hesabın var mı? giriş yap

  • `reisçi almancılarla türkiye'de yaşayan laik türklerin nüfus mübadelesi` şeklinde olacaktı karakter sınırına takıldı.

    almancı dediysem, tanım olarak söyledim. hollanda, fransa, belçika'daki reisçiler de bu tanıma dahil.

    fikir çok basit. adamlar türkiye özlemi ile yanıp tutuşuyor, ee zaten rte hastası bunlar, adam yol yaptı bi kere, ayrıca adam dünya lideri. alıyoruz bu reisçi topluluğu, türkiye'ye getiriyoruz. türkiye'den de kafası çalışan ama bulunduğu sosyal/siyasi ortamdan artık bıkmış ne kadar kişi varsa avrupa'ya taşıyoruz.

    almanya zaten bunu direk kabul eder. reisçi almancıların çoğu almanya'nın istediği entegre topluluk değil, çoğu kalifiye değil. rte de bunu direkt hoş karşılar. milyonlarca sevdalısı geliyor lan, ayrıca pis laiklerden kurtuluyor. türkiye'deki laik-kalifiye kesim de bunu hemen kabul eder.

    ama ortada bir tek tepkisinden emin olamadığım avrupa'daki reisçiler var. lafa gelince hepsi türkiye ve erdoğan sevdalısı ama hepsi avrupa'da yaşamaya devam ediyor. samimiyetsiz bir durum var yani.

    onları da ikna edebilirseniz oldu bu iş.

    mali/ekonomik kısımları ile de başka arkadaş ilgilensin onu da ben mi yapacağım?

    not: almanya'da yaşayan reisçi olmayan bir türk

    debe editi: (bkz: elmalık ortaokulu kitap kampanyası)
    debe editi 2: (bkz: oyuncaklar otostopta)

  • günümüz gerçeği olan durum.

    eskiden ulan şu kadar param olsa ne güzel olurdu dediğim hiç bir şey güzel değil lan sanki, hepsi anlamını yitirdi gitti sanki...

    220 lira krediyi her ayın 7'sinde çekerken ulan az daha olaydı neler yapmazdım diyordum, çünkü 220 anca yetiyordu biraz özel tüketime girsen diğer ayın 7'si gelmek bilmiyordu. her seferinde ulan az daha olsaydı fikri... şimdi oldu bilmem kaç katı para geçiyor elime, ulan sanki içime öküz oturdu, o zaman heyecanlı gelen yaparım dediğim hiç bir şeyi yapmaz oldum.

    laptop vardı bir tane emektar, üniversiteyi bitirdim onunla. üniversite zamanı param olsa da çılgın bir laptop alsam diye bir hayal vardı. param oldu, şirket ondan daha takoz bir laptop verdi, o laptop'u da babama verdim haber falan okuyor. şuan yeni bir laptop alma isteğim sıfır. ne yapıcam ki lan. oyun oynardım eskiden şimdi oyun hevesi de kalmadı ve bu heves öyle hızlı yok oldu ki, farkettiğimde oturup ağlayasım geldi. bir iki kez call of duty falan açtım, yok olmadı.

    telefon, ulan para olsa en iyi işlemcisi, kamerası olanı alacaktım, param oldu aldım bir iphone, iphone'un iphone olduğu zamanlar ama hani 3gs'e ooooouuuv dediğimiz, hiç mutlu etmedi lan, hayal ederken daha mutluydum. baktım hiç bir fonksiyonunu kullanmıyorum verdim anneme. kendime bir samsung aldım, çift hatlı, akıllı olmayan bir model.

    ilk yatırım için ev hayalleri kuruyordum, artık kurmuyorum. alsam da mutlu olmayacağım biliyorum. bankalar falan mutlu olurdu ama onları mutlu edecem diye kendimi borca sokasım da yok. mutluluğu aramaya devam edeceğim bir süre daha. bakalım bulunur herhalde bir şeyler.

    neyse diyeceğim, öğrenciyken olan hevesi kaybetmeden yapabildiğinizi yapın lan, sonra öküz oturuyor cidden içinize.

