hesabın var mı? giriş yap

  • evladım, etkisiz hale getir, getirme demiyoruz.

    tabi polis de canını düşünecek, üzerine bıçakla gelen adamı elindeki teçhizat ile etkisiz hale getirecek.

    evet o polisin de canı var, ailesi çoluğu çocuğu var.

    iyi de, adamin elinde görüyorsun ki bıçak var, rambo mu lan bu attı mı alnının ortasına saplasın, o kadar kolay mı o iş?

    çek vur bacaklarından, adam yerde zaten. herifin üstüne 12 kurşun sıkmak da ne?

    ha elinde silah vardır, polise doğrultur falan o zaman iş değişir, orada bile 12 kurşun sıkılmaz, alien mi lan bu adam? ne 12 kurşunu, bu davranışın makul bir açıklaması yok.

    polis ırkçı mıdır, adamla geçmişten gelen bir husumeti mi vardır? orasını bilmem, ayrı ülke, ayrı kültür.

    şu bir gerçek ki; elinde sadece yakın dövüş silahı olan adamı bacağından vurup işi halletmek varken, 12 kurşunla kevgire çevirmek nefsi müdafaa değil keyfi müdafaadır.

  • içeriğini beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama ülkedeki enflasyonu sallamayan bir ücret politikasıyla hizmetini sürdürmesi övülmeye değer. darısı diğerlerinin başına.

  • izmir tulumuyla karsilastirilmasi abesle istigal olan peynir. evvela parmesan, daha dogrusu parmigiano reggiano, ab yasalariyla koruma altina alinmis bir peynirdir. protected designation of origin etiketine sahip bu urunu kimse kafasina gore uretemez. uzerinde pdo amblemi olan urun bilin ki parma taraflarinda geleneksel tarifine uygun bir sekilde uretilmistir. izmir tulumuysa herhangi bir yasayla koruma altina alinmamis bir peynirdi ve turlu hilelerle uretilebilir. kalitesinden hicbir zaman emin olamazsiniz. izmir tulumu taze peynirken parmesa yillandirilmis peynirdir. biri elmaysa digeri armuttur.

    su yozgatta kahvaltida parmesan yiyordun tarzi sig muhabbetlere gelecek olursak. bir insan zaman icerisinde kendini gelistirebilir, farkli kulturleri taniyabilir, kiyaslama yapabilir. yozgatli olmasi sabahtan aksama oturup yer sofrasinda sogan kirmasini gerektirmiyor.

    ez cumle. parmesan'i da izmir tulumunu da severim. ikisi de kaliteli ve lezzeti bol peynirlerdir. biri digerini sikip atamaz. kaliteli iki urun icin bunu iddia edenlere riayet etmeyiniz, iki peyniri de hapir hupur goturunuz.

    budut: az evvel aldigim harika habere gore izmir tulumunun tescil sureci islemekteymis. yani yakin zamanda izmir tulumunun citasi yukselecek.

  • paradan sifir atmakla paranin degerlendigini zanleden troll sicmigi. o degilde para nasil bu kadar degersizlestirilir lan. bir ara euro 1.8 lerdeydi 2006larda simdi 2.9 cidden oha amk.

  • çok enteresan kodlamalar ile çalıştığım sınav.

    mesela boksit aklıma ''amk '' kısaltmasından geliyor.

    antalya-akseki
    muğla- milas
    konya-seydişehir.

    volkanik set göllerinde, lavlar gölden dışarı taşarken bi bahçıvanın set kurduğunu düşünüyorum.

    balık
    a
    haçlı
    çıldır
    ercek
    van

    bi tane kadının yanına gidiyorlar, diyorlar ki türkiye'nin ilk kadın valisi olur musun ?
    yok, diyor. sonra ısrar ediyorlar. yine olumsuz cevap. lale verip tekrar ısrar ediyorlar, kadın da bıkkınlıkla ay! tamam, diyor.

    türkiye'nin ilk kadın valisi, lale aytaman.

    edit: gülmeyin piçler

  • bir insanın siki nasıl bir çocuğa kalkabiliyor, ben anlayamıyorum.

    anneannem öksüz kalmış, halası yanına almış, insan eti ağır derler, küçücük kız ona da ağır gelmiş olacak ki 12 yaşındayken dedeme vermişler. daha adet görmüyormuş anneannem. 13 yaşında teyzeme hamile kalmış, 15 yaşında annemi doğurmuş.

