ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
18.00'da eve gelince saatin bir anda 22.00 olması
-
bir de bunun pazar sabahı 12de uyanınca saatin bir anda akşam 11 olması var ki.. allah belasını versin.
trilogia i to livadi pou dakryzei
-
(bkz: the weeping meadow)
theo angelopoulos'un son filmi. 3 saatlik suren goze, kalbe, kulaga hitap eden bir solen. 23. film festivalinde gosterilmistir. film muzikleri gene eleni karaindrou tarafindan yapilmistir.
1917 devrimi’nin ardindan odessa’dan goc ederek 1919’da selanik yakinlarina yerlesen yunan gocmenlerle baslayan hikaye ikinci dünya savaşı’nın sonuna kadar surmekte ve 30 senelik bir donemi konu almaktadir.
türkçede son ile biten kelime olmaması
23 haziran 2022 mahmut ustaosmanoğlu'nun ölmesi
-
zararlı cemiyetlerden ismailağa cemaati'nin sözde şeyhinin ölümüdür. darısı benzerlerinin başına. toprağı sığ, ateşi bol olsun... konyak
"efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, türkiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. en doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır." mustafa kemal atatürk
(bkz: 22 nisan 2024 hasan kılıç'ın ölmesi)
bağdat caddesi'nde çiçekçiye çarpıp kaçan sürücü
-
maalesef büyük ihtimalle ceza dahi almadan kurtulacak sürücüdür. 2001 yılında babamı levent ışıklarda çarpıp kaçan bir sürücü yüzünden kaybettim.sürücü 4 yada 5 gün sonra teslim oldu.kaza sırasında plakası düşmese büyük ihtimalle teslim dahi olmazdı.oldukça varlıklı bir ailenin oğlu.arayıp başınız sağolsun bile demedi.görgü tanığı olmadığı için ve davalı avukatının çeşitli hukuk cambazlıklarıyla dava 11 sene sürdü ve zaman aşımından düştü. sonucunda fail ceza almadı ve 3 kardeş babasız büyüdük.sonra birisi gelip bana adalet hak hukuk desin.
kedi tırmalamasının kuduz olasılığı
-
tetanos olma ihtimali kuduz olma ihtimalininden cok daha fazladir.ama prosedür gereği kuduz aşısı da olmak gerekir.tabi şüphe duyulan durumlardan bahsediyoruz.
kedi toprağı eşeler ve toprak altında anaerobik solunum yapan tetanos virüsünü alıp insana tırmalayarak bulaştırabilir.
kuduz virüsü ise aslında dışarda çok kısa süre yaşayabilen zayıf bir virüstür.dolayısıyla kuduzun son semptomlarını gösteren bir hayvanın salyası pencesine gelse bile kisa zamanda inaktive olacaktir.ama ne olursa olsun prosedüre uymak elzemdir.
bedava dondurma çubuğu çetesi
-
sanırım "bir yerden başlamak lazım abi" diyerek işe başlamışlar. ya da çocukluk hayalleridir belki, bilemiyorum ama şu şeyi hayata geçiren her kimse bir 10 dakika oturup konuşmak isterdim.*
çocukken baba eve getirdiğinde mutlu olunan şeyler
-
(bkz: fıstık)
bizimki pek eve uğramazdı.
uğradığında da elinde siyah poşet içinde 4-5 tane bira, 2 paket uzun samsun olurdu.
bazen o siyah poşetin içinde fıstık olurdu.
kapıdan sallana sallana, elinde poşet ağır alkol ve sigara kokusu ile girdiğinde, elindeki torbaya kitlenirdik.
aslında elinde torbayla gelmesi bir bakıma iyiye işaretti. torbasız gelse, annemin elinde günlük kazancı vs varsa döverek alacak ve kumara gidecek demekti.
siyah torbayla geldiyse, en azından tv'nin karşısında yere oturacak, çakmağıyla efes tombulu açacak, önüne kül tablasını koyacak, yanına uzun samsun paketleri ve en sonda da fıstık torbasını koyacak demekti.
pek az yemek yerdi. zaten çöp gibi bir adamdı. bünye olarak zayıf ama psikopatlıkta ağır bir abiydi kendisi.
bazen annem siniyle akşam yemeğinde yediklerimizden önüne koyar, sofra bezinin üstüne dizlerini kırıp, eğilerek höpürdete höpürdete yalap şap yerdi.
asla bitmezdi o tabaktaki yemeklerin hepsi.
mutlaka biraya da yer kalması gerekirdi.
yemesi içmesi bitince yine yerde koltuğun kenarına yaslanır, yüzü tv'ye dönük sigarasını yakar, birasını açardı.
genelde ilk bira bittikten sonra bizle biraz sohbete başlardı. sohbet dediysem dersler nasıl falan filan değil. genelde kendini anlatırdı.
bazen de annem laf atardı "ee naptın" bugün falan gibi.
