hesabın var mı? giriş yap

  • ben bu o.ç'nun paralarımla vergilerimizle beslenmesini bakılmasını istemiyorum. bunu ya kurşuna dizin ya asın gerekirse acı çeksin önemli değil.

    keşke izlemeseydim bu nedir ya? idam referandumu vs gelse ben artık onay veririm.

  • merkez üssü bir üniversite olan dumurluk olaylar kümesidir*. bir elemanı da şöyledir; internette gezinirken denk geldim, gerçek midir nedir bilemiyorum ama bildiğim şudur ki mevzuya uygundur.

    "çapa tıp fakültesinde okuyan arkadaşlarım anatomi öğretmenimiz sami zan'ın ününü bilirler. sami hoca sırf üreme organlarını kendi üslubuyla anlatan ve her dersinde 400 kişilik amfide dışarıdan gelenlerle birlikte yaklaşık 700-1000 kişiyle dolduran çok degerli bir hocamızdı... bu yazıyıyı yazarken de kendisini rahmetle anıyorum... anatomi derslerinin birinde erkek menisindeki yüksek glükoz, yani bizim bildiğimiz şekerin düzeyini anlatıyordu. o yıl liseden mezun genç bir ögrenci kız arkadaşımız el kaldırdı ve bombayı patlattı. "anladığım kadarıyla, menide çok şeker olduğunu söylüyorsunuz..", "evet aynen öyle" dedi sami hoca ve dediklerini destekleyen istatistik oranların tablosunu gösterdi. arkadaşımız gene elini kaldırıp söz istedi "o zaman tadı neden şekerli değil?.." amfide korkunç bir sessizlik oldu... ve sonra tüm amfi gök gürültüsü gibi bir kahkaha koyverdi... yüzü birden kıpkırmızı olan arkadaşımız, hızla defter ve kitaplarını topladı ve sırasından hızla fırladı. o kapıya koşarken, sami hoca çok ciddi bir yüz ve buz gibi sesle dersini sürdürdü... "şeker tadı alınamaz. çünkü şekeri duyumsayan tad alma hücreleri insanin dilinin ucundadır... gırtlak derinliğinde ise, acıyı ve ekşi tadı algılayan reseptörler bulunur... sana neşeli bir gün dilerim kızım..."

  • 1* aslında tam olarak "the dollar is our currency, but it is your problem" olarak da söylendiği ileri sürülen, abd'nin 61'inci hazine sekreteri john connally'ye ait söz.

    2* tesadüf bu ya, 1971-1972 yıllarında sekreterlik yapan bu delikanlı, sonrasında yine bu yıllarda (71-73) bretton woods sisteminin çökmesi ve başkan nixon'ın artık doların altına karşı dalgalanacağını ilan etmesinin ardından kim bilir neler düşünüyordu.

    niye?

    3* çünkü dolar dünya parası. tamam bu abd'nin para birimi olabilir ancak bugün küresel ticaretin %60-70'i amerikan doları üzerinden yürüyor. dünyada her şey, altın bile, dolar üzerinden fiyatlanıyor.

    4* o zaman kimse de çıkıp, "dolar bizim paramız ama sizin probleminiz" diyemez, dememeli. bugün fiat para denen itibari paralar eskiden itibari değil, altına endeksliydi. her bir banknot karşılığı kasalarda kıymetli maden tutulurdu (bkz: goldsmith note). bu nedenle bir kıymetli madene doğrudan endekslenebilen kağıt paraların dünyasında bir bütün halinde yaşıyor olsaydık, o zaman connally'nin bu sözü geçerli olabilirdi. ama abd zaten altın standardını en son tasfiye eden bir global ekonomiydi.

    5* ancak bugün küresel dünyanın tüm baba paraları "serbest dalgalı kur" sisteminde ve altına endeksli değil (bkz: free floating exchange rate). en son doların altından koparılması, zaten bretton woods'un çöpe atılması hadisesiyle oldu. nitekim doların 70'lerin başından itibaren ons altına karşı kaybettiği değere bakılınca, olay sarih bir hal alıyor.

    6* o nedenle bugün dolar amerika'nın parası, ama dünyanın problemi. ben bernanke'nin 2013'teki taper tantrum konuşması, nasıl benim satın alım gücümü her sene eritebiliyor? doların dünyanın hem parası, hem de aynı zamanda problemi olması yüzünden. ve bugün yine bir benzer taper talk'u konuşuyoruz, özellikle 2022'ye yaklaştıkça bunun yapılacağı yönünde kuvvetli haber akışı var. daha dün, eski fed başkanı, günümüzde ise abd'nin ilk kadın hazine sekreteri olan janet yellen, ağzından "aşırı ısınma olmaması için faizlerin artması gerek" sözünü kaçırdı, ortalık toz duman oldu. dünyanın öbür tarafındaki bir kadının ağzından çıkan bir cümle, türk lirası'nın değer kaybetmesine nasıl sebebiyet veriyor kardeşim?

    7* bu problemli durumun iki sebebi var.

    8* birincisi amerika devasa açık veren bir ekonomi. ancak işin onlar için lehe olan kısmı, başta çin olmak üzere dünyanın herhangi bir ülkesine karşı verilen bu açık, yine kendi yerel para birimiyle finanse edilebiliyor. böyle olunca abd'nin "rezerv tutma" gibi bir olayı olmuyor. yani türkiye gibi "128 milyar dolar nerede kardeşim?" diye sorulması mümkün değil. ancak bir gün bu açık da patlayacak. sistem bir balon gibi şişiyor ama bu sürdürülebilir değil. belki 10 yıl, belki 50 yıl, belki 100 yıl sonra bu balon patlayacak. burada keynes'in bancor'unu hatırlayalım.

