hesabın var mı? giriş yap

  • 615.9 milyonluk vergi borcunu bir kalemde 7 milyona düşürebilen hükümetin bir kalemde öğrenim kredilerini silmesi kampanyasıdır.

  • türkiye'nin en iyi lisesinin kapatılması talebi. sebebi neydi? sebebi futboldu. sdfghhjjjkhahaha

    edit: gsl'li değilim.

  • filmlerde pek yansıtılmıyor ama çizgi romanlara bakarsanız superman aslında uçmuyor, zıplıyor. geldiği gezegenin yerçekimine göre dünyanın yerçekimi kuvvetli olmadığı için uzun mesafeleri bu şekilde kat ediyor, hatta gücünün kaynağı da budur. buna benzer bir düşünce dragonball z animesinde de var. g kuvveti falan...

    daha büyük mesafeleri zıplamak için de bir noktaya ulaşmak istercesine kolunu kullanıyor. filmlerde, bu pek yansıtılmayınca da çok saçma duruyor.

  • diplomatik nezaketsizliktir. direkt olarak johnson da tayyip'in elini omzundan çekmeye çalışıyor, çünkü bu karşı tarafa üstünlük kurma gösterisidir ve bunun bir parçası olmak istemiyor.

    neyse hiç şaşırtmıyor dünya liderimiz.

    edit: bunu zaten olması gereken bir şey olarak görenlere şöyle söyleyeyim. ikili görüşmelerde evet vücut dilleri bu amaçla kullanılıyor. ancak hiç bir şekilde olayla haberi olmayan birine yapılması nezaketsizliktir. arkasından kulak da yap o zaman. hatta nah çek. adamın haberi yok ne oluyor bitiyor. bak zekayı kullanınca iyi ve kötü ayrılabiliyor.

  • gündem malum. iş yerinde sıkıldığımda herkes gibi benim de imdadıma değişik grupların yayın organları yetişiyor bu ara. tabi ki de bunların arasında açık ara lider yine habervaktim.com.

    diğer gelişmelerde olduğu gibi erdoğan bayraktar'ın istifasını tüm gazeteler nasıl görmüş diye eğlenirken habervaktim'de karşıma bu manşet çıktı:

    chp'de bir istifa depremi daha!*

    antalya'nın merkez ilçelerinden kepez'de chp'nin belediye başkan aday adayı olan zeki başaran, eski ak partili erdal öner'in aday gösterilmesi üzerine partisinden istifa etti.

    sanırım gündemin hızına yetişemeyip delirip inzivaya çekileceğim artık. chp kepez belediye başkan aday adayı da istifa ettiyse ülke gerçekten karışmış olmalı. bakalım taraf'ta bu haberi görücek yürek var mı?

  • düşük oranlı maçlara yüksek miktarda para koyup kazanmak mümkün elbette ama bazen hiç ummadığınız maçlardan yatarsınız. geçenlerde azerbaycan avusturya maçına ms 1.5 gol üstüne 1000 tl bastım. oran 1.08, yani tutsa 80 tl alacağım. 80 tl için 1000 tl'yi riske attım. maç 1-0 bitti. maçı izlemiştim hatta. azerbaycan milli takımının 2. golü yememek için zamana oynamasını ve deli dana gibi boş boş sahada koşturmasını görünce bele veziyyetin içine soxam dedim.

    yani oran 1.10 bile olsa, birden fazla maçı kupona alıp yüksek miktarda para basmak çok riskli bir iş. her hafta, banko dediğimiz maçlardan birkaçı mutlaka sürprizli bitiyor.

    gelin ben size daha garanti bir yöntem önereyim... canlıda tek maç üzerinden korner oynayın. toplam korner sayısından bahsetmiyorum. maçtaki zamana göre, atıyorum 51-60 dakikalar arasında kim daha çok korner kullanır diye bir seçenek var ya ondan bahsediyorum.

    oynanan maçın korner istatistiğine ve skora bakarak oynuyorum ben bunu. diyelim ki dakika 55 olmuş ve maçtaki toplam korner sayısı 1-2 civarında. takımlar yorulmaya başlamış, pozisyonlar azalmış durumda. muhtemelen korner kullanma olasılığı da düşecektir. hemen 61-70 dakikalar arasındaki korner sayısına bahis alın. kim daha çok korner kullanır seçeneğine eşit deyin. 10 dakika içinde zaten korner olmaz genelde.

    daha dün west ham - everton maçında bu şekilde oynayarak 1000 tl bastım 1960 tl olarak geri aldım. 1.96 oran çok iyi bir orandı. zaten en kötü 1.60-1.70 oran veriyorlar.

    bu biçimde 50-100 tl basarak da oynayabilirsiniz. hem 10 dakika içinde kupon tutuyor hem de kazanma zevkini yaşıyorsunuz.

    umarım bu taktik, ben buraya yazdım diye cortlamaz. *

  • istanbul disinda bir ilde cesitli akrabalarini aramak isteyen bir adam, numaradan once 0 cevirmedigi icin durmadan zkurmus'un evini aramaktadir...

    - alooo. yengee.
    - kimi aramistiniz?
    - fatma abla, nasilsin?
    - yanlis numara efendim.
    - pardon.
    - iyi aksamlar.

    ertesi gun...
    - aloo. dayii (valla ayni adam)
    - kimi aramistiniz?
    - dayi nasilsin, ben mustafa.
    - nereyi aramistiniz?
    - (ilin ismini soyler, bakarsiniz, sizin telefon numaranizin ilk 3 rakami ilin kod numarasi)
    - beyefendi, once "0" cevirceksiniz.
    - ha pardon.

    ayni gun...
    - aloo. yengeee (yine ayni adam)
    - mustafa bey, 0 cevirmemissiniz (ogrendim ya adamin adini)
    - pardon abla ya.

    ertesi gun
    - alo yengeee (amma ariyosunuz be birbirinizi, kac para telefon faturasi geliyor size?)
    - mustafa bey, 0 cevirmemissiniz
    - ya pardon ya, yine mi cevirmemisim?
    - evet, ayni numara
    - siz nasilsiniz abla?
    - iyiyim mustafa bey (o sirada cocuklardan biri aglamaya baslar), siz 0 cevirin once.

    bir kac dakika sonra
    - alo abla cocuga bisi oldu mu diye merak ettim de.
    - (haydaa?) yok yok, bisi yok, dusmus. siz yengeyi ariycaktiniz?
    - ha tamam, haydi gorusuruz.
    - tamam gorusuruz.

    hala o kadar cok olmasa da arar sorar mustafa bizi (yanlislikla ariyo ama, hep unutuyo 0 cevirmeyi). kendinin de 2 cocugu varmis. ekmek cigneyip cocugun kafasini carptigi yere koyarsam sismezmis.

  • trafoyu söküp bağlı bulunan bütün kablolara vereceksin 1000 voltu, ucu nerelere gidiyorsa yakıp yıkacak. anca bundan anlarlar.