ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran diyaloglar
-
bugün metro durağından odtü içine ring yapan ego otobüs şoförüyle aramda geçen diyalog:
şoför: kaçıncı sınıfsın bakayım sen?
ben: master yapıyorum ben.
şoför: ha sen bittin okeye dönüyorsun yani?
ben:....
yemin ederim prof olsam bu kadar güzel anlatamam master yapma eylemini. helal olsun yurdum insanına.
pardon filmindeki ibrahim
-
o'nu adamdan sayıp alacak örgüte zaten o girmez.
kedi köpek sevdikten sonra yemekte et yiyen insan
izlanda milli takımı için karşılama tavsiyeleri
-
havalimanında çantaları 6 saat boyunca aranıp, bu süre boyunca sürekli ali ihsan yavuz tarafından “evet çantalarınızda hiçbir şey olmasa da yine de bir şeyler olabilir” açıklamasına maruz bırakmak olabilir.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
en aptalcasi olmasa da en yenisi oldugu için paylasmak istiyorum bunu: dün gecenin geç ya da bu sabahin erken sayilabilecek bir saatinde yatmisken birden garip sesler duydugumu fark ettim. sanki kafamin içinde bir kadin çigliklar atiyordu. oldukça hafifti, fakat vardi iste, ordaydi. vücudumdan geliyordur filan diye ikna etmeye çalistim kendimi, fakat yok yani, beynimin içindeydi olay. feci korktum. tamam dedim, aha iste, psikoloji okuya okuya psikotik oldum, auditory hallucination derler buna, sizofreninin kadinlarda baslama yasidir tam da benim yaslarim, ailede de yoktu ama, ben gittim iste, geçmis olsun.
dayanamadim o sekilde daha fazla yatmaya, kalktim. kalkarken bir seye takildim lakin: teybe taktigim kulakliga. megersem radyoyu açik birakmisim ve de yastigin altina girmis kulaklik; ses ordan geliyormus. korkunç derin bir rahatlama oldu dogrusu yasadigim. :-)
bunun disinda aptalca olmanin ötesinde nerdeyse patolojik sayilacak bir dalginligi 95 senesinde, habitatta çalisirken ve yaklasik 40 saat uykusuzluktan sonra bir aksam yapmistim: arkadasimla telefonda konusuyordum.. ben normal normal anlatirken arkadasim birden tuhaf bir tavir içine girip, "lacrima, iyi misin sen, geleyim mi oraya" filan demeye basladi. "niye ki, ne oldu" dedim.. megersem bes dakika önce anlattigim bir olayi daha önce hiç anlatmamis gibi yeniden anlatmaya baslamisim. hiç farkinda degildim dogrusu. onda da korkmustum biraz, ama uykusuzluguma vermek istedim bunu, verdim.
oğuzhan uğur ve yapay zeka arasındaki diyalog
-
reyting için ayarlanmış bir senaryo. sophia'nın, videonun gerçekliğine inananlardan daha akıllı olduğuna eminim.
şeker portakalı
-
''kimseden hiçbir şey beklemiyorum. böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum.''
vasconcelos yazarının en değerli kitabıdır.
kütüphanemin en değerli köşesinde yerini almıştır.
yaran fıkralar
-
bir rus fıkrası gelsin bakalım.
başbakan medvedev gergin bir şekilde başkan putin’in odasına girmiş ve ondan saat dilimlerini kaldırmasını istemiş.
putin: neden?
medvedev: bu saat farkı meselesi yüzünden delirmek üzereyim. bir şehre seyahat ediyorum, telefonla evimi arıyorum ama herkes uyuyor oluyor. geçen gün sabah 4’te kalktım ama akşam sandım. doğum gününü kutlamak için merkel’i aradım ama bana “doğum günüm dündü” dedi. çin devlet başkanını yeni yıl tebriği için aradım ama “yeni yıl yarın” dedi...
putin: bunlar küçük sorunlar.
medvedev: küçük sorunlar mı?!. içinde polonya başbakanıyla düşen uçağı hatırlıyor musunuz? taziyelerimi bildirmek için aradım ama bana uçağın henüz havalanmadığını söylediler!
24 ocak 2017 evet kampanyasına katılan ünlüler
-
evet demelerine memnun olduğum ünlüler. bunlardan bir tanesi hayır dese şüpheye düşerdim. acaba ben mi yanlış düşünüyorum diye.
ailenin komik kısa mesajları
-
babamdan gelen mesaj:
mantı yapınız
yaran fıkralar
-
s.o.s.
bir airbus a380 atlantik üzerinde uçmaktadır..
derken, bir f-16 görünür. avcı jetinin pilotu yavaşlar, airbus'un yanına yaklaşır ve yolcu uçağının pilotunu telsizden selamlar:
"sıkıcı bir uçuş değil mi meslektaşım, bak şimdi beni izle !"
jeti aniden hızlandırır, ses bariyerini kırar, hızla baş döndürücü bir yüksekliğe çıkar, neredeyse nefes kesen bir dalışla deniz seviyesine alçalır ve sonra son hızla a380’in yanına geri döner ve yavaşlayıp ; “ne dersin, nasıldı?” diye sorar.
a380'in pilotu cevap verir: "çok etkileyici, şimdi de sen beni izle !"
jet pilotu a380'i izler, ancak hiçbir şey olmaz. beş dakika sonra, airbus pilotu telsizden şöyle haber verir: "nasıldı arkadaşım, sen buna ne dersin?"
jet pilotunun kafası karışmıştır: “ne yaptın ki ?” der. airbus kaptanı güler ve şöyle der:
ayağa kalktım, bacaklarımı gerdim, tuvalete gittim, kendime bir bardak tarçın çayı, bir dilim havuçlu kek aldım ve sonraki üç gece için işverenim tarafından ödenecek 5 yıldızlı bir otel ayarladım.."
hikayenin ana fikri; gençken, hız ve adrenalin harikadır, ancak yaşlandıkça ve olgunlaştıkça, rahatlık ve huzur daha önemlidir.
buna s.o.s. denir ;
slower. older. smarter.
(daha sakin, daha olgun, daha akıllı!..)
hayatin her evresini guzel gecirmeniz dilegi ile….
sesinden tiksinilen şarkıcılar
-
internetimizin geç bağlanması sonucu epey bir süre radyo dinlemek durumunda kaldım. kesinlikle dayanamadığım tek bir şarkıcı vardı o da oğuzhan koç ve hangi radyo istasyonunu açsam en geç 2 şarkı sonra o geliyordu ‘kendime sardımmm’ diyerek. tamam tiksinmek biraz abartı olabilir ama bana göre rahatsız edici bir sesi var. hani espirisine telefonda sesimizi değiştirmek için elimizle burnumuzu kapatırız sinir bozucu bir ses çıkar. işte tam öyle bir sesi var ve bu adam o sesle para kazanıyor. helal olsun.
rte'nin hayır çadırını ziyaret etmesi
-
hem terörist deyip hem ziyaret etmek suretiyle riyanın dibine vurması.