ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkçe şarkı ve türkülerde 13-14 yaş kız takıntısı
-
shakespeare denen zındık, capuletgillerin 13 yaşındaki daha bebe juliet'ine bilmem kaç saatlik tiyatro yazarken iyi; karacaoğlan yazınca kötü, neymiş karacaoğlan takıntılı, karacaoğlan obsesif...
http://en.wikipedia.org/wiki/juliet#juliet.27s_age
yediği ayazı unutan kurt
-
arabın köpeği olmuştur.
fenerbahçe u17 oyuncusunun insanlık dışı faulü
-
u17'deki hakemlerin bile satılmış olduğunu gösteren fauldür. o harekete nasıl sadece sarı kart veriyorsun lan sen haysiyetsiz herif!?
trabzonlu insan iticiliği
-
hirsiz olmadiklari icin sevilmiyorlarmis. bu sehirden ulkenin en buyuk hirsizina ne kadar oy ciktigini bilmesek inanicaz.
iticiliklerinin asil sebebi ise simariklik derecesinde sinirli davranislaridir.
generative adversarial networks
-
buyrun burada olay harika şekilde anlatılıyor ve görselleştirilmiş:
https://poloclub.github.io/ganlab/
ve tabiki
https://thispersondoesnotexist.com/
şimdi kara kara düşünebilirsiniz.
bu tarz benim
-
ulan resmen sakallının gittiği anlaşılmasın diye ona en benzeyen sakallıyı alıp koymuşlar. yer mi anadolu çocuğu? bana eski sakallıyı verin.
yaran fıkralar
-
adamin biri bi bara girer. barmenin tam karsisina oturur.
- barmen ! herkese benden viski ! ama sende ic ! der.
herkes alkislar eder, barmen dahil herkes icer. bir sure daha gecer. adam tekrar ;
- barmen ! herkese benden viski ! ama sende ic! der.
yine alkislar kopar. barmen ve musteriler icerler. bi sure gecer, adam kalkar kapiya yonelir. o ara barmen yakalar ;
+ versene lan paralari ibiş ! o kadar viski ismarladin ! der.
adam ;
- benim icimden geldi ismarladim, hic param yok ki? der.
barmen bunu oyle bi guzel marizler, paket yapar, atar disari.
aradan 2 gun gecer. ayni adam yine bara gelir. barmenin karsisina oturur.
- barmen ! herkese benden viski ! ama sen icme, icince sapitiyosun. der.
yazarin notu : dinleyince komik gelmisti.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
demokratik anayasa mitingi, yer kadıköy.
elinde megafonla biri soruyor : ne istiyoruz ? topluluk cevaplıyor : özgürlük
tekrar soruyor : ne istiyoruz ? cevap : demokrasi vs.
megafoncunun istek soruları bitince , kenardaki sucu bağırıyor :
- peki yok mu su isteyen ?
bu bedeli milletimiz ile beraber taşıyacağız
-
akp grup başkanvekili bülent turan ekonomik kriz olduğunu kabul ediyor ve ekliyor:
"şu an krizimiz var kabul ediyorum. bir problemimiz var kabul ediyorum. bu bedeli beraber taşıyacağız milletimizle"
video
ben neden bedel çekiyorum kardeşim? ben mi yedim paraları?
lahanayı yerken kıtır kıtır sapına gelince mee. yok öyle.
süleyman seba
-
ıstanbul'a 1990ların sonunda gelmiş idim. sanırdım ki sokaklarda her gün bir ünlü ile karşılaşacağım.
karşılaşmadım.
ta ki 98'in yazında namlı kebap'ta mezelerin önünde tabağı tepeleme doldururken arkamda sabırla bekleyen adamı fark edene dek.
artık nasıl doldurduysam dakikalar sonra yerime yönelecek iken arkamdaki amca "evladım bir zeytinyağlı dolma eksik kaldı, ağlamasın sonra onu da al" dedi gülümseyerek.
bir döndüm ki seba başkan.
uyyy
ne diyeceğimi bilemedim. nasıl hitap edeceğimi... bir de heyecan bastı.
"başkanım, onu da 2. sortide alırım, bu maç öncesi ısınma, antrenman." deyiverdim.
gülüştük..
yerime oturdum. rakı geldi. doldurdum kadehi ve masasına gidip, şerefine kadeh kaldırdım. o da kaldırdı. gene gülümsedi.
sarılıp bir de elini öpeydim keşke..
bu büyük adam benim gençlik fobim beşiktaş'ın efsane başkanı idi. ne gariptir ki ergenliğimi bana zindan eden o takımın o başkanına karşı hissettiğim yegane duygu hürmet ve de saygı idi.
beşiktaş'a gıpta etmemin ve beşiktaş'ı bi parça kıskanmamın belki de tek sebebiydi.
ne metin'leri, ne ali ne de feyyaz'ları.
sadece seba'larıydı. büyük başkanları süleyman seba'larıydı.
nur içinde yat büyük başkan. huzur içinde uyu büyük insan...
seni hepimiz çok sevdik...
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık*:böbreğimin capsini yolluyorum beyler toplanın
1. yolla diyene yolluyorum.
2. gönder amk. zaten bir tek o kaldı bakıp da asılmadığımız.