    9* işin ikinci boyutu ise, bu doların dünya parası olmasına rağmen, abd çıkarları için kafaya göre basılabiliyor oluşu. hatırlayın, trump zamanında stimulus adı altında paketler dağıtılıyordu. biden geldi, o da 1,9 trilyon dolar ilk paketi geçirdi. şimdi ise yeni bir 4 trilyon dolarlık paketle karşı karşıyayız. bunun yarısı altyapı harcamalarına, diğer yarısı ise eğitim, çocuk gelişimi (kreş) vb. gibi sektörlere gidecek. bu devasa bir dünya parası, ama kullanım tekeli abd'nin elinde. sizce de adaletsiz değil mi? belki de kripto paranın arkasındaki felsefe budur? (bkz: senyoraj)(bkz: sana puanım 9 kanka)

    10* peki basılan bu kadar paranın tokadını kim yiyor? tüm dünya. bloomberg'in bu konudaki emtia endeksi efsane ve ben de bunu "commodity boom" olarak paylaşmıştım.

    11* burada olay şu, tüm dünyada, başta emtia olmak üzere deli gibi bir fiyat artışı yaşanıyor. bakır, nikel, aluminyum, paladyum, demir, kalaydan tutun; pamuk, yün, kahve, buğday, şeker, mısır gibi emtiaya, hatta aşılama sebebiyle ekonomilerin açılmasından mütevellit başta ham petrol, brent petrol, elektrik, doğalgaz gibi enerji emtiasında da aşırı bir fiyat artışı bloomberg endeksinde çoğunlukla görülüyor.

    12* bunlara ilaveten, insanların 1 seneden fazladır herhangi bir mal veya hizmet satın alamadığı, bu nedenle paralarının biriktiği, aşılamayla açılan ekonomilerde bu nedenle mal ve hizmetlerde acayip bir talep patlaması yaşanacağı, arzın yani üretimin de bunu karşılayamayacağı ileri sürülüyor.

    demem o ki acayip bir fiyat artışı söz konusu ve korkulan, küresel pazarda dolar bazında acayip bir enflasyonun geldiği. durum ciddi.

    dikkat, bütün bu artışlar, dolar üzerindendir. işin türk lirası kısmını okuyucuya bırakıyorum. gerçekten allah sonumuzu hayretsin.

    *

    bütün bunlar niye oluyor?

    çünkü abd kendi totosunu kurtarmak için para basıyor. sürdürülemeyen küresel sistem zorla sürdürülmeye çalışılıyor, balon şiştikçe şişiyor.

    ey connally efendi! ey batı!

    demek ki neymiş, "dolar bizim paramız ama sizin probleminiz" sözü tam anlamıyla saçmalıkmış. (bkz: bullshit)

    dolar dünyanın parası ve dünyanın problemiymiş.

    *

    (bkz: türkiye'de yoksullaşmanın devamlı artması/@dragonlady)

    (bkz: kripto borsalarının teker teker çökmesi/@dragonlady)

    (bkz: 15 nisan 2021 para politikası kurulu toplantısı/@dragonlady)

    (bkz: tarih tekerrür/@dragonlady)

    (bkz: robinhood/@dragonlady)

  • olayın kahramanları:
    * barbra streisand: abd'li şarkıcı, oyuncu, yönetmen, prodüktör ve yapımcı.
    * kenneth adelman: abd'li fotoğrafçı.
    * mike masnick: abd'li editör ve techdirt blog'unun kurucularından.

    2003 senesinde kenneth adelman, california - malibu kıyısındaki yalı erozyonuna dikkat çekmek ister ve havadan çektiği 12.000 fotoğrafı pictopia.com isimli sitede yayınlamaya başlar.

    çekilen fotoğraflar arasında barbra streisand'ın malikanesinin de fotoğrafı vardır. barbra streisand malikanesinin yer aldığı fotoğrafların siteden kaldırılması için 50 milyon dolarlık dava açar. gerekçe olarak da "mahremiyetinin ihlal edildiğini" öne sürer.

    olayın dikkat çekici yanı; barbra streisand davayı açana kadar fotoğraflar siteden yalnızca 6 kez indirilmiştir. bu 6 indirmelerden 2'si de streisand'ın avukatı tarafından gerçekleştirilmiştir. dava kamuoyunda duyulmaya başlayınca, fotoğraflar 420.000'in üzerinde görüntülenme alır ve sansürleme çabasının tam tersi bir etki yarattığı görülür.

    2005 senesinde techdirt blog'unda bu durumu dile getiren mike masnick, internet sansür olaylarında sansürlemenin yarattığı ters etkiyi, barbra streisand'dan esinlenerek streisand etkisi olarak adlandırır.

  • millet felsefe yapıyor, matematiğin temellerini atıyor. sen orada karpuz satıyorsun. bravo.

    yani antik yunan deyince aklımıza öyle bir şey geliyor ki herkes birer bilim adamı herkes birer feylesof. ama değil işte. orada da kasaplar, manavlar, tüpçüler vardı nihayetinde. bu konuya değinmek istedim.

  • gelin evi.. bu cümleden sonra söylenecek başka bir şey yok. çünkü evlilik, kadının ev eşyalarını kendi zevkine göre alma sürecinde erkeğin maddi desteğini alma amacıyla kurulmuş kurumdur*.
    şu cümle türk erkeğine yabancı gelmez; bi yemek odası beğendim onu almak istiyorum evlendiğimizde. al canım al.