ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
birbirine benzeyen ünlüler
öğretmenden işitilen en komik azarlar
-
-bugün silgisini unutan, yarın terörist olur!!
erdoğan'ın prompterinin bozulması
-
video dondu sandım meğersem dış güçlerin oyunuymuş
cumaya giden kişi sayısının inanılmaz düşmesi
-
büyük ölçüde hocalar ve hutbelerle ilgili sanki. hutbede dangalak dangalak şeyler duyunca sinirleniyor insanlar. yeni nesil hocalar da insanda ayrı bir dövme isteği uyandırıyor.
kalitesiz olduğu halde kaliteli sanılan şeyler
-
adam bim çikolatalarını kaliteli zannedenler var sanıyor, yazık.
patatesi pişirmeyi akıl eden ilk insan
-
mübarek biri. çünkü patatesi ilk gören kişi ben olsam muhtemelen bir ısırık alıp tükürür, "arkadaşlar yemeyin bunu rezil bir tadı var, şu karşı ağaçtaki kırmızı şeyleri bir deneyelim." filan derdim ve böylelikle patates denilen mucizevi besin keşfedilemezdi. ama işte biri bunu almış, ateşte yakmış ve tuzlamış, sonra biri yağda kızartmış, öteki haşlamış... neler neler ya. çok güzel tadı var.
sınavda 95 alıp ağlayan tiplerin şu anki mesleği
yaran facebook durum güncellemeleri
-
insan bu hayatta anasını, babasını ve cumhurbaşkanını seçemiyor.
ülkece de bu turnuvaya hazırlanamadık
-
aynen ya bizim primler de yatmadı, ben de iyice bıraktım milli takımı.
hocam beni değiştir.
(bkz: ulan ayıptır be)
800 mühendisle akıllı telefon üretmek
-
abi anlamıyorum. adamlar %52 türk malı var içinde diyor.
neyin %52'si. telefonun %100'ünden kasıt nedir?
her parçayı mı bir mi sayıyorlar? mesela 100 parça var. vida, metal hepsini 1 saydık. 52 parça mı türkiye'de üretilmiş diyorlar...
ya da telefon toplam 100 gram, 52 gramı mı türk malı?
yazılım %100'ün neresinde?
para olarak bakalım, 1 parça ya da 10 gram saydığın işlemci senin en pahalı elemanlarından biri. ram, işlemci, ekran, pil ve anakartı kendileri üretmiyor. ne kaldı ulan geriye?
yeterli mühendis sayısı var ama ortaya ne çıkarmışlar kimse sorgulamıyor.
not 1: bir elektronik eşyanın her bir parçasının türkiye'de üretilmesi imkansız. bu hastalıklı düşüncenin aynısı yerli araba muhabbetinde de vardı. %100 yerli olayı ütopya, kabulüm. aynı parçadan milyonlarca üreten firmalardan daha pahalıya daha dandiğini yaparsın. sürüm de ar-ge de onda çünkü.
kaldı ki apple bile montaj dahil* üretimini dışarı* yaptırıyor.
ama vestel bastıra bastıra "yerli üretimiz" diyor, yüzde veriyor ki salladığı anlaşılmasın, milliyetçi insanların duygularını kullanıyor sanki. sonra utanmadan "ithal telefonların vergisini arttırın" diye çığırıyor. ama kendisinin montaj için ithal ettiği parçalarla cari açığın yine anası belleniyor.
not 2: ne kadarı yerli sorusuna bir cevap buldum.
https://www.dropbox.com/…g/bwtcxncccae3wp3.jpg?dl=0
elektronik olarak sandığımdan daha çok katkı sağlamışlar. yüzdelik dilimi neye göre belirlemişler hala bulamadım, tahminlere açık. en nihayetinde sonuçlar devlete vergi baskısını gerektirecek kadar "şımarmayı" haklı göstermiyor.
kedilerin hayat anlayışı
-
"bir şey hareket ettiği sürece önemlidir. önemli olduğuna inanıyorsan ve hareket etmiyorsa dürtmelisin."
yazarların futbolda beğenmediği kurallar
-
penaltı ve kırmızı kart aynı anda verilmemeli. maç direkt bitiyor. fazla ağır bir ceza.
ofsaytta da, son forvetin top ayaktan çıktığındaki pozisyonuna değil topla buluştuğundaki pozisyonuna bakılmalı. normalde ofsaytta olan biri topu almak için son defans oyuncusunun gerisine gitmek zorundaysa bu ofsayt olmamalı.
ömer hayyam
-
öldükten sonra, ırmaktan şarap içeceği, 72 tane küçük kız çocuğuna sahip olacağı hayalleriyle hayatını ziyan eden ve sürekl, başkalarına da zehir etmeye çalışan sapık mallarla tarihin en güzel taşşaklarından bazılarını geçmiş olan büyük üstad.