hesabın var mı? giriş yap

  • eskişehir belediye başkanı yılmaz büyükerşen 1999 yılında şehri devraldığında, ilk etapta tramvay, tarihi yerlerin restorasyonu ve müzecilik alanlarında faaliyetlere başlamıştı.o dönem genç/yaşlı herkes "tramvayın eskişehir için gereksiz olduğu", "eskiden meyve sebze hali olarak kullanılan yerlerin restore edilmesine gerek olmadığı" "müzenin ne işe yarayacağı" gibi şikayetlerde bulunmuşlardı. 2004te neredeyse seçimleri kaybediyordu. aradan 23 sene geçti eskişehir anadolunun bozkırında bir turizm şehri oldu. -her ne kadar kendisinden hoşlanmasam da- yılmaz özdil'in eskişehiri özetleyen bir yazısı

    konuyu yerebatan sarnıcına bağlayacak olursam; istanbul'da metro, restorasyon, müze, altyapı ve öğrenci/gençlere destek faaliyetleri ön planda. tıpkı eskişehirin 2000lerin başındaki hali gibi.ancak istanbulun toparlanması eskişehirden çok daha uzun zaman alacaktır. bu tarz projeler bana istanbul hakkında ümit veriyor. umarım yeterince sabırlı olabiliriz.

  • videoyu izleyerek, ''ama köpek de kuyruk sallamış'' diyecek bir kitleyle beraber yaşıyoruz.

    edit: ''köpek, istemiyor olsaydı kuyruk sallamaz, ısırırdı'' diye mesajlar geliyor. tabii ki, bütün sülalesi eşekle çiftleşerek çoğalmış olan insanlar için normal bir durumdur.

  • platon'un devlet'inde, thomas more'un utopia'sında, tommaso campanella'nın civitas solis'inde, francis bacon'un nova atlantis'inde, lois lowry'nin the giver'inde dinmğsel, ekonomik ve felsefi açıdan "mükemmel düzen" betimlenir. insanlığın gerçek algısı bu şekilde değildir. günümüz dünyası distopya'nın olduğunu ve olmaya devam edeceğini gösteriyor.

    h. g. wells- the time machine (1895)

    "insanlığın başına neler gelmişti? ya zulüm ortak bir tutku olmuşsa? ya bu arada ırk gelişip insanlığını kaybetmiş ve insanlık dışı, merhametsiz ve karşı konulamaz derecede güçlü bir yaratık haline gelmişse?"

    jack london - the iron heel(1904)

    "lanet olsun sana demir ökçe! çiğneyip geçtiğin insanlık çok yakın bir zamanda silkinip seni sırtından atacak. işaret verildiğinde, tüm dünyadaki emekçiler ayaklanacak. emekçiler tam bir dayanışma içinde ve tarihte ilk defa tüm ulusları içine alan, tüm dünyaya yayılan bir devrim gerçekleştirilecektir."

    yevgeni zamyatin - we (1921)

    "-tatlım sen matematikçisin. hatta daha da fazlası, sen bir matematik filozofusun. şimdi bana en son sayıyı söyle bakalım.
    -yani? ben... ben neyin sonuncusu olduğunu anlamıyorum.
    -bilirsin işte, sonuncu, en üst, en büyük.
    -ama ı, bu çok saçma. bir kere, sayıların sayısı sonsuzdur, sen hangi sonuncuyu istiyorsun?
    -peki sen hangi son devrimi istiyorsun? sonuncu diye bir şey yok, devrimler sonsuzdur."

    franz kafka - der prozess(1925)

    "kadın eli her şeye sessizce çeki düzen verir."

    "oysa geleceğe, olgunlaşmaya ve ilerlemeye yönelik bir umut olmadan anlamlı bir yaşamdan söz edilemez."

    aldous huxley - brave new world (1932)

    "takip edilen bir adam gibiydi, düşmanları, düşündüğünden daha düşmanca davranmadıkça, ya da kendisi daha suçlu ve daha da iflah olmaz bir biçimde yalnız hissetmek zorunda bırakılmadıkça görmek istemeyeceği düşmanlar tarafından kovalanan bir adam gibiydi."

    george orwell - nineteen eighty-four (1984) (1949)

    "en iyi kitaplar; bize bilmediklerimizi söyleyenlerdir."

