hesabın var mı? giriş yap

  • "büyük başkan" sıfatını layıkıyla taşıyan belki son adam. kendisiyle ilgili naçizane bir anımı paylaşmak isterim.

    mecidiyeköy'den kabataş istikametine doğru yoldayım. otobüs gümüşsuyu yokuşundan inerken itü'nün önünde şöför frene asılıyor. meğer süleyman seba yol kenarında karşıdan karşıya geçmek üzere bekliyormuş. şöför tanıyınca durup yol verdi. seba başkan geçerken dönüp başıyla selam verdi, gülümsedi. boyu posu, koltuk altı çantası, pantolonu gömleğiyle tam bir eski istanbul beyefendisi. otobüste bütün yolcularda bir kıpırdanma, neredeyse kalkıp esas duruşa geçeceğiz.

    böyle de güzel bir adamdı, nur içinde yatsın.

  • istanbul'da sene 2005 veya 2006. rahmet enişteyle notere gittik. evde yaşlı var, vekalet işlemleri için eve getireceğiz noteri. noter eniştenin kafasındaki kasketi görünce "bu ne böyle? gavur icadı şapka takmışsın" diye azarladı. sonrasında ise gavur icadı bilgisayarından çıkarttığı kağıtları ve gavur icadı tükenmez kalemini alıp, gavur icadı arabasına bindi. laf söylesen kelimeler kifayetsiz, siksen yetersiz.

  • usta demeyelim de benim bu zamana kadar öğrendiğim en önemli 5 şeyi paylaşayım;

    1) bazı tırlar iki dorseli oluyor yani vagon gibi birbirine bağlı şekilde olanlardan bahsediyorum. onlar solunuzdayken seyrettiğiniz sırada ondan hemen sonra sollamaya çıkacaksanız yani siz de onun arkasından sola geçecekseniz çok dikkatli olun. ilk dorse tırın sonu gibi görünüyor aynada. dikkatli olmak lazım.

    2) sağdan soldan makas atarak gelen birisi varsa hızınızı ve konumunuzu değiştirmeyin, yol verip kaçmaya çalışmayın çünkü o geri zekalı geçiş hesabını yaparken kıt zekasıyla sizi o hız ve konumda hesaplıyor.

    3) özellikle pickupların arkasından giderken dikkatli olun. şehir içinde inşaat ya da kabzımallıkla uğraşıyorlar genelde ve yükledikleri malzemeler uçmaya, düşmeye çok meyilli.

    4) yaya geçitlerinde elbette yol vermemiz lazım ama öyle yerler var ki yol verirseniz kazaya sebep olursunuz. özellikle şehir çıkışlarındaki yollarda mutlaka dörtlüleri yakın yol verirken. arkadaki aracı kontrol edin, hızlı ise yol vermeyin.

    5) yola yuvarlanan bir topun arkasından mutlaka bir çocuk da yola fırlar.

    düzeltme: dorse kelimesi aklıma gelmedi. konteyner dedim ama doğrusu dorse. hatırlatan arkadaşa tşk ederim.

  • mehmet şimşek, ak saray'ın maliyetinin 1 milyar 370 milyon lira olduğunu açıkladı.

    erdoğan'ın makam uçağı tc-tur için de "satın alma bedeli ile toplam maliyeti 185 milyon dolardır" dedi.

    evet ak saray'a harcanan parayla neler yapılabilirdi?

    - bütçe açığının yüzde 7’si kapanırdı.
    - 40 kişilik 2740 yaşam odası yapılırdı.
    - 13 bin işsiz 12 yıl boyunca asgari ücretten maaş alarak istihdam edilebilirdi.
    - 1 günde 550 bin aracın geçtiği boğaz köprüsü’nden 391 milyon araç ücretsiz geçebilirdi.
    - 800 okul yapılırdı.
    - 400 yataklı 13 hastane yapılırdı.
    edit: imla

  • dün gece yatmadan deneyip, gerçekleştiremediğim olay. şöyle ki; gecenin bir vakti otogar gibi bir yere giderken buldum kendimi. yolda yürürken "aha rüyadayım" dedim ve kontrol edebileceğim için çok mutlu oldum. sonra "öncelikle bi' gündüz olsun" dedim. güneşi doğdurtamadım(?). otogarda bekleyen bir gence yaklaştım. "nasıl olsa bu adam da rüyanın içinde bir karakter olduğundan nasıl yapacağımı bilir." diye düşündüm ve "güneşi nasıl doğurabilirim?" dedim. "dalga mı geçiyon olm sktirgit" tepkisi aldım. sonra yerde bir yumurta gördüm. eğilip aldım yumurtayı ve yaşlı bir adam bana "burda o yumurtalardan 100 tane var. hepsini bulursan güneş doğar." dedi. çok üzülüp uyandım. kimseyi bu kadar uğraştırmıyorlar lan. bana gelince niye böyle!