hesabın var mı? giriş yap

  • on dakikadir sesli guldugum kadir topbas aciklamasi. radikal'de ve zaman'da cikan istanbul'un silueti bozuluyor icerikli haberlere topbas'in verdigi tokat gibi cevap. ben boyle bardagin hep dolu tarafini goren adama kurban olurum lan. hahahahaha... kadirim yemisim silueti bize bisey olmasin, canim benim ya.

    http://www.ntvmsnbc.com/id/25250367/

    *

  • halkın çocuğu, direniş adamı, faşistlerin korkulu rüyası olan sırrı abe'nin kobane'ye gitmesi durumu.
    henüz gerçekleşmemiştir. lakin apo'nun sol kolu olan sırrı abe'nin; ışid zulmü altında inim inim inleyen, megri megri diye bağıran hewallerin durumuna daha fazla kayıtsız kalamayacağı kanaatindeyim.
    hayde sırrı abe.

  • bana entry sildiren, taraftarı olduğum kulüptür. son süreçte didier drogba ile alakalı yazdığım entry'leri sildim. sildim çünkü haksızmışım. tribünlerde hakikaten bahsedilen ırkçılığı yapan pislikler varmış ve benim taraftarı olduğum, çocukluğumdan beri desteklediğim kulübüm bu pislikler hakkında gerekeni yapmak yerine, türlü türlü sözde video/fotoğraf kanıtlarıyla bu adamları savunur duruma geçmiştir.

    benim kulübümün savunulacak bir yanı yok. yok çünkü yönetenler, 3-5 çapulcunun yaptığı pisliğin 106 yıllık bir tarihe leke sürmesine göz yummakla kalmayıp, bu lekeye alet olmuştur.

    tükürdüğümü yalıyorum arkadaş. didier drogba; sesli isyan ettin ya, helal olsun.

  • “toby insan kaynaklarında, teknik olarak şirket için çalışıyor. yani ailemizin bir parçası değil. ayrıca toby boşanmış, yani kendi ailesinin de bir parçası değil.”

    -michael scott.

  • karakter sınırına takıldığı için başlığı bu şekilde açmak zorunda kaldım.

    tam hali :" üçgenin iç açılarının toplamının her zaman 180 derece olmaması."

    çoğunlukla toplumdaki genel inanış tüm üçgenlerin her zaman 180 derece olması olduğu için genellikle matematik ile özel olarak ilgilenmeyen insanları şaşırtan ve ilk öğrendiğimde beni de büyüleyerek matematik öğrenmeye başlamama sebep olan bir durumdur bu durum.

    peki nasıl her zaman 180 derece olmaz? ya da ne zaman 180 derece olur?

    öncelikle şunu belirtmem gerek. liselerde öğretilen geometri aslında geometri konusunun tamamı değildir. liselerde öğretilen geometri, matematikteki geometri konusunun iki boyutlu geometri alt dalının bükümsüz yüzeylerini inceleyen kısmı olan öklid geometrisidir.

    günlük hayatta kullanılması daha olası ve kolay olan geometri iki boyutlu geometridir. iki boyutlu geometrinin ise üç kısmı vardır.

    küresel geometri, hipebolik geometri ve öklid geometrisi.

    üç farklı iki boyutlu geometri çeşidi olmasının sebebi, her çeşitte kullanılan uzayın farklı özelliklere sahip olmasıdır. küresel geometri dış bükey şeklindeki uzayı, öklid geometrisi herkesin bildiği öklid uzayını, hiperbolik geometri ise ne olduğunu anlamanın bile çok zor olduğu ama iç bükey olarak hayal edilebilecek olan hiperbolik uzayı inceler.

    zihninde canlandıramayanlar için üç farklı uzayın karşılaştırıldığı bir görsel ( soldan sağa küresel geometri, öklid geometrisi ve hiperbolik geometri )

    küresel ve hiperbolik geometride üçgenin iç açılarının toplamının neden 180 derece olmadığını anlayabilmek için, önce öklid geometrisinde neden bir üçgenin iç açılarının daima 180 derece olduğunu bilmemiz gerekiyor.

    öklid geometrisinde bir üçgenin iç açılarının 180 derece olması aslında öklidin aksiyomlarından sonra dizdiği varsayımlarından (bunlara aksiyom da deniyor) beşincisinin bir sonucudur.

    nedir bu varsayım?

    "eğer bir doğru parçasını, iki doğrunun üzerinden geçecek şekilde çizerseniz ve aynı tarafta doksan dereceden daha az iki açı oluşursa, o zaman bu iki doğru kesişir."

    daha iyi anlaşılabilmesi için -> görsel

    bu varsayım üzerine düşünen matematikçi john playfair, bu varsayımın daha genel bir tanımının yapılabileceğini fark edip varsayımı şu şekilde değiştirdi.

