hesabın var mı? giriş yap

  • film, izlandanın el değmemiş dağlık bölgelerinde geçiyor. filmin kahramanı, yöresindeki alüminyum tesislerine tek başına savaş açan, ancak evlat edinme başvurusu kabul edilince dünyası sarsılan, "dağların kadını", çevreci aktivist halla. kuzeyli mizahı küresel dertler ve adalet duygusuyla birleştirirken olağanüstü manzaralar eşliğinde sunan film, yönetmeni erlingssonun tarifiyle "macera gibi anlatılan bir kahramanlık hikyesi; gülümseyerek anlatılan ciddi bir masal." masalsı bir anlatımıyla beni mest etti.

    izlanda yapımı olması ayrı güzellik

    8/10

  • bugün ekmek fiyatlarına gelen zamdan sonra aklıma gelendir. çakırın ölümünden sonra ekibi toplayan polat alemdar kendi ekibini kurarken seçici davranmıştır. adamlarına tek tek bazı sorular sorarak bazıları ile yollarını ayırmıştır bunlardan biri de yakuptur. neden bizimle birliktesin sorusuna yakup ekmek parası diye cevap verir. polat alemdar ise memati’ye yakup’a 30 yıllık ekmek parasını hesaplayarak göndermesini söyler. ve yakup ile yollar ayrılır. şimdi olayın mağduriyet boyutuna gelecek olursak; söz konusu toplantı 9 nisan 2004 yılında gerçekleşmiştir. o günün ekmek fiyatı 300.000 türk lirasıdır ( 6 sıfır atılmış hali 30 kuruştur ) yakup’un 3 öğünde toplam 3 ekmek yediğini farz edelim günde 3 ekmek yapar. yakup o dönemde günlük 90 kuruş iaşe parası almıştır. 18 yıl sonra 1 adet ekmek fiyatı 5 lira olmuştur. yani yakup bugünün şartlarında verilen günlük iaşe parası ile 1 ekmek bile alamamaktadır. polat gün gelecek bölüşecek ekmeğimiz olmaz yakup’a mahçup oluruz diyerek göndermiş, fakat kendisi bolluk içinde yaşarken adamı yakup mağdur edilmiştir. ve önümüzde yakup’a ödenen 30 yıllık sürenin tamamlanmasına 12 yıl gibi uzun bir süre kalmıştır. bu durum mağduriyeti daha da arttıracaktır.
    edit: olayı bilmeyenler için kaynak https://youtu.be/3duznvphlr0 ilgili sahne 42. saniyede başlamaktadır.
    edit: çok fazla dolar cinsinden hesap mesajı aldım. ilgili paranın dolar olarak verdiğine dair haklı emareler var ama kesin net bir bilgi yok, ayrıca dolar olarak verilmiş olsa bile yakup kafası çalışmayan mafya değnekçisidir, parayı alır almaz dövizciye gitmiştir. parayı tl cinsine dönüştürmüş ve ilk gördüğü pavyona gidip her yakup abi diyene para sıkıştırmıştır. o para zaten çarçur olmuştur.
    edit: 2004 yılı ekmek fiyatı anlamında kaynağımda hata olduğunu ( ekmeğin kilo fiyatını baz aldığımı ) fark ettim ilgili düzeltme yapılmıştır. fakat eski hesaplamamız çok iyimsermiş yakup’un mağduriyeti korkunç seviyelerde olduğunu tespit etmiş olduk.
    sevgili yazarlar (bkz: tombo degil tombow) ve (bkz: leave me alone)’a uyarılarından dolayı teşekkür ederim.

  • diyarbakır etrafında bulunan piramitler, bu 5000 yıllık kültürün dünya mirasına bıraktığı sayısız eserlerden sadece birkaçıdır.

  • entry'lerin altına şükela favori butonlarının ayrı ayrı gözükmesine sebep olmuştur.
    (bkz: neden acaba)

    edit: bunun en beğenilen entrylerimden biri olmasıyla ne kadar sikimsonik yazılar yazdığımı öğrenmiş oldum. bu gerçekle yaşayamam.

  • ''sabahın altı buçuğunda bir çalar saatin sesine uyanıp yataktan fırla, giyin, zorla bir şeyler atıştır, sıç, işe, diş fırçala, saç tara, başka birine büyük paralar kazandırmak ve sana tanınan fırsata müteşşekkir olmak için berbat bir trafiğin içine dal. nasıl razı olunur böyle bir yaşama?''
    charles bukowski

    ''hergün işe gidiyorsun. akşamları erken uyuyorsun ve bunun karşılığında alabildiğin tek şey koltuk takımı.
    gerçekten acınası bir durum.''
    tyler durden

    ''nabıcan mecnun ekmek parası.''
    ismail abi

  • son zamanlarda çıkar için yaptığı iktidar yalakalığı tüm ömrünü silip atar mı ki....? bilemedim...

    ama casinolarda 10 yılda tanımadığım ünlü kalmadı. tüm ünlülerin, şarkıcıların, artistlerin 'herkes bana bakıyor mu acaba' tripleri ya da 'daha çok ilgi istiyorum' kaprisleri varken bu adamın sıfır kompleksi, olağanüstü alçak gönüllülüğü, herkese gülümseyerek yaklaşma çabası, sıradanlığıyla her zaman yeri benim için ayrıydı.
    adam sanki casinoya tatile eğlenceye gelmemiş de ramazanda aş evine bi tabldot doldurmaya gelmiş gibi minnettar ve alçak gönüllü olurdu hep. kesme kristaller içindeki 60 yıllık scotchların beğenilmediği yerde, demli bir çay için defalarca teşekkür ederdi.

    kolları dört bir yanı saran, kendinden olmayanı ekmeğe muhtaç bırakan iktidar seni de kirletti ya ne diyelim...

    kimse kusursuz değil ki bu dünya'da, huzur içinde uyu...

  • dmb * :ab'ye neden almak istemezler türkleri?

    anne: barbar diye biliyorlar ya ondan..korkuyorlar yani.. vuruceksin teflon tavayı kafalarına kim barbarmış onlar mı biz mi anlicekler!

    sessiz....

  • son şınavda genelde takilip her seferinde bastan aliyorum tum döngüyü.
    ise gidemiyorum, cocuklar aç, barfiks kemiriyorlar

  • şarkının orjinali sanırım japonca ve tarkan şarkının orjinaline gönderme yapıyor nakaratında;

    benoşinaynt saçlara
    haitonioat kaşlara
    osouzebaa dudaklara
    öp öp öp öp doyamadım

  • -dayı 1 lira bozuğun var mı?
    -yok.
    -1 dal sigara?
    -kullanmıyorum.
    -saat kaç, onu söyle bari!