hesabın var mı? giriş yap

  • öğrenme eğrisi evet diktir ve insanlar bu yüzden gimp'i oldukça yadırgar. fakat öğrenmeye değer mi diyorsanız evet değerdir. nedenine gelirsek ücretsizdir, geliştirilmektedir, 25 senedir vardır, görünen o ki yıllarca da olmaya devam edecektir. yani sancılı bir süreçten sonra eliniz kolunuz gibi kullanabileceğiniz, her an indirilebilir, daima sizin yanınızda kalacak bir yazılım elde etmiş olursunuz. evet sözkonusu anlamda açık kaynaklı yazılımlar arasında en gelişmiş yazılımdır.

    dijital reklam ajanslarında uzun yıllar art director olarak çalıştım, photoshop bizim elimiz ayağımız gibiydi. bunun yanında bir illustratördüm. baskıya yönelik tasarım alanları dışında photoshop'u aslında birçok yönden yıllarca tecrübe ettim. o yüzden photoshop'u sektörün devi yapan birçok kriteri biliyorum.

    şimdi gelelim photoshop ile olan kıyaslamalarına. sektörde çalışmış , akademik altyapıyı bilen, profesyonel anlamda birşeyler yapan arkadaşlar şunu çok iyi bilir; photoshop'un en çok kullanılan özellikleri cs6'ya kadar olan özellikleridir. yani bugün photoshop son sürüme oturan bir kullanıcıyı cs6'ya oturtsanız birkaç minör özellik dışında teknik açıdan aynı araçları ve özellikleri kullanır ve o kadar da şikayet etmez ve işini yapar. cs6 photoshop'u birçok senaryoda rahat kullanabilmek için en makul minimum sürümüdür.

    gimp'e gelirsek, gimp'in photoshop'a karşı günümüzdeki en büyük eksikliği non-destructive editing olarak geçen tahribatsız düzenleme yeteneğidir. nedir peki bu? photoshop'da imaj katmanını bozmadan komut edebileceğiniz layer styles, adjustment layers gibi özellikler vardır. bunlar önemlidir, çünkü özellikle hobisel işler değil de müşteriye yönelik işler yapıyorsanız revizyonlara açık bir şekilde çalışmanız gerekmektedir. bu gerçekten yeri doldurulamaz ve eklenmek için oldukça geç kalınan bir eksikliktir. fakat gimp'in 3. sürümünde bu olacaktır ve hatta development versiyonunda deneyimleyebilmeniz için mevcuttur.

    bunun dışındaki kullanımda eksiklik olarak gösterilen birçok şeyin aslında gimp'de farklı metodları vardır, bazı şeyleri photoshop'dan daha hızlı ve basit yapabiliyorken, bazı şeyleri biraz daha uğraşarak farklı yollarla yaparsınız. pratiklik kazandığınızda bu keskin çizgiler sizin için bulanıklaşmaya başlar. mesela gimp'de çoklu layer seçip bunları taşıyamazsınız, fakat layer'ları gruplayıp onlara hükmedebilirsiniz gibi...(çoklu layer seçimi yine 3. versiyonda ekleniyor) öte yandan gelişmiş ve pratik bir aligment aracına sahiptir, bunun için topyekün ayrı bir aracı vardır, bu noktada gimp bence daha hızlı ve verimli bir yol sunar. çünkü içerisinde seçtiğiniz katmanı neye göre hizalayacağınızı seçebileceğiniz ilginç opsiyonlar vardır, örneğin seçeneklerin birinde alttaki katmanların sınırlarını algılayan bir algoritma kullanır. bu bazen işinizi oldukça hızlandırır. (mesela bunun ps'deki karşılığı alttaki katmanların sınırlarını tek tek seçip ekleyip alignment yapmaktır)

    gimp bugün photoshop'dan daha iyi bir yazılım mıdır? bence değildir. size önceki paragrafta bahsettiğim photoshop cs6 bugünkü photoshop sürümünden daha mı iyidir? kesinlikle değildir. fakat bugünkü photoshop'da yapabildiğiniz neredeyse herşeyi yapabileceğiniz kadar makul özelliklere sahiptir değil mi? akademilerde photoshop dünyanın birçok yerinde öğrencilere hala cs6 ile öğretilir.

    tekrar entry'nin başına geliyoruz; gimp gelişmektedir ve eksiklerini tamamlayıp o makul eşiğe gelecektir. bu eleştirdiğimiz önemli eksiklikler şuan development versiyonunda eklenmiş bir haldedir.

    bu nedenle ;

    -sektörde iş aramıyorsanız
    -freelance çalışıyorsanız
    -tecrübeliyseniz ve ne yapacağınızı biliyorsanız
    -photoshop'da rutin olarak yaptığınız herşeyin karşılığının varlığından eminseniz
    -photoshop'u biliyorum ama gimp'e neden aşina olmayayım diyorsanız

    gimp sizin için makul bir tercih ve iyi bir yatırım olabilir.