    " bir doğru üzerinde bulunmayan bir noktadan, o doğruya paralel sadece bir doğru çizilebilir." -> görsel

    şimdi bu noktada durup düşünmemiz gerekiyor. çünkü 5. aksiyom bize aslında birden fazla şey söylüyor.

    5. aksiyom bize bir doğruya herhangi bir noktadan o doğruya paralel olan başka bir doğru çizmenin mümkün olduğunu söylüyor.

    peki bu her zaman mümkün olabilir mi? her yüzeyde geçerli bir aksiyom mudur bu?

    hayır değildir.

    şimdi bir düşünce deneyi yapmamız gerekiyor.

    dünyanın tam tepesinde, mesela kuzey kutbunda olduğumuzu varsayalım. kendimizi rastgele bir yöne çevirip ekvatora gelene dek yürüyoruz. ekvatora vardığımızda ekvator çizgisi üzerinde yürümeye başlayıp dünyanın göbeğinde bir miktar ilerliyoruz. bu durumda yürümüş olduğumuz yolun arkasında iz olsaydı, dünya üzerinde birbirini dik açı ile kesen iki doğru parçası yaratmış olurduk.

    şimdi ekvatorun herhangi bir yerinden tekrar kuzey kutbuna yüzümüzü dönüp, kuzey kutbuna varana dek yürüyelim. bunu yaptığımızda hem başladığımız yere dönmüş, hem bir üçgen oluşturmuş, hem de bu üçgenin içinde iki farklı 90 derecelik açı elde etmiş olduk. üçgenin üç açısı olduğuna ve açılarından herhangi birinin 0 'a eşit ya da 0'dan küçük olamayacağını bildiğimize göre elde ettiğimiz üçgenin açıları 90+90+x olur. yani oluşturduğumuz üçgenin iç açılarının toplamı 180'den büyük olur -> görsel

    bunun sebebi, küresel geometride öklid geometrisindeki 5. varsayımın mümkün olmamasıdır. çünkü küresel geometride birbirine paralel iki doğru çizmek imkansızdır. eğer aynı doğru tarafından doksan derecelik açıyla kesilen iki doğru çizer ve bu doğrular üzerinde yürürseniz, eninde sonunda iki doğrunun birbiriyle kesiştiğini görürsünüz. bu doğruların keşistiği yere de kutup denir.

    mesela yerçekiminin sebebi de budur. kütle uzay zamanı büker, bükülen uzay zaman küresel bir şekil alır, normalde birbirine paralel doğrular üzerinde giden iki farklı cisimin aldığı yol da uzay-zamanın aldığı küresel geometri sebebiyle bir noktada kesişir. bizim çekim gücü dediğimiz şey aslında bu kesişmeden ibarettir. tabii bu şekilde anlatınca basitmiş gibi görünse de genel görelilik inanılmaz derecede karmaşık ve zor bir matematiğe sahiptir.

    yine de bu konuda fikir sahibi olmak isteyenler uzay zaman bükülmesinin oldukça güzel görselleştirildiği şu kısa videoya göz atabilirler.

    hiperbolik geometri ise küresel geometrinin tam tersi gibi bir şeydir. burada da öklid geometrisi perspektifinden bakıldığında birbirine paralel olması gereken iki doğru birbiriyle kesişmek yerine birbirinden daima uzaklaşır. bu gerçekten insanın zihnini zorlayan bir geometri çeşididir ve sağduyularla anlamak oldukça zordur. eğer hiperbolik bir gezegende yaşamanın nasıl olduğunu merak ediyorsanız steam platformundan hyperbolica oyununu oynayabilirsiniz.

    hiperbolik geometri hakkında detaylı yüzeysel bilgi için ise hyperbolica oyununun tasarımcısı tarafından yapılmış olan şu videoya göz atabilirsiniz

    kaynakça 1 : küresel üçgen wolfram

    kaynakça 2: hiperbolik üçgen wiki

    kaynakça 3 : öklid dışı geometri britannica

  • 4 ay önce set çalışanlarına aşı hakkı tanınmalı biz sürekli dışardayız diye ağlıyordu, dün covid şüphesiyle hastaneye gitmiş story atmış diyor ki 'negatif çıkayım hemen aşı olacağım vakitsizlikten olamadım.' tatillerden sıra gelmedi yan etkisinden tırstım demiyor da.

    bu kadını daha kimse bilmezken ve sosyal medyada yeni yeni aktifken çok severdim, sonra her şeyi şov her şeyi reklam oldu.

