hesabın var mı? giriş yap

  • hatırlıyorum fakültedeyken derslerinde amfide boş yer olmazdı, derslerinden hiç bir zaman boş çıkılmazdı. sadece tıbbı değil, hekim olmayı , gerçek hayatı öğretirdi. hem hastalara hem öğrencilerine her zaman güler yüzlüydü. binlerce öğrenci, asistan yetiştirmiş, nice hastalara hayat vermiş bir insan.. kendisinden ders almış, birebir hasta vizitlerine katılmış, hekimliği öğrenmiş öğrencileri olara, tüm sağlık camiası olarak kendisini unutmayacağız.
    mekanı cennet olsun..

  • galadriel: kılıcım olmadan kim olurdum ki?

    kitapta olduğun kişi olurdun.

    neyse, avrupa kışı geçirecek enerji ihtiyacını karşıladı; tolkien mezarında dinamo şu an.

  • gerçekten şahane film.

    bazen sıkıntıdan film bitsin diye sürekli dakikasına bakarsın ya. işte bu filmde de bitmesin diye bakıyorsun.

    beğenmeyen de olabilir, öyle inanılmaz bi hikayesi yok ama işte yol seven, şarap seven, yalnızlık sevenler kendinden bişeyler yakalayıp sonunda iç geçirebilir.

  • bir tek bana mı oluyor bilmiyorum. ama balık yerken o öğünde sanki hiç kalori almadan doymuşum, günlük protein ihtiyacımın hepsini almışım, 1 aylık omega 3 ihtiyacımı gidermişim gibi hissediyorum.

    böyle sanki dünyanın en bilinçli ve sağlıklı beslenen insanı gibi beslenme üzerine sohbetler etmek, bir guru gibi tavsiyeler vermek istiyorum.

    aslında öyle çok aradığım bir tat değil, ayda 1-2 belki anca yerim ama gazetelerde okuduğum sağlıklı beslenelim, balık yiyelim tavsiyeleri artık bilinçaltımda nasıl yer ettiyse, çok mutlu oluyorum lan ben balık yerken!

    geldiniz, buraya kadar okudunuz, bari boş gitmeyin notu: her hafta balık yiyenlerde kalp krizi riskinin %50 azaldığını biliyor muydunuz?

  • "eski sevgilimin adını versem nick'ini söyler misiniz?"

    ne demek arkadaşım, aranızı bile yaparız gerekirse...

  • bazı kelimeler vardır; gelişi güzel kullanamazsın. güven, özveri ve tecrübe ister. boğaza takılmış bir fular ister. misal; kümülatif, konjonktürel, angajman.

    geçen mahmutlarla batak oynuyoruz. "bu liste kümülatif mi artıyor?" dedim, kahvenin bana en uzak olan adamı geldi kafama imame ile vura vura dışarı çıkardı beni. tekrar içeri girdim. "bu davranışınız yüzünden sizi esefle kınıyorum. burada okey oynayacağınıza kitap okusanız, yeni uzmanlık alanlarında yoğunlaşsanız konjonktürel işsizliğe belki de çözüm olacaksınız" dedim. üzerime doğru gelen ıstakaları sayamadım.

    çok içerlemiştim, bir şekilde ağızlarının payını vermem gerekiyordu. gittim hemen bir fular aldım. taktım fuları, girdim içeri. "beni çeşitli angajmanlarla sarmalayıp özgürlüğümü barajlayamazsınız" dedim. bir bana baktılar bir fulara baktılar ve cevab veremediler.