ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
istanbul'un en iyi turşucusu
-
neşeli günlerdeki turşucu söylenenin aksine samatyada değil cihangirdeki asri turşucudur.
(bkz: asri turşucu)
seze naksu
-
lakabı minikser ç. olan sanatçıdır.
bir semtin fakir mi zengin mi olduğunu anlamak
-
iyi bilmediğiniz bir şehrin herhangi bir semtindesiniz ve merak ediyorsunuz, acaba burası zengin semti mi değil mi? bunu anlamanın en iyi yollarından birisi dükkanların dışarıda duran algida buzdolaplarına bakmaktır. eğer dolap kilitli değilse zengin semtidir, kilitliyse fakir... eğer normal buzdolabı kilidinin dışında bir kilit daha eklenmişse, hava kararmadan o semtten uzaklaşmanın yollarını arayın.
kızların bir kez evleniyorum şımarıklığı
-
derdi ''o insan'' ile evlenmek değil yalnızca ''evlenmek'' olan kızlarımıza mahsus bir durum olduğunu düşünmekteyim.
mini elbiseyle otomobil kullanan teşhirci kadın
-
halk otobüsünde önündekini fortlayıp aynı zamanda yolda giden arabaların içini dikizleyen sapık piçleri azdıran kadındır.
star wars koleksiyonunu yok eden eşini öldüren tip
-
karanlık tarafa geçmiştir.
üniversitedeki çekirdek arkadaş grubu
-
hiç beklemediğiniz bir an size kazık atacak arkadaşlarınızın içinde bulunduğu gruptur, aman diyeyim.
20 haziran 2019 öcalan'ın açıklamaları
-
imralı'daki böyle dediğine göre milliyetçiler oyunun rengini belli edecektir.
ulan bahçeli ile öcalan ortakl noktada buluşmuş ya la!
ittifaklar bu katılımla netleşti;
bir tarafta
türk ırkçıları, kürt ırkçıları ve arap ırkçıları.
diğer tarafta
insanlıktan ve adaletten yana olanlar (kararlarını partilerine yahut kişilere göre vermeyip hak ve hukuk isteyen türkiye cumhuriyeti vatandaşları)
dağ evi + orman + göl
-
buna mangal+kendin pişir kendin ye tabelası ekleyince coğrafya bir anda türkiye sınırlarına dahil olur.
yalnız kişinin hayatına girip dağıtıp gitmek
-
kişi yalnızlığı ile mutlu mesut bir şekilde kendi düzeninde yaşarken, onun hayatına girip, düzenine ortak olup, gem vurulmuş duygularının gemini çözmek sureti ile içinde bir kıvılcım çaktırırsın.
sonra konuşur, tanışırsın. kişiyi kendine güvendirip, "lan galiba bişiler ölmemiş" dedirtip, bir ilişkiye adım attırırsın. daha sonra gösterdikleriyle görünenler arasındaki farklar belirginleşmeye başlar.
yalnız kişi, kendiyle birlikte mutlu olduğunu söylediği karşı cinsin aslında ne yapmak istediği ile ilgili kuşkular duymaya başlar. kendince masum duyguları uyandıran karşı tarafın aslında anlattığı gibi olmadığı gerçeği ile ayılmaya başlar.
daha sonra konuşulur, cevaplar yetersiz ve tutarsızdır.
karşı taraf kendini iyi hissetmek için yalnız kişinin duyguları ile oynamakta bir beis görmemektedir.
sonrası, yalnız kişi tekrar yalnızlığına dönecektir. ama bu sefer, kendine lanet edip, bu zamanda böyle bir duruma inandığı ve içinde çıkan kıvılcımı da söndürmek için uğraşacaktır.
kendini tam olarak ifade edemeyip, kendini farklı gösterip, sonrasında karşı tarafı manipüle edenler,
yalnız ve dürüst insanlardan ve onların kendileri için kurduğu düzenden uzak durunuz.
gidin kendinizi iyi hissettirecek, serengeti düzlüklerinde yarınlar yokmuşcasına yürüyen avcı yürekli kişileri bulun. sizin dilinizden onlar anlar. konuşacak ortak bir dil bulursunuz.
peynire alarm takan market
-
burada ayıplanması gereken o peynire alarm takan market değil, buna mecbur bırakmış müşteri portföyüdür. yoksa kim hangi market fantazi olsun diye peynire takmak için alarma ekstra masraf yapmak ister?
edit: yahu nasıl insanlarsınız mesaj kutumu patlatmışsınız. şu an penire takılan alarmın önemini daha bir farklı anladım. hırsızlığı legal kılmaya çalışan mı ararsınız (10 liraya satılacak peyniri 60 liraya satarlarsa tabi çalınırmış, hakediyorlarmış), sistemi suçlayacağına mazlum insanı suçlama (ve daha buraya yazamayacağım argo ithamları) diyeni mi ararsınız... sanki o peyniri ben 60 lira yapmışım gibi yazanlarınız var gerçekten ne kullanıyorsunuz? ben entry'imde sistemi övmedim, 60 lira peynir çok güzel gidin alın demedim. her entrimde politik bir sorunun altını çizmek zorunda da değilim. bombok bir sistemin bombok bir ekonomik sonucu içinde olduğumuzu zaten biliyoruz. neden politik bir eşeştiri yapmadın diye dm atmanız o kadar saçma ki... buyurun siz yapın. ama sistem bozuk deyip kendi pisliklerinize masum kulplar bulmaya çalışmayın. sistem bozuk zaten diye suçlayalım sistemi, keselim milleti, yağmalayalım marketleri oh ne kafalar ya.
sokaktaki travestiler ile diyaloglar
-
saat 23.30 civarı,dolmus duragına gidilir.yabancı bi şehirde olmanın verdigi endişe,korku vardır.uzaktan dolmusta başka hatun kişilerin oldugu görülür sevinilir.dolmusun yanına gelindiginde sevinc gursakta kalır.geri dönülmek icin hamle yapılır;
-ay nereye gidiyosun anam binsene
-yok ben ee seyy
-aaa bin hadi de dolsun,kalkalım
-ee ben yok sey
-hadi ama kocalarım bekliyor
-ee ben sey tamam o zaman
(söförün yanına oturulur)
-ahaha sen bizden mi korkuyosun
-ee ben sey hayır
-bizden zarar gelmez anam sana,sen yanındakinden kork.
(haklısın valla)