ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
hapishaneden üst geçit yaparak kaçmak
-
son derece zor bir eylem, tehlikeli bir girişim. fakat başarılırsa efsane olacağı da kesin gibi:
- evet arkadaşlar 70 gün içinde bu lanet yerden kaçıyoruz. dışardan yardım aldım, kaçış planını ankara büyükşehir belediyesi imar işlerinde çalışan enişteme çizdirdim. işte plan, buyrun bakın.
- ismail abi, çok güzel plan. fakat üst geçit yapmak yerine tünel kazsak daha doğru olmaz mıydı?
- bak faruk bizimle geliyor musun, gelmiyor musun?
- geliyorum da abi, yani üst geçit...
- 70 gün sonra sabah namazımı kocatepe'de kılıyor olacağım ve beni kimse engelleyemeyecek... ver artık kararını.
- geliyorum ama bu üstgeçitle ilgili içimde kötü bir his var yani, inşallah bir şeylik olmaz...
- faruk, planı eniştem yaptı diyorum. 11 yıldır melih gökçek'in yanında çalışıyor. üst geçit diyorsa üst geçit.
- yani tamam ismail abi ama inan içim rahat değil yani...
- gönlünü ferah tut koçum, bu lanet yerden gidiyoruz.
*
75 gün sonra...
*
- ismail abi söylemeyeyim, susayım diyorum ama sana çok kızıyorum yeminle. yaktın bizim mahpusluğu...
- sus lan it! üst geçidi yapmadık mı?
- yaptık da abi... geçit yaptıktan sonra sibel can'la ferhat göçer'i açılış konseri için çağırmak neydi?
- eniştemin gönderdiği plan neyse onu uyguladım ben oğlum. kağıtta "71. gün üst geçit açılışı: ücretsiz sibel can ve ferhat göçer konseri... tüm ankaralılar davetlidir" yazıyordu. her aşamayı uyguladık, o da son aşamaydı işte.
- abi ne ankaralıları ya, bayrampaşa'dayız gözünü seveyim.
- bence oradan uyandılar zaten mevzuya.
- ismail abi allah belanı versin, gerçek bir gerizekalıymışsın...
akıllı ile zeki arasındaki fark
-
doğuştan gelen beyni kullanma yeteneği zeka,
zamanla gelişen zekayı kullanma yeteneği ise akıldır.
erkek olmadı diye bebeği duvara fırlatıp öldürmek
-
bakın tekrar söylüyorum;
(bkz: insan ırkı yok edilmeli)
bilmem kaç milyarlık gezegen. ne canlı türleri geldi geçti hala geçmeye devam ediyor ama bu dünya bu evren insan ırkı kadar şerefsiz, adi ve vahşi bir tür daha görmedi görmeyecek. el birliğiyle linç ettiğiniz domuz bile insandan daha merhametli daha vicdanlı.
taner yıldız'ın istifa etmesi
-
pek mümkün değil. çünkü lastik çizme giyip çamura bastı. üzerine düşeni yaptı yani.
yine de insan sormadan edemiyor: "daha kaç vücut gerekli, benim seni unutmama?" taner bey.
türk kızı vücudu
-
(bkz: barkın'a o konuda ben de çok kırgınım)
olum neyin kafasını yaşıyorsunuz ya? tamam ülkemiz bu konuda bir latin ülkeleriyle, iskandinav ülkeriyle yarışamaz belki ama erkekler konusunda da diğer ülkelere çok bir fark attığımız söylenemez. ne kızlar görüyoruz dibimiz düşüyor.* mağara da mı yaşıyorsunuz anlamıyorum ki. sokaklarda her şeyin olduğu gibi kadının da güzeli var çirkini var. siz görmek istediğinizi görüyorsunuz bence. bu yaptığınıza algıda seçicilik, seçicilikte kavga çıkarıcılık derler.*
bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider
-
başlığa girmeden önce tayyip erdoğan yine kime atarlanmış diye düşündüm.
sanırım bu imamoğlu'nun neye dönüştüğünü göstermesi açısından güzel örnek.
