hesabın var mı? giriş yap

  • insan 10'lu yaşlarda o günlere gelebileceğini hiç düşünmüyor. "yok artık, ben de mi?" diyor. tıpkı kendini ölümsüz sandığı gibi. 30'a yaklaştıkça ciddileşiyor. sanki 30 olunca hayat birden değişecek. sen evde otururken bir anda kendini başka bir yerde, başka bir hayat yaşarken bulacaksın, gibi geliyor. o kadar saçma 30 yaştan beklentiler. ne olacak 29'da neysen 30'da da osun. hatta aynı çizgide devam edersen 35 de 40 da hepsinde aynısın.

    değişen şeyler de var tabi. insana, hayata bakış değişiyor ilk başta. önceliği kendine verir oluyorsun. bekarsan eğer, kendi isteklerin diğerlerininkinden önce gelmeye başlıyor. bencilleşiyorsun. evliysen eğer, sorgulamaya başlıyorsun yaşadığın hayatı. "mutlu muyum? " diye sormaya başlıyorsun. kendinle daha çok bir şeyler yapmak istiyorsun. kendine zaman ayırmak, kendinle vakit geçirmek. gördüğün ölümler, hastalıklar seni daha çok istediğin gibi yaşamaya teşvik ediyor. cesaret edemediğin şeylere cesaret ediyorsun, ertelediğin şeyleri yapıyorsun. anlıyorsun çünkü, fırsatının bir daha olamayabileceğini. gerçeklerle yüzleşiyorsun en çok da.

    en güzel hediyesi ise senelerdir biriktirdiğin insanlar oluyor. anne babana eskisi gibi kızamıyorsun. daha ne kadar seninle olacaklarını kestiremiyorsun. hayatın gerçekleri kayıplarla daha da yüzleştiriyor insanı. kimsenin ölümsüz olmadığını iyice fark ediyorsun. eskiden boş kalsın diye uğraştığın evinde ses arar oluyorsun.

    36 oldum bu sene. ne zaman ölürüm, ne kadar daha yaşarım bilmiyorum. ama bildiğim, bir gün güneş yine doğacak ama ben o gün göremeyeceğim. her an, her dakika keyifle yaşamayı seçmek için bir sebebim var. yaşamak güzel, sırf güneşin doğduğunu görebilmek için bile.

  • benim için şöyle;

    duş almak, -a girmek : akmakta olan bir suyun altına girip, hızlı bir şeklde saçları bir kez şampuanlayıp, vücudu üstün körü yıkamak yada hızlıca bir sünger,lif ile temizlenmek. tahmini süre: 5-8 dakika.

    banyo yapmak: akmakda olan su şartı aranmadan birden fazla kez uzun uzun saçları yıkamak, vücudu keselemek/köpürtmek, banyo içerisinde yapılan temizlikleri yerine getirmek misal koltuk altı temizliği vs. bazen küveti doldurmak gibi aktivitelerde duruma eşlik edebiliyor. tahmini süre min.15-20 dakika ve fazlası.

    ek: banyo yapmak eylemi peşinden tırnakları kesmek, güzelce traş olmak, uzun uzun kremlenmek gibi banyo içi/dışı aktivitelerle desteklenebiliyor.

    aradaki temel fark süresine bağlı olarak içeride yapılabilen aktivitelerin kısıtlanması yada uzaması. mesela sabahın köründe uyanıp okula gideceğim gün banyo yapmıyorum, duş alırım genelde. banyo yapmak daha bir akşam üzeri aktivitesi gibi ama niye bu kadar ciddileştim bilemiyorum.

  • oğlunu okutup, büyütüp, itü ye sokmuş annenin ben ayaklarını öperim. değil ona ezik demek telaffuzuna bile laf söylemek senin haddine mi? be şerefsiz!

  • üst edit : #108737415 bu arkadaş gibi bütün gün duvarı izlesen bile beyin aynı kaloriyi yakar şeklinde düşünenleriniz varsa lütfen öncesinde şu makalenin birinci kısmına birkaç saniye göz atınız.

    birisi size sadece oturarak, maraton koşan bir atletten daha fazla kalori yakabileceğinizi söyleseydi ne düşünürdünüz?

    satrançla ilgilenen birçok kişi 1984 dünya şampiyonluğu maçında karpov’un, 2000 yılında vladimir kramnik’in turnuva sonrası kaybettiği kilolardan haberdardır. aynı şekilde birçok satranç sporcusunun fit ve zinde gözüktükleri de dikkatlerini çekmiştir. peki gerçekten sadece düşünerek sağlıklı bir şekilde fazla kilolardan kurtulmak mümkün mü? gelin birlikte inceleyim.

    insan beyni, vücudun %2-2.5’uğunu kaplamasına rağmen harcadığı enerji %20-25’leri bulmaktadır. (duke üniversitesi evrimsel antropoloji profesörü doug boyer’in yaptığı araştırmalara göre bu oran çocukluk yıllarında %60’lara kadar yükselebilmektedir). nasıl, bir arabanın gitmesi için benzine ihtiyaç varsa, beynin de yüksek performansla çalışması için glikoza ihtiyacı vardır. bu sebeple beyin fazla çalıştığı aktivitelerde kısa bir süre içerisinde kandaki şekeri yani glikozu tüketir. dolayısıyla yeni bir enerji birimine ihtiyaç duyar. bu enerji açığını da depolanmış yağları yakarak elde eder. yani ortalama bir satranç oyununda yakılan kalori, koşan atletin yaktığı kaloriden çok daha fazla olabilir.

