hesabın var mı? giriş yap

  • aci cekerler. etraflarindaki kotulukleri, kotu kalpli insanlari, acimasiz insanlari gordukce bitmez tukenmez bir sekilde aci cekerler. etrafindaki haksizliklardan etkilenmeyen, baskasinin acisini goremeyen insanin ruhu guzel olmaz cunku.

  • garson ezikleme sorusu. ne kadar ayıp, kaç yaşında adamsın, yakıştı mı?

    garson arkadaş, bir sonraki sefer içinde ne olduğunu bilecektir. içindekiler +1 olarak.

  • benim gözümdeki istanbul'dan çok daha iyiymiş. hatta olabildiğince yerden yukarıyı çekmeye çalışmışlar. sultanahmet'in orada kamera aşağı inecek diye gerildim. neyse ki hafif atlatmışız.

    debedit: aynı gün, yeni yazdığım kitabın (psikolojik-öykü) basıldığı haberini aldım yayınevinden. buradan sizlerle de paylaşmak isterim dostlar. 20 yıllık bir sözlükçü olarak sözlüğün ücretli reklam fasilitesine saygısızlık olmaması için link vermiyorum, fakat öykümün ismi: "bir ağustos tereddüdü". 2 hafta içinde bildiğiniz tüm online kitapçlarda olacak. hevesimi paylaşan tüm dostlara ve birlikte büyüyüp neredeyse yaşlandığım ekşi sözlük'e teşekkürler. son olarak; suç dortmund'da değil, başka ülke olmanın doğası bu. suçun kimde olduğunu herkes biliyor ve onların yok etmek istedikleri ne varsa yaşatmak için ömrüm boyunca aklımla, sanatımla, varlığımla çalışacağım, çalışacağız.

  • açılın gençler uzmanı geldi. öncelikle şu başlığı bir inceleyin (bkz: sütlü çay)

    kabul edelim ki türkiye'nin öyle gelişmiş bir çay kültürü yok. çay bu ülkeye çok sonradan girmiş bir ürün. orta asya türkleri çin'e yakın olmalarından ötürü uzun süredir çay içerken osmanlı'ya çayın gelişi ikinci abdülhamid zamanına tekabül eder ki bu çay ithaldir ve pek tutulmamıştır. cumhuriyet ile birlikte atatürk'ün girişimleriyle yapılan atılımlar sonrası türk halkı çay ile tanışmıştır. hatta bütün ülkeye ve anadolu'ya yayılması son yarım asıra tekabül eder. bu döneme kadar türk kahvesi hala üstünlüğünü korumaktaydı. bugün dahi ülkemizde üst kalite çay üretimi ve tüketimi yoktur. bunu çeşitli ülkelerde bizzat test ettiğim çayları göz önünde bulundurarak söylüyorum. özellikle çin ve japonya çay konusunda başka bir boyutta yaşıyorlar. kilosu bilmem kaç pound olan ingiliz markalı hint çaylarının kalitesi bu ülkelerde beğenilmiyor. lipton, ahmad tea gibi bilinen markaların premium ürünlerinin dahi en kalitesiz çin çaylarından daha kötü olduğunu iddia eden çinliler var. tırnak ucu kadar çay attığı demliği iki kere sıcak suyla takviye ettikten sonra hala aynı demi alan çayı gördüğümde doğru söylediklerine kanaat getirdim.

    çayın hasını içen çin, japonya, hatta yekünen güney asya ve hindistan'dır. avrupada ise ingiltere, portekiz gibi ülkelerde çayın yüzlerce çeşidi çok farklı usüllerde pişirilmekte ve servis edilmektedir. o nedenle türkiye'den çıkmış beta tea gibi dev çay markaları dahi sri-lanka, vietnam gibi ülkelerde üretim yaptırıp yurtdışına satmaktadır.

    sütlü çay içmek ise bilinenin aksine çok yaygın değildir. çin gibi çayın sudan daha fazla tüketildiği, japonya gibi restoranlarında ücretsiz yeşil çayın sunulduğu ülkelerde bile sütlü çay pek tercih edilmez. hindu-çin ve özellikle tibet menşeeli olduğu tahmin edilmektedir ki hala en yoğun şekilde bu bölgede içilmektedir. demlenmiş çayın üzerine sıcak süt eklemek ingilizlere has bir yöntemdir. sütlü çayın aslı çaydan çok bizim damak tadımıza göre çorba gibi gelir zira kaynar suya atılan kuru çayla birlikte yağ oranı yüksek yak sütü ve tereyağ eklenir. bazen tat katması açısından içine zencefil, kara biber ve tuz atıldığı da görülür. tibet çayı nasıl yapılır buradan izleyebilirsiniz. bir de hindistan/pakistan masala çayı vardır. yalnız hintliler işin bokunu çıkartarak içine atmadığı baharat bırakmıyorlar. kurutulmuş kişniş, karanfil, hatta anason bile attıkları bile oluyor. nasıl bir şey olduğunu şuradan inceleyebilirsiniz. orta asya türklerinin içtiği çay daha çok tibet çayına benzer. aslında damak zevkinden ziyade yemek kültürü çok gelişmemiş göçebe toplumlar için önemli bir besin kaynağı olduğu için tercih edilegelmiştir. malumunuz hayvancılıkla geçinen bu halkların elinde süt ve tereyağdan bol malzeme yok.

    tabi ki her çay sütle içilmez. özellikle türk çayı ile denemek israftır. sütü sonradan eklemek istiyorsanız pg tea benzeri sütle içilmek için hazırlanmış düşük kalorili ingiliz çayları kullanılmalı. elde onlar yoksa lipton'un üst seri markaları ve tarifleri uygulanabilir. kıpçak boylarının içtiği tibet çayı için de aynı çaylar tercih edilebilir. özellikle sri-lanka çayları sütlü çay için uygundur. ingiliz usülü en başarılı çay pişirme tarifini(royal milked tea) şuradan izleyebilirsiniz. kazak usülü sütlü çay (akçay) için ise şu videoyu izleyebilirsiniz.

