hesabın var mı? giriş yap

  • olay tam bir vahşet. burada kızın hayatını kurtaran yazara ve onun arkadaşına teşekkür ederken bir de polislere teşekkür etmek gerekli. olayı bir daha değerlendirip gençlere telefonla dönüş yapması ve arama izni çıkartıp tekrar o eve gitmeleri inanılmaz. polis kısmını okurken kendimizi amerikan vatandaşı gibi hissettirdi. diğer kısımlar normal türkiye. tekrar tebrikler ikinize. adamsınız.

  • devamlı yaşadığım ikilem. inanılmaz bir şey. içinde yaya ve araba olan herhangi bir trafik senaryosu düşünün. karşıdan karşıya geçicem diyelim, direk yavaşlamayan arabalara kıl oluyorum.

    "lan ölür müsün biraz yavaşlasan" diye sayıklıyorum içimden.

    fakat aynı durumda arabadaki şahıssam; "lan öküze bak arabanın geldiğini görüyor hala dikiliyor yolun kenarında" diye düşünüyorum.

    empati falan yok. o an hangi ulaşım aracını kullanıyorsam kendimce tartışmasız şekilde haklı olan ben oluyorum. devlet buna bişey yapması lazım.

  • cast away'de tom reyis ile wilsın reyis tipidir benim için. öyle bağlanmak istiyorum işte.

    edit:
    bilmeyenler için söyleyelim yanlış anlaşılmasın. tom reyis erkek wilsın reyiz toptur.

    edit2: tekrar düzeltelim. wilson reyiz gerçekten toptur. voleybol topu.

  • kaldı ki kürdistandaki elektrik kesintisini neden t.c. devleti yapsın? kürdistanda elektrik kesiliyorsa kürdistan devletinin işidir.

  • "google 14 yaşında imiş..
    türkiye'de olsa kesin tecavüze uğrardı..
    davada da "zaten motordu, aranıyordu" indirimi sözkonusu olabilirdi..."

  • aslında pek de anlamsız olmayan özgüvendir.doktor o özgüven sayesinde acil bir durumda patlayan beynini diğer dokulara zarar vermeden onarabilmekte, ya da doğumda sıkışan bebeği ufak bir manevrayla çıkarabilmektedir. o yüzden sakin ol ve içindeki o kompleksi yere bırak.

  • istanbul'da işle ev arası mesafeyi yürüyerek kateden şanslı azınlıktanım. kışın biraz zor oluyor ama alıştım.
    annemle babamın haklı telkinlere rağmen kahvaltı yapmadan evden çıkmayı tercih ediyorum, hem uyku daha tatlı geldiğinden hem de sabah uyanır uyanmaz yemek yeme fikrini bir türlü benimseyemediğimden.
    evden kahvaltısız çıktığım için her gün aynı pastaneden iki tane peynirli poğaça alıyorum. midem ezilmeye başladığında yemek için.
    pstanedeki çalışan kızlar birkaç kez değişti. sonuncu epeydir duruyor. her gün aynı şeyi alınca beni kapıda gördüğü an hazırlıyor poğaçaları sağolsun.

    bir gün, klasik "günaydın" "kolay gelsin" "hayırlı işler" vb diyaloglar dışına çıktık:

    "abla sen kaçıncı sınıfa kadar okudun?" diye sordu.
    "neden" dedim.
    "hiiç, merak ettim" dedi.

    meğer okutmamış ailesi mihriban'ı. ilkokul 4 sınıfa başladığı senenin ilk döneminde okuldan alıp çalıştırmaya başlamışlar. evin yemek, temizlik işleri de ona aitmiş. ama bir yerlerden 'dışardan bitirme' diye bir şey duymuş. bilgim varsa yardımcı olabilir miymişim, çünkü işten pek vakti kalmıyormuş soruşturmak için. zaten nereye sorması gerektiğini de bilmiyormuş. hem diploması olursa daha iyi bir iş bulabilirmiş, öyle demişler.

    -----------------
    hayatınızda kaç kişi size "kaçıncı sınıfa kadar okudun" diye sordu.
    -----------------

    olayın güzel kısmı doğru kişiye sormuş olması. belediyenin ilgili birim başkan danışmasıyla çalışıyorum. hemen anlattım kendisine durumu. ertesi gün görevli arkadaşlar pastaneye gidip mihribanla tanıştılar. işten arta kalan zamanlarında ders çalıştırdılar. diğerleri kolaymış ama matematik biraz zormuş, öyle dedi mihriban.
    girdiği tüm sınavlardan en yüksek notu o aldı.
    geçme notu 45 iken 60 aldığı için üzüldü. (sınıfta alınan en yüksek not 60 bu arada)

    ailesi hoşlanmamış, öyle ders çalışmalardan sınavlara girmelerden, izin vermemişler, önünü kesmişler ama kafa tutmuş, kavga etmiş. bazı sabahlar gözleri dolu dolu oluyordu, ama soramıyordum..

    velhasıl, geçen hafta ilkokul diplomasını aldı mihriban. yüzünde kocaman bi gülümsemeyle, her günkü iki poğaçamı almaya gittiğimde söyledi. şimdi sıra orta okuldaymış. daha da zorlanacağının farkındaymış ama yapacakmış.

    aferin sana. ben de inanıyorum yapacağına.

    seneler sonra editi: mihribanla iletişimimiz kesildi maalesef. en son iki çocuk annesiydi. yolu, bahtı açık olur umarım.