    çok fakirlermiş, kızlarına bezden çöpten bebek dikermiş ama önce kendisi oynarmış, hevesini aldıktan sonra bebekleri kızlarına veriyormuş ama yine de birlikte oyun oynuyorlarmış. dama yatıp geçen bulutları seyredip bir şeylere benzetirlermiş, çocuk anne ve çocukları.

    anneannem ölene kadar çizgi film seyretti, gizli gizli kendine oyuncak ve bebek alırdı.
    nur içinde yatsın, kaderini kabullenmekten başka çaresi yoktu.

    dedeme küfretmek isterdim ama iyi bir adamdı; üç çocuğunu da yokluk içinde okuttu, meslek sahibi yaptı ve anneannemi ve çocuklarını da çok sevdi. o da kimsesizmiş, ortada kalmış, köyün delisi gibi bir şeymiş (vizontele'deki deli emin gibi) . sonradan biraz aklı yerine geldi gibi. ya da biz ona çektiğimiz için dedem bize normal geliyordu.
    nereden nereye yine.

  • kendisine daha tatlı ve sevimli hayvanlar tavsiye edilmesi gereken zevksiz bir çocuk.

    ben asıl evin köpeğine acıdım. böceklere, "bunlar ne ulen? nereden düştüm ben bu eve?" der gibi bakıyor zavallım.

  • #160267778 numaralı entry'deki info doğru mu teyit edeyim diye basketball-reference.com'a girip baktım.

    yazarın bahsettiği sezon galiba 08-09 sezonu, mehmet okur 06-07'de all-star seçilmişti. boozer'ın sakat olduğu sezon da 08-09 sezonu, 37 maça çıkmış o sezon.

    lakin memo'nun 30 sayı ve üzerine çıktığı sadece 1 maç bulunuyor bu sezonda, o da zaten en ikonik olan 43 sayı ile tamamladığı ındiana pacers maçı.

    onun haricinde 05-06 ve 06-07 sezonunda 30 sayı ve üzeri tamamladığı 4'er maç bulunuyor. yani yazarın bahsettiği gibi sık sık 30+ sayı atıyor olduğu bir durum yok memo adına.

    sık sık yaptığı şey 2010 senesinde sakatlanana kadar düzenli biçimde 20 sayı bandının üzerinde oynayabilmesi - ki takdire şayan bir performans gerçekten - ancak alperen'in şu anda ligde yapmış olduğu etkiyi yapmış mıdır? o dönem için maalesef hayır.

    çünkü maalesef memo'nun oynadığı dönemde uzunların dış atış atabiliyor oluyor olması şimdiki kadar kıymetli bir özellik değildi ve daha muhazakar bir oyun anlayış vardı. shaq, howard, amar'e tarzı pota altında dominant olan pivotlar aranıyordu. memo'nun takıma faydası çok önemli bir seviyedeydi, ancak debe'ye giren entry'deki gibi, kulübünün marka yüzü olacak bir oyuncu değildi.

    alperen'in şu anda yapıyor olduğu şeyin değerli olma sebebi, her hücumun baş öznesi olması, her pick&roll oyununda topu alıp kullanıyor olması, pota altında isim fark etmeksizin üst düzey pivotlara kafa tutuyor olabilmesi ve bunların da ötesinde oyun kurma ve top dağıtma becerisinin de olması. topu aldığı zaman takım arkadaşları bir point guard topu almış gibi boşa çıkıp hazır bekliyorlar ve bu houston rockets'in default hücum seti haline gelmiş durumda.

    memo'nun money man olması, clutch şutları sokuyor olması önemli bir meziyetiydi, ancak oyunun ana öznesi, setleri belirleyen ve oyunu yönlendiren oyuncu olmak kadar önemli bir mertebe değil bu. yoksa kyle korver da çok iyi şutördü, çok ince atışları vardı. lakin o da hiçbir zaman takımın ana oyuncusu olamamıştır.

    alperen'in farkı burada.

