hesabın var mı? giriş yap

  • hkg gerçek bir devrimcidir. bulunduğu çevreyi anlattıklarından az çok tahmin edebiliyoruz. televizyonsuz, telefonsuz dünyadan kopuk bir yaşam. radyodan kız çocuklarının evlendirilmesiyle ilgili şeyler duyup yaşadıklarının normal olmadığını o zaman anlayacak kadar beyinlerin yıkandığı, küçük yaşlardan itibaren sürekli cezalandırılma, cehennemde yanma baskılarıyla büyüyüp kafasını olduğu yerden kaldıramayan çocuklar. üstüne bu kadar acıyı yaşayan bir insanın sergilediği üstün cesaret karşısında saygıyla eğiliyorum. yaptıklarını yapabilmek, delil toplamak, o savcıya gidip, bu yaşadıklarını anlatabilmek, bunlar çok büyük işler. yaşın tüm yaşadıklarına rağmen hala küçücük sadece 24 yaşındasın şu anda ve cehennemi bu dünyada görmüşsün. umarım bundan sonra huzura kavuşur ve karabasanlarından uzakta mutlu bir hayat yaşarsın.

  • mangal gibi yurekleri vardir ve her cesur insan gibi majestelerinin agiz dolusu hakaretine maruz kalmislardir.

    “şimdi geliyorum çok enteresan şurada bir grup, affedersiniz edebim müsaade etmiyor tabi de, sırtlarını dönerek işaret yapıyorlar. ya sizde zerre kadar nezaket varsa, haysiyet varsa, yani zerre kadar kabiliyetiniz varsa siyasette yer parlamentodur. orada konuşursunuz. meydanlarda konuşursunuz. kalkıp da bu tür tehditlerle bu tür affedersiniz ahlaki olmayan yöntemlerle bir yere varamazsınız."

    http://haber.sol.org.tr/…sizde-haysiyet-olsa-118308

  • iran ile türkiye atasında oluşabilecek bir gerginlikte iran cumhurbaşkanına takacağımız yeni isim. böyle bir ismi ben önceden bulayım ki olası bir gerginlikte devletlularımız boşuna isim yakıştırmakla uğraşmasın.

  • süpernovadan binlerce kat daha fazla enerji açığa çıkaran, bir yıldız ölüm şeklidir.

    süpernova ve hipernovaların oluşumları birbirlerine benzer de olsa ikisi birbirine karıştırılmamalıdır. bir süpernovada yıldızın dış kısmı parçalanır ama merkezinde genellikle bir nötron yıldızı olan yeni bir yıldız bırakır. (bkz: süpernova)

    bir hipernovada patlama, iç yıldızı da parçalara ayırır. bir yıldızın hipernova oluşturabilmesi için kütlesi yaklaşık olarak güneş'in 30 katı veya daha büyük olmalıdır. bir hipernova oluştuğunda saniyeler içinde güneş'in 10 milyar yılda üreteceği enerjiden daha fazla enerji açığa çıkar.

    hipernovalar, sanıldığının aksine son derece nadir aralıklarla gerçekleşir. araştırmalar galaksimizde yaklaşık her 1 milyon yılda bir, bir hipernova gerçekleştiğine dair bilgiler vermekte. çok sık gözlemlenememeleri hipernovalar hakkında daha fazla araştırma yapılmasını zorlaştırıyor. genellikle yakıtı biten büyük kütleli yıldızların kendi içlerine çökerek patlamalarıyla gerçekleşseler de iki büyük kütleli yıldızın çarpışıp birleştikten sonra patlaması sonucu da ortaya çıkabildikleri düşünülüyor.

  • merhaba,

    bugün şile sahilde deniz fenerinin sağ kısmında kalan bölgede su içen koç başı şeklinde bir kaya gördüm belki benzettim ama internette arattım bir şey bulamadım.

    konum olaraksa şöyle anlatayım fenerden görülen sağ tarafta ki büyük kayanın üzerinden sol tarafa doğru baktığınız zaman görüyorsunuz fenerle kayanın arasında kalıyor ama o büyük olan kayadan bakmanız gerek.

