ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
alkollü yolcu taşımam diyen otobüs şöförü
-
sofor denen hiyarin ''alkollu yolcu tasimiyorum'' diye bagirmasina karsi kadinin soyledigi ''ben mi kullaniyorum otobusu gerizekali'' lafina bayildim, guzel koymus.
galatasaraylı futbolcuların grup yapması
-
"bağımsız hamit" kısmının yardığı haber.
dolara aşık olanlar resmi para olduğu yere gitsin
-
başvuruları nereye yapıyoruz. ben dolara aşkımdan ölüyorum da.
15 ağustos 2018 abd ürünlerine ek vergi
-
reis yine krizi fırsata çevirip içkiyle sigaraya vergiyi dayamış.
tütün ekimini de serbest bıraksa ya abd'ye posta koymak istiyorsa.
türkiye'nin tüm ünlüleriyle fotoğraf çekilen çocuk
-
aklıma şu fıkrayı getiren durum
carlo italya'da bi fabrikada iscidir bi gun charles de gaulle fabrikayi ziyarete gelir. carlo'yu gorunce "carlo bu sen misin inanmiyorum!" der sarilirlar. degaulle beraber guzel anilarini anlatir gider. mudur cok sasirir "vay be" falan. bir kac ay sonra nixon ziyarete gelir carlo'yu gorunce "oo carlo!" der kucaklasirlar. fabrika muduru "yok artik carlo utanmasan papayi da taniyacaksin" der. carlo "taniyorum tabi" der. mudur inanmaz. "bu hafta sonu ayinde halkin arasinda bekleyin ben balkonda papanin yanina cikicam der". mudur gider halkin arasinda bekler. carlo papanin yaninda cikar. kalabaliga bir bakar mudur bayilmis yerde yatiyor. kosarak balkondan iner yanina gider etraftaiklere sorar "beni balkonda gorunce mi bayildi?" diye. ordan biri yanit verir: "yok arkadaki iki japon "bu bizim carlo da yanindaki takkeli kim?" deyince bayildi".
yaran youtube yorumları
-
video: sertab erener - kendime yeni bir ben lazim
yorum: ben bu salak şarkı yüzünden işimden istifa ettimdi 2001'de, anam sikilmişti iş bulana kadar. 6 ay bokuma yumurta kırıp? yedimdi.
8 mart 2015 fenerbahçe galatasaray maçı
-
bol gollü bir maç olur.
fenerbahçe ilk yarının başında caner erkin'le gol bulur. ardından galatasaray, penaltıyı gole çevirir burak yılmaz'la. ilk yarı 1-1 berabere sonuçlanır.
ikinci yarıda galatasaray "önde basma" diye tabir ettiğimiz oyun felsefesinden taviz vermez ve 2 gol daha bulur. goller sneijder ve hakan balta'dan gelir. son dakikalarda yüklenen fenerbahçe'nin sow ile atacağı bir golle maç 3-2, galatasaray galibiyetiyle sonuçlanır.
şaka lan şaka, fener duran toptan bir tane takar bize. maç 1-0 biter amk.
umut sarıkaya
-
hayatım çok iyi durumda değil, çoğu günüm "eh işte" olarak ifade edilebilir. sabah akşam hüzünlü ama motive edici parçalar dinleyip herşeyin daha iyi olacağına dair umudumu korumaya çalışıyorum ve bu şekilde bütün bir haftayı geçiriyorum. evet belki daha iyi olması için çalışabilirim, bazen çalışıyorum da ama yine de tadım yok...
çarşamba günleri 1.5 lira vererek uykusuz dergisi alıyorum. genellikle tüm yazar çizer kadrosunu beğenerek okuyorum ama tüm dergi bittiğinde üçüncü sayfaya dönüp hala okumadığım işimdeyim gücümdeyim köşesini açıyorum. burada çok yardırıyor, koparıyor olarak ifade edilen türden bir etkisi olmuyor üzerimde.
dergiyi katlayıp derin bir "offf" çekiyorum çünkü:
-üniversite yıllarında kareli gömlek içine t-shirt giymiş mühendis benim.
-odtü de okumuş top sakallı ve çerçevesiz gözlük takan bir yığın arkadaşım vardı.
-otobüste en arkaya oturup sonra binen güzel kızları beyhude yere kesmeye çalıştım.
-maaşa mayış denilen yerlerde çalıştım.
-bulgar ya da arnavut göçmeni değil eğirdir li olduğum için asla ilgi görmedim.
-kitapçılarda saatlerce "belki" diyerek hakkında bir şeyler bildiğim kitaplar okuyan kızları kolladım(bir kaç kere de hamle yaptım ama bugün üstünden 10 yıl geçmiş olsa bile utanarak hatırladığım sonuçları oldu)
bunlar harici bir çok şeyi yaptım çünkü umut sarıkaya ile yaşıt bir adamım. aynı yıllarda büyüdük, benzer okullarda okuduk, ortamlarımız benzerdi dolayısı ile de benzer şeyler yaşadık. ben bunlardan kurtulmak için zihnimin en derinliklerinde bir çelik kasa oluşturdum ve sanki 1987 yılında doğmuş gibi, hiç oduncu gömleği giymemişcesine bir hayat kurdum kendime. o ise sürekli bu kasanın bulunduğu yere dadanıyor her hafta.
hayatım çok da iyi değil demiştim hatırlarsanız. haftada bir gün, toplamda akşamları bir saatliğine beş altı adet karikatüre bakarak "aslında herşeye rağmen çok güzel şey yaşamak" diyorum. ki kıymetini bilen için fazla bile.
berlin bunalımı
-
sovyetler birliği'nin 1948-49 seneleri arası 11 ay sürdürdüğü, berlin'i kontrol altına almak ve batı ittifakına gözdağı vermek için şehirdeki her türlü karayolu ve demiryolu bağlantısını kesme işlemine giriştiği olay... başrol (bkz: stalin) bu olay neyin artmasına vesile oldu? (bkz: soğuk savaş) eşittir gerginlik.
yurtiçi kargo covid-19 rezaleti
-
sen haksizsin ne diye bu zamanda hastaneye hediye gondermeye calisir ki insan tuhafsiniz gercekten cok tuhaf!