ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
30 haziran 2021 mehmet aydın açıklamaları
-
aha buraya yazıyorum bu adam buraya gelip bu milleti bir daha dolandıracak.
18 mayıs 2022 ticaretin durması
-
açık söyleyim stokçu oldum.
gittim bir uğur derin dondurucu aldım.
bakliyat depolamak için sert plastik kutular aldım.
bakliyat böceklenmesin diye ortam nemini çeken aparatlar aldım.
ve yaklaşık 30 kilo eti ve balığı, aileme en az 1 yıl yetecek bakliyatı, 10 larca kilo vakumlu peyniri, kaşar peynirini, sucuğu, dayanıklı günlük kullanım ürünlerini, yıllarca yetecek traş bıçağını, pişirme kağıdını, buzdolabı poşetini, a4 kağıtları, tuvalet kağıtlarını ve rulo kağıt havluları
sonra onlarca litre ayçiçek ve zeytin yağını stokladım.
hanımın telefonu ya da kendi telefonum bozulursa diye yedek telefon bile aldım.
geçen yıl tanesi 19 bin liraya iki adet bilgisayar aldım. şimdi ikisi toplam 108 bin lira ediyor. makinelerin biri yedek olsun diye. ilerde bilgisayar almak zorlaşırsa ya da ekran kartı vs bozulursa yedeğime geçeceğim.
eskiyen elektronik eşyaların tamamını yeniledim.
sonra bir yıl yetecek kadar mutfak tüpünü stokladım.
bunların çoğunu da ucuz banka kredilerini çekip çekip yaptım. millet kredi çekip ev araba aldı ben ilerde evi ve arabayı yiyemem diye mala girdim. dağ gibi borcum var ama kimin umrunda... tl değer kaybettikçe tl borç devede kulak kalır.
eşim ve babam bir paranoyak olduğumu düşünerek benimle dalga geçtiler aylarca...
şimdi 5 ay önce aldığım 100 liralık somon 430 lira oldu. 30 liraya aldığım kıymalar 120 lirada 130 liraya aldığım tüpler 300 lirada geziyor. eşim ve babam dalga geçmeyi kesiverdi her nedense...
tabi bunların hiçbiri bir işe yaramaz. eninde sonunda stok mutok tükenir ama...
işte bir umut fırtına belki 1 yıl sürmez diye ihtiyati tedbir diyelim.
lakin çok umutsuzum sözlük. gelecekten inanılmaz korkuyorum. türkiye'nin gelecek yıllarda ne kadar güvenli bir ülke olacağını bilmiyorum. en çok da 5 yaşındaki kızım için korkuyorum.
samimi söylüyorum 37 yıllık hayatımda kafayı işte bu sene yedim ben.
psammetichus
-
how art made the world adlı bbc belgeselinin 1.bölümünde ilginç bir yönüne değinilen mısır kralı. kendisi yönetimi ele geçirebilmek için paralı askerlerden oluşan bir birlik kurar, bu askerler iyonyalıdır. birliğinin başarısıyla krallığını ilan eder, ardından antin yunan ve mısır kültürleri arasında büyük bir etkileşim başlar. bu etkileşimin bir yansıması olarak mısırlıların devasa heykellerini gören yunanlılar, tanrılarının heykelciklerinin boyutlarını büyütür ve insan ölçülerinde heykeller yapımına başlarlar.
1999 yılı tekel ürünleri fiyatları
-
internette dolanırken görülen bir haberde dikkat çeken fiyatlardır. hem de bunlar deprem ertesi zamlanmış fiyatlar.
ürün fiyat (tl)
kısa samsun, maltepe 150.000
uzun samsun, maltepe 175.000
uzun tekel 2000 450.000
kısa tekel 2000 (kutulu) 400.000
uzun tekel 2001 300.000
kısa tekel 2001 250.000
35 cl. yeni rakı 1.400.000
70 cl. yeni rakı 2.500.000
70 cl. normal votka 2.000.000
70 cl. cin 2.150.000
75 cl. buzbağı şarabı 1.100.000
lan dedim, dolar kaç paraymış acaba o zaman?
http://paracevirici.com/…doviz/1999/amerikan-dolari
1999 ortalaması 420.000,00 tl imiş.
yani samsun/maltepe = 0,35 dolar * 3,86 = 1,35 tl
uzun tekel 2000 = 1,07 dolar *3,86 = 4,13 tl
35 lik rakı = 3,33 dolar*3,86 = 12,85 tl
şimdilerde en boktan sigara 9 tl, 35'lik rakı da 50 tl
lan dedim peki asgari ücret ne kadarmış o dönem?
http://www.alomaliye.com/…r-1974-yilindan-gunumuze/
93.600.000 tl imiş.
peki bununla kaç şişe 70 lik rakı alınıyormuş?
