ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yakılan askerlere solcuların sahip çıkması
-
şaşırtıcı değildir. çünkü solcu olmamak:
ihaledir
ayakkabı kutusudur.
içinde işçilerin öldüğü madenin kapısında selfiedir.
madenci yakınına tekmedir.
ağaç kesmektir, derelere hestir.
bunu yapma diyenlere coptur, gazdır.
sokak arasındaki son tekmedir.
cihatçıyı hastanede ağırlamak sonra da işidi lanetliyor gibi yapmaktır.
para alınca mavi marmara konusunu kapatmaktır.
rusya' ya ses çıkartamayacağını anlayınca halep dememiş gibi yapmaktır.
pişkinliktir.
isveçli medeniyeti
-
bizdeki medeniyet arada on - yüz falan değil binlerce yıllık fark ve uçurum var.
öğrenim kredisi borçları silinsin kampanyası
-
615.9 milyonluk vergi borcunu bir kalemde 7 milyona düşürebilen hükümetin bir kalemde öğrenim kredilerini silmesi kampanyasıdır.
karşı cinse dönüşülse yapılacak ilk şey
-
efendi adam yerine piç tercih etmek.
bu kadar insanın bir bildiği olmalı.
fsm'de meydana gelen korkunç kaza
-
en sag seritte duran araca bahane bulan ve kazanin gerekcesi olarak gosteren herkesin -varsa eger- surucu ehliyeti elinden alinmalidir.
3 serit degistirerek makas atan pust dururken sag seritte duran araca suc bulmak gercekten buyuk aptallik.
evet, bazi yollarda duramazsiniz, duraklayamazsiniz, park edemezsiniz. zorunlu haller disinda bir sebep disinda durmussa eger, hep beraber linc edelim ancak durma gerekcesini bilmeden bu kadar aptalca yorumlar yapmayalim lutfen.
eski sevgilinin unutulmayan sözleri
-
14-20 yaş arasını beraber geçirmiştik. son 2 senesi uzak mesafe ilişkisiydi. ben okul için istanbul'a gelmiştim, o bizim memleketin üniversitesini tercih etmişti. daha önce de biraz kıskançtı ama uzak mesafeyle beraber kıskançlıkları da arttı. ali sami yen stadı hariç nereye çıkarsam çıkayım tartışma sebebiydi. erkek erkeğe meyhaneye bile gitsek "yalan söylüyorsun, yanınızda kesin kız vardır." diyecek kadar kuruntulu hale gelmişti. kafasında benim onu aldattığım senaryolar üretirdi, onun üstünden delicesine kavga ederdik. sıkıldım, boğuldum, asosyalleştim. bu konuyu ne kadar tartışırsak tartışalım "ne yapayım, kendime engel olamıyorum." deyip tartışmayı bitirirdi. birbirimizi sevsek de ikimizin akıl sağlığını düşünüp ayrılmak istedim.
babasız büyümüştü. abisi vardı ama o da uzaktaydı, üstelik angutun tekiydi. ayrıldığımızın ertesi günü eski sevgilim şuna benzer bir mesaj çekmişti:
"ben seninle beraber büyüdüm. garip gelecek ama senin varlığında baba, abi, arkadaş ve sevgili hepsi hayat bulmuştu benim için. hayatımdaki tek erkektin. sensiz nasıl olunur bilmiyorum. en son sensiz olduğumda daha çocuktum. ayrılık kararında haklısın, kendimi değiştiremedim ama lütfen hemen kopma benden. sensiz olmaya katlanabilene kadar iletişimde kalalım."
ona bu kadarını borçlu olduğumu düşündüm. 8 ay boyunca dediği gibi hep iletişim halindeydik. yeni bir ilişkiye başlamadım. sonunda ikimizin de sesindeki burukluk gitti, daha neşeli konuşmaya başladık. iki eski sevgiliden, haftanın 2-3 günü konuşan iki arkadaşa dönüşmeyi başarmıştık. daha sonra benim karşıma biri çıktı. eski sevgilimi aradım:
ben: biri var, olacak gibi. iyi bir insan. artık seninle bu kadar sık konuşmam garip kaçar.
o: (2 saniye duraksadıktan sonra) aslında ben de aynı durumdayım. kafamda onun hakkında bazı sorular olduğu için dışarı çıkma tekliflerini henüz kabul etmedim, oyaladım biraz. senden cesaret alıp ben de bir şans vereyim o zaman.
