ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
91 yaşında sevgilisi olan 31 yaşındaki adam
-
adam arkeolog.
3 kasım 2011 beşiktaş d. kiev maçındaki karambol
benim dışımda herkesin hayatı mükemmel düşüncesi
-
insanlarla konuştuktan sonra ortaya çıkan düşünce. o yaşadıklarını anlatıyor, sen kendi yaşadıklarına/yaşayamadıklarına bakıyorsun. hüzünleniyorsun. adam hayatını yaşamış, ben kütük gibi bu yaşa kadar gelmişim diyorsun. yapacak bişey yok.
kadınların çantalarındakiler
-
erkeklerin ellerini kollarını sallaya sallaya gezmelerine neden olandır.
dışarı çıktık. evin anahtarı uzatıldı.
-çantana koyar mısın ya?cebimi deliyor da...
+olur.
araba park edilir.anahtarı uzatılır.
-şunu da ev anahtarının yanına koyuver.
+tamam.
hapşurur.
-ya peçete versene bana!.
+al bakalım.
-ya aynanı versene.
+buyur.
-aa ! bu da nesi? çantandaki ıslak mendilden alayım mı?
derin bir iç çekiş.ve:
+tabi.
-kalem, kağıt var mı? şu yazıyı not alayım.
+olmaz mı?
-bozuk paralar sende kalsın.ağırlık yapıyor.
+peki.
-ağrı kesicin varmıydı senin?
+olmaz mı? sırf senin için taşıyorum bu çantayı ben!..
ilişkinin bittiğini anlamamak
-
hobimdir. 1.geleneksel ilişkinin bittiğini anlamama şenlikleri kapsamında, hislerim kuvvetli olsa da aklım inatla bastırır; salağa yatar. reddeder çünkü. o yüzden, muhakkak karşılıklı oturup "olmuyor; bitti" diye konuşmamız ve kapanışı yapmamız lazım. sonrası depresyon ve istiklal marşı.
messi ronaldo bale neymar robben suarez burak
-
(bkz: mozart vivaldi beethoven bach rachmaninov tchaikovsky ankaralı namık)
1 mart 2021 normalleşme sürecinin başlaması
-
turizm bakanı bunu beğendi.
turizm sezonu geliyor diyemezsin 1 mart normalleşme süreci dersin, kim bilecek.
eylülde tekrar kapatırsınız ülke mi bakkal mı belli değil mk
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
yazın otobüste giderken, bir teyzenin "yavrum şu camı açar mısın çok sıcak oldu" cümlesinden sonraki, otobüs sakinlerinin camı açabilecek mi bakışları altında, uğraşıp camı açamamak.
insan vücudundaki anatomik ve fizyolojik kusurlar
-
ya ilkokul çağındaydım, ya da öncesinde.. o sıralar işte, tv'de bir çizgi film vardı. hiçbir şeyini hatırlamıyorum çizgi filmin, bir sahnesi hariç. bir yerinde küçük bir çocuk, koalalardan bahsediyordu, artık koala mı görmüştü neydi bilmiyorum, onu dinleyen yetişkinler de şey diyordu "ama küçük hanım, koalaların nesli yıllar önce tükendi".
bu sahneyi hatırlıyor olmamın sebebi, tahmin edersiniz ki aslında koalaların neslinin tükenmemiş olması. tv'de ilk defa koala gördüğümde şaşırmış, "koalaların nesli tükenmemiş miydi ya" demiştim. hatta büyük olasılıkla ilk gördüğüm anda kafamda yer etmiş bu "nesli tükendi" bilgisi galip gelmiş, kanlı canlı bir koalayı görmüş olmama rağmen koalaların artık yaşamıyor olduğunu düşünmeye devam etmiştim.
daha sonra yine gördüğümde yine şaşırmıştım. seyrettiğim çizgi filmin gelecekte geçen bir hikayeyi anlattığı, ve o hayali gelecekte koalaların neslinin tükenmiş olduğunu sonradan çözdüm tabi ama koala gördükçe şaşırmaya devam ettim sürekli. peki bu şaşırmam ne kadar sürdü dersiniz..
