ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
de'lerin yazılışına takmış güruh
-
imla ne işe yarar?
odamı yeşile boyamış.
o damı yeşile boyamış.
o, damı yeşile boyamış.
o da mı yeşile boyamış?
dilimizi bilmek hepimizin görevi.
(alıntı)
bjk çarşı
-
yine kendilerine yakışan bir açıklama yapmışlardır. yanlarındayız. asla pes etmeyeceğiz.
"türkiye cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, terör örgütü kurmak veya yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde görevlendirilenlerin görevlerini yapmalarına engel olma, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme."
ne mutlu bizlere ki, isnat edilen bu suçlamalar içerisinde halkı gece - gündüz, çoluk - çocuk, genç - yaşlı demeden gaza boğmak yok !
bir tenhada acımasızca, hunhar bir şekilde bir genci döverek öldürmek yok !
"üç tane sıktım" yok !
çatıdan adam atmak yok !
ondördünde fırına "ekmek" almaya giden kara kaşlı bir fidanın onbeşinde, onaltı kilo toprağa verilmesi yok !
hırsızlık, yolsuzluk yok !
"bir eylemin ahlaki değerini eylemin sonucu değil, eylemin ardındaki niyet belirler."
yukarda yer alanlar kimin niyetinin ne olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
hayatın kendisini gerçeğe çok yakın kılmak gibi bir derdi yoktur, hayat gerçeğin ta kendisidir.
16 aralık'ta deplasmana gidiyoruz;
adalet için, hukuk için, vicdan için, ülkemizin yarınları için gidiyoruz.
van'da üşüyen, soma'da ağlayan çocuklar için...
sokak köpekleri için, yetimler için, yaşlılar için gidiyoruz.
karadeniz'e dere olmak için gidiyoruz.
bizi kanser eden bu hukuksuzluğa ilik bulmak için gidiyoruz.
tribüne çıkmak bizim için bir davadır, beşiktaş davasıdır.
gittiğimiz her yerde bu dava için haykırmaktan geri durmayız.
16 aralık deplasmanında da o mahkeme kürsüleri bizim için insanlığın davasını haykıracağımız bir tribündür.
bu süreçte bizlerden desteğini esirgemeyen herkese teşekkürü bir borç biliriz.
asla pes etmeyeceğiz, haramilerin sofrasına diz çökmeyeceğiz.
çarşı"
mcdonalds'ta koloni halinde yaşayan liseli gençler
-
ne zaman bu gençleri, bu yavrularımızı, bu can yiğidolarımızı görsem mcdonalds'ın önüne oturup bağlama çalasım geliyor dertli dertli... bilhassa iki katlı mcdonalds'ların üst katına yerleşmiş bu topluluk aslında hemen farkedilebilir. birbirine aşık ve masanın üzerine kafalarını dayayıp el ele tutuşan rosromantik bir genco çift ve onların çevresindeki kızlı erkekli arkadaş grubundan oluşan bu gençler kış sezonunda sağa sola koydukları montlarıyla kurdukları koloninin sınırlarını çizerler. en önemli özelliklerinden biri de masa tutuculuğudur. bu iş için aralarındaki romantik çiftleri kullanırlar. kolonilerinde yaşayan diğer gencolar ise "ben bi' eda'ya bakmaya gideyim", "bizim cenk'ler gelecekti, ben onlara bakacağım" falan diye türlü güdilik nedenlerle koloniyi terketseler de mutlaka dönerler.
çeşitli konularda sohbet ederken içlerinden biri mutlaka küser. koloninin sevilen üyelerinden biri küsen kişiyi geri getirmeye gider. çünkü koloni ne kadar kalabalık olursa o kadar güçlü görünecektir çevreye karşı. mcdonalds (ya da burger king) kalabalıklaşıp uyarı aldıklarında ise içlerinden birini ortamdaki en ucuz ürünü almaya gönderirler. bu yavrularımızın ömürlerini böyle tüketmelerine üzüleyeim mi yoksa abd gençlik muvilerindeki gibi çete kurmayıp sağ sola saldırmadıkları için sevineyim mi bilmiyorum. ne zaman bu toplulukla karşılaşsam karmaşık hislere kapılıyorum. gerçi ben kenan erçetingöz'ün bıyıklarına bakınca da karmaşık hislere kapılıyorum. gerçekten çok ilginç bıyıkları var kenan abi'nin...
savunma sanayinde artan beyin göçü
-
sabah gazetesinden link vereceğim aklıma gelmezdi ama yandaş gazetelerde durum haber olacak seviyeye geldiğine göre sıkıntı gerçekten büyüyor sanırım.
yakın gelecekte devletin başına ciddi derecede dert açma potansiyeli olan bir soruna dönüşmeye başlamıştır bu durum. haberde adını vermedikleri şirket asml hollandalı ve chip/işlemci üreticisi firmalara bunları üreten makinaları satan bir şirket, dediklerine göre geçen seneki ciroları yaklaşık 9 milyar euro. asml oraya giden mühendislerin taktığı isimle askerlik mağdurları lokali olarak bu mühendisler arasında geyik malzemesi yapılmış bir isim de aynı zamanda.
yıllardır ülkede beyin göçü artmasına rağmen görece yüksek ücret politikaları nedeniyle kalifiye mühendisleri elinde tutabilmiş vakıf şirketleri ise türk lirasının aşırı değer kaybı nedeniyle bu ücret cazibesini de yitirmiş ve sonunda göç vermeye başlamıştır. sürekli artan tüketim odaklı vergiler de bunun üzerine eklenince ortaya hollanda asgari ücretine savunma sanayinde çalışan mühendisler çıkmış ve sonuç bu olmuştur.