    şu şekilde iki fotoğraf çektim.

    bu su içen koç : https://i.hizliresim.com/gmoqjv.jpg

    bu da koça su içiren ben : https://i.hizliresim.com/qlzk0r.jpg

    edit : bakın şimdiden söylüyorum eğer yarın öbürgün turistik bir yer olacaksa buranın kaşifi olarak kayanın adını 'koçbaşı kayası' koyuyorum. `*`

    edit 2 : fularıma laf etmeyin sonuçta hepimiz ekşi yazarıyız.

    edit 3 : yurtdışında yaşayanlar göremiyormuş nereden yüklemem lazım bilmiyorum bilen birisi varsa yükleyip mesajla göndersin linki buraya editlerim. // teşekkürler @fealijack 1. https://eksiup.com/9cd97c599103 - - 2. https://eksiup.com/7e4f73e1d580

    edit 4 : konumu ekliyorum buradan aşağı gidince önünüze çıkan büyük kaya : https://www.google.com/…2!3d41.1781003!4d29.6202312

  • bir bagimlilik cesididir. hastamiz gosteris olsun ya da kutuphanede sik duruyor diye kitaba yatirim yapanlardan bircok noktada farkliliklar gosterir. oncelikle hasta kisi, kitabi sadece satin almaz, okur da. yalniz okuma ve edinme hizlari birbirlerine uyum gostermediginden, aradaki fark, yani okunmamis kitaplarin okunmuslara orani gitgide buyur. bu durumda hastaligin ilk etaplarinda bir hayiflanma sureci yasanir. sikayet edilir zamansizliktan, hicbirseye yetisemiyor olmaktan, daha okunacak aha su kadar kitap bulundugundan. zamanla bu durum kaniksanir, zira okunan ya da gozgezdirilen bir metinde, bir arkadas sohbetinde, ilgi duyulan bir konu, yazar, vs. ile karsilasildiginda hemen soluk kitapcida alinmakta ve evde biriktilmekte olan kitap sayisi gunbegun artmaktadir. bir gun gelir kitaplikta yarisi, dortte biri okunmus, hic okunmamis, ya da soylece bir goz atilmis kitaplar ustunde bir baski olusturmaya baslarlar. o zaman hastamiz bu gidise bir son vermek lazim der ve bagimliligi kontrol altina almaya calisir, fakat genelde cabalari beyhudedir. bir sure bagimlilik kontrol altina alinir, kutuphaneye dadanilir, odunc alinan kitaplarin teslim tarihi gelip catinca soluk en yakin kitabevinde alinir. buradan da anlasilacagi gibi kisinin derdi yalnizca okumak degil, okunan metinlere sahip olmak, yaninda bulunmak, bir gun birseye bakmasi icabettiginde elini atacagi kaynaklari yakin cevresinde bulabilmektir. boylelikle okunmamis kitaplardan ozur dilenip baris antlasmasi imzalandiktan sonra bir ferahlama donemi gelse de artan kitap sayisini kaldirmayan kitapliga yenilerini eklemek, evin orasina burasina konuslandirilmis kitap yiginlarini duzenlemek gibi mekana ve mobleye dair problemlerin peydahlanmasi yakindir. etrafla konu uzerindeki konusmalarinda ise savunmaci bir havaya burunur. kitapciya yollandigini soyledigi arkadasi, -e daha gecen gun almadin mi sunu bunu? dediginde - birader bu meyve sebze degil ki curusun, bittikce alinsin, teessuf ederim! gibi bir cikista bulunup kabarsa da icten icte, 'yahu hakli, hayallah, ama geldik iste simdi elim mecbur...' bir tane daha. neyse efendim, bilincli ve bagimliliginin farkinda olan hastamiz cesitli ruh hallerine bata cika kah okur kah kitap alir, bu is boylece gider. dilegimiz gun gelip de okunmamis kitaplarin agirligi altinda ezilen hastamizin, 'ben bu kitaplari simdi baslasam omrumun sonuna kadar bitiremem' hesabi yapip okumayi topyekun birakmamasidir.