün ev için abooovvv.
istanbul'dan adana'ya taşınmak
geziciler dostoyevski'yi isviçre peyniri sanıyor
-
"sen ismini kola şişelerinde arama. seninki peynir reyonunda."
lev nikoliyeviç tolstoy