  • insanlık dramıdır.

    daha 16 yaşında bir insan silahla geziyor ve bunu yapabilecek kadar vahşileşebiliyorsa, bunun değil ailesinin suçudur. ailesine de potansiyel katiller gözüyle bakılarak incelenmesi gerekir. bu insan müsveddesinin ise herhangi bir zamanda herhangi bir koşulda sokağa salınmaması gerekir.

  • andy van der meyde robben, sneijder, van der vaart, robin van persie gibi 85 nesli hollandalılardan bir önceki neslin yıldızlarından ama beklenenin altında kaldı.

    royston drenthe davids'in öz yeğeni. yeni davids olacak deniyordu o da tutmadı.

    freddy adu 13 yaşında nike ile dev sözleşme imzalamış geleceğin pele'si olarak görülse de hiçbir şey olamamıştır.

    muhammed demirci çocuk yaşlarda yeteneğiyle herkesi büyüleyen muhammed, ilerleyen yıllarda vasatın üzerine çıkamadı.

    batuhan karadeniz çok yetenekli, fiziği, tekniği yerinde olmasına rağmen geri kalan bazı şeylerin eksik olması dolayısıyla mıdır bilemem o da tam olarak bekleneni karşılayamadı.

    okan koç 2003 yıldızlarından, tuncay şanlı, ricardo quaresma ve cristiano ronaldo ile avrupa'ya damgasını vurabilecek 4 oyuncudan biri olarak gösterilirken ortalama bir oyuncu olarak kariyerine devam etti.

    bojan krkic barcelona alt yapısı la masia'nın (çiftlik) işte yeni messi'miz bu olacak dediği oyuncu tam olarak beklentileri karşılayamadı.

    kerlon souza moura kafayla top sektirip çalım atma özelliğine sahip olan bu brezilyalı oyuncunun yolu inter ve ajax gibi takımlara kadar düşmüş olmasına rağmen soluğu malta ligi ve spartak trnava gibi c, d hatta e sınıf lig ve takımlarda devam etmiştir kariyerine.

    givanildo vieira de souza yani bilinen adıyla hulk, 2014 dünya kupasında brezilya forması giymiş müthiş şutlara sahip, tekniği ve hantal görünümlü yapısına rağmen hızıyla dikkat çekmiş ancak iyi bir futbolcu olmak yerine parayı seçmiş porto'dan rus ligine oradan da çin ligine gidip kaybolmaya yüz tutmuştur.

    alexandre pato bu adamı sakatlıklar yaktı diyelim fazla üzerine gitmeyelim.

    oscar dos santos emboaba junior tipik bir la liga topçusu olan oscar, premier lig'de tutunamadı ve mücadele etmek yerine çin ligine gitmeyi tercih etti.

    gianni comandini 2000 sydney olimpiyat oyunlarında gattuso ve pirlo ile birlikte italya'nın yeni süperstarı olarak tanımlanan comandini, turnuvanın ardından milan'a gelmiş ancak bekleneni karşılayamamış ve kariyeri boyunca vasatın altında kalmıştır.

    roberto soldado tamam bu listede yer alması doğru gelmeyebilir ama real madrid altyapısı la fabrica'da en uzun süre forma giyip bir türlü a takıma yükselememiş, tottenham gibi iyi sayılacak bir takımda tutunamamış ve günümüzde takım takım gezen bir futbolcu halini almıştır.

    andrei arshavin arsenal'da oynadı, adından sıkça söz ettiren rus oyuncu şimdilerde kazak liginde top koşturuyor.

    javier saviola yeni maradona dendi kendisi için. gerçi arjantin'de yeni maradona denilen 10'dan fazla oyuncu vardır aralarında diego simeone'nin bile bulunduğu. saviola, barcelona ve real madrid formaları giydi. sıradan bir futbolcu olarak kaldı bana göre.

    listeyi aklıma geldikçe güncelleyeceğim. bir çok afrikalı futbolcu da var ama basın onları hiçbir zaman şişirmedi bir avrupa ülkesi vatandaşlığına ait olmadıklarından. sezonluk topçular oldu mesela kevin phillips gibi onları da eklemedim.

    düzenleme: futbolcu yazamamışım kusura bakmayınız yazım yanlışı yapmışım fark etmeden.

    bonus: timo hildebrand