hesabın var mı? giriş yap

  • -sayın yolcularımız lütfen sevgili belediye başkanımız melih gökçek'i twitter'dan takip ediniz.

  • şu iki örneğine bizzat şahit olduğum yazı bütünü.

    "düşüncesi hakkında en ufak bir fikre sahip olmadığım halde deniz gezmiş'in her ölüm yıldönümünde herhangi bir starbucks şubesinden iphone'umla "devrim bir gemi gibidir. kim bilir kaç yunus görmüş, kaç deniz gezmiş" paylaşımı yaparım."

    " kural gereği arkadaşlarımın feysbuktaki fotoğrafları altına "güzellik, ay ben seni yerim ki -kalp kalp kalp-, bebeğim çok güzelsin" yazarım; onların da simsiyah kaşlara sahip olmama rağmen ısrarla sarıya boyattığım borussia dortmund terk saçlı fotoğraflarıma aynı şeyi yapmalarını beklerim."

    başıma bir şey gelmeyecekse ben bu yazıyı beğendiğimi söyleyebilirim. yazan kişi niçin hunharca linç edilmiş anlayamadım.

  • aşağıdaki hikayenin kahramanıdır. kuzenin başından geçmiştir.

    kuzen, aynı firmada çalışan bir türk kızı ile tanışır. emailler ile muhabbet ilerler, iş aralarında görüşülür filan ve kuzen de adım atar ve bu arkadaşı bir kahve içmeye dışarı davet eder haklı olarak. neyse gel zaman git zaman kızdan ses seda kesilir. kuzen olayın üzerinde durmaz "demek ki, kız bu kahve olayına soğuk bakıyor ki cevap dönmedi" der ve olayı kapatır ( ki türk kızının aptal davranışı burda görülüyor. ulan en azından hayır diye bir cevap ver di mi? yok türk kızı buna tenezzül etmez tabi. )

    aradan bir hafta on gün geçer ve kuzenin pek sevmediği ukala bir iş arkadaşı laf arasında şöyle der: " abdurrahman sen de sahipli kıza yazıyomuşsun. ayıp!" kuzen anlamaz. ne alaka sevgilisi olan kıza yazıyosun demek? hem de böyle yavşak bir herif bunu diyorsa...

    sonradan olay anlaşılır: kuzen kahve teklifini yaptıktan sonra, türk kızımız bu durumu hemen sevgilisine yetiştirir. sevgili kişi de kuzenin iş arkadaşına söyleyerek kuzene bunu iletmesini söyler.

    işte burdaki kıza türk kızı diyoruz. bir maille bu kahve teklifini reddetmek varken, olayı sevgilisine ordan da yavşak iş arkadaşına aktarma beceresini ancak bunlar gösterebilir.. ve işin daha ilgnci de tüm bunlar bittikten sonra kuzene hiçbişe olmamış gibi bir mail gelir "abdurrahman naber :)"

  • ülkenin bütün kurumları tarikatlarca ele geçirilmiş, ülkede afgan, suriyeli, lübnanlı, ne kadar fakir ve görgüsüz arap varsa cirit atıyor, sürekli suç işliyorlar, sınır güvenliği bitmiş, ordu zaten tamamen pasifize edilmiş, ekonomi, eğitim, sağlık, adalet, bunlara bağlı olarak sanayi, teknoloji, tarım-hayvancılık tarumar, dış ilişkiler bitik, dostumuz kalmamış, herkes nasıl bir fırsat bulsak da kanlarını emsek diye bakıyor, nüfusu beşte birimiz kadar olan yunanistan bile bizimle dalga geçer olmuş.

    kültür, sanat, spor, her alanda fersah fersah geriye gitmişiz. avrupa'dan, amerika'dan ülkemize saç ektirmeye, diş yaptırmaya geliyorlar çünkü paramız öyle bir çakılmış ki adamların 1 parası bizimkinin şimdilik 18 tanesi ediyor, o da şimdilik.

    bütün kanunlar askıda, ülkece herkes bir kişinin iki dudağına bakar olmuş ve daha da garibi bu artık herkese normal gelir olmuş.

    öğretmenlerimize, doktorlarımıza, mimarlarımıza, okumuş eğitimli donanımlı insanlarımıza düzenli şekilde gerici argümanlarıyla saldırıyoruz. onlar da kendi ülkelerinde gördükleri bu zorbalığa daha fazla dayanamayıp gidiyorlar.

    kadınlarımız her gün taciz, tecavüz, dayak ve ölüm korkusuyla yaşıyor.

    fakirlik, işsizlik, sosyal felakete dörtnala sürüklüyor ülkemizi.

    söyleyin allah aşkına daha ne ciddi sonucu olacakmış?

  • canlıya saygı kadar önemli değildir kuşkusuz.

    kütüphanede eşşekler gibi anırarak konuşuyorsanız mezarlık yanından geçerken müziğin sesini kısmanız nazarımda beş para etmezdir.

  • hdp’liyim.
    öcalan ne demiş skmde değil.
    selahattin demirtaş binali’ye oy verin derse yine de ekrem imamoğlu’na oy veririm.

    her seçmeni kendi seçmeniniz gibi mi sanıyorsunuz ?

  • mantıklı uygulama.

    parası olana da aşı var, olmayana da.

    burda bir adaletsizlik yok.

    hatta parası olanlar aşı olup aşı sırasından çıkartılacağı için parası olmayana daha hızlı sıra gelecek.

    destekliyorum.

  • halihazırda açık cezaevinde olan bu adam 14 nisan 2020 infaz yasasının kabul edilmesiyle birlikte 28 mayıs 2021'de tahliye olacak.
    bu olay gözümüzün önünde yaşandığı için bildiğimiz bir olay. daha bunun gibi nice suçlular bu infaz yasasıyla birlikte tahliye edilecek. bir aileyi katletmenin bedeli 3 yıl mıdır? bütün bunlar olurken hala adalet sistemine güvenmek ne kadar mümkündür?

  • nasıl bir oyun diyenler için özet geçeyim:

    10 yıl boyunca bıkıp usanmadan diablo oynadım. 10 yılım diablo 3 hayalleri kurmakla geçti. 10 yıl sonra blizzard "diablo 3" diye tanıttığı casual rezilliğiyle tüm hayallerimi çaldı benden. ardından grinding gear games diye bir oyun firması çıktı ve path of exile'la tüm hayallerimi geri verdi.