hesabın var mı? giriş yap

  • ölünce tahta bilal geçerdi allah korusun.

    -bilal baban öldü tahta sen geçeceksin.
    +tahta mı?
    -tahta tabi zoruna mı gitti?
    +anlamadım.

  • suçlu sadece kendisidir. milyonlarca dolarlık takımı emanet ettiğin adama bak. futbolda barış dönemini özledik diye geldin, kavga gürültüden başka bir şey getirmedin. bu kaos ortamıyla başarısızlığını fenerbahçe taraftarına yedirdin. yemin ediyorum aziz yıldırım olsa bu takım böyle olmazdı. yazık günah ya.

    edit: şimdi de, selahattin baki aracılığıyla ortalığı karıştırma derdinde. fetö diye ortaya bi yem attılar. 2-3 hafta da böyle avuturlar insanları. sen fenerbahçesin, gerekirse hakemleri de var'ı da üst üste koyup yeneceksin. o gol olmasa maç 1-1 bitecek. hiç utanmıyorsunuz, 3-4 farkla yenmeniz gereken takımın galibiyet golüne ofsayt diyip var operatörü fetöcü diyorsunuz. allah, aklı başında fenerbahçe taraftarına sabır versin.

  • uzun vadede, neden kasanın kazandığını anlatan yasa. buna sonra değineceğim. öncelikle bu kanun nedir, günlük yaşantımızda bize ne katkıları vardır bunları grafiklerle anlatacağım.

    kanun, bir rassal değişkenin uzun vadede beklenen değere ulaşacağını söyler. bir olay için ne kadar çok bağımsız deney yapılır ve ne kadar çok girdi elde edilirse gözlemlenen olayların sonucunda bir ortalama bulunacak ve bu ortalama beklenen değere yakınsayacaktır.

    bir tavla zarını attığınızda 1,2,3,4,5,6 rakamlarından birisi gelecektir. yeterli şekilde zar atıldığında zar ortalamasının bir süre sonra 3.5 bandında seyrettiği gözlemlenmiştir. bununla ilgili yapılmış bir deneyde; 25 kere atılan bir zar için atış sayılarını yatay eksene, gelen sayıları dikey eksene yerleştirdiğimizde şöyle bir grafik ortaya çıkmış. ardışık noktalar doğru parçası ile birleştirildiğinde bir gelişigüzellik göze çarpmaktadır. yatay eksende atış sayısı ve düşey eksende gelen sayıların ortalaması işaretlendiğinde, bu grafigi elde etmişler. atış sayısı büyüdükçe gelen sayıların ortalamasında 3.5'a doğru bir yakınsama olduğu görülmüş.

    diğer bir örnek ise para atma olayıdır. yazı ve tura gelme olasılığı birbirine eşit ve 1/2 dir. yeterli sayıda para atılma deneyi yapıldığında paranın herhangi bir yüzünün grafiği %50'ye yakınsayacaktır.

    peki bu bilgi doğrultusunda bir kumarbaz neden yanılır ve neden uzun vadede kasa kazanır?

    monte carlo yanılgısı (monte karlo yanlışı) diye bir terim vardır. kumarbazlar iyi bilirler. eşit olasılığa sahip olaylardan birisi beklenenden sık ortaya çıktı diye, bundan sonra ortaya çıkma şansının azaldığını varsaymak yanılgısıdır. ismini, monte carlo'da bir kumarhanede, rulet masasında üst üste siyah gelmesinden sonra, artık bu döngü kırılır ve kırmızı gelir düşüncesiyle 1/2 olasılığı ihmal edip kırmızının gelme olasılığını daha çok gören müşterilerin her siyahtan sonra kırmızıya para yatırıp kaybetmelerine neden olan yanlış düşüncelerinden alır.

    mesela para atma olayı rassal bir süreçtir ve deneyin sonunda yazı ve tura gelme durumu eşit ve 1/2'dir. para atıldığında üst üste 10 kere yazı geldikten sonra 11. kez artık bu döngünün kırılacağını ve tura gelme olaslığının daha fazla olduğunu düşünürüz. içimizde buna dair bir inanç ve beklenti oluşur. bu yanılgıdan başka bir şey değildir 11. durum diğer 10 durumdan bağımsızdır ve olasılık hala 1/2'dir. bu şekilde beklenti içine girmemizin ve yanılgıya düşme sebebimiz ise büyük sayılar kanunuyla ilişkili. doğamız gereği gözlemlediğimiz birçok rassal sürecin ortalamada (beklenen değerinde) hareket etmesini bekliyoruz. yazı ve tura gelmesi olasılıkları eşit olduğu için, ilk 10 atışta beklenti 5 yazı ve 5 tura gelmesi yönündedir; ancak 10 atışta da yazı gelince gelecekteki atışlarda bu açığın kapanması ve daha fazla tura gelmesi gerektiğine yönelik bir hisse kapılıyoruz. sonlu sayıdaki denemelerde uzun bir süre yazı geldiğinde bunu takip eden denemelerde ortalamayı dengelemek için tura gelme olasılığının arttığını düşünmek yanılgısına düşüyoruz. oysa az yapılan sonlu denemelerde değil, sonsuza giden durum denemelerinde başarıya ulaşırız.

