ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilkokul kompozisyonları
-
konu: 3 dilek hakkiniz olsa ne dilerdiniz
3 dilek
gunumuzde uc dilek hakkimiz olmasi cok onemlidir. malesef sevinerek bu hakkimizi kullaniriz her zaman. benim 3 dilek hakkim olsa 3 dilek hakki daha isterdim.
elde var 6 dilek hakki, 5 ile 3 er dilek daha dilesem 15 dilek hakkim daha olur. 15 dilek ile her istedigimi dilerim.
gunah degilse allah olmayi dilerim. allah olduktan sonra dilek hakkim sonsuz kere sonsuz olur. cok akilli olurum. maalesef her istedigimi yapabilirim.
kendime kasvetli bir yaris arabasi yaptiririm. onunla antalyaya gider dedemlerin elini operim. dedem bana torunum allah olmus der. sevinir. harclik verir. abime vermez, cunku o arabaya kusan bir gerzek.
sonra dedem mezarlikta zombileri oldurmeye gonderir beni. hepsini yok ederim isin kiliciyla. babami da doverim.
hiperaktifliği iyi bir şey sanan zihniyet
-
memlekette bir panik atak bir de bu*, dillere pelesenk olmuş, yalan yalnış haklarında atıp tutulmuş, bir "türk halk teşhisi" kıvamında ota boka yakıştırılmış iki vaka.
- ay elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemem ben, öyle tezcanlıyımdır.
- ha panik ataksın sen de benim gibi biraz. anladım.
nereye anladın sibop? neyi anladın?
- ay bu çocuğu tutabilene aşkolsun, hep itiraz hep bir başkaldırma. dersleri de çok zayıf. zehir gibi zekası var da, sürekli hareket halinde olmaktan çalışamıyor ki..
- şekerim benimki de öyle. istediği olmayınca çıldırıyo. kapıları tekmeliyo. hiperaktif.
sen o çocuğu arap veliahtı gibi yetiştirmeseydin tepene tepene gagalanmazdı şekerim. şimdi çocuğa koyacak teşhis bulamıyorsun. gezmediğin psikolog kalmadı.
ben teşhisini koydum onun, gel bak: "arsız".
al sana bir teşhis daha: "şımarık"
başka ister misin: "sorumsuz"
bildin mi?
yaa yaa.
*
türkiye'deki en iyi gazoz
-
eski zafer gazoz' un listede olmamasından ötürü kaale almadığım sıralama.
(bkz: bütün egeliler birleşin)
edta: sinirimi alamadım, geri geldim.
7up ne, sprite ne amk? hepsini geçtim niğde gazozu ne ya? şurup olm o. bi defa ısrar ettiler iç iç diye, passiflora dikmiş gibi oldum. daha da ağzıma sürmem. töbeler olsun
editto 2: çok pardon "eski" zafer gazoz
adamlar dövecekti..
büyük oyunlardan büyük replikler
-
efendim... oduncu... yaparım... age of empires
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"karanlıkta johnny depp'e benziyorum. zifiri karanlık olcak ama."
erkek olmadı diye bebeği duvara fırlatıp öldürmek
-
cinsiyeti belirleyen genlerin kendisinden geldiğinden bihaber olan insanın vahşeti. çocuğunu fırlatmak yerine sikini taşla ezmeliydi.
kimsenin yemediği küçük esnaf üçkağıtları
-
hesap makinesi üçkağıdı
misal, takım elbiseyi beğendiniz. içine gömlek ve kravatı da kattı fiyatı söyledi.
"çok söyledin hocam, olurunu söyle" dediniz
hemen hesap makinesini alır, tuşlara hızlı hızlı vurur, çıkan rakama bakar, siler yeniden bir hesap daha yapar, sonuca bakar belki sizede gösterir.
