hesabın var mı? giriş yap

  • evet. ben deniz'den 4 yaş büyüğüm. akrabamız olur.

    edit : yaşlılıktan olacak ; bir mesajı cevaplarken nasıl oldu bilmiyorum entry olarak çıktı.

  • büyüklüğü bir toplu iğne başından fazla olmayan, doğadaki en dayanıklı canlılardan biriymiş.laboratuvar deneylerinde eksi 272 c'de helyum içine atılmış; eksi 192 c'de 20 ay süreyle bırakılmış ve 92 c de eter, alkol ve diğer zararlı kimyasal maddeler içine atılarak haftalarca kaynatılmış efendim ve normal ısıya döndürülüp, su verildiğinde tekrar yaşamaya başlamış.hayvanlar alemine saygılar sunuyorum.

  • gelin evi.. bu cümleden sonra söylenecek başka bir şey yok. çünkü evlilik, kadının ev eşyalarını kendi zevkine göre alma sürecinde erkeğin maddi desteğini alma amacıyla kurulmuş kurumdur*.
    şu cümle türk erkeğine yabancı gelmez; bi yemek odası beğendim onu almak istiyorum evlendiğimizde. al canım al.

  • ertem sener: hocam ne dusunuyorsunuz dick advokat hakkinda?
    ahmet cakar: buyuklugunu dusunuyorum
    rok: ooooooooowwwwwww. kac cm mi demek istediniz hocam?
    ertem sener: yav konuyu hemen nereye cekiyorsunuz.
    rok: e ama oyle demeye getiriyor
    sinan engin: neyse konuyu cok uzattiniz kapatalim.
    rok: e konu uzun ihihihihih
    ahmet cakar: beyler cok tehlikeli bir sezon yasayabiliriz. rikering, dick baska baska cagrisimlar yasatiyor bana ve bundan tedirgin oluyorum
    abdulkerim: ben anlamadim ki simdi santimetrelerle mi olcecegiz hocanin buyuklugunu
    sinan engin: dm atmayin bak cok kizmaya basliyorum
    ertem sener: mahmood kafe icelim acilalim

  • bu halkın alacağı kararlara bu kadar çok mu güveniyorsunuz ulan siz? bu halkın kararları yüzünden bugün bu konuları konuşmuyor muyuz biz? halkoylaması yapılırsa sokakta öpüşen çift idam edilir, 5 yaşındaki çocuğa tecavüz eden herif idam edilmez. araplaşmış bir toplumdan da bir bok olmaz.

  • kıza zerre acımadım o erkek arkadaş denilen süprüntüden gelecek her şeye gözünü kapatmış zaten.

    babaya içim yandı, onun kalbi kim bilir nasıl yandı.

  • bim'den içeri girildiğinde insanın dört bir yanını saran kocaman bir boşvermişliğin, zihnin en ücra noktalarına sirayet eden o anlamsız hiçliğin tüm bedendeki tezahürüdür. evet, gözyaşartıcı bir gerçek bu anlamsızlık. o gelişigüzel sıralanmış, ilk bakışta reçel mi yoksa otlu peynir mi olduğu anlaşılmayan ürünlerin arasından geçerken, sağa sola atılmış kolilere basa çarpa ilerlerken hissedilir. çalışanların o android görüntüsünü izlerken sorgularsınız hayatı. neden allah'ım, neden!!? diye isyan edersiniz ama artık çok geçtir her şey için. bim'in sarmalları arasında yok olmaya, hiçliğin içine doğru yol almaya başlamışsınızdır çoktan. çok geç. evet. çok. geç.