93.600.000/2.500.000 = 37,44
şimdi 37,44 şişe 70liği kaça alıyoruz?
37,44*93=3.481 tl
asgari ücretle şu anda kaç 70'lik alınabiliyor?
1404/93 = 15 şişe
kimse ehonomi çoh iyi, alım gücü arttı demesin. kalbini kırarım.
cerrahpaşa'da 4000 kız erkek olmak için bekliyor
-
cinsiyet anormallikleri de bir hastalık sayılır. ameliyatın 2.5 milyon tl olması ise tamamen uydurmadır. çünkü böyle bir masraf yoktur, ameliyat tıp fakültesinde veya devlet hastanesinde oluyorsa bu ameliyatı yapan doktorun cebine girecek maksimum para 1000 tl'dir.
baştan sona yalan beyanlarla dolu bir konuşma. hiç bir kanıt yok, sallamış beyefendi.
edit: pek çok mesaj gelmiş, arkadaşlar bu ahmet akın denilen yalancı adam tıp doktoru değil psikoloji profesörüdür. söylediği sayılar tamamen uydurma ve mesnetsizdir. ameliyat fiyatlarını merak edenler ilgili hastanelere başvurup öğrenebilirler.
'hormon haplarını katarsanız 3-4 milyona çıkıyor' demesinden uyanmanız lazımdı. artık mesajla rahatsız etmeyin lütfen.
chp çeyrek domuzu 7 dakikada yiyenlerin partisidir
-
mhp ise hesap sormazsam şerefsizim dediği ve pkk'dan daha tehlikeli olduğunu belirttiği siyasi oluşumla ittifak yapan son derece tutarlı bir partidir.
hey (email hizmeti)
-
2020 yılında e-mail için para isteyen kuruluş.
eve gelen ustanın ayaklarının kokması
-
içimi her seferinde cız ettiren bir anı, hayatta kırıp da kırdığımı fark ettiğim zannederim ilk pottur. 1988 yılında, öyle çok küçük de değil, dokuz yaşında olduğum ve oturduğumuz ikinci eve taşındığımız sonbahardı. oturma odasına halı döşemek üzere eve iki usta gelmişti ve ben annemle beraber hayatımda ilk defa bir halının nasıl döşendiğini gözlüyor, adamların hareketlerini ilgi içinde izliyordum.
aptallık, cehalet, belki korunaklı hayat denebilir, ama o yaşımda değil nasıl olduğunu, neye benzediğini bilmek, ayak kokusu diye bir kavramın varlığından, ayakların kokabileceği gerçeğinden dahi haberdar değildim. işte bu yüzden ki, ustaları seyretmeye başlamamdan bilmiyorum kaç dakika sonra etrafı pek yabancı ve tahammülü pek güç bir koku sardığında içten bir merak içinde anneme dönüp “ya anne, burası ne koktu?” diye sormaktan hiç çekinmedim. annemin o anda bir cevap verip vermediğini, kaş göz edip etmediğini, benim orayı terk edip kokunun olmadığı bir yerlere kaçıp kaçmadığımı hatırlamıyorum. ortamdaki yeni kokuyu ortamdaki yeni insanlara bağlamak gibi basit bir zihinsel işlemi gerçekleştirememiş olduğumu görmek apayrı bir utanç kaynağı bugün bana, ama annemin adamlar gittikten sonra beni çekip, içten içe saflığıma gülse de üzgün bir şekilde “kızım ne yaptın öyle, adamların ayağı kokuyordu tabii ki, başımdan aşağı kaynar sular döküldü” demesini takip eden utanç kadar değil.
beni çok etkilemiş, çocukluğuma damgasını vurmuş bir anı olduğunu iddia edemem bunun, abartı olur. ama uzun ve düzensiz aralıklarla da olsa, kimi zaman sebepli, kimi zaman sebepsizce aklıma düşmüş ve her defasında içime hicapla hüzün karışımı hisler salmıştır. şimdi hiçbir şeylerini hatırlamadığım, halı döşedikleri o evden on seneden çok oluyor ki ayrıldığımız bu adamlar sözlerimi duymuşlar mıydı o gün işleri güçleri içinde, duydularsa bir şey hissetmişler, canları acımış mıydı, evden çıktıktan sonra bunu aralarında konuşmuşlar mıydı, yoksa hakkında bir söz edilemeyecek kadar ağır mı gelmişti onlara, ve eğer ki hala yaşıyorlarsa, benim gibi onlar da arada bir geri dönüyorlar mıdır zihinlerinde bu buruk hatıraya? bilemiyorum.