bölücü kebapçılar
-
herkes bir günlüğüne de olsa terörist olacak bu ülkede. kaçarı yok. sıra kebapçılara gelmiş* şimdi pazarcılar düşünsün tehlike çanları onlar için çalmaya başlıyor, çember daralıyor.
neyse ki ben 2 yıl önce falan teröristliğimi yapmıştım sırayı savdım. kafam rahat.
anne yatağı sererken yorganların üstüne atlamak
-
çocukluğuma dair hatırladığım en güzel anılarımdan. düşünüyorum da her şey çocukken güzel galiba.
evin misafirlerle neşelendiği günlerde bir an önce akşam olmasını isterdim küçükken. ev misafirle dolup taşınca çocuklara yer yatağı serileceğini bilirdim çünkü. bütün çocuklarla birlikte yer yatağında yatacak olmak ayrı bir heyecandı benim için.
düşünüyorum da meğer ne güzel günlerim olmuş çocukluğumda. ne güzel heyecanlarım, ne güzel telaşlarım olmuş sevinç ve hüzün dolu.
insan çocuk kalamıyor tabii. zaman geçiyor. büyüyor. telaşlar değişiyor, sevinçler azalıyor, insan hüznün daha çok farkına varıyor.
insan, artık yatakları serecek biri olmadığını anladığında büyüdüğünün farkına varıyor ve büyüdüğünün farkına vardıkça hissediyor hüznü.
yatakları serecek biri olmadığında misafirler de gelmiyor artık. ev dolup taşmıyor. insanların neşeleri birbirine karışmıyor. ev hep sessiz.
her şey çocukken güzel sözlük.
çocukken sevinç dolu.
çocukken masum.
ne gidicem lan eve yatarım ben ofiste
-
bestesi istanbula, guftesi bana ait sarki.
bugun gunlerden cuma, gun aksama donuste
aksama bir hengame, trafik olur e-5 te
bu kosturma niye bilmem, bilemem bu gidisle
ne gidicem lan eve yatarim ben ofiste
ari kovani gibi, insanlar hep ustuste
yarim saat beklesen, kimse kalmaz maslakta
zannedersin 8 saat tutulmuslar hapiste
ne gidicem lan eve yatarim ben ofiste
sentinel adası
-
ingilizler kolonileşme döneminde bunun gibi ilkel kabilelerden insan alıp, onlara güzel davranıp, onlara hediyeler, ödüller vererek ingilizlerin iyi kalpli sevgi kelebekleri olduklarını göstermek gibi bir strateji geliştirmişler.
ingilizler bu ilkel insanları ikna etmeyi başardıklarında ise tekrar kabileye yollayarak kaçırılan bireylere yaşadıklarını anlatmalarını istemişler. kabile bireyleri ingilizlerin onlara yardımcı olmak istediğini sanıp bunlara inanmış ve bu sayede de böyle kabileler kolaylıkla kolonize edilebilmiş.
adadan 2 yaşlı 2 tane de çocuk kaçırılmış. yaşlı bireyler ölmüş, "biz bunların ölümüne sebep olduk, artık ne kadar uğraşsak da bizi dinlemezler" diyip çocukları adaya geri getirmişler. ingilizlerin kolonileştirme hayalleri de böylelikle sona ermiş.
bağışıklık sistemlerinin bizimki gibi gelişmediği için modern hastalıklara karşı direnç kazanamadıkları için öldükleri tahmin ediliyor. bu durumda adadakilerin agresif tavırları da anlaşılabilir, sonuçta adamların arkadaşlarını ve çocuklarını kaçırmışsınız bir de öldürmüşsünüz. ne yapacaklardı, sarılacaklar mıydı size? aynı dili de konuşamıyorsunuz, nasıl anlaşacaksınız?
tahmin edebildiğim kadarıyla adaya gelen yabancılar uzaylı olarak falan görülüyor. büyük ihtimalle nesilden nesile, aktarılan hikayelerle yabancı düşmanlığı kuvvetlenmiş.
tyler durden karakterini oynayabilecek türk oyuncu
-
birol ünel'den başkası olamaz.