sanki birkaç gündür evde yokmuş gibi değil de, sürekli bizleymiş sanki bozuk bir aile düzenimiz yokmuş sanki varı yoğu kumarda, meyhanede, birahane yememiş gibi.
benim gözüm ise fıstıklarda olurdu. bazen şeffaf yumurta poşeti gibi poşetlerin içerisinde, bazen de kese kağıdında gelirdi o fıstıklar.
bense en çok kese kağıdında gelenleri severdim. çünkü kese kağıdında geldiyse, o fıstıklar sıcaktır demekti.
kül tablasının yanındaki fıstıklara uzanır, içlerinden alabildiğim kadar alır, kenara çekilirdim. görmezden gelirdi. sonra annem alır kardeşime falan uzatırdı.
kardeşim genelde istemezdi.
bense hemen çabucak yiyip fıstıklar bitmeden bir kez daha avuçlama derdinde olurdum.
ikinci kez seğirtip de, biraz fazla alırsam, "höst len meze bu" derdi.
kendine kadar alırdı çünkü.
"az al az", "yavaş ye lan boğulacan" derdi. işte o zaman yediğim bütün fıstıklar boğazımda kalır, gözlerim buğulanır, kendimi zor tutardım.
keyfi yerindeyse de hiç ses etmezdi.
şimdi düşünüyorum da, deli gibi çerez sevmemin, hatta yemekleri hızlı hızlı yemenin, içki içerken mezeyi bol bol hatta bazen açmış gibi çalakaşık yememin altında da acaba bunlar mı yatıyor?
hep böyle kasvetli ortam da olmazdı. bazen neşeli olurdu, eğer o gün kumarda falan kazanmışsa, yada çok nadir kumara gitmeyip direkt eve geldiyse, gün içerisinde hoşuna giden bir şey yaşadıysa.
ama o siyah torba hep elinde gelirdi. ve biz de beklerdik acaba bize ne getirdi diye. torbanın içine kitlenir kalırdı gözlerimiz.
ama tarife genelde hep aynıydı 4 bira, 2 paket uzun samsun. bazen fıstık, bazen de tavuk..
çikolata olsun isterdik, dondurma olsun isterdik her çocuk gibi.
alamayacağından değil çünkü işin kötüsü ne biliyor musunuz?
bu adamın işi buydu.
kantini vardı.
başkalarına çikolata, gofret, sandviç satıyor ama eve gelirken çocuklarına bir parça çikolata getirmek yerine kendine bira ve sigara almayı ihmal etmiyordu.
hep derim.
17 yaşımdan 21 yaşıma kadar küs ve kavgalı, 21 yaşımdan 23 yaşıma kadar ise bir baba oğuldan ziyade, onun için bir suç ortağı bir arkadaştım.
ben 23 yaşımdayken de öldü zaten.
yine hep derim ki;
......ve ben babamı yaşattığı tüm kötü anılara rağmen öldüğünde affetmiştim.
sonra ben baba oldum ve baba olunca anladım ki, evlat bambaşkaymış.
şimdi iş yerimde, çocuklarımsız bir doğum günü pastası bile yesem boğazımda kalır.
o yüzden baba olduktan sonra, babama olan affediciliğim yerini çok daha büyük bir kızgınlığa bıraktı...
%52 oy alan cb halkı kutuplaştırdı diyen ezik
-
sucukçuluk ve otobüs şoförlüğü dışında bir niteliği olmayan, ortalama kahvehane müdavimi çapında, cahil, hırsız, hilebaz, ahlaksız ve rüşvetçi bir bayır turbunu savunmak için nasıl saçma başlık açacağını şaşıran muhteremden evladır.
yaran facebook yorumları
-
- süpersin kanka
- bana bilmediğim birşey söyle kanka :-)
-"bir şey" ayrı yazılır kanka öptüm.
ilk alınan aracın sıfır olması
-
eşim için yapmış olduğumuz durum.
kazası boyası yok diyen adamların araçlarında pert kayıtları, km düşürmeler olunca mecburen bunu yaptık.
daha henüz 70. km'de arabayı otoparka sokarken evin duvarına çarptı.
tüm mal varlığımız olan arabamızla evimize vurdu, bunu başardı, evet.
(bkz: canı sağolsun)
23 ocak 2022 wolf pub'da öldürülesiye dövülmek
-
bize düşen bu başlığı gündeme taşımak. hukuki sürecin nasıl işleyeceğini merakla bekliyoruz.
su böreğinin kenarıyla ortası aynı fiyat olmamalı
-
ne zaman canım çekse yesem, hep kenarını getiriyorlar. katır kutur ne yediğimi de anlamadan kalkıyorum. madem işkence çeker gibi yiyorum daha az para ödeyeyim. göbeğini yiyip, ağzında yufkanın ayrı peynirin ayrı dağıldığı adamla niye aynı parayı ödüyorum anlamadım.