asla duyamayacak olsalar ve o özür hiçbir şeyi değiştirmeyecek de olsa o salak, densiz kız çocuğu adına defalarca özür dilemek istiyorum. bana insanları hiç bilmeden, hiç istemeden, üstelik de geri dönüşü olmayan bir şekilde kırmanın ne kadar mümkün, mümkünden de öte, kolay olduğunu belletmiş bir çocukluk lekesidir.
pazarlamacıların okuması gereken kitaplar
-
pazarlamacıların okuması gereken kitaplar sadece pazarlama disiplinine ait olmamalıdır. iyi bir pazarlamacının önce insanı, sonra toplumu, akabinde toplumun hikayelerini / edebiyatını iyi anlaması gerekir ki akabinde bu baz üzerine doğru bir şekilde pazarlama bilgisini entegre edebilsin.
okuma listesinin akışı psikoloji, sosyoloji, antropoloji, edebiyat, hikaye ve pazarlama şeklinde olduğu takdirde daha verimli olur.
(bkz: psikoloji)
sigmund freud, ben ve ıd
sigmund freud, uygarlığın huzursuzluğu
nicholas epley, mindwise
sheena ıyengar, the art of choosing
dan ariely, predictably ırrational
daniel pink, drive
kaiser fung, numbers rule your world
charles duhigg, the power of habit
mihaly csikszentmihalyi, flow: the psychology of optimal experience
(bkz: sosyoloji)
jean baudrillard, tüketim toplumu
jean baudrillard, simülakrlar ve simülasyon
cemil meriç, bu ülke
guy debord, gösteri toplumu
peyami safa, doğu batı sentezi
jean m. twenge, ben nesli
douglas holt – douglas cameron, cultural strategy
paul adams, grouped
(bkz: antropoloji)
franz boas, antropoloji ve modern yaşam
r.b. edgerton, hasta toplumlar
levi strauss, ırk, tarih ve kültür
levi strauss, modern dünyanın sorunları karşısında antropoloji
philip k. bock, insan davranışının kültürel temelleri psikolojik antropoloji
richard dawkins, the selfish gene
carl jung, man and his symbols
ruth benedict, patterns of culture
(bkz: edebiyat)
hakan günday, malafa
peyami safa, fatih harbiye
george orwell, 1984
halit ziya uşaklıgil, aşk-u memnu
dostoevsky, karamazov kardeşler
steinbeck, fareler ve insanlar
ahmet hamdi tanpınar, saatleri ayarlama enstitüsü
(bkz: hikaye)
robert mckee, öykü
joseph campbell, kahramanın sonsuz yolculuğu
joseph campbell, the hero with a thousand faces
jonathan gottschall, the storytelling animal
(bkz: pazarlama)
philip kotler, kevin lane keller – pazarlama yönetimi
philip kotler, hermawan kartajaya, ıwan setiawan, pazarlama 4.0
gerald zaltman, pazarlama metaforları
david zweig, ınvisibles
richard p. rumelt, good strategy bad strategy
martin lindstrom, buy.logy
emanuel rosen, the anatomy of buzz
al ries & jack trout, positioning
chris anderson, the long tail
malcolm gladwell, the tipping point
malcolm gladwell, david and goliath
seth godin, tribes
pkk'lıların almanya'da türk yolculara saldırması
-
dünyada hava alanında böyle bir ilkellik yapacak başka bir siyasi hareket yok.
velev ki oldu, herhangi bir avrupa ülkesinin, kendi hava alanında böyle bir gösteri yapmasına izin vereceği başka bir siyasi hareket yok.
sadık bir fino olmanın getirileri işte.
kızına küfreden erkek öğrenciye yumruk atan baba
-
dayak geri gelmelidir. burası ortadoğu amk. ne psikolojisi bozuluru. zaten bozuk.
memurlara cumartesi mesaisi getirilmesi
-
- "solitaire oynamak için de cumartesi daireye mi gidilir allah aşkına?"
bir memur, 2012