hesabın var mı? giriş yap

  • giderken de taksimetreni aç özelliği de eklenerek taksilerin boş boş gezerken yaptığı masrafa bir nebze de olsa katkıda bulunabiliriz. herşey onlar için.

  • el cerrahisinin hassas bir ihtisas olduğunu vakti zamanında bir arkadaşımın iş kazası geçirmesi sonucu anlamıştım. tabi şimdi gelde bunu videodaki arkadaşa anlat.

    hepimiz kabul edelim adamın cüretkarlığı cehaletinden çok "elitlerin iktidarını yıkıyoruz" ayağına fetöcülerin doluştuğu harbiyeyi, "monşer bunlar" diyerek mülkiyeyi, şimdide "giderlerse gitsinler" diyen tıbbiyeyi ayağa düşüren zihniyetten geliyor. 20 yıldır iktidarda olan sadece bir siyasi parti değil bu zihniyet. işte anketlerde şaşırdığınız aç açık olmasına rağmen oy veren %30'un 29'uda bunlar, geri kalan %1'ide iktardan rantlananlar.

  • boşanma kararımı aileme üzülecekleri için açıklayamadığımı söyleyince; “sen alt soyundan sorumlusun, üst soyundan değil... oğlun için bir rota belirleyelim, gerisi kendi başının çaresine baksın” demişti

  • bir elmas örneği ile açıklamak gerekirse;

    kömürle kaplıyken çok da değerli gibi görünmez. hoyratça kullanılabilir ya da fırlatılabilir. sıradandır, elinize ilk aldığınız an samimi olabilirsiniz çünkü gündelik bir değeri vardır ve kendiniz olabilirsiniz. sizi beğenmesini, istemesini ya da sizde kalmasını arzulamazsınız. oysa işlenip, düzgün kesim yapıldığında elmasa dönüşür. o zaman elinize aldığınızda sizin için çok değerlidir. çok dikkatli tutarsınız hatta çoğunlukla uzaktan bakıp seyredersiniz. sizin olmasını istersiniz, sırf size yakışsın diye en güzel tavrınızı takınır, en güzel makyajınızı yapar ve en güzel kıyafetlerinizi giyersiniz. o size alışıncaya kadar, sizi kabulleninceye kadar kendiniz gibi davranamazsınız. kasılır ve en iyiyi oynamaya çalışırsınız.
    gerçekten hoşlanılan kişiyi bulduğunuzda da binlerce kömür arasından elması bulmuş gibi olur, uzaktan izlemeyi tercih edersiniz. çünkü öyle değerlidir ki asla sizin olamayacakmış gibi gelir. asla sizi görmeyecek, sizin ona baktığınız gibi bakmayacakmış gibi gelir. o an kendinizi basit bir çakıl taşı gibi hissedersiniz. elmasın kendi parlaklığından asla göremeyeceği kadar sönük. ya da elması ellemekten korkan bir çulsuz gibi... oysa sadece bir elmastır. sadece iyi kesim yapıldığı için değerlidir. yerin altından çıkarılmış bir kömür parçası.
    sözün özü; kaybetmeyi göze alamayacak bir korkaklık, hiç elde edemeyecekmiş gibi umutsuzluk, kendini beğendiremeyecekmiş gibi güvensizliktir.

  • çok mu zor be bir düşün. senin yaşadığın ülkenin %90 nı ateist olsa.
    cb ''bunlar müslüman'' dese ne hissedersin acaba. topluluğa sırtını dayamak ne kadar kolay. bunu bir müslüman olarak yazıyorum.

