hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • saoirse ronan'ın harika bir oyunculuk sergilediği, 1950lerin amerikasını renkli kıyafetler, dekorlar, beyaz tenli kadınların kırmızı rujlarıyla şahane yansıttığı, içimi ısıtan, ara ara hüzün katan bir film.
    irlandalı din adamlarının son derece yardımsever ve duyarlı olmaları, kendi insanını korumaları, destek olmaları kendilerine saygı duymamı sağlamıştır (spotlight gerçeğine rağmen).
    aşkın kişiyi nasıl güzelleştirdiğini, hüznüne neşe kattığını, umutsuzluğuna umut olduğunu bir kez daha göstermiştir.
    eksik bulduğum tek tarafı 50lerin irlandası hakkında (siyasi-ekonomik-sosyokültürel) özet geçmemiş olması. neden kalifiyeli elemanlar iş bulamıyor, neden toplumun yarısı amerika'ya göç etmek istiyor, mesela amerika'da neden brooklyn? (brooklyn= küçük irlanda).
    toparlarsam eğer, izlemekten son derece keyif aldığım, kırmızı ruj kokan bir film olmuştur.

  • la oglum bu kıza kimsenin varoş dedigi yok, taa yillar önce biri baslik açıp gitmis, millet de hayali karakterlere karsi bu kızı savunuyor mk, açın bir okuyun herkes bu kizı savunuyor işte, kimi linç ediyonuz , don kisot gibi yel degirmenleriyle savasiyorlar yaw.

  • bu serinin ilk filmi olarak gerekli olan gerilim enerjisini her zerrenize kadar hissediyorsunuz, korku değilde başarılı bir yüz ekşitmesi yaratıyor, meraklılar buraya...

  • 5. kez aldığım iletişim araştırmaları dersinin finalinde artık isyan ederek, mine şen hocaya hitaben "hocam şu sınavı geçeyim, kızım olursa adınızı vereceğim" notu düşmüştüm. hiç unutmam sınavı geçip mezun olunca; hocam, "geçtin ve kızına daha güzel bir isim koyabilirsin" diye mail atmıştı. dünya döndükçe unutmam...

  • 1986 yılında van'a tayin edilmiştim. daha doğrusu sürülmüştüm..1987 de siyasi yasaklıların (demirel,ecevit vs) yasaklarının kaldırılması için referandum yapılacaktı. turgut özal yasakların devamından yanaydı. bu nedenle anap yasaklar lehinde , muhalefet ve hüsamettin cindoruk aleyhte propaganda yapıyorlardı. hüsamettin cindoruk vanda miting yaparken özal için “kaldırım mühendisi”demişti.o dönemde de kraldan fazla kralcı savcılar vardı. hemen başbakana hakaret suçundan cindoruk hakkında dava açtılar.özal da müşteki müdahil oldu. bu davaya ben bakıyordum.

    van başsavcısına uğramıştım. odasında otururken telefon çaldı. adalet bakanlığı
    müsteşarı arıyormuş.bir süre konuştuktan sonra “davaya bakan hakim şimdi yanımda isterseniz ona sorun” dedi. telefonu aldım kendimi takdim ettim. “ bizim dava ne oldu” dedi. şaşırdım. “sizin davanızı anlayamadım”dedim. “canım sayın başbakanımızın davası “dedi. bu derece taraf tutan bir müsteşar olacağını tahmin etmezdim. ( sonradan neleri gördük). biraz atıştık. sonuçta dava sonuçlandı.savcı temyiz etti. yargıtay beraet kararını tasdik etti.

    yani bu söz, yargı kararına göre hakaret değildir.

  • "kâfirle dostluk etmek ya da herhangi bir şekilde iletişim kurmak... islâmiyette hiçbir şekil ve koşulda yeri olmayan vaziyet."

    ulan hıyar, ateistlerin okuyacağı yerde yazma o zaman. ne iletişim kuruyorsun?