hesabın var mı? giriş yap

  • durumu anlatabilmek adına bulduğum en uygun başlık buydu.

    örnek: aldatan karımı terk etmiyorum (troll başlığı)

    x kişi: sen gavatsın
    y kişi: bence böyle şeyler normal
    z kişi: buna normal diyen gavattır
    tekrar y kişi: buna gavatlık diyen yobazdır.

    örnek: volkan demirel türk futbolundan atılsın.

    x kişi: atılsın çünkü terbiyesizdir. (hafifletilmiş ifadeler tercih ediyorum yoksa evlilik hayatından olaya girenler var)
    y kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın
    z kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın diyen şikecileri görmemize vesile olmuş başlık
    y kişi: fransız döllerini ortaya çıkartan başlık.

    iki durumda da; "ne neden yapılır?" "bu durum hangi sosyolojik durumlar sebebiyle bu hale gelmiştir", "bu durumu düzeltmek için ne gibi öneriler sunulur" gibi önermeler yok, hesapta burası kutsal bilgi kaynağı ama gel gör ki kuşlubahçe muhtar heyetinden farksız. bu iki örnek özelinde sergilenen uygulamayı alın bütün başlıklara yayın. ben okuyan adamım, dünyadaki olan bitenle meselem var, ilgileniyorum ve gelip böyle bir platformda yazıyorum diyen zekanızın eseri bu mudur? seçimlerde bok attığınız milletten tek farkınız elinizin altında internet olması diyeceğim sonra aktroll olacağım ama onlarla sizi kıyasladığım için kemalist yavşak da diyecekler. ben olacakları önceden söylüyorum. kendinize çeki düzen verin, akıllı olun.
    (yazıyı o son cümleyle bitirmeyecektim fakat içeceğim masaya döküldü.)

  • soğuk havaları ısatacak hoş viski.

    islay bölgesinin asil temsilcisi bu sunum ile klasik şişenin yerini dolduramasa bile alışılmış laphroaig lezzetlerinin yanına farklı bir lezzet eklemiş oldu.

    four oak adı üzerinde 4 farklı fıçıda dinlendirilmiş bir nas viski. 4 farklı fıçı aroma bombardımanı etkisi yaratmamış ama bence bu iyi birşey.

    fıçıların tanımları ise şöyle: eskimiş burbon fıçılar, yeni amerikan fıçılar, şeri fıçılar ve çeyrek fıçılar.

    tadıma geçersek;

    koku elbette beklediğim gibi harika ve çok dengeli bir is kokusu ile başlıyorsunuz, ardından kuruyemiş özellikle kavrulmuş badem koku ve tadı baskın geliyor.

    damakta tabiri caizse yağ gibi kayıyor ve ardında kaymak gibi pürüzsüz ve yoğun bir lezzet bırakıyor.

    bitiş olması gerektiği ve sevdiğim gibi oldukça uzun ve yoğun. ne de olsa o bir islay.

    sonuç olarak güzel viski ama ikinci şişeyi alacağıma klasik laphroaig tercih edeceğimi söylemek istiyorum.

    edit: diğer viski yorumlarım için (bkz: #60703155)

  • kimse annesini ve ailesini seven, değer veren, önemseyen bir insana düşman olmaz.

    düşkün diye tabir edilen kavramın altındaki mana biraz derin. bazı erkekler belli bir yaşa ve olgunluğa erişse bile annesine danışmadan, annesinin onayını almadan hiçbir şey yapmaz.

    bu tarz bireylerin evlendiği zaman da evlilikleri annesi tarafından yönetilir. ilişki iki kişilik değil üç kişilik bir boyuta ulaşır.

    kadınlar bu olaya düşmandır.

  • genel sebep enerji bağımlığı meselesi gibi. rusya ukrayna savaşı tüy dikti. ab'de bu oran (ithal enerji kaynağı / tüketim) %60a varıyor. bir kısmı cezayir gibi nüfus alanından olsa da, çoğu arap ülkelerinden ve rusyadan (gaz ve petrol).

    abd ise tükettiğinden çok üretebiliyor. ithalatı da büyük oranda meksika ve kanada gibi yancılarından.

    ve avrupanın dışarı verdiği petrol parası ihracat yoluyla geri dönemiyor. para büyük oranda çin'e gidiyor ki arkasında gene çinde yatırım yapmış avrupa firmaları var. sistem yürümez böyle, bir şeyler olacak.

