hesabın var mı? giriş yap

  • acilin bilgi verecegim.

    1- olayin asil sebebi: abd konsoloslugunda calisan personelin sosyal meddaya ismi ve acik adresi verilecek sekilde gosterilmesi (abd de salin demedi hedef gosterdiniz dedi). "...hukuka dayalı bir mahkeme yerine medyada yargılanmasının amaçlanmasından büyük rahatsızlık duymaktadır." sabah gazetesi haberinde asagida olan resimde ilgili calisanin acik adresinin gorulmesi abd tarafini kizdiran sey saiyorum:sabah

    2- vize yasagi midir? somali vs gibi vize yasagi yemedik. hali hazirda gecerli vizesi olan etkilenmeyecek.

    3- vizesi islem surecinde olanlar: en kritik grup bu. ben de dahilim. abd sunu yapti. artik turkiyede ki konsolosluklarimdan bi sure basvuru kabul etmeyecegim. islem surecinde olanlar islemi sonlandirmak istiyorlarsa turkiye disinda farkli bir abd konsolosluguna gidecek. yani sofyadaki abd konsoloslugunda islemlerinizi tamamlayabilirsiniz.

    4- yeni basvuru yapacaklar: ya krizin bitip tamam tr deki konsolosluklardan basvuru almaya basladik aciklamasini bekleyeceksiniz ya da en yakin ulkelerdeki (yunanistan, bulgaristan vs.) abd konsolosluguna gidip basvuru yapacaksiniz

  • kuruluşundan dağılışına toplamda 200e yakın şehir bu birliğe doğrudan ya da dolaylı dahil olmuştur ve fakat şehirlerin tam listesi hiçbir zaman tutulmamış/ üye şehirler tarafından böyle bir yazılı tutanak reddedilmiştir. 1669 yılında yapılan son birlik toplantısında (hansetag) birliğe dahil sadece 9 şehir kalmıştır; lübeck, hamburg, bremen, braunschweig, danzig, hildesheim, köln, osnabrück ve rostock.

    lübeck, hamburg ve bremen dağılan bu birliğin varisi/koruyucusu ilan edilmiş ve 18.yy başından beri de bu üç şehrin isimlerine resmen 'freie stadt' (bağımsız şehir) ve 'hansestadt' (hansa şehri) sıfatları eklenmiştir. bu durum plaka kodlarına da hansestadt lübeck (hl), hansestadt hamburg (hh) ve hansestadt bremen (hb) şeklinde yansımıştır.

  • 30 yaşındayım ve babamla biraz aram bozuk. yarın arayıp aramın bozukluğunda haklı olduğumu düşünsem de diyeceğim "gel barışalım, sen mükemmel bir insansın."
    adam en fazla bizi denizde daha çok yüzmeye falan zorluyordu da ona kızıyorduk.
    çocukluğum vlog dönemine denk gelse ve çocukluğumda böyle videolarda iradem dışında (evet canım gamze ne kadar istekli görünse de videolarda, bir irade ortaya koyduğunu düşünmüyorum) oynatılsam; muhtemelen şu an alaska'da balık temizleyip geçimimi sağlamaya çalışan ruhsal sorunları olan bir insan olurdum.

    vermeyin ya, çocuğun bebenin eline bu tableti vermeyin o zaman. eve kedi alın, köpek alın, bitki alın. onunla büyüsünler. gamze'nin abartılı ve garip mimikleriyle dolu çılgın videolarıyla uyuyacaklarına. bunlar ve benzeri türevli videoları izlemesin çocuklar da; gamze de salih de şu an kendilerine eğlenceli gelen ama baya baya "sürüklendikleri" sanal garipliğin içinde yaşamaya devam etmesinler.

    ana baba ne tür videolar çekiyorlar, nasıl para kazanıyorlarsa kazansınlar.
    gamze'nin lise sona kadar hayatı zor, ben diyeyim. zalimlik dolu ergenler gamze ile fütursuzca dalga geçeceklerdir ergenliğinde. bunun olacağını tahmin etmek zor değil ve aslında kız açısından üzücü.

  • ilk defa internet'e baglandigimda daha web diye bir sey yoktu, sadece email, ftp falan vardi. ama web ciktiktan sonra agustos 1995'te girdigim ilk site playboy.com'du. o sirada yanimda olan bilgi islem calisanlarindan biri "bayan arkadaslarimiz bunu hos karsilamayabilir" deyip nazik bir dille uyarmisti beni.

  • iş görüşmesi sırasında işsiz olup olmamanıza göre tepkiniz değişir.
    işimden çok memnun olmadığım bir zamanda gelen bir iş görüşmesi teklifine gitmiştim. bir sekreter hanım saat 10 için randevu vermişti. 10 dakika kala firmaya gittim. sekretere geldiğimi haber verdim. x hanım birazdan sizin yanınızda olacak dedi. telefonu kapatınca danışmadaki arkadaşa x hanımın ne iş yaptığını sordum. ik uzmanı cevabını alınca zaten olay kafamda bitmişti. neyse efendim saat 10 oldu gelen yok. 5 geçiyor gelen yok. 10 geçiyor gelen yok. danışmadan bu sefer x hanımı aratıp 5 dakika içinde gelmeyecekse benim de daha fazla bekleyemeyeceğimi bildirmesini istedim. 2 dakika sonra geldi hazretleri suratında bir acayip ifade ile. neyse efendim ne doğru düzgün kim olduğunu söyledi, ne de geç kaldığı için özür diledi. peşinden de olaylar gelişti.

    - topal bey bize kendinizi tanıtır mısınız? (bu arada bir o bir ben, biz kim anlamadım)
    + elinizde özgeçmişimi tutuyorsunuz, tam olarak ne öğrenmek istediğinizi söylerseniz o şekilde yardımcı olayım.
    - evet şirketimize başvuruda bulunmuşsunuz özgeçmişiniz elimize ulaştı. o zaman özgeçmişiniz üzerinden ilerleyelim.
    +aslında şirketinize bir başvurum olmadı, özgeçmişim bir şekilde genel müdürünüze gitmiş, ondan size gelmiş olmalı.
    - peki topal bey. başvurduğunuz pozisyon için yeterli tecrübeye sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz?
    + hanımefendi şöyle açıklayayım. öncelikle ben burada herhangi bir pozisyona başvurmadım, buraya geliş sebebim teknik müdür arayışı içinde olduğunuz bilmem ve bu konuda görüşme yapılacağını düşünmemdi. bir teknik müdür olacak kadar tecrübem var mı yok mu sorusuna cevap olarak vereceğim hiçbir bilgiyi sizin anlayabileceğinizi düşünmüyorum. işin aslı şu anda çalıştığım firmaya teknisyen alırken bile sizin gibi bir ik personeline yönlendirmem. öncelikle benim neden burada olduğuma dair hiç bir fikir sahibi değilsiniz, iş görüşmesine 10 dakika erken geldiğim halde siz 10 dakika geç kaldınız, herhangi bir özür dilemediğiniz gibi, kendinizi de doğru düzgün tanıtmadınız. bu sebepten bu görüşmeye devam etmeye de gerek yok.

    der kaçarsınız. paşa paşa işinize devam edersiniz.

    eğer bir işsizseniz malesef böyle salaklara katlanmak zorundasınız yapacak birşey yok.