    o halde sürekli hamburger-tatlı yerim, bir şeyler düşüne düşüne yakarım?

    maalesef bu mümkün değildir. beyin, kalıpların dışına çıktığında fazla enerji harcar. evde oturarak tüm gün anılarınızı düşünmeniz beyni zorlamaz. zorlanmayan beyin de yüksek kaloriler harcamaz. yüksek kalori harcamanın sırrı: beyni daha önceden aşina olmadığı bir konuya yönlendirip oradaki problemi çözmesini beklemektir. örneğin: gitar çalmayı yeni öğreneceğinizi varsayalım. normalin dışında olan bu davranışta; beyin nöronlar arası yeni sinapslar oluşturacağı için harcadığı enerji miktarı da aynı oranda yüksek olacaktır. fakat bir süre sonra gitar çalma davranışına tolerans sağlayan beyin gitar çalmayı ‘’normal’’ kabul edip psiko-motor davranışlara dahil edecektir. bu da yüksek kalori yakımını durduracaktır.

    satrancın diğerlerinden farkı nedir?

    satranç oyununda her iki oyuncu birer hamle yaptıktan sonra tahtada 400, iki hamleden sonra 72.084, üç hamleden sonra 9.000.000, dört hamleden sonra 288.000.000.000, alternatif hamle vardır. haliyle her zaman bilinmeyen, beynin adaptasyon sağlamadığı pozisyonlar mevcuttur. siz ‘’ben, bütün taşlarımı rakibin şahına yakın olarak konumlandırsam ve piyonlarla saldırıya geçsem. hayır, saldırırken geride çok zayıflık bırakıyorum o da benim atımı alabilir’’ şeklinde düşünürken beyniniz bu esnada yüksek performansta çalışarak yağ yakımını gerçekleştirir.

    bununla ilgili bilimsel çalışmalar mevcut mu?

    2009 yılında sinir bilim profesörü robert sapolsky, yaptığı araştırmalar sonucu üst düzey bir satranç oyuncusunun günde 6.000 kalori yakabileceğini iddia etmiş, 2004 yılı dünya şampiyonu olan özbek büyük usta rustam kasımdzhanov’un turnuva bitiminde verdiği 7 kiloyu örnek olarak göstermiştir. araştırmaya ek yıllar sonra durumun gerçekliğini merak eden amerika merkezli bir şirket ekim 2018’de satranç turnuvası esnasında yapılan ölçümlerde 21 yaşındaki rus büyük usta mikhail antipov’un 2 saat boyunca 560 kalori harcadığını tespit etmiştir. bu kalori ise dünyanın en iyi tenisçilerinden biri olan maria sharapova’nın 1 saat tenis oynarken harcadığı enerjiye ya da aynı yaşlardaki bir erkek atletin 10.8 kilometrelik bir hızla 55 dakika koşması sonucu yakacağı kaloriye eşittir!

    özetle; satranç oynayarak hem beyninizi geliştirebilir hem de sağlıklı bir şekilde fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz.

    yazıyı referanslarıyla birlikte görsellerin de dahil olduğu bir şekilde okumak isteyenler için :

    (bkz: https://www.chessinside.com/satranc-ve-kilo-verme/)

    edit : makalede yazdığım veriler entertainment and sports programming network'un şu makalesinden alınmıştır.

    #108674653 burada dikkat edilmesi gereken nokta bir büyük ustanın, büyükusta olana kadar ortalama on bin saatini satranç çalışmaya ayırması olmasıdır. haliyle bu kadar emek gösteren kişi elbette bir takım açılışları ezbere bilecek rahat rahat oynayacaktır. bildiği pozisyonlarda beyin güvenli modda çalıştığı için zaten bahsedilen kalori yakımı gerçekleşmez.

    antipov 560 kalori kalorinin nasıl yakıldığının hesaplanması ise maç esnasında anlık olarak takip edebilen teknolojik cihazlarla sağlanır. aynı şekilde bu cihazlarla bir satranç oyuncusunun nerede ne kadar çok kalori harcadığı da saptanabilir. (merak edenler için; açılışa hakim oyuncu bildiği kısımları oynarken başlangıçta rahattır çok efor sarfetmez. bilmediği bir hamleyle karşılaştığında ise bilinmezlik heyecanı beraberinde getirir. heyecan, stres, keşmekeşlik durumları da en çok oyun ortasında gerçekleştiği için buradan ''genel olarak'' oyun ortasında daha çok kalori harcanır çıkarımı yapabiliriz. )

    bonus : (bkz: https://www.youtube.com/…&feature=youtu.be&t=09m06s)

    ( ve bütün bilimsel çalışmalar inandırıcılığını kaybeder...)

  • canım benim ya. ne kadar babacan insanlar görüyor musunuz? evet, bundan sonra oyum size. işte aradığım huzurlu, şefkatli yönetici.

  • bunu yaparken sol omzunda da 19 litrelik damacana taşıyorsa evleneceğim kızdır.

    not: bıyık konusuna değinmiyorum, bazılarına yakışıyor.

    not 2: bademse olmaz ama.

  • bu konudaki son sözü dostoyevski söylemiştir zamanında :

    "insanların birbirini tanıması icin en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır."

    budur.