ben: hadi o zaman hayırlısı olsun. sen sağ ben selamet...
benim 4 sene, onun da 1,5 sene sürecek yeni ilişkisi böylece başlamış oldu. daha sonra da iletişimi koparmadık, ayda yılda bir de olsa telefonda konuştuk, mesajlaştık. "uzun ve zorlu bir ilişkiden sonra severek ayrılan iki insan nasıl arkadaş kalır?" diye merak ederseniz; aha işte böyle kalıyor. biraz zor ama imkansız değil.
taa seneler sonra memlekette bir araya geldik yine, kahve içip muhabbet ettik. bir ara benden sonraki sevgilisinden neden ayrıldığını sordum. mesele yine kıskançlıkmış ama bu sefer taraf değiştirmiş. eleman "etek giyme, şu adamla konuşma... başını örtsen olmaz mı?" falan diye ısrar etmeye başlayınca ayrılmışlar. istemsizce güldüm, "anladın mı ne çektiğimi?" dedim. sessizce başını salladı. anlamış.
not: ulan unutulmayan sözler diye girdik. komple hikayeyi anlatıp çıktık. anlatasım varmış demek ki.
edit: "sonra noldu, şimdi beraber misiniz?" mesajlarına istinaden; hayır, yaş oldu 31, bu konu çok geride kaldı. 3-4 yıl öncesine kadar birbirimize doğum günü kutlama mesajı atardık. sonra onu bile unuttuk. şu anda iki yıldır devam eden, evliliğe giden ve aşık olarak başladığım bir ilişkim var. ondan önceki 9 yılda da hayatıma girip çıkan birileri oldu tabi. hayat kaldığı yerden devam ediyor.
je veux
-
"anamıza bacımıza mı sövüyor allahın fransızı" diyenler için dev kültür hizmeti, buyrun:
ritz'den bir süit verseniz, istemem!
chanel'den mücevher, istemem!
limuzin verseniz, ne yapayım limuzini?
eleman verseniz, ne yapayım?
neufchatel'de malikane, bana göre değil!
eyfel kulesi'ni sunsanız, ne yapayım yahu?
aşk istiyorum, neşe, eğlence, espri anlayışı istiyorum, paranla mutlu edemezsin beni, o zaman hep beraber: özgürlüğümü keşfetmeye, klişeleri unutmaya, hoşgeldin gerçekliğime!!
iyi davranmandan yoruldum, bana fazla geliyor!
ellerimle yemek yerim, ve evet ben böyleyim!
sert konuşurum ve dürüstüm, kusura bakma!
ikiyüzlülükle işim olmaz, kaçar giderim!
boş laflardan bıktım!
seni suçlamıyorum ve ben böyleyiiiiim!!
aşk istiyorum, neşe, eğlence, espri anlayışı istiyorum, paranla mutlu edemezsin beni, o zaman hep beraber: özgürlüğümü keşfetmeye, klişeleri unutmaya, hoşgeldin gerçekliğime!!
-mot a mot çevirmedim, gelip de kalbimi kırmayın- (burası şarkı sözü değil, çevirenin notu)
tek cümleyle türkiye'nin yurt dışındaki prestiji
-
2 ay önce floransa'da bir hostelde, 2-3 yıl önce türkiye'yi ziyaret etmiş, buenos aires'te yaşayan arjantinli bir genç kızın sorduğu sorudur:
"siz türksünüz, neden arap gibi yaşamaya çalışıyorsunuz?"
kız ülkeye ülkenin %50'sinden daha hakimdi.
türklerde mesai sonrası bar kültürünün olmaması
-
mesai sonrası pert kültürü olduğundandır.
koç üniversitesi'ndeki pikachu
yaran facebook durum güncellemeleri
-
sanırım evrene yolladığım mesajlar kenan evren'e gidiyor. darbe üstüne darbe yiyorum lan..
sınavlarda alınmış komik notlar
-
ders:diferansiyel denklemler
alınan not:02
valla ben almadım hoca verdi.
hocanın not gerekçesi: 01 versem adını yazıp çıktın falan diye sen artist olacaktın ondan 02 verdim. hem böyle daha ezik görünüyorsun. hani yapmış da anca 2 puanlık yapmış gibi.