hesabın var mı? giriş yap

  • tek bir ışık ışınını, bir musluktan sonsuz tazyikle çıkan bir su damlaları gibi giden fotonlardan oluştuğunu ve bu ışık hüzmesinin bunun gibi milyonlarca foton * tarafından meydana getirildiğini düşünerek şöyle bir spekülasyon yapılabilir:

    arabanın ön farı için; ön fardan c hızıyla çıkan foton, c hızıyla giden bir arabadan ileri doğru atıldığı için, yere göre 2c hızıyla gitmek isteyecektir. ama ışığın hızı c'den fazla olamayacağından (ortamdan ortama bu hız değişir), araba işe fotonların durumu bir dosya kağıdını göğsune dayamış koşan bir insanla o dosya kağıdının durumuna benzeyecektir. yani çıkan foton arabadan uzaklaşamayacak, arabanın önünde birikerek adeta bir ışık topu * oluşturacaktır.

    arka farlardan çıkan ışık ise, c hızıyla giden bir arabadan c hızıyla geri atıldığı için yere göre hızı 0 olacaktır, yani araba gittiği yol boyunca arkasıda durağan vaziyette bulunan bir paralel enerji doğruları demeti oluşturacaktır.

    dışarıdan gören birinin arabayı görmesi ile bambaşka bir mevzuudur. zira bir cismi görmemiz için önce o cisme bir ışığın çarpması, sonra yansıması ve o ışınların gözümüze gelmesi gerekmektedir. ayna gibi yüzeyler hariç, tüm yüzeylerin görünme olayı, bir noktalarına çarpan ışık ışınının o noktadan her yöne yansıması, o noktayı bir noktasal ışık kaynağı haline getirmesi, cismin tüm yüzeyinden her yöne o noktanın rengindeki ışık ışınlarından birer tanesinin gözümüze gelmesi olur.

    arabaya çarpan ve yansıyan ışın, hangi açıyla geliyor olursa olsun, bizim gözümüze gelecek olan ışınlar, çıktıkları anda, ileri doğru bir c hızıyla, örneğin dik çıkıyorsa bir de yana doyru bir c hızıyla, toplam ckök2 hızla gözümüze gelmek isteyecektir. çizdiğimizde daha da rahat görebileceğimiz gibi, aslında arabayı bizim tam karşımıza gelmeden önce görmemiz gerekirdi. fakat ışık işte en fazla c ile gittiğinden, o da mümkün olmayacaktır.

    dışardan bakan biri, sadece geride yol boyunca bıraktığı ışığı * görebilecektir. bu spekülasyon, ışığın sanki sadece taneciklerden oluşan bir yapıya sahipmiş gibi düşünülerek yapılmıştır, dolayısıyla çağının bikaç yüzyıl gerisinden gelmektedir. zira ışık hem dalga, hem tanecik özelliğini bir arada gösterir, tam olarak foton "bir enerji paketi fe onu takip eden bir dalga"dır. dalga olarak düşünüldüğünde ise eğilmeler ve bükülmeler gözlenecektir. ayrıca (bkz: çok hızlı gidersek radyo dinleyemeyebilir miyiz)

  • preeklampsi yanlızca insanlarda ve yanlızca gebelik döneminde ortaya çıkan, gebeliğin normaldışı seyrettiği bir durumdur. gebelik zehirlenmesi olarak da bilinir. henüz ne olduğu tam olarak bilinmeyen bir uyaran tansiyon yükselmesine neden olur, idrarla protein kaybı başlar ve normalde damarlar içinde tutulması gereken sıvının büyük kısmı vücut boşluklarına kaçarak aşırı kilo alımına ve ödem oluşmasına yol açar. farkedilmediği taktirde preeklamptik krize ve anne ve bebeğin ölümüne yol açabilir. tek kesin tedavi yöntemi ise doğumdur.

  • şimdi türkçe'nin muhteşemliğine şahit olun. yazık ki, bu tür kelime türetme usulü unutulmuş:

    geriye doğru > kaçmak

    ileriye doğru > koçmak/koşmak (koç da aynı kökten)

    yukarıya doğru > kuçmak/uçmak (kuş da aynı kökten)

    yana doğru > keçmek/geçmek (geçit ve keçi de aynı kökten)

    aşağıya doğru > köçmek/göçmek (köçek ve göçük de aynı kökten)

    ****

    geriye doğru > çekmek

    ileriye doğru > çakmak, çokmak/çomak

    dışarıya doğru > çıkmak

    aşağıya doğru > çökmek (çökelek, çökelti)

    ***

    takmak

    tekmek/tekme

    tikmek/dikmek(diken)

    tokmak

    tökmek/dökmek

    tükmek/tükürmek

    ***

    geriye doğru > sakmak(saklamak)

    zemin üstünde sıçramalı > sekmek

    dışa doğru, içeriye > sokmak

    içten dışa > sökmek

  • e: benim elimde bişey vardı ya? bi yerdemi unuttuk?
    k: yoktu aşkım elinde bişey.
    e: vardı yaa...
    e: hah buldum, elini tutumayı unutmuşum
    k: poşetmiyim ben be!