  • oncelikle kokpit ses kayitcisi ile ilgili bir giris yaparak konuyu acalim;

    pilotlar, kara kutuda kokpit ses kaydi bulunmasi fikrine de ilk yillarda karsi cikmislar ancak bu tepki zamanla azalmis ve bu sayede gunumuzde kaza arastirmacilari kokpit ses kayitlarini dinleyebilir hale gelmisler.

    video kaydi fikri ise pilotlar tarafindan hicbir zaman iyi bir fikir olarak degerlendirilmemis cunku, gorsel deliller pilot hareketlerinin yanlis yorumlanmasina sebep olabilir. video goruntuleri bir cok durumda yanlis anlasilmalara sebep olacak kesin olmayan, yoruma acik bilgiler sunarak arastirmacilari yanlis yonlendirebilir. oysa arastirmacilarin en cok ihtiyaci olan sey yoruma acik olmayan kesin bilgilerdir. bu bilgiler de halihazirda ''flight data recorder'' yani ucus veri kaydedicisi tarafindan kayit altina alinmaktadir.

    kokpitte kamera kaydi yapilmasi bazi durumlarda (pilotlarin bayilmasi-olmesi, kokpitte duman-alev olusmasi) bulmacayi cozme konusunda yardimci olabilecek bilgiler sunsa da, pilotlar uzerinde de asiri bir stres, hareketlerinin surekli kayit altinda olmasi baskisi ile zihnini surekli prosedurlerle mesgul etmek, tum dikkatini ucusa vermek yerine kendi hareketlerini sorgulama, acaba bir seyi yanlis mi yaptim ikilemine girmeye ve bazi duygu-durum bozukluklarinin gelisimine sebep olabilir, bu konu ile alakali olarak isyeri kameralarinin calisanlar uzerindeki psikolojik etkilerini inceleyen akademik calismalar yayimlanmistir.

    havacilik binlerce prosedur ve protokol ile kontrol altina alinmis bir is kolu. ucus sirasinda is yukunun cogunlugu bilgisayarlar uzerinde olsa da pilotlar, tecrubelerine dayanarak bazi prosedurleri esnetebilirler hatta hic uygulamayabilirler. olayin akisindaki tum bilgilere sahip olmayan kaza sonrasi gozlemcileri sadece video goruntulerine bakarak yanlis yorum ve cikarimlarda bulunabilirler. ornegin 1549 nolu hudson river kazasinda kaptan ''sully'' acil durum protokollerinde bulunan oncelikler siralamasini kendi kisisel tecrubelerine guvenerek degistirmis ve neredeyse fizik kurallarina aykiri bir sekilde ucagini hudson nehrine indirerek 155 kisinin hayatini kurtarmisti. oysa kaptan pilot acil durum protokollerini sirasiyla uygulamaya kalkissaydi ucagi havada tutabilecegi cok degerli anlari kaybedecek ve belki de ucagin cakilmasina sebep olacakti. eger ucak cakilsaydi tum bu olanlar sonrasi kokpit goruntulerini inceleyen kaza arastirmacilari kaptan sully'nin hatali pilotaj yaptigi sonucuna varabilecekti.
    hudson river landing, flight 1549

    baska bir ornek; kabinde acil tibbi mudahale ihtiyaci olan bir yolcu icin pilot inisiyatif alarak 10 bin feet altinda hiz sinirini asabilir, sadece video kaydina bakarak edineceginiz izlenim pilotun bir kural ihlali yaptigi olacaktir. yahut, pilotlar kokpitte birbirleriyle konusmadan da anlasabilirler. hem mesleki hem de sahsi jest ve mimiklerle kameranin fark edemeyecegi bir iletisim icinde bulunabililer. boyle bir durumda da pilotlarin bazi protokollere uymadiklari sonucuna varilabilir.
    acil tibbi mudahale

