hesabın var mı? giriş yap

  • - bu kezbanı nikahına almak suretiyle kendini feda edip bizleri kurtaran kardeşimizin aziz hatırası adına hepinizi bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum. her zaman saygıyla anılacaksın kociş.

  • "dedemle nenem zamanında çok kavga etmişler dedem de dayanamayıp güvercini duvara fırlatmış, telefon yok o zamanlar tabi"

  • victor hugo’nun bir sözü vardı, aklıma o geldi: ‘kadının, artık çıkarı kalmadığı erkeğe tanrı acısın...’

  • sahilden istinye yönüne giderken kahvaltı mekanlarına gelmeden hemen solunuzda kalan ispark tabelalı ama aslında mafyanın elinde olan rezil otopark.

    başımdan geçeni kısaca özet geçiyorum.

    dün kale cafe'ye kahvaltı için sahil yolundan gidiyordum. aslında her zaman daha kahvaltı mekanlarına gelmeden hemen sağda denize doğru kalan ispark'lara bırakırdım hep. orası henüz mafyanın elinde olmadığı için sıkıntı yaşamıyordum. dün ise buralarda yer olmadığı için mecburen denizin karşı tarafında kalan çok hafif rampalı ispark tabelalı yeri bilirsiniz ya oraya girmek istedim. ispark üniforması olmayan mafya tipli iki üç tane eleman vardı. olayı anladım ama yine de bi sorayım dedim.

    + burası ispark değil mi?
    - gel abi 15 lira.
    + ispark 15 lira mı yani?
    - ispark'ın yerleri dolu abi. gel biz sana yer ayarlarız.
    + istanbul'un yerlisiyiz birader, eyvallah.

    diyerek park etmeden devam ettim. sonra mecburen tekrar bebek yönüne doğru biraz gidip arnavutköy'den geri yine aynı kahvaltıcılar istikametine döndüm. denize doğru kalan ispark'lardan belki biri çıkmıştır da ben girerim ümidiyle giderken şansıma gerçekten de birisi parktan çıktı ve hemen arabayı bıraktım. bu sırada oradaki üniformalı ispark görevlisine olayın aslını sordum.

    + kardeşim, şu karşıda da sizin ispark tabelası var ama içeride ispark falan yok. bu nasıl iş?
    - ya abi o olayı hiç sorma. oraya ispark tabelasını koydurdular ki insanlar ispark sanıp arabalarını ve anahtarlarını güvenerek bıraksınlar. aslında ispark yok orada.
    + o nasıl oluyor ya? ciddi misin sen? böyle saçmalık mı olur.
    - abi valla öyle. oraya bi ara ispark görevlisi de koydular göstermelik ama arabaları yine mekanların valeleri park ediyor. ispark görevlisine para aldırmıyorlar. kendileri kendi ceplerine atıyorlar parayı.
    + yav kardeşim istanbul'un göbeğinde kimse görmüyor mu bunu? bir allahın kulu bir şey diyemiyor mu bu mafyalara?
    - abi zaten mekanların sahipleri büyük adamlar. bi tanesi hatta işi direkt yukarıdan bağlamış. polisler bile bir şey diyemiyor.

    düşün ki koca devlet kendine ait bir kurumun mafyalar tarafından işgal edilmesine ses çıkaramıyor ya da oradaki isparkı işletme sahiplerine ya da otopark mafyasına peşkeş çekiyor. sonra da bizden devlete güvenmemizi istiyorlar.

    buyur?

  • kızın durumu: "bedelli askerlik yapanlar dünya ahiret bacımızdır!!!11!"

    yazıldıktan sonra göndermeden silinen yorumum:

    "şimdi sen bacımızdır deyince bedelli askerlik yapanları aşağılamış oluyorsun öyle mi? peki bir kadın olarak kadınlığı aşağılama aracı görmen sence daha aşağılık bir durum değil mi? aklınca bedelli askerlik yapacaklara giydiriyorsun ama lafın hası sana giriyor bilmem farkında mısın? senin gibiler yüzünden kadınlar üstlerindeki ikinci sınıf vatandaş halini atamıyorlar. kaldı ki insanlar sana mı soracak bedelli yapıp yapmayacaklarını? bedelli yapacakların hepsi ağa paşa çocuğu mu zannediyorsun? ailesinin geçimini üstlenmiş ve o askerdeyken ortada kalacak çoluk çocuk sahibi insanlar da var biliyor musun? yaptığın cinsiyetçi ve popülistçe bir şey. bu boktan cümleyi beğenen 52 kişi de senin gibi gerizekalı. güzel bulmuşsunuz birbirinizi. oksijen israfı."

    yazdıktan sonra 10 kere falan okudum ve sildim. hem yazıyı hem de kızı.

    edit: yakın çevremde veya akrabalarımda bedelli yapan yok.

  • hayatımda ki en huzurlu, en sakin, en rahat, en mutlu dönemleri geçirmemi sağlamış olan şey. rahat batıyor sadece bir süre sonra.
    bedeni ruhu zihni eğitir. tanıtır. uzun süreli bir uygulama sabır ve disiplin gerektirir. yogaya ne verirsen o da sana aynısını* verir.
    "ruh ve beden birbirinden ayrıdır" diyen batı felsefesinin aksine doğu felsefesi olarak "ruh ve beden bütündür" der. iyide eder.
    düşünce rengi turuncudur.
    insanı her türlü eğitir geliştirir. hayatınızı değiştirir tek kelimeyle. "insanın omurgası ne kadar esnekse o kadar gençtir" der. ne de iyi eder.
    uygulama bitince meditasyon seansı başlar. çok iyi verim alınır zaten vücut rahatlamış olduğu için.
    günlük yarım saat ayrılacak bir çalışmayla çok iyi sonuçlar alınabilir.
    para tuzağı olan özel derslere filan hiç gerek yoktur. piyasadaki kitaplar genelde yetersizdir. tavsiyem 80 baskısı mavi bir kitap. üzerinde "iyi yaşayınız çok yaşayınız" yazıyor. kendi kendinize yapabilirsiniz.
    eğitim 8 aşamadan oluşur:
    a) yama: olumsuz dalgalardan uzak durmak (hırsızlık, kin, nefret) iradeye hakim olmak.
    b) niyama: pozitif güçlendirme anlamına gelir. disiplini öğretir.
    c) asana: vücut egzersizleri. (bir çok kültür fizik hareketi yogadan alıntıdır. ama hiç bir zaman yoga kadar faydalı olunamaz. çünkü kültür fizikte kişinin hareketleri yaparken ki ruhsal durumuna önem verilmez.)
    d) pranayama: doğru nefes almayı öğretmek.
    e) dharana: belli bir şey üzerinde konsantre olmak.
    f) dhayana: meditasyon çalışması.
    g) samadhi: meditasyonun en üst aşaması. üstün bilince erişme. beden dinlenirken aklın ve duyuların uyanık kalması..

  • çocukluğumdan kalan en güzel tatlardan biri muzlu mis puding. bir pudingin bir insan evladını mutlu etmeye yetip de artacağı günlerden...kabanımın kapüşonu başımda, boynum atkıyla sımsıkı sarılmış ankara ayazında. yolda yürürken atkıyla mücadele ederek yediğim an hala aklımda. ne pudingmiş arkadaş, çocuk hafızamın çektiği fotoğrafı getirdi gözümün önüne...