ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
garson kızı yiyecekmiş gibi bakan pakistanlılar
-
“ey kahraman türk kadını! sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın”
diyen bir adamın ülkesinde yaşanmıştır.
yeni başlayanlar için metrobüs
-
kapı açılmak üzereyken yanınızda duran teyzeye acıyıp "bekleyeyim de yol vereyim" demeyin, o sizi zaten ezip geçecektir. skill level'ı 100'dür kendisinin, sizden tecrübelidir. metrobüste acıma yoktur. herkes kendi başınadır.
yakalanan eroin satıcısı
-
o zamanın ''eroin satıcısı'' bu zamanın ''polisinden'' daha kültürlü görünüyor amk.
bir kızla aynı evde yaşamak
-
fıkralara konu olan olay. fıkralara konu ama bize değil. bir türk genci olarak fıkrada bile olsa bir kızla aynı evde yaşayamamanın verdiği buruklukla fıkrayı arz ediyorum:
"mehmet ile handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar. bir gün handan ve mehmet, mehmet'in annesini yemeğe davet ederler. mehmet'in annesi akşam yemeği süresince handan'ı uzun uzun süzer
ve aslında handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup olmadığını merak eder. annesinin aklını okumuşcasına mehmet annesine der ki;
"ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok."
akşam yemeğinden sonra mehmet'in annesi evine döner. aradan bir iki gün sonra handan der ki:
- "mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum."
mehmet yanıtlar:
- "annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım" der.
oturur ve yazar: "anneciğim, gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum ama almadın da demiyorum. fakat konu şu ki; sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp. sevgilerle, oğlun ahmet."
bir hafta sonra ahmet'in annesinden mektup gelir: "sevgili oğlum; candan'la yatıyorsun demiyorum ama yatmıyorsun da demiyorum. konu şu ki; candan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu. sevgilerle, annen."
trafik kazalarını ortadan kaldıracak enfes buluş
-
"geliştirilme aşamasında olan projede yavaş yavaş sona gelinmiş durumda."
çevirisi:
aliexpress'ten sipariş edilen led lambalar gelmek üzere.
motor işi sakat abi
-
şu anki aklım olsa zencinin dalına biner, motora binmezdim. bir senedir sürünüyorum, iki ameliyat oldum, üçüncüsünü ağustosta olacağım. dizin altından kaval kemiğini ucu üç parça oldu kazada. buna da şükür, yürüyorum tekrar.
cemaatin mizah dergisi çıkarması
-
adını paralel kenar koyarlarsa efsane olabilir, yapılmış en iyi mizaha imza atabilir.
ben bir suriyeli'yim
-
"o halde ülkene dön" şeklinde seslendiğim kişi söylemi.
(bkz: evet barbar türküm)
istiklal caddesi'nin asfaltla kaplanması
-
çok eski halleri. ne güzel, cadde doğal granit kesme taş kaplı.
osmanlı dönemlerinde de taş parke.
cumhuriyetin ilk yılları da aynı asalete sahip bu cadde.
1950'lerden sonra asfalt ve yoğun trafik ile buluşur cadde.
1970'lerden bir kare, ara güler imzalı.
1990'lı yılların sonunda tekrar parke taşa dönüş ve tramvay.
2005'e kadar ağaçlar bile vardı.
2014 başlarında tramvay yolu eksenine paralel destek ve araçlar için yaklaşık 1 metre kalınlığında sağlı sollu asfalt yapıldı.
ve tarihinin en kötü dönemi, bu ne arkadaş? ne estetik, ne doğru dürüst işçilik.
oynamayın artık caddemizle !!!
edit: çalışmayan linkler düzeltildi. uyarı için halitkin'e, argentinosaurus'a, eksi was here'a , mabeynihumayun'a ve gabe h coud'a teşekkürler. tamamını ekşi sözlük görsel galerisine attım.
yayın bitince önündeki kağıda not yazan spiker
-
ne yazdığı merak edilen spikerdir.
ne yazıyorsun sen abi? kağıda "bir şey unuttum mu? " diye merak edersin bakarsın eyvallah. ama not yazmak niye? mission accomplished mi yazıyorsun, koydum çocuğu mu yazıyorsun, yoksa yanlış telaffuz ettiğin bi kelimeyi 100 kere mi yazıyorsun vicdanını rahatlatmak için? bunu bana açıklayana kadar gözüm üzerinde oğlum..