hesabın var mı? giriş yap

  • inanılmaz bir tesadüf falan değildir. kazadır. takdir'i ilahidir falan da demeyin. hergün buna benzer yüzlerce olay oluyor. sadece düşenler çoğu zaman kimsenin kafasına denk gelmiyor. benim oturduğum semtin ana caddesinde üç kere apartmanlardan dökülen taşlara şahit oldum. iş işten geçtikten sonra belediye alanı çeviriyor. birisinde bir kızın başına düştü. haber olmuştu.

    buna benzer olaylar hergün yüzlerce kez oluyor. çünkü denetimsizliğin, kuralsızlığın, liyakatsizliğin tavan yaptığı bir ülke olduk. herkes sikinin ucuyla iş yapıyor. yaptığı iş patlayınca yaptırım da görmüyor. oh ne ala. kazadır deriz geçer.

    ulan elin isveç'lisinin kanadalısının başına niye gelmiyor böyle şeyler. neden bir alman böyle saçma sapan bir şekilde ölmüyor. yazık ya cidden. allahın lanetli kulları mıyız biz. o takdir norveçliye işlemiyor mu? o yüzden kader diyip, kaza diyip normalleştirmeyin bu vehameti. üzerim.

  • kendi vatandaşının cebine bu kadar düşman bir iktidar dünya insanlık tarihinde görülmemiş olabilir.

  • böyle bir saçmalık olabilir mi ya. yemin ediyorum artık tiksindim şu ülkeden.

    ulan benim zamanında 100 100 para biriktirerek, sana da vergisini vererek alın terimle aldığım telefonumu sen şimdi ne hakla iletişime kapatıyorsun. sen kimsin ya. senin varlık sebebin bana hizmet mi etmek bana eziyet mi etmek.
    gece gece bütün sinirlerimi zıplattılar yemin ediyorum

  • fransız devrimi, rönesans ve aydınlanma dönemlerine az kaldığını bize gösteren demeçtir. teşekkürler erdoğan. bu ülke sana çok şey borçlu(!) türkiye tarihinin ortaçağı da böylece tarih sahnesinden kapanmış oluyor. sırada pozitivizm ile birlikte din ve bilimin ayrılması var.

    edit: bakalım altın vuruşu yapacak türk descartes'ımız ne zaman çıkacak*

  • harikulade bir ses, enfes bir şarkıcı, arkansas’ın tezenesi.

    abd’nin arkansas eyaletinde 1932 yılında dünyaya geldi. çocukluk yıllarında maddi durumları iyi değildi. ailesi geçimini tarımla sağlıyordu. kendisi de küçük yaşta pamuk tarlasında çalışarak başladı. tam bir adanalı şarkıcı hikayesi bizdeki.

    12 yaşına geldiğinde ilk gitarına sahip oldu. pamuk tarlasından arta kalan zamanlarda gitarıyla vakit geçiriyordu. annesi johnny’deki yeteneği farketti ve ona bir gitar hocası buldu. gitar hocası derslerin bu kabiliyetli çocuğun doğal yeteneğine zarar vereceğini düşünmeye başladı. ve onun serbest olarak çalışmaya devam etmesinin daha iyi olacağını düşünerek dersleri bıraktı.

    günler geçerken hayatının dönüm noktalarından olan kötü bir olay yaşandı. kardeşi jack ile atölyede bir iş yapmaları gerekiyordu. jack dikkatsiz olduğu bir anda atölyedeki elektrikli testere kazası yaşayarak hayatını kaybetti. jonny bu olaydan etkilendi. bu olayı sırtında ömrü boyunca taşıdı. babası olayla ilgili hep johnny’i suçladı. neden bir şeyler yapamadım pişmanlığı da hep oldu.

    1950 yılında askerliğini yapmak için teksas’a geldi. aslında askerlik babasının kötü laflarlarından kaçmak için bir fırsattı. teksas’ta ilk eşi olan vivian liberto ile tanıştı. daha sonra görev yeri olan almanya’ya gitti. askerliği bittikten sonra vivian ile evlenen johnny’nin haliyle para kazanması gerekiyordu. belli bir zaman evleri kapı kapı dolaşıp süpürge satmaya çalıştı. abisinin arkadaşlarıyla amatör bir müzik grubu kurdu. eşi johnny’nin daha düzgün bir iş yapmasını istediğinden bu durumdan memnun değildi.

    cash ve arkadaşları zamanla bir yerde sahne almaya başladılar. arkadaşları bir plak şirketine gitmeleri gerektiğini konuşuyorlardı. elvis presley’i keşfeden ve adını duyurmaya başlaya sun records’un sahibi sam philips’in yanına gitmeye karar verdiler. cash ve arkadaşları sam’in karşısında performanslarını sergilediler. jonny’nin sesi ve karizması yapımcının dikkatini çekmişti. ancak yaptıkları müzik yapımcının pek hoşuna gitmemişti. grup daha sonra iki yeni parçayla sam’in karşısına çıktı. johnny cash “cry cry cry” parçalarını seslendirdi. sam philips’in bu sefer şarkıları da beğendi ve ilk anlaşma yapıldı. johnny cash ve arkadaşları 1955’te cry cry cry ve hey porter kayıtlarıyla profesyonel müzik dünyasına girmiş oldular.

