hesabın var mı? giriş yap

  • "garaj arabası, sadece hafta sonları gezmek için kullanıldı"

    kilometreye bakıyorsun 160.000. cuma akşamdan çıkıp pazartesi sabaha kadar tam gaz dünya turu yapıyor herhalde pezevenk.

  • çok eskiden dünya genelinde insan at ve at arabası trafiği, insanların genelde sağ elleriyle kılıç kullanmaları ve bu yüzden karşıdan gelen kişinin yapacağı ani bir saldırının sol taraftan gelmesini engellemek için sol taratan akmaktaydı (ben de ordaydım, ondan biliyorum). bu durum papanın 13. yy de romaya gelecek hacılara yolun solundan gitmelerini söylemesiyle resmileşti.

    1800 lü yıllara gelindiğinde fransız devrimi liderlerinden maximillien robespierre, katolik klisesine meydan okur şekilde parislilerden yolun sağından yürümelerini istedi. bir süre sonra napolyon da bu karara destek vermeye başladı ve ordularına yolun sağından yürümelerini emretti ve feth edilen her ülkede aynı uygulamamnın başlatılmasını istedi.

    ne var ki napolyonun orduları ingiltereye hiç bir zaman ayak basamadı ve ingiltereyle, ingilterenin asya ve afrikadaki sömürgelerinde trafiğin akış yönü değişmedi.

    1700 lü yılların sonlarında amerikada posta arabalarının koltuğu yoktu ve arabayı kullanan kişi sağ elindeki kırbacı en verimli şekilde kullanabilmek için en arka sol taraftaki atın üzerinde oturuyordu, bu durumun yolun solundan gidildiğinde karşıdan başka bir at gelip gelmediğini kontrol etmeyi zorlaştırması üzerine amerikada trafik akışı bazı yörelerde sağ tarafa çekilmeye başladı ve ilk otomobillerin buna göre üretilmesiyle tamamen sağa geçti. böylece ingiltere ve sömürgeleri bu konuda sap gibi ortada kaldı.

    evet sevgili dostlar gördüğünüz gibi final döneminin ortasında gecenin bi saatinde böyle şeylerle uğraşıyorum, allah akıl fikir versin ne diyim!

  • parayı vuran kişi "bunun muhattabi apple" demiş demet hanima. demet hanimda apple'a başvurduk ama geri dönüş yapmadılar, cevap yok diyor.

    kendisi tiktokcuyu, apple'ı, bankayı, çocuğu vs sucluyor ve hala gerçek suçluyu goremiyor. o çocuğun elinde 7 binlik kartın, o tablette tiktok'un, çocuğun elinde tabletin ne işi var diye kendine de sormayı akıl etse keşke.

    bir ihtimal daha var. o da şu: tiktokcu demet hanimla anlaşmış ve viral reklam çalışması yaptırmış.

  • cumartesi arkadasimin dugunune gidicem. cok da tanidigim samimi oldugum biri degil, arkadasimin arkadasi ama kirmayalim diye gidelim dedim. neyse beni gelip alacaklar sonra dugun salonuna gidicez. gomlegimi, pantolonu falan utuledim suslenip puslenip bunlari(beni alacak arkadasi) beklemeye basladim. lan ne gelen var ne giden. ariyorum caliyo caliyo telefonunu acmiyo. mesaj atiyorum cevap vermiyo. kizdim sinirlendim, atladim bi dolmusa kendi basima dugunun yapilacagi mekana gittim. kapida karsilama fasli falan tabii ben samimi olmadigimiz icin gelinle damadin anne babasini da dogal olarak tanimiyorum. neyse oturdum bi masaya, ufak ufak atistiriyorum falan derken bi alkis kiyamet koptu konfetiler falan gelinle damat geldi. lan o da nesi?! kizi tanimiyorum, damadi hic tanimiyorum... hemen elimi telefona atip facebook'a girdim. basimdan asagi kaynar sular dokuldu, meger dugun yarinmis ve ben hic tanimadigim birilerinin dugununde alkis tutuyorum yiyorum iciyorum. neyse hic caktirmadan oturdum yerime, kalktim dans ettim, halay cektim, ickimden yudumladim yedim ictim mekani terkettim. kimse de bana "aga sen kimsin?" diye sormadi. turk insaninin ne kadar misafirperver oldugu bi kere daha tescillenmis oldu. muhendiz bi cocukla tanistim cerenle nerden arkadasiniz, okuldan mi dedi. evet diyip hizlica konuyu degistirdim. lan ne ceren'i ben burcu'nun dugune geldim amk. adamlar yarin gerdekten sonra acip dugun kasedini izliycekler. ortalikta dolanan bi tip halay cekiyo oturmus iciyo falan kim lan bu diycekler ahahah

    ertesi gun yani bugun oldu arkadas aradi. hadi in seni almaya geliyoruz diye. yok abi ben ateslendim cok kotuyum diye savusturdum gitmedim. simdi bugun de gitsem mekan sahibi, garsonlar diycek lan bu dun de burdaydi, gene gelmis diye.

    bu da boyle bi ani olarak not dusulsun.

  • inanmayacaksınız ama eve misafir gelmese bile kediyi odaya kapattığımız oluyor. keditaparlar hangi evrende yaşıyor bilmiyorum ama bu kadar fanatik olmaya da gerek yok.

    evimizde mutfak kapısı yok ve eğitilemez bir çomar olan kedimiz biz yemek yerken musallat oluyor. gidip salona kapatıyoruz. bakın kör kuyulara, zindanlara atmıyoruz. zaten halihazırda yaşadığı, içinde suyu olan, pencereden dışarıyı seyredebileceği, kanepede uyuklayabileceği, oyuncakları ile oynayabileceği odaya yarım saatliğine kapatıyoruz.

    sizin evinize misafir olarak düşmanlarınız geliyor olabilir ama bizim evimize sevdiğimiz insanlar geliyor. sevdiğimiz insanları da kovmaktan beter etmek gibi huylarımız yok. herkes kedi sevmeyebilir veya alerjisi olabilir, fobisi olabilir ya da temas etmek istemiyor olabilir. o zaman da ne yaparım, kalkar oturduğumuz odanın kapısını kapatırım. kedim de evin kalanında vakit geçirebilir.

    kedim canım ciğerim ama arkadaşlar abartmayalım.

  • turkcell ilk defa 2005 yazında 100 kontöre 3000 sms gibisinden bir kampanya yapmıştı, o dönem kaç lise aşkı alevlendi hatırlamıyorum.

  • öncelikle (bkz: #140710271)

    amk uçan sineği bile ekrem'den bilecekleri kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.

    lan bu neyin kafası. adamlar ne yapsın. ellerinde havluyla akşama kadar sinek mi kovalasın?

    vay amk.