ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
demir demirkan'ın yeni kız arkadaşı
avukatlara sınav getirilmesi
-
bence var olanlarında sınava girmesi gerek. hatta tüm yargı camiasının yeniden elden geçmesi gerek.
ne alacağını anlamadan bakkala giden çocuk
-
-kızıııım bakkal dan git aluminyum folyo al, hadi yavrum
bir koşu bakkala gidilir;
-bakkal amca annem elli milyon falan istedi.
-!!!???
based on true story
ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler
deney yaparken anneannenin gazabına uğrayan çocuk
-
"sanırsın dünyada su kaynakları tükendi de başka su kalmadı ağzına sıçtığımın karısı seni ya..." albert einstein
33 yaşından küçük yazarlar uçurulsun kampanyası
-
uygulandığı taktirde bir sonraki kampanya adı sözlükteki yazılar büyütülsün olacaktır.
malum gözlerde yılların yorgunluğu var.
14 ağustos 2020 barcelona bayern münih maçı
-
iki yarıyı da bayern kazanır oranı 4.5. evini bassan 4 evin olur. kalan yarımla da evlere eşya al. yatırım tavsiyesi değildir
maç sonu editi: ev hanımın üstüne olunca ben de çocuğu bastım. 4 tane çocuğum oldu hanıma nasıl açıklarım bilenler yeşillendirsin.
yaşanabilecek en dumur olaylar
-
yaz okulu.
patoloji laboratuvarındayız. mikroskopta incelediğimiz preparatları, defterlere çizmemiz, beş bin tarafından ok çıkartıp neyin ne olduğunu yazmamız gerekiyor falan. ben de baktığım şeyi zinhar çizemiyorum, öyle bir sakatlığım var. önlük giymek zorunlu fakat yaz okulu olduğu için biz gittiğimiz şehre önlük almamışız yanımıza. ben birilerinden rica ettim, buldum bir şekilde. başka kimsede yok.
asistan bir şeylere sinirlendi, artık gözüne çarpan her türlü eksikliği yüzümüze vuruyor.
+ ciddiye almazsanız, ciddiye alınmazsınız! kimsede önlük yok. bir şu bayan arkadaşınızda var.
bana dikkatle bakıp, yüzünü buruşturuyor
+ama... anlaşılan o da başkasından almış. üç beden büyük, içinde kayboluyor
daha da sinirleniyor.
+ kalem getirin, defter getirin dedik. defteri olanın kalemi yok, kalemi olan ilkokullu gibi çizgili defter getirmiş. kimse çizmiyor!
gözü benim masama takılıyor,
+bir şu bayan arkadaşınızı gördüm çizerken!
yanıma geliyor, deftere bakıyor. bende de çizim yok. ''böyle bulut bulut gibi bi şeyler varsa o tüberküloz, bilezik gibi şeylerin olduğu ruam, preparatın dışından bakınca gölgeler varsa fibrinli pnömoni...'' gibi kopyalar yazmışım.
+ama... anlaşılan yine umduğumu bulamadım!
ikidir adama benden tiksinecek malzeme verdim. yanımda durdu, devam ediyor.
+bir ciddiyetsizlik hakim. utanmasanız terlikle falan geleceksi...
yere bakıyor, susuyor. ayağımdaki terlikleri fark etmiş tam o an.
+arkadaşım senin amacın ne?
-hocam havuza düştüm de ayakkabılar ıslak o yüzden ben de mecburen terlik giymek zorund...
+hayır üç oldu, hep sen. buraya bana tepki olarak mı geldin?
-yok hocam...
+bakın! son kez söylüyorum! yarın kimse önlüksüz, kalemsiz, deftersiz ve (bana dönüyor) ayakkabısız gelmesin!
en güçlü nükleer bombayı ay'a atarsak ne olur
-
su bükücüler su bükemez. ateş ulusu dünyaya hakim olur. ama ateş ulusu komutanı bilmez ki ay onlara da lazımdır.
ayasofya'yı açacaksanız açın
-
keşke sonuna amk ekleseymiş. çok yakışırdı.
insana kendi sesinin garip gelmesi
-
çoğu olayda olduğuğu gibi bunu da sadece ben yaşıyorum hissine kapıldıktan bir müddet sonra başka insanların da bu konudan muzdarip olduğunu öğrendiğim, sesimizi normal konuştuğumuzda ve hoparlörden duyduğumuzda yaşadığımız algı farklılığı. valla deyolarki, konuşurken hep sesimizin kulaktan gelen titreşimlerinin hem de çenemiz ve diğer ağız içi kemiklerinden iletilen titreşimlerin bilrşimini algılarmışız. bu yüzden ses kaydımız sadece dışarıdan gelen bir titreşim olduğu için bize çok farklı gelir, yani çene kemiklerimizden iletilen titreşimi duymamış oluruz. iç ses gibi bir şey işte. sadece iç sesini dinlemek isteyenler de kulaklarını iyice kapattıktan sonra konuşarak, iç sesinin gizemine varabilirler. tabi bu fiziksel olarak dinlemek oluyor bi de bunun psikolojik boyutu var, o ayrı konu.
atatürk'ün ceddimiz balıktır biz maymunuz demesi
-
atam yine doğru söylemiş. dünya' yı bilimle anlamayan utansın.
(bkz: gökten indiği sanılan kitaplar)
31 ağustos 2014 türkiye abd basketbol maçı
-
yeni zellanda karşısında zorlanan takımımız, bu maçta zorlanmadan rahat bir yenilgi alacaktır.
zengin semtlerin ortak özellikleri
-
komşuların birbirini fazla tanımaması ve yüz göz olmaması...