ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tiktok'taki doggy challenge
-
yazamiyorum hanim okuyo
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
cocukken, insaat kumunda oyun oynarken ele gelen kedi boku
lisenin en popüler kızının lcw'de işe başlaması
-
olm sizin gibi hıyarlar yüzünden şu ülkeden nefret ediyorum.
çünkü çalışmak enayilik, çünkü güzelliğini kullanıp zengin kocaya kapağı atmamak salaklık, değil mi?
sonra ağlaşırsınız ama "ya kızlar hep para peşinde üüü!"
sizin gibi andavallar yüzünden.
fizy
-
muhtemelen müyap tarafından kapattırılmıştır. fizy'nin engellenmesiyle aklım başıma geldi. hemen gidip bir sürü albüm alacağım.
suudi arabistan'ın bir robota vatandaşlık vermesi
-
robotların maaşı yok, sigortası yok diyenlere ufak bir mesajdır. şimdi bunu vatandaş yaparlar. ileride vergiyi, zammı köklerler robotcağıza. kendi yedek parçasına bile %60 ötv öder durur devlet tamirhanelerinde.
zafer algöz
-
cem yılmaz henüz leman kültür'de sahneye bile çıkmamışken ağır roman'da okan bayülgen, savaş dinçel, müjde ar gibi isimlerle beraber oynamışlığı olan beşiktaşlı tiyatrocu.
bu tiyatrocu lafını, uzun yıllar istanbul devlet tiyatrosu'nda çalıştığı için vurguladık. hatta istanbul devlet tiyatrosu müdür yardımcılığı da yapmış, cinali'ye teşekkürler bu katkı için.
hamiş: saygılar bizden'i birçok suser kardeşimiz hatırlatmış, elbette o daha da eski (1992 olacak). ve fakat "zafer algöz kim mk cem yılmaz yarattı onu" tezi hepten çöker de troller susup kalır, az daha konuşsunlar da eğlenelim diye mahsus anmadım.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
kamu ekonomisi adli bir dersin vizesinde,hoca 5 adet soru ve bunlarin her birinin altinda "a, b, c, d, e" siklari bulunan, yaklasik 25 soruya tekabul eden kol gibi bir klasik sinav yapmistir.(sinav ingilizcedir.) sorularin coklugundan ziyade muhteviyati daha da elem vericidir. fakat sinavin asagi yukari 15. dakikasinda siniftan gule oynaya cikan bir ogrenci, yaptigi beyanatlarda cok kolay bir sinav gecirdigini, butun sorulari da yaptigini deklare etmistir. sinifin geriye kalan tum ogrencileri biraz imrenerek biraz da hasetle bahsi gecen ogrenciye bakadururken, sinav sonuclarinin aciklanmasiyla olay apayri bir boyut kazanmistir. sinav panosunda "0" notunu goren ogrenci itiraz dilekcesi yazmaya niyetlenip, bir de ustune ustluk "ne guluyonuz lan. bir yanlislik var. 100 koyunca o zaman gorucem halinizi" gibi savunma stratejileri hazirlamaya calissa da daha elindeki dilekceyi not islerine ulastiramadan, ders hocasinin yaptigi "kim o sinavi test zannedip, soru siklarinin uzerini isaretleyip, bir de sinav kagidinin altina "cok tesekkur ederim hocam. bir de herkes sizin icin cok zor bir hoca diyordu" diyen sapsal?" sorusunu duymus olacak ki, hatri sayilir bir sure fakulte cevresinde gorulmemistir.
(bkz: kafa izni)
karantina bittikten sonra gidilecek ilk mekan
-
evde kalıp virüsü şaşırtacam.
yaran fıkralar
-
çobanın biri dere kenarında koyunlarını otlatıyormuş.. yanına bir cherokee yanaşmış. cerruti ayakkablar giyen, ray-ban gözlüklü bir sürücü aşağıya inmiş ve çobana sormuş:
- eğer kaç tane koyuna sahip olduğunu bilirsem, bana onlardan bir tanesini verir misin?
çoban bir adama, bir de koyunlarına bakmış..
- pekala anlaştık, diye cevap vermiş..
genç adam arabasını park etmiş, telefonunu bilgisayarına bağlamış google earthe girmiş, gps'ini kullanarak yeri taramış, bir database ve logaritma ile doldurulmuş 60 excel tablosunu açıp ve 150 sayfalık bir rapor basmış ve çobana dönmüş;
- tam olarak 1586 adet koyunun var, demiş..
çoban da;
- doğru, koyunu alabilirsin; diye cevap vermiş..
genç adam bir tane almış ve cherokee'inin arkasına koymuş..
bu sefer çoban genç adama dönmüş;
- eğer ben senin ne iş yaptığını bilirsem, koyunumu bana geri verirmisin? diye sormuş.
adam güvenle;
- evet neden olmasın, diye yanıtlamış..
çoban;
- sen dünya bankası'nda danışmansın demiş..
adam, çobanın bildiğini görünce, şaşırarak sormuş;
- peki nasıl oldu da bildin?
çoban;
- çok basit, diye cevap vermiş..
birincisi; buraya çağrılmadan geldin..
ikincisi; benim bildiğim bir şeyi, bana söylemek için benden bir koyunumu istedin..
üçüncüsü ise; yaptığın işten bir bok anlamıyorsun, çünkü koyun yerine köpeğimi aldın..
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"ingilizce ismi dragonfly (ejderha sineği), ispanyolcası caballito del diablo (şeytanın midillisi) olan bi hayvanın türkçe ismi nasıl yusufçuk olur yahu. ülkemizdeki yusufçuklar bu yüzden özgüven eksikliğiyle büyüyor."
kendi iletimdir, o kadar da ukalayım.