  • içe dönüklük ve dışa dönüklük arasındaki farklılıkları incelemeye bebeklik döneminden başlamak icap ederse susan cain'in quiet: the power of introverts adlı eserinde bu konuda ilginç tespitlerden söz ettiği söylenebilir.

    her ne kadar düz mantıkla düşünüldüğünde dışa dönük bir bebeğin daha gürültülü olacağı ön yargısı kulağa rasyonel gelse de gerçek böyle değildir, içe dönükler dış uyaranlara karşı daha hassastır. bu hassasiyet içe dönük bebekleri değişime daha tepkili hâle getirir.

    fizyolojik olarak kilit farklılıklardan biri dopamindir. dopamine karşı duyarlılığın introvertler ve extrovertler arasında değişkenlik gösterdiği bilim camiasında uzun zamandır savunulan bir tezdir. (bundan daha önce big five'da da söz etmiştim: (bkz: beş büyük faktör kuramı/@highpriestess)) örnek olarak bir araştırmada d2 reseptörleri extrovert ve introvert bireylerde farmakolojik olarak bloke edilmiştir ve içe dönüklerin d2 reseptör aktivitesinde farmakolojik olarak indüklenen değişikliklere çok daha duyarlı olduğu tespit edilmiştir.

    binaenaleyh dopamine daha duyarsız olan extrovertler sürekli dopamin seviyelerini yükseltebilmek adına uyarılma ihtiyacı hissederlerken dopamine duyarlı introvertlerde sürekli uyarılmak yorucudur.

    buna karşılık serebral kan akışını düzenleyen asetilkolin pathwayinin introvertlerde daha aktif olduğunu savunan teoriler de mevcuttur. örnek olarak linkedin'de okuyabileceğiniz şu makale bu konuda aydınlatıcı olabilir.

    makaleden anlaşıldığı gibi, bu maddelerin ikisi de iyi hissettirir ancak pathwayleri ve iyi hissettirme "biçimleri" farklıdır. dopamin öz güven yükseltir, dış dünyada bir şeyler başardığınızda aldığınız ödüldür. asetilkolin ise rahat rahat bir işe odaklanıp, entelektüel aktivitelerle zaman geçirdiğinizde gelen hoşnutluk hissi ile bağlantılıdır.

    bu açıdan bakıldığında extrovertlerde daha aktif olan dopamin pathwayinin daha kısa olması şaşırtıcı değildir zira introvertlerin bir fikir beyan etmeden önce bile uzun süre düşünüp taşınması icap eder.

    gelgelelim "reseptör bloke etmek gibi kompleks yöntemler dışında dış uyarana karşı duyarlılık - duyarsızlık nasıl test edilebilir?" diye sorarsanız ve alacağınız cevap hans eysenck'in tükürük testi gibi bir cevap olursa bu cevaba temkinli yaklaşmanızda fayda olacaktır.

    daha az dış uyarana ihtiyaç duyan introvertlerle daha fazla dış uyarana ihtiyaç duyan extrovertlerin arasındaki farkın tükürük üretimi ile ölçülebileceği fikri ilk etapta mantıklı gibi gelebilir lakin bazı araştırmalar teoride mantıklı olsa da pratikte böyle bir durumun olmadığına işaret etmektedir. (örnek bir araştırma)

    nihayetinde introvert-extrovert ayrımının fizyolojisini anlayabilmek için psikologların teorilerinden çok nörobilimcileri takip etmek ve farmakolojik reseptör blokajı gibi yöntemlere ek olarak fmri, pet scan gibi yöntemlerle yapılmış çalışmaları incelemek rasyonel tavırdır.

    * * *
    yazımın politik yol linki:
    https://www.politikyol.com/…donuklugun-fizyolojisi/

  • hindistan'da gelin, basit bir toplama işlemini yapamayan damadı nikah masasında terk edip gitti.

    --- spoiler ---

    hindistan yerel basınında yer alan haberlerde, bir gelin, düğün sırasında "15 artı 6 kaç eder" diye sorduğu damadın 17 cevabını vermesi üzerine evlenmekten vazgeçti. damadın ailesinin ikna etmeye çalıştığı gelinin, evlenmeyi kabul etmediği, damadın eğitimi konusunda kendisini kandırdığını söylediği belirtildi. yerel polisinin, ailelerin düğünden önce birbirlerine verdikleri hediyelerin iadesine ara buluculuk ettiği kaydedildi. evliliklerin genellikle görücü usulü yapıldığı hindistan'da gelinle damadın, nikahtan önce birbirlerini tanıma şansı olmuyor.
    --- spoiler ---

    40 yapar deseydi belki kabul ederdi gelin.