  • suriye forumlarına girip, bir kaç arkadaşı ikna ettiğim kampanya . 500 bin kişi olarak gelecekler.
    umarım faydali olmuştur .

  • allah razı olsun kendisinden. milyar dolarları kazandığı dönemde 5 milyon dolar gibi bir rakamı bağışlaması inanılmaz.

    bilen var mı kaç milyon dolar vergi borcu silinmişti bu şirketlerin?

  • merkez üssü bir üniversite olan dumurluk olaylar kümesidir*. bir elemanı da şöyledir; internette gezinirken denk geldim, gerçek midir nedir bilemiyorum ama bildiğim şudur ki mevzuya uygundur.

    "çapa tıp fakültesinde okuyan arkadaşlarım anatomi öğretmenimiz sami zan'ın ününü bilirler. sami hoca sırf üreme organlarını kendi üslubuyla anlatan ve her dersinde 400 kişilik amfide dışarıdan gelenlerle birlikte yaklaşık 700-1000 kişiyle dolduran çok degerli bir hocamızdı... bu yazıyıyı yazarken de kendisini rahmetle anıyorum... anatomi derslerinin birinde erkek menisindeki yüksek glükoz, yani bizim bildiğimiz şekerin düzeyini anlatıyordu. o yıl liseden mezun genç bir ögrenci kız arkadaşımız el kaldırdı ve bombayı patlattı. "anladığım kadarıyla, menide çok şeker olduğunu söylüyorsunuz..", "evet aynen öyle" dedi sami hoca ve dediklerini destekleyen istatistik oranların tablosunu gösterdi. arkadaşımız gene elini kaldırıp söz istedi "o zaman tadı neden şekerli değil?.." amfide korkunç bir sessizlik oldu... ve sonra tüm amfi gök gürültüsü gibi bir kahkaha koyverdi... yüzü birden kıpkırmızı olan arkadaşımız, hızla defter ve kitaplarını topladı ve sırasından hızla fırladı. o kapıya koşarken, sami hoca çok ciddi bir yüz ve buz gibi sesle dersini sürdürdü... "şeker tadı alınamaz. çünkü şekeri duyumsayan tad alma hücreleri insanin dilinin ucundadır... gırtlak derinliğinde ise, acıyı ve ekşi tadı algılayan reseptörler bulunur... sana neşeli bir gün dilerim kızım..."

  • (bkz: açılın ben doktorum)

    teorik olarak vardır, ama düşüktür.
    türkiye’den son yıllarda bildirilen insan kuduz vakaları genellikle yarasa gibi hayvanlarla temas sonrası görülmüştür. çoğu da belli başlı illerden olmak üzere.
    ancak kuduz riskli temas bildirimi 2000’li yıllarda artış göstermiş. bunun sebebi de köpeklerin kuduz vektörü olabilmesi ve köpekle temas eden hastanın kuduz şüphesinin bildirilmesi.
    ayrıca türkiye, insanda kuduz vakasının halen görülebildiği tek tük avrupa ülkelerinden birisi. (bkz: bir avrupa ülkesi olarak türkiye)
    bu entry 1989 yılında girilseydi önermesi kesinlikle çok farklı olurdu. zira 1979-1989 yılları arasında avrupa’dan bildirilen kuduz vakalarının toplam %7.3’ü türkiye’den bildirilmiştir. ayrıca önemli bir fark da avrupa’da yabani hayvan kuduzu, toplam kuduz vakalarının %72’sini oluştururken, türkiye’de evcil hayvan kuduzu, tüm kuduzların %98.4’ünü oluşturmaktaymış. ancak o yıllara ait bir insan kuduzu vakası bulamadım. yine de evcil hayvanlarla temasın o yıllar için kuduz riski açısından önemli olduğu anlaşılıyor.

    tetanoz riski her açık ve kirli yara sonrası vardır, bunun hayvanla, hayvanın yabaniliğiyle çok ilgisi yoktur.

    kısa bir bilgi daha: hayvanla temas sonrası kuduz aşısı olabileceğiniz merkezler çok sınırlıdır, bunu sağlık kuruluşlarından öğrenebilirsiniz. ama tetanoz bütün acillerde yapılmaktadır.

    yatırım tavsiyesi olmamakla beraber ben sokak hayvanlarıyla aşırı teması olan ve günde en az bir pati yemeden rahat edemeyen biri olarak bir kere bile aşı olmadım. turp gibiyim. sadece biraz gerizekalılık var, ufak bir asabiyet.

    (bkz: crazy cat lady)