    "bilinçleninceye kadar asla başkaldıramayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler."

    ray bradbury - fahrenheit 451 (1953)

    "diğerlerine benzemiyorsunuz. birkaçını görmüştüm, biliyorum. konuştuğum zaman bana bakıyorsunuz. ay hakkında bir şey söylediğim zaman aya bakıyordunuz dün akşam. diğerleri hiç böyle yapmazlar. diğerleri beni bırakıp giderler, konuşmamdan sıkılırlar. ya da beni tehdit ederler. artık kimsenin başkası için ayıracak zamanı olmuyor. beni olduğum gibi kabul edenlerden biri de sizsiniz. bu sebeple itfaiyeci olmanızı garip karşılıyorum. her nasılsa bu iş size hiç uymuyor."

    "kitaplar bize ne tür eşekler ve aptallar olduğumuzu hatırlatmak içindir."

    william golding - lord of the flies (1954)

    "birinden korkunca ondan nefret edersiniz ama boyuna da düşünüp durursunuz onu. kendi kendinizi aldatırsınız; aslında kötü değildir dersiniz. ama onu görünce, tıpkı nefes darlığına tutulmuş gibi olursunuz, soluk alamazsınız."

    "yapabileceğimiz en doğru şey, bizi kurtarmalarını sağlamak."

    anthony burgess - a clockwork orange (1962)

    "koltuk altında kitaplar taşıdığını görüyorum kardeşim. bugünlerde hâlâ kitap okuyan birine rastlamak gerçekten nadide bir zevk kardeşim."

    "yetişkinlerin savaştığı, bombalar attığı, birbirini kesip doğradığı, acımasızlığın kol gezdiği bir dünyada gençlerin yurtsever, dine bağlı, uslu terbiyeli olmaları söz konusu değildir."

    ursula k. le guin - the dispossessed (1974)

    "parfümler, saatler, lambalar, heykeller, makyaj malzemeleri, mumlar, resimler, fotoğraf makineleri, oyunlar, vazolar, yataklar, çaydanlıklar, bilmeceler, yastıklar, taşbebekler, süzgeçler, minderler, mücevherler, halılar, kürdanlar, takvimler, kristal saplı, platinden yapılmış bir bebek çıngırağı, elmastan rakamları olan bir kol saati, küçük heykelcikler, elektrikli bir kalem açacağı, hediyeler, çerezler, andaçlar, cicili bicili biblolar ve antikalar, hepsi zaten ya kullanışsız ya da kullanılışını gizleyecek kadar süslü; metrelerce lüks, metrelerce dışkı..."

    stephen king - the running man (1982)

    "yoksullar her zaman yanında olacak!
    kendi kendine, doğru, dedi. ben bile ölüm makinesi için bir kurbanın dünyaya gelmesine neden oldum.
    yoksullar er geç yaşama ayak uyduracaklar. değişecekler. on bin ya da elli bin yıl sonra akciğerleri kendi
    filtrelerini oluşturacak. o zaman ayaklanacak ve suni filtreleri çekip çıkaracaklar. onların oksijenin pek
    önemsiz bir rol oynadığı havada sarsılıp tepinerek boğulduklarım görecekler. benim için gelecek nedir ki?
    sadece bir yakınma.
    bir süre acı çekeceğim. bunu tahmin edecek ve gerekli önlemleri alacaklar. belki bazen öfkelenecek, isyan
    edeceğim. acaba havaya bilerek zehir yaydıklarını gizlice açıklamaya çalışacak mıyım? belki. ama onlar bu
    sorunu halledecekler. beni de temizleyecekler, ileride bir gün benim onları temizleyeceğimi
    bildikleri için. sezgilerim bana bu işi başarabileceğimi söylüyor. hatta belki bu bakımdan bazı dâhice
    yeteneklerim bile var. onlar bana yardım edecekler. beni iyileştirecekler. dlaçlar ve doktorlar. ben de o
    zaman fikrimi değiştireceğim.
    sonra... huzur.
    kavgacılığım yaban otları gibi sökülüp atılacak. "

    alan moore ve david lloyd - v for vendetta (1982-1988)

    "size hep hayrandım. ama uzaktan. çocukken, aşağıdaki sokaklardan size bakardım. babama sormuştum ''bu hanımefendi kim?'' diye. o da ''adalet hanım!'' demişti. ben de ''ne güzel değil mi?'' demiştim. "

    margaret atwood - the handmaid's tale (1985)

    "bir şey sadece kıt ve ulaşılması güçse değerlidir."