    rassal süreçlerde deney sayısı sonsuza giderken deney sonuçlarının ortalamasının beklenen değere yakınsaması bir gerçektir; ancak bu yakınsama aradaki açığın kapanması sayesinde değil de önemsiz hale gelmesiyle olur. madeni para için yapılan deneylerde yazının gelme olasılığı ve turanın gelme olasılığının birbirine eşit olduğunu ve sonsuz deney yaptığımızda yazı/tura oranının 1'e yakınsayacağını biliyoruz (sonuçta ikisinin gelme olasılığı 1/2 idi. olasılıkları oranı 1 ise grafik 1'e yakınsar). örneğin 30 kere madeni parayı fırlattığınızda 10 yazı ve 20 tura geldiğini varsayalım ve başka bir madeni parayı da 1000 defa fırlatalım. onda da 482 yazı 518 tura geldiğini varsayalım. 30 kere fırlattığınız durumda yazı/tura oranı 0.5. oysa deney sayısını arttırdığımz diğer durumda yazı/tura oranı 0.968 ile 1'e yakınsıyor. görüldüğü gibi yazı ve tura sayıları arasındaki fark gittikçe artmasına rağmen (ilkinde 10 diğerinde 36) bu fark deney sayısı arttıkça önemsiz hale gelmeye başlıyor ve deney sayısı arttıkça varması gereken değere ulaşıyor 1'e yakınsıyor. bozuk para örneğinde olduğu gibi rulette de kırmızı ve siyah gelme sayısı deney sayısını arttırdığımızda doğru bir sonuca ulaşacaktır. buradaki yanılgı; sadece birkaç denemeden sonra sıranın karşı tarafa geçeceği düşüncesi yani açığın kapanacak olması fikri. bu birkaç denemeden sonra değil oldukça fazla deneme yaptıktan sonra mümkün.

    konuyla ilgili wikipediada bir simülasyon var. hemen sağ tarafta. oradaki kırmızı ve mavileri yazı ve tura olarak düşünün. sonlara doğru fark artmsına rağmen hemen yandaki grafiğe baktığınızda değerlerin birbirine yaklaştığını oranların ikisinin birden %50'ye yakınsadığını görürsünüz.

    uzun vadede kasanın kazanma durumu ise şöyle;
    yine bir kumarhane örneği olsun. oyunun kuralı şudur; oynayan kişi ortaya 10 tl koyar ve bir bozuk para havaya atılır, tura gelirse kumarhane 10 tl’yi alır, yazı gelirse oynayan kişi kendi 10 tl’sini geri alır ve kumarhane üzerine 8 tl daha verir (beklenen değer: kumarhane için her oyunda +2tl kazanç elde etmek). büyük sayılar kanunu uzun vadede kumarhanenin kazançlı çıkacağını söyler. başlarda oynayan kazanmış olsa bile uzun vadede kumarhanenin bu düzenekle ilgili grafiği.

    günlük hayatımızda da rastadığımız bu kanun, hem sigorta şirketlerini ayakta tutar hem de hukukta yazılı olmayan kurallardandır. sigorta şirketi için büyük sayılar kanunu, daha çok sayıda örnek incelenirse daha gerçekçi tahmin yürütme şansının olması anlamına gelmektedir. geçmişte yaşanmış olayları inceleyip ileriye dönük tahminlerde bulunmaya çalışırlar. hukukta ise varsayalım adamın biri diğerine silah kullanarak saldırıda bulunuyor. ama diğer taraf ölmüyor. burada önemli olan adamın ölüp ölmemesi değil silahla birine ateş edildiğinde beklenen sonucun ölüm olacağının ateşi eden kişi tarafından biliniyor oluşudur.

  • taşak geçmeyi çok seviyoruz da yüz küsür entry içerisinde sadece burada değinilmiş olması (bkz: #6558694) beni üzdü açıkçası. bilmeyip de sormaya utananlara açıklık getirmek isterim.