"abi son yapacağım fiyat budur"
ulan zaten yaptığın en fazla yüzde on, ne öyle büyük ekonomist ayakları, bankacı numaraları. sanki sekizinci beş yıllık planı hazırlıyorsun, sanki dpt uzmanısın.
iş kazası diye bir şey yoktur
-
çalışma bakanlığı tarafından hazırlanıp işçi cinayetlerine ilişkin patronu ve devleti aklamaya yönelik yayınlanan kamu spotu
eskiden gizli gizli yaparladı böyle algı yaratma işlemlerini fakat artık demek istedikleri şeyi kendi kesimleri anlamaması endişesinden spotunun sonunda "iş kazası diye bir şey yoktur" yazma ihtiyacı da hissetmişler.
gözlerimiz "fıtratında var" cümlesini aradı...
pnömatik posta
-
hastane ve fabrikalarda karşımıza çıkan ve katlar arasında hızlı evrak göndermeye yarayan pnömatik tüp sistemleri, aslında çok daha büyük düşünülmüş posta sistemlerinin minyatür örnekleri. 19 ve 20. yüzyılda bazı şehirler çok karmaşık ve uzun pnömatik posta sistemleriyle donatılmış. bunların bir kısmı 80'lerde faks ve 90'larda email'in yaygınlaşmasıyla iptal edilmiş, diğerleri de teknik sorunlara yenik düşmüş:
1865'te berlin'de kurulan pnömatik posta sistemi* 1976'ya kadar kullanılmış, zirve yaptığı 1940 senesinde toplam uzunluğu 400 kilometreyi geçiyormuş.
paris'teki 1866'da kurulmuş, 1934'te 467 kilometrelik uzunluğa ulaşmış. dünyadaki en uzun örneği bu. 1984'te faksın yaygınlaşması üzerine kapatılmış.
viyana'da 1875-1956 arasında daha ufak bir örneği kullanılmış, uzunluk bilinmiyor. prag'da 1887'de kurulan 60 kilometrelik pnömatik sistem 2002'ye kadar sorunsuzca işlemiş, ama o sene gerçekleşen bir sel felaketine yenik düşmüş. prag'dakinin kontrol paneli şöyle: http://upload.wikimedia.org/…/f/fa/hlavní-panel.jpg
bu akımı başlatan ilk örnek ise 1853'te londra borsası'yla londra telgraf istasyonu arasına kurulmuş, uzunluğu sadece 200 metreymiş.
not: peki ben buraya nereden geldim? une femme est une femme'da alfred (jean paul belmondo) filmin bir yerinde "kız adamlara bir pnömatik gönderiyor" gibi bir şey diyor. altyazıda pnömatik için "acele posta" demişler. böyle bir şeyin varlığından haberim bile yoktu ama diyalogda pnömatik, altyazıda acele postayı görünce bir şimşek çaktı. yapmışlar gerçekten.
edit: notta varlığından haberdar olmadığımdan bahsettiğim şey pnömatik posta değil, bunun şehir çapında kullanılması.
dümdüz siyah tişört giyen erkek
sabahın köründe uyandıran kedi
-
yatılan odadaki perdeleri açacak kadar ileri gidebilen manyaktır.
evdekiler gider gitmez odama koşup "miyaaaaauv" diye çığlık atmanın ve burnumun dibine girerek gözlerini kocaman açmak suretiyle ödümü koparmanın yeterli olmadığı kanaatine varmış olmalı.
aynı zamanda, o gün hiçbir işi olmayan bir insanı sabahın köründe uyandırma yetisine sahip olan ve buna rağmen kendisine hiç kızılamayan yegâne varlıktır.
dini yönden zayıf olanların lükse düşkün olması
-
(bkz: gemicik)
500 bin dolara tek gecelik ilişkiyi reddecek kadın
-
araştırma yapılırsa evet, %90-95 gibi bir hayır ile karşılaşılabilir. ama teklif edilirse %10-15'i geçmez hayır cevabı.
sınavlarda verilmiş en kötü yanıtlar
-
fransızca sınavı. resepsiyonist ve otel müşterisi arasında geçebilecek muhtemel bir diyalog yazılacak.
- bonjour*
- bonjour
- parlez-vous anglais?*
- yes
...
(sivri zeka örneği gösterilerek geri kalan diyalog tamamen ingilizce yazılmıştır. bunu yazan eleman neden daha kolaya kaçıp direk "türkçe biliyor musunuz" diye sorup türkçe yazmamış bilemiyorum.)