savunma sanayinde artan beyin göçünün bu ivmeyle artmaya devam etmesi sonucunda projelerde aksaklıklar ortaya çıkacaktır. ne yazık ki bu aksaklıkların önüne dağ bayır açılan taşra üniversitelerinin mühendislik fakültelerinin mezunlarıyla geçilmesi pek olası görünmemektedir.
geçen sene çalıştığım şirkette 10 kişi ağırlıklı hollanda olmak üzere istifa ederek yurt dışına gitmiş ve çok daha fazlası ilk fırsatta gitmek için harıl harıl iş aramaktadır, bildiğim kadarıyla birçok kişi de hali hazırda görüşüyor.
gidenlerin temel motivasyonu askerlikten kurtulmak, daha yüksek ücretlerle birikim yapabilmek, 5 sene çalışıp vatandaşlık hakkı kazanarak kendini güvende hissedebilmek, günde 9 haftada 45 saat çalışıp senelik 10 gün yıllık izin hakkı yerine haftada 38 saat çalışıp senelik 30 iş günü yıllık izne sahip olmak olarak sıralanabilir, tabii 20 bin euroya bmw 320d kullanmak da opsiyonel olarak duruyor.
sektörün geleceği durumun ne kadar kritik olduğunun farkında olmayan devlet ve vakıf şirketleri için kısa vadede tek çözüm demokratik ortam, güçlü ihracat, cari fazla vermek mümkün olamayacağına göre askerlikle ilgili düzenlemeler veya ortalama maaşlarda ciddi artış yapmak gibi görünüyor zira y kuşağı hollanda asgari ücretine çalışacak kadar fedakar olacağa pek benzemiyor, hele hele hollanda onları kapmaya meraklıyken.
acun ılıcalı'nın yarışmalarına mesaj atan insan
-
ilk zamanlar sms atıldığına bile inanmıyordum ben. sms oylaması diye, reytinge pek etki etmeyenleri eliyorlar diye düşünüyordum. bir poşete 25 kuruşu vermeyen insanlar hakikaten sms atıyorlar ya, gram akıl yok hacı.
ekmek almaya gittiğine dair belgen var mı
-
bıktırmış açıklamadır.
ne ekmekmiş arkadaş ya. abi ben anlamıyorum. bu çocuk ekmek almaya değil de polis taşlamaya gitse ne olacak, öldürmeye hakkınız mı oluyor nedir ?
yeter artık, almayın bu çocuğun adını pis ağızlarınıza.
7-8 temmuz 2022 hekimlerin iş bırakması
-
acilen süresiz iş bırakılmalı. toplu istifa edilmeli.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
arkadaşınızla vedalaştıktan sonra aynı yolda bir süre yan yana yürümeye devam etmek.
akrabalarıyla ayda yılda bir görüşen insan
-
sırf arada kan bağı var diye normalde hiçbir şey paylaşamayacağı insanlarla mecburiyet dışında pek görüşmeyen insandır. (bkz: herkes yerinde sağolsun)
pkk'nın mhp'li vatandaşı kaçırması
-
aşırı demokratik ve lgbt olsun ateizm olsun her tür düşünceye saygılı, sevgi kelebeği barışcıl hevallerin ne hikmetse yüksekova'da mhp'ye oy veren tek kişiyi tespit edip kaçırması olayıdır:
http://turkyurduhaber.org/…r-vatandasi-kacirdi.html
çok demokratikmiş kafanız güle güle kullanın. demokrasi lgbt falan yaw he he, mhpliyi bırak lgbt bi tip gelse yüksekova'da parça pinçik edilir atomu bile kalmaz ortada.
güneşe atom bombası atmak
-
insanlığın patlattığı en büyük nükleer silah olan "çar" yaklaşık 50 megatondu.
güneş, saniyede (evet saniye) 600 milyon ton hidrojeni helyuma dönüştürerek 4 milyon ton maddeyi enerjiye dönüştürmüş olur.
-bunu megatona dönüştürelim.
4 milyon ton (bu arada metrik ton) 4.000.000.000 kilogramdır. enerjiye dönüştürülen bir kilogram 21,5 megatonluk bir nükleer patlamaya eşdeğerdir.
güneşin her saniyesi, 86.000.000.000 megaton yani 86 petatonsluk patlamalar gerçekleştirir.
bunu 5 milyar yıldır her saniye yapıyor ve 5 milyar yıl daha yapacak.
güneş, güneş sisteminin kütlesinin % 99.8'ini oluşturur. jüpiter ise toplam kütlenin sadece % 0.1 ve jüpiter, dünya'dan bin kat daha büyük.
- bir atom bombasın güneşe neler yapabileceğini artık tahmin edebilirsiniz. güneşe karşı, araba farına yapışan sinek kadar çaresiz.
----------
güneşi gerçekten etkileyebilecek tek şey başka bir yıldızdır. güneşi başka bir yıldızla çarpıştırmak kesinlikle güneş üzerinde büyük etkiler yaratacaktır. muhtemelen çarpışan yıldızın kütlesi yeterince yüksekse süpernovaya neden olabilir.
-insanlığın, herhangi bir ölçekte yıldızı etkilemeyi düşünmeden önce, tanrı/tanrıların kullandığı teknoloji seviyelerine ilerlemesi gerekecek.
kürtajcı dayıya diş fırçası verilmesi
-
"akp'ye oy vermeyenin orucu namazı kabul olmaz" diyen adama yaşlı diye acıyıp üzülenleri gösteren olay.