şu an 39 yaşıma geldim, hala her koala gördüğüm, her koala lafı duyduğumda aklıma hep o çizgi film ve o sayede edindiğim "nesilleri tükendi" bilgisi gelir. otuz sene geçti aradan ve hala taaaaaaaaaa o gün aklıma girmiş bilgiyi tamamen silemedim. ilk yıllarda daha şiddetliydi bu, sanki reddedersem bütün kabullerimin sarsılacağı bir bilgiydi bu ve beynim direnç gösteriyordu bu yeni bilgiye.
koalaların yaşayıp yaşamadığı bilgisi dini inanç değil, ideoloji değil, hayatını şekillendirmek için temel aldığın ve onun üstüne kat çıktığın bir bilgi değil.. ama otuz sene önce tek bir sahne, hepi topu birkaç saniye sürmüş bir çizgi film anısı beni otuz senedir kovalar durur. bunu bağlayacağım yere gelelim şimdi..
birkaç saniye, ya da tek bir sahneyle değil, çocukken sürekli olarak, defalarca, tekrar tekrar kafanıza kakılmış bilgileri düşünün. dini inançlarınızı, ilkokul tarih/türkçe/sosyal bilgiler kitaplarınızda her sayfada sizi, sizden kabul ettikleriniz dışında sayılan bütün insanlara düşman etmeye şartlayan, dört başı mamur bir ırkçı yaratmaya çalışan fikirleri düşünün. duyduğunuz ezanların sayısını, kafirleri öbür dünyada nelerin beklediğini, milli kahraman/önderlerinizin ne kadar muhteşem insanlar olup, her şeyinizi onlara borçlu olduğunuzu, bayrağınızı bayrak yapanın kan olduğunun kaç defa tekrar edildiğini ve bilumum ırkçı/dinci hezeyanları.
bazen rastlıyorum, bugün savunduğunuz fikirleri "evet tamam küçükken empoze etmiş olabilirler ama zaten doğru fikirler bunlar, şu an gelişmiş zihnimle tekrar değerlendirdiğimde iyi ki öğretmişler diyorum" diyenler çıkıyor. o zaman soruyorum işte,
otuz sene önce bir çizgi filmde "koalaların nesli tükendi" lafını duydum diye yıllarca, defalarca tersinin kanıtı önüme çıktığı halde bu yeni bilgiyi kabul etmeye zorlandı benim zihnim, siz gerçekten bugünkü aklınızın saf ve bozulmamış olduğuna emin misiniz.. yıllarca beyninize enjekte edilmiş bütün o hezeyanların, tersine dair kanıtları gözünüze sunulduğunda ağzınızdan çıkan "sütü bozuk, vatan haini, terörist vs" laflarının altında gerçekten de böyle dediklerinizin böyle olması mı yatıyor, yoksa aslında sadece beyniniz yeni bilgiye karşı direnç mi gösteriyor.
insan vücudundaki kusurlara girer mi bu bilmiyorum. sonuçta bilgiyi depolama şeklimiz de fizyolojimiz dahilinde olduğuna göre girer diyelim. çocukken öğretilen (ki ona beyin yıkama deniyor) bilgileri yıllarca inkar edemeyen, yanlış olsa bile sıkı sıkı sarılan basit bir canlıyız biz.
ve bunları yazdığım yer artık sadece bu insanlarla dolu. hepimiz child abuse kurbanlarıyız aslında. n'apalım.. bunu mümkün kılan bir türüz biz.
4 aralık 2018 haluk levent'in instagram paylaşımı
-
başlık “haluk levent’in 4 aralık 2018 tarihli instagram paylaşımı” olacaktı
abi sen nasıl bir kralsın yaaa
valla sendeki bu mütevazılık keşke tüm sanatçılarda şarkıcılarda, kendini ünlü diye nitelendiren herkeste olsa
adammmmm
üşenenler için ekran görüntüsü
edit: ulan ne at kafalılar var ya.. yok gündemmiş yok reklammış. kıçını başını açarak reklam yapsa, ona buna sataşarak reklam yapıp magazine çıksa bu sözlük yıkılır...
zengin kızların güzel olması
-
cildindeki en ufak bir pürüzde dermatologa gidebilen, sağlıklı beslenebilen, diş beyazlatmaya, rutin diş bakımına para ayırabilen, ölü hücrelerinden profesyonel ellerde arınan, tüylerini sir ağdayla almadığı için alerji pötürtü batık olmayan, lazer epilasyonlu, saçlarına bilmemkaç yüz liralık keratin bakımı yaptıran, kaliteli saç bakım ürünleri kullanan, dermokozmetik kremler kullanan-beğenmedi mi atıp başka marka alan, spor salonuna gidebilen, hiç bir zaman yıkanmaktan tüylenmiş, ağzı yüzü kaymış, rengi atmış kıyafetler giymeyen, saç şekli hakkında, makyaj tonu hakkında profesyonel yardım alan, elleri bulaşığa, cife deymemiş, manikür pedikür yaptırabilen kızın güzel olmasıdır.