    sun records şirketinden albüm çıkartan johnny cash folson prison blues ile listeleri zorladı. asıl zirveyi gördüğü şarkı ise i walk the line oldu. şarkı country listelerinde 43 hafta zirvede kaldı. iki milyonun üzerinde satış yaptı.

    johnny cash artık sun records’un elvis presley, jerry lee lewis ve carl perkins ile birlikte milyon dolarlık dörtlüsünden birisiydi artık.

    california’ya taşınan cash konserler, kayıtlar nedeniyle aylardır eve gelemediği oluyordu. bu süreçte amfetamin ve barbiturat bağımlılığı artmıştı. sonucunda vivian liberto olan evlilikleri 1966’da sona ermişti. 1967’de june carter ile evlendi. bu dönemde yazdığı ring of fire klasikleri arasına girdi.

    1969 yılında the johnny cash show adıyla bir program yaptı.

    johnny cash o dönemlerde mahkumların koşullarından memnun değildi. folsom hapishanesinde bir konser ayarlandı. johnny cash at folsom adıyla kayda alınan bu konserin albümü 2 grammy ödülü almış olup tüm zamanların en iyi konser albümlerinden biri kabul edilir.

    dönem değiştikçe country ve blues albümleri yerlerini hiphop ve grunge tarzı müziğe bıraktı. modern döneme ayak uydurabileceğini johnny cash tek gitarla kaydettiği geleneksel amerikan parçalarını seslendirdiği “american recordings” büyük ses getirdi ve bir grammy kazandı.
    solitary man

    2003’e gelindiğinde johnny cash çok sevdiği eşini kaybetmişti. bu ölüm onu sarstı. eşinin vasiyetiyle kalan tüm konserlerini tamamladı. ancak eşinin ölümünden dört ay sonra 12 eylül 2003’te vefat etti. son yaptığı parça ise hurt’tı.

    rick rubin johnny cash’in god’s gonna cut you şarkısını tekrar düzenledi. şarkının klibinde kanye west, chris rock, bono, travis baker, jay z, jonny depp gibi bir çok ünlü yer aldı. müzik ve hollywood dünyası kendisine teşekkürlerini sundu böylece.

    johnny cash ve eşinin kendilerine canlandıran joaquin phoenix ve reese witherspoon’u bizzat seçtikleri, jonny cash’in hayatını anlatan walk the line filmi oscar’a aday olmuş bir filmdir.

  • -nuri bilge ceylan bu filmde toplamda 200 saatlik bir çekim yapmış ve orijinal versiyonu 4 saat 30 dakikaya indirmiş. sonra bu filmi 3 saat 15 dakikaya düşürmek için çok uğraşmış.

    -başrol oyuncusu haluk bilginer rolünü yoğun tiyatro programından dolayı üç kere geri çevirmiş ancak yönetmen nuri bilge ceylan onun oynaması konusunda çok ısrar etmiş ve filmin çekim sürecini ona göre planlamış.

    - ceylan, kış uykusu için başta çehov'un kısa hikayeleri olmak üzere tolstoy, dostoyevski ve voltaire'in bazı eserlerinden esinlendiğini ifade etmiş.

    - film altın palmiye'yi kazanan en uzun film olma özelliğini taşıyor.

    - film tam da türk sinemasının yüzüncü yılında altın palmiye aldı.

    - 285 sayfalık senaryonun tamamlanması altı ay sürmüş.

  • ifşa edilen kişi şikayet ettiği takdirde ifşa eden kişi kesinlikle ceza alacaktır. en kötü ihtimalle hükmün açıklanması geri bırakılır, 5 yıl boyunca diken üstünde durur. tadı kaçar. canı sıkılır. ne halt yediğini sorgular belki.

    yargıtay diyor ki bir kararında:

    "sanık ...'nin, mağdur ... tarafından twitter hesabına gönderilen mesajları, aynı sitede, belirsiz sayıdaki birden fazla kişinin okuyup, öğrenebileceği şekilde paylaşarak, kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini mağdurun rızası olmaksızın alenen ifşa etmesi ve yayımlaması biçiminde sübut bulan eyleminin, tck'nın 132/3. madde ve fıkrasında tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğuna dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir."

    savunma olarak "beni taciz etti" dese bile bu savunmaya itibar edilmeyecektir.

    birincisi, ortada bir taciz yok. ikincisi, özel mesajları, fotoğrafı ifşa etmişsin. haklı olduğun düşünülse bile haksız duruma düşmüşsün. hak aramanın yolu bu değil ki. senin amacın bambaşka belli ki.

    umarım ifşalanan kişi şikayet eder de bu ilgi bekleyen kişi hak ettiği cezayı alır.

    edit: 2. görsele bakmamıştım. "hırbo" diyerek hakaret de etmiş. ceza bir miktar daha artar.