hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • öncelikle bu pedro alonso (berlin) gerçekten de vefalı ve karakterli bir adammış. ülkemize geldiğinde gördüğü sevgi karşısında, on milyonlarca dolar versek dahi yapamayacağımız reklamı, tüm dünyada izlenen popüler bir dizide bizler için doğaçlama olarak yapmıştır. dizinin en sevilen karakterlerinden biri olarak, romantik bir akşam yemeğinde, aşık olduğu kadına "hayatımıza renk katmak için istanbul'a gideriz" demesi gerçekten de paha biçilemez bir selam bizler için. çünkü dizinin orjinal metninde istanbul geçmiyor.

    eğer bu dizi abd veya fransız dizisi olsaydı, istanbul ismi anca bir terör saldırısı haberinde duyulurdu. işte bu yüzden bu adamın yaptığı şey çok değerli.

  • sözlük'e bilgi birikimini yansıtabilen ender yazarlardandı. sonraları, kendi iddiasına göre, karısıyla olan boşanma davasında kanzukun karşı tarafta olması sebebiyle, yani tamamen duygusal sebeplerden uçuruldu; dışarıya yüzlerce link veren varken, ufağını tefeğini topladığı kendi bloguna link veriyor diye örtbas edildi.

    şimdi, ahı tutmuş olacak ki, moderasyonun ve spesifik olarak o'nun faşizan tavırları yüzünden, sözlükten aralarında çokça bilgi olan 295.000 entry silindi.

    unutursak kalbimiz kurusun

  • sondan başlarsanız ''yengeniz''den sonrasını zaten okumazsınız.

    adam olayı gündemde tutmak için her gün bişe yapıyor işte.
    bugün de açıklama yapmış, sanki bekliyormuşuz gibi.

  • çalınışını öğrenenlerin kendileri için büyük bir iyilik yaptıkları enstrümandır.

    çevremdeki herkese çocuklarını piyanoya başlatmalarını öneriyorum.

    beynimizde nöroplastisite dediğimiz, beynimizin yeni bir şeyler öğrenmesini sağlayan faktör vardır. çocuklarda nöroplastisite olgun bireylere göre daha fazladır, dolayısıyla çocuklar piyano çalmak vb. şeyleri çok daha kolay öğrenir. bu da büyüdükleri zaman yeni ve farklı konseptleri daha kolay anlamalarını sağlar. başka bir deyişle, piyano çalan insanlar daha zeki olur. ben de çevremdeki birçok piyanistin aşırı zeki olduğunu, hemen her şeyi çabucak kavradığını farkettim.

    prefrontal korteks 25 yaşına kadar plastik olduğu için piyanoya 25 yaşından önce başlamak iyi bir fikir olacaktır.

    piyano çalmak iki elin birbirinden bağımsız olarak çalışmasını gerektirdiği için, beyinde iki yarımküreyi birleştiren corpus callosum'u güçlendirir. iki yarı kürenin birbiriyle bağlantısının güçlü olması, farklı bölgelerinin birbiriyle daha iyi bağlantılar kurmasını sağlar.

    doğaçlama yapmak doğrudan beynin iletişimle alakalı bölgelerini çalıştırır. piyano çalan insanlar daha iyi konuşmacı olabilir.

    piyano çalmak bir hobidir. bu da piyanistin günlük yaşamında kendisine ayırıp hoş vakit geçirebileceği ve beynini dinlendirebileceği bir aktivite yapmasını sağlar. piyano çalmak dinleyenlerin de hoşuna gittiği için size statü kazandırır ve sizi havalı bir kişilik yapar.

    piyano çalmanın veya dinlemenin yüksek iq seviyesine sahip olmakla doğrudan korelasyona sahip olduğu saptanmış.

    piyano çalmak, frontal lob'daki nöronların bağlantılarını daha verimli bir şekilde oluşturmasını sağlar. frontal lob karar vermemizi sağlayan beyin bölgesidir. piyano çalan insanlar daha iyi kararlar verebilir.

    piyao çalmak hafızanızı güçlendirir, hem sözel hem de sayısal hafızanız güçlenir. şarkı melodilerini öğrenmeniz kolaylaşır.. şarkıların birbiriyle olan benzerliklerini daha kolay görürsünüz. sözel hafızanız güçleniyor öğrendiğiniz yeni kelimeleri hatırlamak kolaylaşıyor. dil ile alakalı bölgelerin de piyano çalarken aktif olması, piyano çalanların dil öğrenme yeteneklerinin artmasını sağlıyor olabilir.

