hesabın var mı? giriş yap

  • suphi'yi yetiştiren insanın açıklaması oluyor nedense, çünkü yetiştirmek kadının görevi.

    türkçe'den türkçe'ye çeviri yapalım biraz, belki işe yarar. kadın diyor ki; babası sapık ve hasta ruhlu, oğlumu yetiştiren de bu adam. oğlumun böyle olmasının sebebi de bu adam. bir melekten tecavüzcü bir katil yaratıldı, kimse böyle doğmaz.

    kadının söylediklerinden (en azından şu haberdeki kadarından) hiç de öyle oğlunu hasta diye aklamaya çalışma falan yok. hem özgecan'a yapılanlara hem bunu yapanın doğduğunda melek gibi gördüğü oğlu olmasına canı yanıyor kadının. benim oğlum suçsuz demiyor, oğlumdan bu caniyi yaratan kocamdır diyor. içinde bulunduğu ruh halini de az biraz düşünmeye çalışırsanız iyi kötü ifade etmiş işte. kadının isyanı bir bebekten suphi'yi yaratan zihniyete, açıklamanın tamamı bu kadarsa fazlasını çıkarabilmek biraz vicdansızlık oluyor sanki.

    kadın adamı suçluyor açık açık siz sanki o ailede doğmuş büyümüş gibi suphi'yi yetiştiren o ama o suçlu diyorsunuz. bu annenin eşinden şiddet gördüğüne dair haberleri de hatırlatalım bu arada. (kadın niye adamı suçluyorun cevabı bu haberlerde)

    editasyon: kadının konuşmasının tamamı da yayınlandı, hala merak ediyor musunuz kadın niye adamı suçluyor diye? hala düşünebiliyor musunuz kadın oğlunu aklamaya çalışıyor diye? hala inanabiliyor musunuz bu kadının da bu erk'in kurbanı olmayıp bilerek, isteyerek bir cani yarattığına?

  • sahne sanatlarında seyirciler arasında/seyirciden kaynaklı bir sorun olursa sahnedeki kişi/kişiler sahne arkasına geçer, gösteri olay bittikten sonra devam eder.

    prosedür budur zaten.

    ne kadar embesil sanat engelli tip varsa yorum yapmış.
    bayılıyorum bu ülke insanının bilgisi olmayan her konuda fikir sahibi olan insanına.

    biri de sold-out gösteri için ''cem yılmaz "bitmemiş" olsaydı o kadını susturacak lafı söylerdi'' yazmış...

    ne söylesem gg.

  • halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden ve açıkça iç savaş söylemi barındıran çağrıdır. ülkeyi yönetemedikçe hırçınlıkları, düşmanlıkları daha da ortaya çıkıyor.

    hesabını gizlediği için şu şekilde paylaşıyorum:

    "birkaç gündür atmosfer gezi ayaklanması öncesiyle aynı. erdoğan kendi tabanıyla kalıcı bir iletişim ağı kurup tabanını her daim hazırda bekletmeli. ihtiyaç duyması halinde tabanını hızlıca sokağa sevk edebilmeli. her şey bir emrine bakar, biz hazırız."

    "bir emrinle ölmeye bile hazırız!
    @rterdogan"

    ortada herhangi bir şey yokken ülkeyi sokağa dökme tehdidinde bulunan bu adamın yargılanması gerekmektedir. eleştirel bir tweet atınca anında soruşturma başlatan savcılar bunun için neyi bekliyor?

    edit:

    görsel

    görsel

    görsel

    edit 2: bunun diğer twitter sayfası da şuymuş: furkancerkes. belirten @vayager altin plak nickli yazar arkadaşa teşekkür ederim.

    debe editi: bu hesabın kendisine ait olmadığını iddia etmiş. peki şunlar ne olum? hesabı kapatıp bunları silmişsin de nereye kadar bunu yapacaksın?

    görsel

    görsel

  • ahkâm kesen insanlar.

    evlenmemiş: evlilik şöyle olmalı, böyle olmalı. aşk evliliği yaparsan muhteşem olur. sorun yaşıyorsan demek ki yanlış insanı seçmişsin...

    çocuğu yok: çocuklar gürültü yapıyorsa kötü ebeveynsin. çocuk öyle yetiştirilmez. özgür bırak duvarı boyasın. bakıcı bakmasın, kreşe gitsin. kreşe gitmesin sen bak. dışarıda emzirme...

    iş hayatına yeni başlamış: patronla böyle konuşulur. iş arkadaşıyla öyle iletişim kurulmaz. maaş şöyle olmalı. bu kadar yıl çalışınca şu pozisyona gelinmeli...

    erkek: kadın böyle yapmalı. böyle giyinmeli. kadın dediğin çalışır. kadın dediğin evde oturur...

    kadın: erkek dediğin güçlü olur. erkekler ağlamaz. bunu giyene/diyene erkek denilmez...

    içim şişiyor dinlerken, içim.

  • ulan herif tavsiye diye bana tatilimi nasil yapacagimi anlatmis, bir tek ne zaman iseyip ne zaman dus alacagim eksik. sagol birader sen git benim yerime ben yanlis bir sey yaparim simdi sen daha guzel tatil yapiyormussun.

  • neolitik devrimle birlikte ortaya çıkan bir olgudur. tarım devrimine dek avcılık ve toplayıcılıkla geçinen topluluklar, özel mülkiyet kavramına sahip değildi, çünkü topluluk, ortak olarak herkes için yetecek kadar ürün topluyordu, meydanda yığılan malzemelerden herkes ihtiyacı kadar alıyordu. üretimde herhangi bir artık söz konusu değildi, çünkü zaten avladıklarını ve topladıklarını muhafaza da edemiyorlardı (meyve ve etler uzun süreli muhafaya uygun değildiler, çürüyorlardır), ki zaten herkesin erzağı bittiğinde ava gidildiği için, muhafaza etmeye gerek de yoktu. ancak tarım devriminden sonra, insanlar tüketebileceklerinden çok daha fazla mahsül elde etmeye başladılar. üstelik bu, depolanmaya da uygun bir üründü.

    dolayısıyla, artık ürün ortaya çıkınca, artığın kime ait olacağı sorusu da ortaya çıkmış oldu. böylelikle ilkel komünal topluluklar (marx'ta bir toplumsal değişme kategorisi olarak (bkz: ilkel komünal toplum)) sona erdi, tarlaların etrafı çevrilmeye başlandı. üstüne üstlük, özel mülkiyetin doğuşu, miras meselesini de ortaya çıkardı. avcı toplayıcı toplumlarda (çoğunda) çocukların biyolojik ebeveynlerinin önemi yoktu, ama artık devredilecek bir ürün söz konusu olduğu için, insanlar hangi çocukların kendi çocukları olduğunu bilmek istediler, bu nedenle de erkekler birlikte oldukları kadınlara işaret koymaya başladılar. bu, evlilik kurumunun ortaya çıkışıydı. başka bir deyişle, özel mülkiyet, endüstriyel kapitalizmden çok önce ortaya çıkmış ve aile, hukuk gibi ekonomi dışındaki alanları da derinden etkilemiş bir olgudur.

  • öğrenci evinde yalnızken hasta olup, kusmaktan öleceğini sanmak da bunlardan biridir. açlıktan ve kusmaktan kalkıp yemek dahi yapamazsınız. sonra arkadaşlarınıza böyle bir olay yaşadım deyince neden söylemedin gelip bir çorba yapardık derler. böylece siz de gariban değil de mal olduğunuzu anlarsınız.