    son olarak, kokpit ses kayitlari yasalarla koruma altina alinmis ve sadece bir kaza sonrasi ilgili makamlarca erisilir kilinmistir. ancak gecmiste bir cok kaza sonrasi bu kayitlar hem arastirma ''investigation'' hem de mahkeme asamasinda medyaya sizdirildi. ses kayitlari bazi yargilama sureclerinde halka acik hale getirilerek kamu vicdanini ve mahkeme heyetlerini manipule etmek amaciyla kullanilmaya calisildi. iste bu sebeplerle yargilamayi ve kamu vicdanini olumsuz etkileyebilecek, yoruma acik bir video kaydi fikri pilotlar tarafindan tehlikeli ve gereksiz bulunmaktadir. ayrica bir cok havayolu sirketi ve ucak ureticisi firma kendi hatalarini ortbas etmek ve sorumluluktan kurtulmak icin kokpit ici kamera kayitlarini suistimal ederek herhangi bir kazada pilotlara karsi kullanmak isteyebilir. medyaya kayitlarin editlenmis bazi kisimlari sizdirilarak kamuoyu uzerinde algi olusturulmaya calisilabilir.
    sovyet ms-61 kokpit ses kayitcisi

    sadece eldeki gorsel malzemelere bakilarak, mahkemeler ve kaza sonuc raporlari aksini soylese bile yanlis yorumlanmis bir video kaydi ile sucsuz pilotlarin, kotu niyetli kisilerce kamu vicdaninda supheli ve suclu ilan edilmesi mumkundur. halka acik hale gelmis bir kokpit video kaydi ile pilotluk yapmamis kisilerin vicdanlarinda, pilotlarin adil olmayan bir yargilamaya tabi tutulmasi ve aksi raporlara ragmen suclu bulunmasi imkan dahilindedir. pilotlarin, kabin icerisindeki sessiz iletisimleri ve ahengi ancak baska pilot gozlemciler tarafindan dogru yorumlanip gerektigi sekilde degerlendirilebilir. egitimsiz gozler ve kisiler video goruntulerinden aldiklari yanlis izlenimlerle haksiz kanaat olusturabilirler.

    tum yukardaki bilgiler isiginda : kokpit kamera kaydi zaten ucagin her teknik bilgisini kaydeden ucus veri kayitcisinin verdigi muazzam bilgi destegi disinda pek de ise yarar bir bilgi sunmayacak. ayrica, pilotlar uzerinde bir nevi ''mobbing'' ve kendini ve hareketlerini sorgulama gibi olumsuz psikolojik etkileri olacagindan faydali degil faydasiz olarak degerlendirilmistir.

    : imla.

  • ilk öğrenilmesi gereken '-yor olacağım' kalıbıdır.

    mesela "sizi boş toplantı odasına alacağım" diyemezsiniz gramerde yoktur. "sizi boş toplantı odasına alıyor olacağım" denir. böylelikle samimiyetsizliğiniz paçanızdan akar.

  • yeraltı edebiyatında hızla koşan yazarlardan. kendisiyle tanışmam kitabına koyduğu muhteşem isim ve ona biçtiği değerle oldu.
    "diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? haklısın. belki de çok az... o zaman şöyle demeliyim: seni az tanıyorum... az...
    sen de farkettin mi? az dediğin, küçücük bir kelime. sadece a ve z. sadece iki harf. ama aralarında koca bir alfabe var. o alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. biri başlangıç, diğeri son. ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. yan yana gelip de birlikte okunmak için. aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. senin ve benim gibi.."

    --- spoiler ---

    derdâ'nın kaldığı yatakhanedeki ranza arkadaşına, karanlık ve duvar çatlaklarının oynadığı ölümlü oyun, beni derinden etkilemişti.
    --- spoiler ---

  • denizden çıktıktan sonra şezlonga uzanınca sıcağın etkisiyle az evvel kulağa kaçmış suyun ılık ılık akması.

  • insanlar eğlenmeye hasret. insanlar gülmeye hasret. bu ülkede güzel şeyler de oluyor.

    doya doya eğlenin ağrılı kardeşlerimiz.

    debe editi: şu gencecik yaşımızda gezip eğlenmek varken sinir ve stresle boğuşuyoruz.