  • not: sen güzel kardeşim bu entryi okumayıp geçtiğinde veya bu entryi okuyup uplamadığında bir sonraki dolandırılan sen veya bir yakının olacaktır. dolandırılanın ünlü olmaması bunlara kimsenin dokunmamasını sağlıyor. sabah programlarına meze olmaz çünkü sıradan vatandaşın dolandırılması

    not 2: destekleyen herkes için çok teşekkürler. olumlu olumsuz bütün yorumlarınız önemli, hala yeterince insana ulaşmış değiliz. entrylerinizle de destek vermeniz gündemde kalması için çok önemli.

    bir dolandırıcılık şebekesi var. 2 yıldır kimse dokunmuyor muazzam paralar kazanıyorlar. ben devlet memuruyum. bunlara gücüm yetmez elim uzanmaz ama burada eli kolu uzun olanlar mutlaka vardır. zamanında ekşi sözlükte yazdığım entryi aşağıya bırakıyorum.

    dolandırıcılık kabaca şöyle işliyor. bu dolandırıcı grubu önce bir site açıyor. ve büyük alışveriş sitelerinde de mağaza açıp kendi açtıkları hesaplarla yorumlar yapıp mağazalarının puanlarını yükseltiyorlar.

    sonra ekşi sözlükten hesap satın alıp açtıkları siteyle ilgili olumlu geribildirim yapıyorlar.

    şikayetvar.com dan da açtıkları siteye olumlu yorumlar yapıyorlar. puanları yüksek oluyor anlayacağınız.

    sitelerini ticaret bakanlığının etbis sistemine kayıt yaptırıyorlar. ve siteye tamamen güven sağlanmış oluyorlar. ve bu insanlar nasıl hemen etbis kaydını alabiliyorlar orasını bilmiyorum.

    son olarak bütün siteyi hazırladıklarında bir haftasonu yada iş günü olmayan bir tatil gününde google'dan reklam çıkıyorlar. ve ürünleri değerlerinin %40 altına yazıyorlar (cep telefonu gibi resmi distribütör harici kimsenin %40 indirimle kar elde edemeyeceği kalemlerde yapıyorlar bunu)

    ve sepette ekstra şu kadar indirim ve haftasonuna özel diye reklam yapıp insanları haftasonunda bankaya ve hiçbir devlet kurumuna ulaşamayacakları günlerde düşünmeden alışveriş yaptırıyorlar. ve insanları eft/havaleye yönlendiriyorlar çünkü hemen karşıya geçiyor. eft ye özel ekstra %10 indirim yapıyorlar ve kimse kredi kartıyla almıyor. kredi kartında provizyonda kaldığı için zaten hedefleri de size eft yaptırmak.

    ve sonra birden site kapanıyor ve kaçıyorlar. yeni siteleri zaten yapılmış oluyor o esnada. yeniden aynı oyunu tekrar tekrar oynuyorlar.

    ciddi mağdurları var.

    artisepetim.com
    cepbilek.com
    televizyonn.com

    ve daha nicesi

    hatta sonuncusu sevgievim.com şikayetvardan bakabilirsiniz mağdurlar oluşmaya başlamış bile

    ara not: sevgievim.com da kapatıp kaçmışlar.

    en az 15 20 kere bu döngü tekrarlandı. yerel mahkemeler atıl kalıyor.

    dolandırıcılıklar bu kadar modayken vatandaşı dolandıranlar hakkında kimse bir şey yapmayacak mı ?

    kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. bu rezaleti üste taşıyın size güveniyorum sevgili suserler.

    ilgili entry: #148553795

    edit: arkadaşlar ben dolandırılmadım, çok akıllı olduğum için değil. şansım olduğu için. ama siteler gerçekten çok profesyonel hazırlanmış. ben artisepetim.com la karşılaştım bu çeteyle siteleri için epey para harcamışlar belli ki. ilk defa karşılaştığında üniversite mezunu bir insanın bile dolandırılma ihtimali var. boş anına denk geliyor insanın. bu başlık tamamen iyi niyetle açılmıştır başka insanların dolandırılmaması derdim. bu bir rezalet başlığı değildir.

    —————————————

    son edit: başlık debeye girmiş hepinize gösterdiğiniz hassasiyet için teşekkürler bunun üzerine başımdan geçen bir dolandırıcılık hikayesi daha anlatayım.

    1 yıl önce ev internetimin taahhütü bitmesi sonrası yeni internet servis sağlayıcı arayışına başladım. ve turk-nette karar kıldım. internetten başvuru yaptım. önce türknetten arandım gerekli onaylamaları yaptım.

    ardından türknet kampanya biriminden aradığını söyleyen birileri türknetle birlikte digiturk kanpanyası olduğunu söyleyip digiturk + turknetin aynı fiyata geleceğini söyledi. o zamanlar yalın internete ek vergi gelmişti. uydu yayınıyla vergiden kurtulmuş oluruz gibi bir mentaliteyle okeyledim.

    ertesi gün digiturk geldi başlandı ancak turknet in altyapı süreci uzayınca 1 hafta sonra turkneti arayıp hizmet sunumu yapamadınız digiturkle birlikte paketinizi iptal etmek istiyorum dediğimde aldığım cevap şuydu “ ne digiturk'ü”

    devamında digiturkü cayma süresi içerisinde iade ettim. gelen faturayı ödedim ve tüketici hakem heyeti tarafından ödediğim parayı da geri aldım.

    anlayacağınız digiturkte bayiler sizin yaptığınız üyelik üzerinden komisyon kazanacağı için böyle bir yola başvuruyor. digiturk desen bana üye geldiği sürece sorun yok diyerek ses çıkarmıyor. türknet desen daha senin kendilerine sunduğun kişisel bilgileri ve iletişim numaralarını dahi koruyamıyor.

    nerden tutsan elinde kalır. bu rezalet gerçekten.