  • türkiyede faliyet gösteren tüm havayolu firmalarının yaptığı aslında oldukça şerefsizce olan, kesinlikle kanunen cezalandırılması gereken bir hiledir bu.

    sistem şöyle;

    diyelim ki bir firmamızın web sitesine girdiniz. 15 mart 2013 sabah 9 uçağını seçtiniz. bilet fiyatı 50 tl gösteriyor. sonra bileti satın almak istediniz veya o sırada ufak bir işiniz çıktı, 3-4 dakika sonra aynı rezervasyon için tekrar siteye girdiniz. o biletin fiyatı 60 tl olarak gözükür.

    üstelik 10 farklı sefer olmasına rağmen ne tesadüf sadece onun fiyatı artmıştır.

    hele ülkenin dev bir firması var. yanyana 2 farklı internet hattı ve iki farklı bilgisayar ile aynı uçuş için girip bakmıştım sırf bunu görebilmek için. aynı uçuşa iki bilgisayarda da farklı fiyat çıkardı. birinde 120 diğerinde 100 tl gösteriyor. çünkü ilk bilgisayarla 2 kez işlem yaptım.

    basit bir cookie uygulaması ile yapıyorlar bunu. bir bilgisayardan sefere baktığında bilgisayarına cookie yerleşiyor. aynı sefere ikinci kez girdiğinde onun fiyatı fazla çıkıyor.

    çoğu zaman bileti satın al dediğinde web sitesi hata verir. tekrar denediğinde fiyat yükselmiştir. bakın bu nokta önemli. defalarca başıma gelmiş bir şeydir bu. açıkcası bilerek sistemin hata verdiğini düşünmüşümdür çoğu kez. cunku hata verdikten sonraki ikinci denemede fiyat yükselir.

    tabi insanlar bunu hep "tüh geç kaldım ve fiyatlar arttı:((" diye düşünüyor. yani şanssız olduğunu düşünür bu yüzden üstünde durmaz fazla. hatta çoğu kez "eyvaaah fiyatlar artıyor hemen almam lazım bu bileti" diyerek aceleyle satın alır.

    oysa bu şanssızlık ya da bileti almak için geç kalmış olmanız değildir. uyanık olun. bu lanetliğe isyan edin artık.

    farklı bilgisayarlardan baktığımda 3 farklı fiyat görmüşlüğüm bile vardır benim. asla fiyat her bakışta sürekli artmaz. kimi zaman normal fiyat da verebiliyorlar. ancak bu dediğim gibi taleple ilgili değildir. sadece fiyat hilesidir.

    daha az evvel ülkemize ait bir firmadan bilet alacaktım 16-18 şubat için. 121 tl. uçuşları seçip devam ete bastım. site hata verdi. tekrar girdiğimde fiyatlar 141 tl olmuştu. başka bilgisayarlardan deniyorum şimdi. 121tl ye almazsam almayacam inadına.

    edit: 121 tl ye aldım o bileti. dahası da varmış. 121 tllik fiyatta hizmet bedeli yok. 141 tl verdiği fiyatta ise 10 tl hizmet bedeli kesiyor. 10 tlde uçuştan eklemişti.

    bu da çok enteresan geldi bana. hizmet bedelini kafasına göre kesiyorlar resmen. zaten pegasustan da mobil site üstünden hizmet bedelsiz bilet almışlığım vardır bir iki kez. (her zaman olmuyor bu. sistemin hatası belki de. hizmet bedeli ödemeden bilet almak mümkün ama nasıl oluyor bilgim yok)

    edit: ben bunu yazdıktan sonra konu çeşitli yerlerde gündem oldu. çoğu insanın haberi var artık bu çakallıktan. olayın çözümü tarayıcınızın (mesela google chrome) o güne ait cookie/çerez kayıtlarını silmektir. bunu yaptığınızda fiyat normal haline dönüyor. çözüm basit ama sadece bilenler için. bilmeyen nice insan "ben bileti alırken zamlanmış geç kaldım:(" diye düşünüp zamlı tarifeden kazığı yiyor gözgöre göre.

  • devlet mevlet kalmamis ortada. kurumlar curumus gitmis, meydan at hirsizlarina kalmis.

    5 bin yillik devlet geleneginin geldigi son nokta.

    ha bir de kilicdar halkini dinlemiyur amk

  • benim bu.

    olduğum gibi oldum hep. aşık oldum ve aşkımı söyledim. yarın yokmuş gibi yaşadım aşkımı sevgimi. iyiliğimizden mutluluğumuzdan başka bir şey düşünmedim. arkasından iş çevirmedim. kendimi farklı göstermedim.

    sonuç: çok mutluyuz.

  • himm ted kolejinden bir arkadas anlatmisti din hocasi sinav sorusu olarak hz. muhammed ile hz.ali arasındaki bir diyalogu yazin demis. hani kitapta geçen özlü sözler tarzında, yanıtlardan biri söyleymiş

    hz.muhammed: günaydın ali
    hz.ali : sana dagünaydın muhammed nasılsın?

    ee sonuç din kulturu 1 gelmiş cocugun:)

    ama dusununce bole bi diyalog olmus olamaz mi cocugun hakki yenmismidir dedirten olay