ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
17 ekim 2016 ankara toplantı yasağı
-
nedeni elbette 29 ekim ve 10 kasım toplantılarını engellemektir. ortamlarda güvenlik nedenli dersin, kim bilecek amk
yılanların mahallesinden sağ çıkan iguana
-
havada son hamleyi yapıpta boşluğa düşen o yılan varya, boş kale karşısında topa vuran umut bulut gerilimi yaşattı yeminle.
kırşehir'de yapılan öcülü düğün
-
öncelikle düğün değil şenliktir.
bu tarz saçmalıkların bu ülkede prim yapıyor olmasına anlam veremiyorum. herifin biri orada çük kaldırmış geziyor, ortalıkta bir sürü çocuk ve onları kameraya almaya çalışan bir sürü insan. bir de çocuklara kızıyor kameranın önünden çekilin diye.
ne garip bir memleketiz ya.
covid-19'u 30 saniyede tedavi eden ilaç
-
yatanların günahı nedir yahu, ayağa kaldırsinlar hemen garipleri öyle yapsınlar, 30 saniyede bitti gitti.
biten sadece covid değil belli ki, türk gazeteciliği ve televizyonculuğu da böyle böyle bitti.
edit yapmayı sevmiyorum ama bir tane mesaj geldi, " nereden biliyorsun da etki etmediğini dalga geçiyorsun " şeklinde. buradan yanit vereyim olayın ne kadar kolpa olduğu anlaşılsın.
bak güzel kardeşim annem terminal devre kanser hastası. korkunç ağrılar çekiyor tahmin edersin. bu sebeple sadece kırmızı reçete ile satılan ve vücuda yapıştırılan bir bant, kas içine iğne ve damar yolundan verilen çok güçlü bir ağrı kesici bulduk, doktora soracağız yazabilir mi diye.
ilacın etken maddesi fentanil. markayı vermeyim ama prospektüsünde diyor ki, damar içi enjeksiyonda 1-2 dakika içinde etki eder !
her şeyi bir kenara bırakın damar içine enjekte edilen bu kadar ağır bir uyuşturucu dahi ancak 1-2 dakikada etki ediyor, senin covid hapı 30 saniye.
haydi hayırlı traşlar.
yaran fıkralar
-
amerika'da iki genç adam ot içerken yakalanır ve mahkemeye çıkarlar.
yargıç, "sizler iyi insanlara benziyorsunuz, size hapse girmeden önce ikinci bir şans vermek istiyorum. bu hafta sonu dışarı çıkıp, insanları uyuşturucu kullanmamaları için ikna etmeye çalışacaksınız" der ve mahkeme pazartesi gününe ertelenir.
pazartesi günü gelir ve yargıç ilk adama ne yaptığını sorar.
-sayın yargıç, 17 insanı sonsuza dek uyuşturucuyu bırakmaya ikna ettim.
+ 17 mi? harika. bunu nasıl yaptın?
-diyagram kullandım sayın yargıç. şunun gibi iki daire çizdim: 0 o ve dedim ki, büyük olan uyuşturucu kullanmadan önceki beyniniz, küçük olan uyuşturucu kullandıktan sonraki.
bunun üzerine yargıç "bu takdire şayan bir yöntem" der ve ikinci adama döner "ya sen ne yaptın?"
-sayın yargıç, 156 insanı sonsuza dek uyuşturucuyu bırakmaya ikna ettim.
+ 156 mı?!! bunu nasıl yaptın?
-benzer bir diyagram kullandım sayın yargıç. şunun gibi iki daire çizdim: o 0 ve dedim ki, bu hapse girmeden önceki g*t deliğiniz...
ismini vermeyeceğim o 4 kişi gol attık
-
bir emre belezoğlu beyenatı.
emre, trt'de yayınlanan bir dini programda inançlı olmanın faziletlerini anlatıyor:
--- spoiler ---
“mallorca maçı öncesi odada dört oyuncuyuz. isimlerini söylemeyim. o gün maçtan önce odada bulunan diğer abilerle birlikte dua ettik. namaz tesbih işte… o gün maçı 4 golle biz kazandık. golleri de odanın içindeki 4 kişi attı. o zaman duanın önemini bir kere daha anladık. allah’a hamd olsun”
--- spoiler ---
nasıl bir kafa anlayamadım doğrusu,
maç sanki seyirci ve basına kapalı oynanmış gibi..
neyse, memleket yangın yeri.. bu da böyle bir saçmalık işte
ilgili haber
aramaya inanmak
edit: link ölmüş, düzelttim.
muhteşem yüzyıl
-
millet birbirini yerken süleyman "ok gördüm ok gördüm rüyamda " diye geziyor. ilgilenin biraz şu adamla.
metrodan inenleri beklemeden binmeye çalışmak
-
metropolde yaşamayan ( metroyla ilk defa tanışmış insanları es geçiyorum) insanların yaptıkları hariç, beyinsizliktir. ulan üstünde 1000 liralık takım elbise olan plaza çocuğu yapmasın bari.
edit: annelerinin suçsuz olduğuna kanaat getirdim
yunan ordusundan türkiye'ye bir mesaj
-
türkiye tarafından şöyle görünmektedir.
volkswagen
-
hile yapsa da sattıkları aracın arkasına duran "adam gibi" firmaymış, ya ne yapacaklardı ?
alacakları cezayı olabildiğinde azaltmaya çalışıyorlar, marka değerini korumaya çalışıyorlar, bireysel tazminatları minimuma indirmeye çalışıyorlar. dünya senin sikko mantığınla yönetilmediği için tüm bunların maliyeti alacakları ceza ve verecekleri tazminattan çok daha az.
neymiş, sahip çıkmak gerekiyormuş? niye sahip çıkacağız? tüm dünyayı ve tüketici göz göre göre kandırdıkları, yalan söyleyerek hak etmeyen paralarla motorlarını, araçlarını sattıkları, izin verilen seviyenin 5 ile 35 katı arası çevreyi kirlettiği için mi?
neymiş diğer araçlarda havayı kirletiyormuş? adam hile yapmış, tüketiciye yalan söylemiş, sen akplilerin çalıyor ama çalışıyor zaten kim yemiyor ki mantığındasın.
biz bu tok kapı sesi sevdalıları kafasında olduğumuz sürece bizden bir bok olmaz.