    amerikalı, norveçli ve isveçli biliminsanlarının yaptığı bir araştırmaya göre, piyano çalanlar duygularını daha iyi ifade edebiliyormuş. ayrıca ahlaki muhakame yetenekleri de daha gelişmiş oluyormuş. piyano çalabilenlerin planlama, mantık ve genel muhakeme yetenekleri de daha gelişmiş oluyormuş.

    piyano çalmanın beyindeki etkisini ben kendimde de gördüm. piyano çalarken çalmanız gereken tuşlara basmanız için elinizi doğru konumlandırmanız gerekir. bu kimi zaman beyin için bir bilmece olur, çünkü çalarken (özellikle doğaçlama yaparken) parmaklarınızı nereye yerleştireceğinize dair kararı hemen hızlıca vermeniz gerekmektedir. motor becerileri geliştirdiğini gördüğüm gibi aynı zamanda objeleri gruplandırırken veya bir bütünün içinden ufak parçaları bulmaya çalışırken hızlandığımı gözlemledim. örneğin, herhangi bir metindeki spesifik bir kelimeyi bulmak benim için kolaylaştı. piyano çalmak dikkat eksikliğine de iyi geliyor olabilir.

    yukarıda da motor becerilerinizin güçlendiğini belirttim. ben yazı yazarken sağ elimi kullanırım. piyano çalmaya başladıktan sonra ise sol elimin güçlendiğini farkettim. sol elimle yazamıyor olsam da, birçok işimi sol elimle de yapabilecek seviyeye geldim. ellerimi de daha iyi kullanmaya başladım, sadece piyano çalarken değil gündelik hayatta da elimi daha iyi kullanmaya başladığımı fark ettim.

    sağ-sol el bağımsızlığını sağlamanın insanın özgüvenini düşüren "yapamam, edemem" diyen iç egosunu da bastırdığını bir başka piyanistten duymuştum.

  • mutfakta kuyu olmasına daha çok şaşırdığım haber. evi hayal edemedim, “kuyudan ütüsüne su doldururken yıldırım çarptı” olayını kafamda canlandıramadım. birde uçarak buzdolabına çarpmış.
    sharon stone’un ütü yapmasına mı şaşırayım, mutfakta ütüsüne kuyudan su doldurmasına mı şaşırayım, uçmasına mı şaşırayım bilemedim. sanırım haberdeki en normal şey yıldırım çarpması.

  • üniversiteden yeni mezun olmuştum. babamın bir arkadaşı vardı ve adamın marketler zinciri vardı. askere gitmeden boşta kalmayayım diye babam gidip görüşmemi istedi. her neyse şirket sahibi "tabi gelsin insan kaynakları müdürümüzle görüşsün açıkta bir pozisyon vardı ama ne olduğunu bilmiyorum konuşsunlar başlasın hemen" gibisinden bir şeyler söylemiş. şirketin genel müdürlük binasına gittim insan kaynakları müdürüyle görüştüm. adam özgeçmişime baktı bana baktı "ya açık konuşucam, biz raporlamaya eleman alıyoruz ama sen bizi aşarsın. burda fatura falan girecek birini arıyoruz ayıp olur sana. illa çalışmak istiyorsan çalış ama ben şahsen lise mezunuyum sen hesap et" dedi. egom tavan yapmıştı ve umursamazsa "ehh tamam ben bi düşüneyim dönerim size yeaa" deyip eve dönmüştüm. babama "ya baba adamlara ben çok fazlaymışım. eğitim ve birikimlerimle ezermişim, ondan reddettim" deyip odama geçtim ve ultima online oynamaya devam ettim.

  • bir insanın hayatı boyunca yapabileceği en büyük kerizlik.

    düşünsene sen her şeyini ona endekslemişsin ama o daha 1.sınıftayken senden ayrılıyor. hediyenin taksidi bitmeden ayrılmak gibi bir şey bu. hatta daha beteri.

    allah düşmanımın başına vermesin!

  • bu adam tüm ülkeye birşey gösterdi. bir insanı dış görünüşüyle yargılamanın ne kadar ahmakça olduğunu. ulan hırbolar, dingiller, hatta çok kibar olamıyacam ibnenin evlatları şu adamı dışarda görseniz, şuna bak satanist gibi amk dersiniz. ama işte gördünüz. o takım elbiseler içinde gördüğünüz saçı başı düzgün çoğu adamdan on gömlek daha kaliteli olabiliyormuş bu görünümde kişiler. ön yargılarınıza tükürdüklerim.