hesabın var mı? giriş yap

  • üzerine vazife olanı yapmıştır.

    ne desin adam, izleyin o da lazım mı desin?
    yani şimdi kendimizi kandırmayalım gençlikte hepimiz izledik mi desin?
    izlemiyorum diyene inanmam hepiniz izliyorsunuz mu desin?
    izlemesek daha iyi de işte izliyoruz abi mi desin, ne desin?

  • "türkücüler suya sabuna dokunmaz, ozanlar olana bitene duyarlıdır" demiş bir de.

    söz konusu neşet ertaş olunca, muharrem ertaş'ın oğlu, aşık geleneğinin son güçlü temsilcilerinden biri, kendimi tutamadım. bu şahıs çıkmış insan düşünmeli diyor, türküler basit sözlerle nakaratlarla mı yazılıyor sanıyorsun dümbük.

    o türküler dede korkut masallarından beri kullanılan imgeleri kullanan türküler, toplumsal yaşamla ilgili eleştirileri korkmadan söze döken ozanlar varken senin nefes alman bile boşuna.

    bir tek örnek vereceğim, "manda yuva yapmış söğüt dalına" ile başlayan türkümüzü bilmeyen yoktur. bu türkü başlık sistemine , ağalık düzenine bir başkaldırıdır.
    manda zengin , yaşlı kocayı, söğüt körpe gelini ifade eder. parasını verdim bedava mı sandın denilen şey gelindir. tiridine bandım ( yemeğin işe yaramayan su kısmı) ve yavrusunu sinek kapmış ile anlatılan yaşlı kocanın körpe gelinle beraber olmasının sonuçları ve doğa yasalarına aykırı olduğudur.
    ironi burada uçuk kaçık bulunan sözlerin arkasındaki derin anlamlarıdır. bu arkadaşın anlamasını beklemiyorum, ama neşet ertaş için söylediği sözler için onun, ataları mezarlarından kalkıp , dadaloğlu, karacaoğlan, aşık veysel , köroğlu.... kopuzlarıyla döverler adamı..
    yürü vre..

  • cok sık yaptıgım olay oldugu icin tanım ve acıklama getirmek istedigim durumdur.

    kadınlarımız , bir erkekle diyalog kurduklarında karsılarında medeni ve yetiskin biri oldugunu unutup, o yazısma sırasında kafalarında kurdukları hayaller üzerinden ilerlerler. ve adam yazmayı kestiginde ya da gec yanıt verdiginde tipik bir davranıs gosterirler. soyle ki:
    "allam yoksa baska biri mi var?"
    "yoksa yanlıs bir sey mi dedim?"
    "yazmayarak bana cool mu gorunmek istiyor acaba?"
    "beni bekletiyor, kesin saat tutuyor belli bir süre sonra yazacak"
    "neye kızdı ki acaba?"
    "cok ilgi gosterdim diye kendini geri mi cekiyor acaba?"

    oysa hic birisi...

    o sırada yemeksepetinden siparsi ettigi yemegi gelmsitir onu yiyor olabilir erkek

    ya da o sırada sıkılmıstır. zira kadınlar yaşı kaç olursa olsun, bir erkekle yazısırken 14 yasında kız cocugu gibi sacma ve bir yere varmayan diyaloglara girdikleri icin erkek "eeeehh ne yazayım artık lan buna " diyerek game of throns'un son bolumunu izlemeye karar vermistir.

    yani yazısmada bir anlam bulamamıstır

    ya da aklı basında , hani o cok bayıldıgınız avrupalı amerikan vs. medeni erkekleri gibi tadında kesmistir diyalogu...

    yanıt verilecek bir sey olmayan abuk bir cümle ve yorum yaptıysanız da o anlık mesaj yazma geregi duymamıstır.

    oysa bırakın kadını gece 3 'te bir erkek arkadasım bile beni düsünmeye ve konusmay sevkedecek bir seyler yaziyorsa yanıtını yazarım fakat ayşecik tadında sımarıklıklar sergileyen bir yazısmaya kibarca son vermeyi de bilirim

  • sodayı alkollü içecek sanmak, saklanıp aileden gizli gizli içip içip yerlerde yuvarlanmak, kahkaha krizlerine girmek.

  • sigortası 212'li ise ve basın kartı varsa ortada tartışacak bir durum yok demektir. zira basın kartı olanlara aşı yapılacak denmiş. berna laçin basın kartını sahtecilikle mi almış? hayır gazetede yazı yazmış (milliyet gazetesinde). o zaman sıkıntı nerede?

    edit: basın kartı sadece savaş muhabirlerine verilir sanan bir mal sürüsü varmış. ülkemizde basın kartı alıp almama patronun sigortanı 212'den yatırıp yatırmamasıyla ilgilidir daha çok. varlığını 100 kişinin bile bilmediği yerel gazetede tırıvırı kasaba dedikodularını yazan birisi de basın kartı sahibi olabilir.

  • şiir ömer hayyam'indir ancak 3 tane ayri dörtlukten alinti yapilmiştir...
    asillari aynen şöyledir*:

    "seher yeli eser yirtar etegini gülün
    güle baktikca cirpinir yüreği bülbülün
    sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
    kopup dallarindan toprak olmadalar her gün"

    "bu yildizli gökler ne zaman basladi dönmeye
    ne zaman yikilip gidecek bu güzelim kubbe
    aklin yollariyla ölçüp biçemezsin bunu sen
    mantiklarin, kiyaslarin sökmez senin bu işte"

    "bulut gecti, gözyaşlari kaldi cimende
    gül rengi şarap içilmez mi boyle günde?
    bugün bu çimen bizim, yarin kim bilir kim
    gezecek, bizim topragin yeşilligince"