    "insanoğlu her şeye alışır, derdi annem. yerini dolduracak birkaç şey bulduğu sürece, insanların nelere alışabildikleri gerçekten şaşırtıcı."

    paul auster - in the country of last things (1987)

    "açlık duygusu olmasa, yaşamayı sürdüremezdim. insan olabildiğince az şeyle yetinmeye alışmak zorunda. ne kadar az şey istersen o kadar azla yetinebilirsin. gereksinimlerin ne kadar sınırlıysa o kadar iyi. kent insanı bu duruma getiriyor. düşüncelerini tersyüz ediyor. yaşama isteği yaratıyor, aynı zamanda da yaşamını elinden almaya çalışıyor. bundan kurtuluş yok. ya becerirsin ya beceremezsin. becerirsen gelecek defaya gene becerebileceğine güvenemezsin. beceremezsen bir daha asla beceremeyeceksindir."

    jose saramago - ensaio sobre a cegueira (1995)

    "zorunluluklar insana mucizeler yarattırır."

    "yapacağımız her hareketten önce ciddi olarak düşünmeye başlasak, vereceği sonuçları önceden kestirmeye çalışsak, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra raslantısal sonuçları, daha sonra da ortaya çıkması düşünülebilecek sonuçları düşünmeye kalksak, aklımıza bir şey geldiğinde, bulunduğumuz yerde çakılır, hangi yöne olursa olsun bir adım bile atamazdık.""

  • kpss'den bir türlü atanabileceği kadar yüksek puan alamamış özel sektör kölesi bir garibanın tespiti. amk sanki özel sektörde çalışınca dünyayı keşfediyorsunuz. atomu parçalıyor, meteorlara söz geçiriyorsunuz. keşke memur bari olabilseniz...

  • binilen takside taksici sigara içiyordur ve sorar:
    -hocam sigaranın zararı var mı?
    -aa akciğer kanseri... ehem yok yok içebilirsiniz.

  • istanbul'un simgesi ne zaman duvarda biten çiçekler oldu dediğim olay.

    ankara'ın simgesi dinozorlar kalkınca bir şey olmadı, rahat olsunlar.

  • insan yaşamına uygun olmayan ancak cesur kaşif ve bilim adamlarının veri elde etmeyi başardığı yerlerdir. listelenen yerlerde normal termometreler ile ölçüm yapma imkanı yoktur. cildiniz korunmasız olarak maruz kalırsa dakikalar içerisinde donacak ve nefes verirken çıkan damlacıklar saniyesinde kristalleşecektir.

    pek çok iklim araştırması, jeoloji, astronomi ve biyotıp çalışması bu zorlu koşullarda başarıya ulaşmıştır.

    1) dome fuji, antarktika (-93.2°c)

    görsel
    ağustos 2010'da landsat 8 uydusu aracılığı ile -93.2°c ölçümü yapılmış ve dünyanın en soğuk yeri listesinde zirveye oturmuştur. bölgede sıcaklık nadiren -30°c üzerine çıksa da insanlar burada çalışma yollarını bulmuştur.

    1995 yılında dome fuji istasyonu kurulmuş ve 720.000 yıllık paleoiklim tarihini inceleme imkanı sınmıştur.

    2) vostok araştırma istasyonu, antarktika (-89.2°c)

    görsel
    temmuz 1983'de kaydedilen -89.2°c'lık sıcaklık 2010 yılında dome fuji ölçümüne kadar dünyanın en soğuk yeri olarak anılmasını sağlamıştır.

    burası dünyanın en soğuk ikinci yeri olmasının yanı sıra dünyanın en güneşli yeri olarak da bilinir. aralık ayında 22 saat boyunca güneş almaktadır. yıllık ortalama olarak en düşük sıcaklıkların ölçümlendiği hava istasyonudur.

    araştırma istasyonu 1957 yılında sovyetler birliği tarafından kurulmuş, buzun altında gizlenen devasa bir göl olan vostok gölü'nü keşfetmişlerdir. burada dünyanın kalanı ile bağlantısı olmadan var olan mikrop ve çok hücreli organizma ekosistemi keşfetmişlerdir.

    not: istasyon hakkında microsoftun cortanasi nickli suser'ın paylaştığı* bir bilgi:

    "buranın geçmişte tuhaf bir hikayesi var. bu istasyonda satranç oynamak yasaklanmış. çünkü 1959 yılında istasyondaki 2 bilim adamı satranç oynamışlar. kaybeden ise baltayla rakibini öldürmüş. kaynak"

    3) amundsen-scott güney kutbu istasyonu, antarktika (-82.8°c)
    (amundsen scott south pole station)

    görsel
    haziran 1982 yılında ölçülen -82.8°c'lık sıcaklık ile dünyanın en soğuk üçüncü yeri olarak tescillenmiştir. araştırma istasyonunda ortalama 150 bilim insanı görev almaktadır. istasyonda senede sadece 1 gün doğumu ve sadece 1 gün batımı gerçekleşmektedir.