  • güneş sisteminin dördüncü sıradaki gezegenidir. dünya'nın venüs ile beraber komşusudur. 6.779 km. bir çapa sahiptir. günberisi 1.38 au, günötesi ise 1.67 au birimdir. eksen yörüngesi 24 saat 39 dk., güneş yörüngesi ise 687 gün sürer. 25.2°'lik bir eksen sapması bulunur. çekim gücü dünya'nın % 38'i seviyesindedir.

    mars'ın güneş yörüngesinde genel olarak 50 milyon km.lik bir sapma bulunur. bu sebeple güneş'e ve mars yörüngesine kuş bakışı bakacak olursak, güneş yörüngenin tam ortasında yer almaz.

    kırmızı renkte görülmesiyle kızıl gezegen adı da verilir. kızıllığının sebebi yüzeyde demir oksit tozu bulunmasından kaynaklanmaktadır. her gezegenin olduğu gibi mars'ın da "en"leri vardır. olympos dağı, sistemin en yüksek noktasıdır ve yüksekliği yaklaşık 27 bin metredir. yine sistemin en büyük kanyonu da mars'ta ikamet eder. 4000x200 km. ebatlarında olan yarığın üçüncü boyutu ise 7 km.dir.

    gezegenin en düşük sıcaklığı -87°c, en yüksek sıcaklığı ise -5°c'dir. ayrıca dünya gibi bir manyetosfer katmanına sahip değildir. sonuç olarak gezegen, hayallerde yer alan kolonileşmeye henüz hazır görünmemektedir.

    atmosferinde % 95.3 karbondioksit, % 2.7 nitrojen ve % 1.6 argon ihtiva eder.

    phobos ve deimos isimli iki adet uydusu bulunur. uyduların şekilleri uydu gezegenden daha çok, bir meteoru veya kuyruklu yıldızı andırmaktadır. bir "ay" şeklinde değildir.

    mars, 27 ağustos 2003 tarihinde 60.000 yılda bir meydana gelen bir olayla dünya'ya 56 milyon km. mesafeye kadar yaklaşmıştır. mars o gün sekiz köşeli yıldız görünümüyle izleyicilerini kendine hayran bırakmıştır. ben de o şanslı izleyicilerden biriydim.

  • taraftarının yarısı scout olan kulübüm. diğer yarısı ise pro lisanslı teknik direktör elbette.

  • bizimkinin çoraplara karşı özel bir ilgisi var. temiz, pis farketmeden alır oynar. suyuna atar, çıkarır, yine oynar.
    çamaşırlıkta asılı duranları da kapar, suyuna atar. sonra tekrardan yıkarım ben de :/

    geçen gün kullanmadıklarımdan verdim oynasın diye. artık nasıl mutlu olduysa suyuna bile atmıyor. gece bizime yatıyor, oyuncak ayısıymış gibi çorabını da getirip, sarılıp öyle uyuyor.

    nasıl bir sevgidir bu.

  • --- spoiler ---

    - breaking bad nedir?

    - jesse'nin, walter'ın kafasına silahı dayadığında gerçekten bastırması ve walter'ın alnının ortasında çıkan namlu izidir.

    ayrıntılarına ve titizliğine kurban olduğum dizi.

    --- spoiler ---

  • 16-17 yaşlarındayken yaşının 30 olduğunu öğrendiğim insanlara "ohaaa 30 mu yuuhhh" diyordum. 30 yaşındaki insanlar bana 70 yaşında gibi geliyordu. şu an 32 yaşındayım ve hala kendimi çok genç hissediyorum. içimde hala bir çocuk var çünkü hamileyim :((( şaka lan şaka erkeğim ben.

    neyse konudan uzaklaşmayalım, 32 yaş çok değil evlen gitsin.