  • yunan mitolojisine göre içinde bin bir türlü kötülüğün yanında umudun da bulunduğu kutu. yunan mitolojisi, özgünlüğü olmakla birlikte mezopotamya mitolojisinin değişik bir versiyonudur. kullanılan argümanlar benzerdir. yunan mitolojisi de diğer mitolojiler gibi yaratımlardan ilişkilere kadar erkek egemenlikli bir mitolojidir. belki de erkek egemenliği en fazla yunan mitolojisinde görülür. yunan mitolojisi, kadının olmadığı, sadece erkeklerden oluşan bir toplumdur.
    yunan mitolojisinde önce tanrılar ve titanlar yaratılmıştır. tanrı ve titanların yaratımından sonra uzun bir süre yaratım işi durur. yeniden yaratıma ilişkin anlatımlar mö.5. yüzyılda görülmektedir. bir titanın oğlu olan ve tanrıların başına bela olan prometheus’u cezalandırmak için yeniden yaratım işine başlanmıştır. bu yaratım esasında insanların oluşumunu konu alır. burada ilginç olan tanrılarla titanlar arasındaki mücadelede insanların, özellikle de kadının cezalandırma aracı olmasıdır. bu durum o dönemin toplumsal yapılanmasını da resmeder. zenginlerle orta sınıf arasındaki çıkar mücadelesinde alt toplumun kullanılması söz konusudur. bunun için de o zaman yurttaş olmayan kadının kullanılması anlaşılırdır.
    mitolojiye göre, titan iapetos’un dört çocuğu vardır. bu çocuklar akıl gücü bakımından tanrılardan üstündürler ve bu yüzden sürekli tanrılara kafa tutarlar. bu durum, baş tanrı zeus’un zoruna gider. bu yüzden titanlara ve onların çocuklarına kin ve öfke duyar. bu kin ve öfke özünde sınıf kini ve öfkesidir. gelişen orta sınıfları temsil eden titanlar, aristokrat ve zengin sınıfın temsilcisi olan tanrıları zorladığından tanrıların böyle bir kin ve öfke beslemesi anlaşılırdır.
    tanrılarla titanlar arasındaki savaşta istediği fırsatı yakalayan baş tanrı zeus, titan iapetos’un büyük oğlu atlas’a gök kubbeyi yükler. böylece onu diskalifiye eder. titanın ikinci oğlu hades’i de yer altına -ölüler diyarı- gönderir. buna rağmen öfkesi geçmez. kendisinden ateşi çalarak insanlara veren prometheus’u da kayalıklara zincirleterek ciğerlerini kartallara parçalatır.
    mitolojiye göre, insanları titanlar yaratmıştır. bu yüzden zeus insanlara tepkilidir. insanlardan intikam almak için bir kadın yaratır. mitolojinin ilginç yönlerinden birisi de budur. erkek insanlar titanlar tarafından yaratılıp tanrıların başına bela edilirken, kadın tanrılar tarafından titanların ve insanların başına bela olması için yaratılmıştır.
    zeus’un talimatıyla tanrı hephaistos, su ve topraktan ilk kadın heykelini yapar. bu yönüyle tek tanrılı dinlerdeki insanların çamurdan yaratılması hikâyesine benzer. her tanrı kendinden bir parçayı yapılan heykele verir. böylece tanrıların yaptığı bu kadına “tanrıların armağanı” anlamına gelen pandora ismi verilir. zeus heykele yüreğine yerleştirdiği kıvılcımla can verir. böylece insanların yaratımı tamamlanmış olur. aphrodite pandora’ya güzelliğini, minevra çekiciliğini, hermes yalancılığını ve kurnazlığını, diğer tanrılar da çeşitli özelliklerini verirler. böylece kadın daha yaratılırken tüm tanrıların toplamı olur. tanrılar kendilerinde bulunmayan akıl ve duygu dışında her şeylerini pandora’ya verirler. böylece pandora’yı insanların arasına göndererek intikamlarını almak isterler.
    tanrılar tarafından yaratılan pandora da tanrılar gibi bencil ve duygusuzdur. kendi istekleri için yapamayacağı hiçbir şey yoktur. aklı olmadığından düşünemez. bu yüzden tanrılar tarafından yönlendirilir. zeus, pandora’ya bir kutu vererek insanların arasına gönderir. bu kutuya insanın aklına gelebilecek bütün kötülükleri, acıları, hastalıkları, üzüntü veren şeyler yanında bir de umudu koyar. aşırı merakçı olan pandora’nın bir gün mutlaka kutuyu açacağını bilmektedir. yunan mitolojisi bu yönüyle de tek tanrılı dinlerin yaratılış hikayesine benzer. kadının merakçı özelliğinden dolayı tüm kötülükler ona mal edilir.
    prometheus, kardeşi epimetheus’u uyararak, zeus’dan gelecek hiçbir hediyeyi kabul etmemesini söyler. ancak pandora’nın çekiciliğine dayanamayan epimetheus, kardeşinin uyarısını unutur ve pandora’yla evlenir. bir süre sonra kutuyu merak eden pandora kutuyu açar. kutunun içindeki tüm kötülükler çevreye dağılır, umutta kutudan çıkmak üzereyken, pandora kutunun kapağını kapatır. böylece kutuda bir tek umut kalır.

  • nişantaşı üniversitesi niçin ilk 20'ye giremediğine anlam veremediğim liste.
    bu arada arkadaşlar çarpım tablosu vize notları elinde olan varsa yeşillendirsin.