    1956 yılında abd tarafında kurulan istasyonda nötrino araştırmalarından, biyomedikal çalışmalara ve güney kutbu teleskobu ile kozmik mikrodalga arkaplan ışıması çalışmalarına kadar yapılmaktadır.

    4) dome argus, antarktika platosu (-82.5°c)

    görsel
    bölgede 2005 yılında yapılan -82.5°c'lik ölçüm ile dünyadaki en soğuk 4. yer olarak tescillense de bilim insanları daha soğuk yerler bulmak için yaptıkları kızılötesi tarama ile buranın -90°c/-98°c derece sıcaklıkların ölçülebileceği kanısına varmıştır. henüz birinciliği tescilleyecek ölçümler yapılmasa da dünyanın en soğuk yeri olacağına inanılmaktadır.

    bölgenin optik astronomik gözlem için en uygun yerlerden biri olduğuna inanılmaktadır. (kaynak)

    5) denali, alaska (-73.8°c)

    görsel
    kuzey amerika'daki en yüksek dağ zirvesi ve dağcılık cennetidir. zirveye yakın bir yerde inşa edilen hava istasyonu 2003 yılında -73.8°c'lık ölçüm yaparak amerika birleşik devletleri'nde yapılmış en düşük hava sıcaklığını kaydetmiştir.

    dağ önceleri mckinley dağı olarak bilinse de abd hükümeti bölgede yaşayan yerel halkın kullandığı ismi resmi olarak kabul etmiştir.

    6) verhoyansk, rusya (-69.8°c)

    kuzey kutup dairesi'nde yer alan bu rus kasabasında yaklaşık 1.000 kişi yaşamaktadır. yaz ve kış ayları arasında kaydedilen en büyük sıcaklık farklarının bazıları buraya aittir. bölgede yazları 30°c'ın üzerinde sıcaklıklar görülmektedir.

    7) klinck araştırma merkezi (summit camp), grönland (-69.4°c)

    görsel
    devasa buz tabakası arasında oldukça zorlu koşullarla başa çıkılarak kurulan araştırma istasyonu, kuzey yarımküre'deki en aşırı koşulların bazılarını kaydetmiştir. istasyon, kuru ve soğuk karasal iklimin yoğun etkilerine maruz kalan buz tabakasının en yüksek noktasına yakın bir alana kurulmuştur.

    8) oymyakon, rusya (-67.8°c)

    görsel
    1000 kişiden az kişinin yaşadığı bölge, kalıcı olarak yerleşimin bulunduğu en soğuk yerlerden biri olarak anılmaktadır. kışın tamamen donan bölgede okullar hava sıcaklığı -55°c'ın altına düşmediği sürece eğitime devam etmektedir.

    9) north ice araştırma merkezi, grönland (-66.1°c)

    görsel
    1952 yılında kurulmuştur. askeri uçaklarla malzeme ve erzak bırakılma imkanından önce sadece köpeklerin çektiği kızaklarla ulaşılabilen araştırma istasyonunda 1954 yılında yapılan sıcaklık ölçümü o zamanlar için kaydedilen en düşük sıcaklıktır.

    istasyonda jeoloji, sismoloji, fizyoloji ve buzul bilimini* çalışmaları yapılmaktadır.

    10) snag, yukon, kanada (-62.7°c)

    terkedilmiş bir köy olan snag'de 1940'larda -62.7°c'lık bir ölçüm yapılmış ve bu ölçüm köyü dünyanın en soğuk 10. yeri olarak tescillemiştir.

    11) silivri (silivri cezaevi), türkiye

    görsel

    burada herhangi bir zamanda, herhangi bir sıcaklık ölçümü yapılmamış olsa da sürekli olarak "silivri soğuktur şimdi" denerek anılmaktadır. herhangi bir araştırmanın, bilim dalının merkezi olmadığı halde arada sırada türk profesörlerinin uğramak zorunda kalması ile bilinir.

    kaynak: bbc science focus
    görseller: wikipedi