ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zabıtanın ıhlamurlarını elinden aldığı yaşlı amca
-
trafik ışıklarında bekleyen suriyeli dilenciler için kılını kıpırdatmayan zabıtadır. zira bilen bilir, türkiye'nin çoğu yerinde artık bu dilencilere komisyon karşılığı müsaade ediliyor. helal ekmek kazanmak yasak artık.
ne çukur olmuş bu ülke arkadaş. düş düş dibi görmüyorsun.
bir turistin 44 lira olan hesaba bıraktığı para
-
-7 tl pata üstü verdiniz, 6 tl olacaktı?
+ o beş dakika önceydi sör.
amerikalılara ekşi sözlük'ü anlatmaya çalışmak
-
bir noktadan sonra kopar.
- so it's like a forum?
- well, as i said you have to follow a certain format
- why?
- because due to the donkey's dong
tıptan daha zor olan bölüm
-
ramiz dayının öldüğü bölüm çok zoruma gitmişti.
m. avcı'nın tepki çeken mus'ab bin umeyr'e tweet'i
-
buradan bir şey çıkmaz,
peygambere hakaret etmemiş sonuçta,
bazıları ülkenin kurucusuna hakaret ederken, bir şey olmuyor da ...
yoldan geçen, 1000 kişiye sor 2 kişi bilmez mus'ab bin umeyr kimdir diye. buradan halkı nasıl kin ve düşmanlığa teşvik edeceği, düşünülür ?
4 ocak 2015 ösym twitter hesabı rezaleti
-
engellenenlerin sadece yüzde 10'u açıklanacakmış, öyle bir karar almış ösym.
ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları
-
ekşi itiraf'a yazaydım, daha mı iyi olurdu, bilemedim.
vakt-i zamanında kayahan konserinde sahneye atlamışlığım var. yarısında korumalar indirdiydi.
allah bin türlü belamı versin! kayahan ne la? *
yazarların paraları yetmediği için alamadığı şey
-
markete girdim.
canım ne istiyorsa aldım, hem de ikişer tane.
muzlu sütler, çikolatalar, krakerler, pahalı sakızlar falan...
-9.75 kardeşim...
cebimden çıkarıp bakmadan adama uzattığım şey, benim sandığım gibi 'yeşil bir yirmilik' değil; sadece 'mor bir beşlik' imiş.
para üstü beklerken, para eklemem gerektiğini anlamam uzun zaman almadı.
montun cebi, pantolonun cebi, arka cep falan detaylı taradım. 3 tane 1 lira ve işe yaramaz 10 kuruşlar buldum.
''param var'' sanırdım, yanılmışım...
hala eksik olduğunu anlayınca;
tekrar cebimi kurcaladım...
elime anahtar geldi, para sanıp heyecanlandım...
kurcalamaya devam ettim...
elime yine anahtar denk geldi, yine para sanıp heyecanlandım....
pantolonumun bir şalvarbank olmadığını kabullenince, cüzdanımdan daha işlevli bir bankanın kartını çıkarıp adama uzattım.
+al abi, buradan çek
- pos yok kardeşim ya
+hayda...
elimi tekrar cebime attım refleksle...
yine anahtara denk geldi ama hiç heyecanlanmadım...
"cebinde darphane yok amk, birinden birini bırak." dedi içimden bir ses alaylıca...
+sakız kaç para?
-2.50
+ o kalsın, o zaman...
para yetmediği için alınamayan şey?
(bkz: sakız)
başlıktaki herkese eksi verecem amk.
fransız devlet üniversitesindeki öğrenci yemeği
-
bu yemekler paylaşılmış ama ben yakın zamanda fransada okumuş bir öğrenci olarak size işin aslını anlatayım.
yemekhanede bu menü çıkmaz, bundan çok daha fazlası çıkar. öğrencilerin kartlarıyla turnikede yaptıkları ödemeyle 4-5 çeşit yemek alma şansı vardır. bu çeşitler puan sistemiyle belirlenir, her yemeğin bir sayısal puanı vardır ve genelde elinizdeki puan hakkı 4-5 çeşit yemek alabilmenizi sağlar. fazlasını alöak isterseniz puan başına belli bir cent ekstra ücret ödeyerek alırsınız.
bu çeşitler arasında 3-4 çeşit sebze yemeği, salatalar, 3-4 çeşit et (tavuk, balık, dana, domuz gibi farklı opsiyonlarla), peynir çeşitleri, 3-4 çeşit tatlı, 3-5 çeşit peynir, ve börek çörek kiş gibi hamur işleri ve içecekler olur. yani toplamda en az 20-30 çeşit yemek arasından şeçersiniz tepsinize koyacağınız yemekleri. öğlen yemeğinde tepsimi alıp peynir, avokado, koca bir biftek, sebze yemeği ve tatlı yediğim günler çoktur.
bu yemekhaneler fiyat olarak çok uygundur ve sadece üniversitelerin içinde olmaz, üniversite sayısı çok olan şehirlerde şehrin çeşitli mahallelerinde de bulunur. okula gitmediğiniz günlerde de evinize yakın yemekhaneye gidip krallar gibi beslenebilirsiniz.
sosyal devlet zannediyorum böyle bir şeydir.