    3 silahşörler bir kitap değil bir seridir, efendim. 17yy.'da geçer ve dartanyan'nın (d'artagnan şeklinde yazılır aslında, fransızca bilmediğimden dö mü de mi nası okunur bilmem) evden ayrılıp kraliyet silahşörlerine katılmasını anlatır. kaldı ki bu silahşörler aslında 3 tane falan değildir. 3 kişi mi koruyacak koskoca fransız kralını? dartanyan olmadan önce de bunlar silahşördü. özellikleri en ünlü silahşörler olmaları ve aralarındaki arkadaşlık bağının inanılmaz olmasıydı. (birmimiz hepimiz, hepimiz birimiz için geyiği...). hikayeyi de çizgi filmlerden bilmeyen yoktur. yok efendim işte ingiltere prensi midir kralı mıdır neyse onunla, fransa kraliçesi aşıktır. birbirlerine hediye yollarlar falan. bu kardinal'de bu aşkı ortaya çıkartmaya çalışmak için türlü dalaverelere girer. dartanyanın önderliğinde iyiler kazanır.

    sonra bütün silahşörler biryerlere dağılırlar.

    hikayenin başında zaten öyle kanka falan da değildir dartanyan. atos'la bildiğin kavga ederler ve düello ederken, kardinalin adamları (kısaca kötüler) bunları hapse atmaya kalkar. bunlar birleşip kardinalin adamlarını bir güzel yerler ve dartanyan 3 sillahşörlerin saygısını kazanır.

    her zaman 3 silahşörlerdir.

    serinin devamında (hani filmi de vardır the man in the iron mask` diye.) orada bir araya geldiklerinde 4 silahşörler diye anılırlar. (3 silahşörlerden 20 yıl sonra geçer bu hikaye).

  • adam nezaketen avcunu açmış dua etmiş. keşke bizimkiler de bu nezaketin altında kalmayıp karşılık olarak harakiri yapsalarmış ayıp olmuş adama.

  • 06.05 editi: nazım salur beyin bahsettiği numaradan şikayetimi oluşturdum, bekliyorum. arayıp sorduğum zaman sikayetimin değerlendirmede olduğunu söylüyorlar. nazım bey topu bayilere atmıştı, bayilerde topu nazım beye atıyor. bakalım ne olacak

    ust edit: maaşımızı tam yatırdılar, elden aldığımız mesai parasından kesmek istediler. dolayısıyla resmi kaydım yok. evet ben de biliyorum şubeler franchise ama isveren bize bunu şirket prosedürü olarak açıkladı.
    kendimi ifsa etmek istemiyorum cunku işsiz kalmak istemiyorum. sirket ici yollardan çözümü önermişler, beni bir haftada yildirtip is biraktirmaya çalışırlar allah askina hepimiz turkiyede yaşıyoruz. ben kendi şubemi sikayet etsem, o subede ne kadar çalışabilirim sorarım size

    su an yazmakta bile zorlaniyorum çünkü goz gore gore emeğimizi çalıyorlar. her firsatta sosyal medyadan , sosyal yardım kolileri ile iyi bir profil çizmeye çalışan getir, bugun maas günümüzde bizden sokaga cikma yasaklarını kesiyor. gunde 12-13 saat çalışıp, mesai ücreti alacağız diye yagmurda camurda motor sürdük şimdi ise bizden sokaga çıkma yasaklarını kesiyorlar. yaziklar olsun böyle düzene.

    edit: pek cok dost yazdı destek verdi, avukat arkadaslar yazdı hakkını arayalım diye, herkesten allah razı olsun, çok teşekkürler. bir yandan çalışıyorum bakamıyorum pek telefona , donemedeklerim kusura bakmasin.

    bir dost nazım salura ulaşmış twitterdan , nazım bey'de bayi ic hatlarından sikayet edebilir yazmış. bir kurye olarak benim böyle bir hattan su an haberim oldu, sag olsun. bu kriz zamaninda kendimi ifsa etsem beni elbet bir sekilde isten çıkartırlar, çıkartmasalar baska subeye yollarlar. isimi kaybetmekten korkuyorum. kendileri denetlerse daha memnun oluruz.

    edit 2: kanit isteyenler oldu, bana pek cok depodan , getirin baska depolarından dostlar ulaştı, herkese aynı muamele yapılmış. banabiden emin degilim bir yazar maaşları 11inde alıyoruz dedi, o yuzden kaldırdım.

  • 16 dakikanın hepsini izledim, lan insanlar ne kadar ciddi, hiç gülmek akıllarına gelmiyor, bir tanesi elemanı dövecekti neredeyse.

    saygı saygı saygı. herkesin dilinde. kime göre saygı? herkes istiyor ki saygı duyulacak birisi olsun ortamda. yaşça büyük olur, mevkice büyük olur, bir şey olmazsa cinsiyet olur.

    bırakın isteyen istediği şaapsın.