  • http://www.bbc.com/news/business-28882312

    norveç'te herkesi milyoner yapmaya yetecek kadar paranın tutulduğu fondur efendim.

    bir yanımız elbette arapların petrolleri bittikten sonra düştükleri açlığa fakirliğe üzülecek. ama öbür yanda petrolden kazandıkları paranın %96sını tutan, dubai gibi pislik merkezlerine harcamayan ülkeler var. medeniyetin gözünü seveyim.

  • oynarken farkettiğim ayrıntıları ekleyeceğim.
    -uçaktan aşağı inerken ulabileceğiniz maksimum hız paraşüt açılmadan 234 km/h açıldıktan sonra 63km/h’dir.
    -paraşütünüzü açmayın. yani kendiniz açmayın, o minimum seviyede otomatik açılır zaten. kendiniz açarsınız yere çok geç inersiniz.
    -en hızlı şekilde inmek için yön tuşu sürekli ileri pozisyonda olsun, aşağı dimdik şekilde mermi gibi inin.
    -paraşüt açıldığı saniyede inmek istediğiniz yerle aranızda yatayda 100 metre filan olsun, yön tuşunu ileri köklediğinizde o yere inersiniz.
    -eğer inmek istediğiniz yer, paraşütü açtığınızda tam altınızdaysa yön tuşunu sağ-ileri ya da sol-ileri yaparak bi tur etrafınızda dönerek inin.
    -genel olarak yere inerken sürekli maksimum hızlarda gittiğinizden emin olun. bunu yapmak için uçaktan atladığınız yerin tam aşağısına inmeniz gerekiyor.yani uçağın gittiği rotada bi yere inmeniz gerekiyor. o alana çok kişi inebilir diye düşünüyosanız, ilk siz ineceğiniz için avantaj sizde olacaktır.
    indikten sonra;
    -görmediğiniz bi yerden ateş gelirse, bi gözünüz haritada hemen sesin geldiği yönde çıkan turuncu işarette olsun, bu zaten defalarca yazılmış, benim ek olarak yaptığım şey, ateş edilir edilmez yatış * pozisyonuna geçmem. özellikle engebeli ya da otlak alanlarda görünürlüğümü bu şekilde azaltarak bi kaç saniye kazanıp ateş edeni bulmaya çalışıyorum. bazen ateş eden kişi “knocked out” olduğumu düşünerek üstüme saf gibi koştuğu da oluyor, onu öldürmesi de çocuk oyuncağı oluyor. edit:soloda knockout olayı yokmuş, hep squad oynadığım için bilmiyodum, uyarı için realvega’ya teşekkürler. solo’da zik zak çizerek kaçın tavsiyesi de mantıklı.
    -arkadaşınız silah sesleri haritada gözükmez. yakınlarda silah sesi duymanıza rağmen haritada turuncu işaret yoksa arkadaşınız ateş etmiştir.
    -açık bi alanda size doğru bi askeri jeep geliyorsa tamamen yatış pozisyonuna geçin (ve aracı tarayın). bu şekilde aracın bana çarpmadan üstümden geçtiği çok oldu. ayrıca tek çarpmayla knock out olacağınız için koşarak kaçmayı denemeyin.
    -bina içerisinde hava saldırılarından etkilenmezsiniz.
    -autopick up açıkken bile el bombalarını otomatik almaz. bunları kendiniz alın. bi kaç denemeden sonra gideceği mesafeyi az çok kestirirsiniz, çatışmalarda rakip duvar arkasına saklanıyorsa bomba en iyi çözüm.
    -(son 10’da daha sık rastladığım bi olay) herkesin elinde en az bi sniper oluyor. sesinden anlarsınız zaten, üzerinize sniper ile ateş ediliyorsa, eğilip saklanmak yerine zik zak çizerek koşmak çoğu zaman daha çok işe yarar. telefonda, koşan birini nişan alıp ateş etmek çok zor. ama tabi ipne bluestacks kullanıyorsa yapacak bişe yok.

    daha önce yazılmamış, farkettiğim detaylar oldukça eklerim. gold ile squat oynamak isterseniz ekleyin 534755155

  • konuşmasını şuan izliyorum ve yazmak için yarıda kestim. hayatımda gördüğüm en yürekli insanlardan biri. helal olsun.

  • fermuarlı kot giymiş erkek nesil; anlamıştır gerekli acı eşigini. tarifi mümkün olmayan kısa ama şiddetli bir deneyimdir.